İran bahçe sanatının ve tasarım özelliklerinin araştırılması

Artvin Çoruh Üniversitesi
Orman Fakültesi Dergisi
ISSN:2146-1880, e-ISSN: 2146-698X
Artvin Coruh University
Journal of Forestry Faculty
ISSN:2146-1880, e-ISSN: 2146-698X
Yıl: 2016, Cilt: 17, Sayı:1, Sayfa: 96-105 Year: 2016, Vol: 17, Issue: 1, Pages: 96-105
http://edergi.artvin.edu.tr
96 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
İran bahçe sanatının ve tasarım özelliklerinin araştırılması
Investigation of the Iranian garden art and design features
Sima POUYA, Öner DEMİREL
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Trabzon, Türkiye
Eser Bilgisi
Derleme
DOI: 10.17474/acuofd.67409
Sorumlu yazar: Sima POUYA
email: sima_pouya2002@yahoo.com
Geliş tarihi: 13.11.2015
Düzeltme tarihi: 21.04.2016
Kabul tarihi: 21.04.2016
Anahtar Kelimeler:
İran bahçe sanati
Tasarım özellikleri
İran
Key words:
Iranian garden (Persian garden)
Design features
Iran
Özet
Dünyanın farklı coğrafyalarında bahçe tasarımı ve uygulamaları, eskiden beri çağlara ve zamana göre
toplumların ve medeniyetlerin ürünü olarak süregelen bir sanattır. İran’da bahçe sanatı, uzun geçmişe
sahiptir ve tüm dönemlerde ve özellikle İslam’dan sonra büyük ilgi görmüştür. İran Bahçeleri hakkında
dünya üzerinde farklı dillerde birçok yazılı kaynak olmasına rağmen, maalesef Türkiye’de İran
Bahçelerinin tarihsel gelişimini, tasarımlarını ve tasarım kurallarını bilimsel olarak anlatan kaynak eser
eksikliği bulunmaktadır. Bu çalışma ile İran Bahçe Sanatını tarihi sürecinde, tasarım değişiklikleri
açısından incelemek ve İran Bahçelerini biçimlendiren asıl öğeleri ortaya koymak amaçlanmıştır.
Abstract
The design and construction of gardens have long been considered an art in various parts of the world.
In Iran, the art of gardening has a long past and has been regarded as an important art throughout its
history, especially the Islamic period. Although there are many resources in different languages about
Iranian Gardens, unfortunately, there are the lack of resources that explains the historical
development of Iranian gardens and design rules in Turkey. In this study the history of Iranian Garden
from the viewpoint of design changes has review and aimed to reveal the original elements that have
shaped the Iranian garden.
GİRİŞ
Bahçe sanatı, toplumların geçmişten günümüze kadar
değişen farklı yaşam evrelerinde bilimin, sanatın,
edebiyatın, görsel sanatların, mimarinin ürünü ve bir
bileşeni olarak Dünya’nın sahip olduğu tüm zenginliklerin
yeniden tanımlanması sürecinin bir sonucu olarak
şekillenmiş ve bir sanat olarak insanın yaşama
ortamlarındaki yerini almıştır. Mısır, İtalya, Japonya ve
İran’da yer alan ünlü bahçeler, insanların dünyanın
neresinde olursa olsun, doğaya ilgi duyduğunu ve ilgi
duyduğu bu doğayı çeşitli yöntemlerle süslemeye ve
bezemeye çalıştığını göstermektedir. İran bahçeleri, ürün
ve yapı olarak değerlendirildiğinde İran kültürü, doğası ve
sanatı arasında bir köprü oluşturmakta ve insanların
gereksinimlerini çevre şartları ile uyumlu hale
getirmektedir. Bu da bahçe sanatının güzel bir örneği
niteliğindedir (Pouya vd. 2015). Bir başka ifade ile İran
mimarisi, gerçek yaşam ortamından esinlenmiştir. Bu
bakımdan İran bahçeleri, İranlı bir insanın yaşamı için arzu
ettiği ideal şartların birer aynası sayılır (Hansari Mogtader
ve Yaveri 2004).
İran’da bahçeler her zaman cenneti ve ebediyeti temsil
eden mekanlar olmuştur. İran’a Kafkaslar yolu ile giren
Persler (İ.Ö. 700- 330) önceleri Kuzeybatı İran’a
yerleşmişler, daha sonra savaşarak güneye inmişlerdir.
Önemli yerleşim merkezleri, Susa ve Persepolis’tir.
İranlılar keşfettikleri düzenli yollar ile dikkat çekmişlerdir.
Bu yollardan en önemlisi Güneybatı İran’da Susan’dan,
Batı Anadolu’daki Pers kralı I. Dareios’un (İ.Ö. 550-486)
İ.Ö. 6. yüzyılın sonlarında yaptırmış olduğu yoldur. Bu
yolun üzerinde 111 konaklama merkezi bulunmaktadır.
İranlılar, mimaride ve taş oymacılığında önemli eserler
ortaya koymuşlardır. Mimari alanında saraylar ve evler ön
plana çıkmıştır. Yapı malzemesi olarak kerpiç ve tuğla
kullanmışlardır. Saraylar, doğal ya da insanlar tarafından
yapılmış tepeler üzerinde kademeli bir yerleşme düzeni
göstermiştir. Bunlar, geniş merdivenlerle çıkılan yüze
yakın sütunun süslediği üstü kapalı büyük salonlar ve iç
avlular ile mimari bir komplekstir. Bu saraylara Persepolis
Sarayı örnek olarak verilebilir (Nurlu ve Erdem 1994).
İran Bahçesi genel hatları itibariyle kendisine has
geometrik biçimlere sahip olup kullanılan malzemelerin
benzer olmaları, bu yapıların mekânsal çeşitliliğini
S. Pouya, Ö. Demirel
97 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
göstermektedir. İranlılarda bahçe sanatına ait örnekler,
toprak vazoların üzerindeki resim ve motiflerde
görülmüştür. Genellikle bu örneklerde bir havuzu saran
hayat ağacı ile birbirini kesen iki aksın oluşturduğu dört
bahçe ve bahçelerin ortalarında birer havuz
resmedilmiştir. Daha sonra bu dörtlü kalıp İran’da
bahçelerin standardı halinde gelişmiştir. Buna Farsça’da
Çahar Bağı, yani Dört Bahçe denilmektedir (Aryanpur
1986). İran bahçe sanatının gelişimi, İranlılar’ın Asur ve
Babil ile olan ilişkilerinden sonra görülmeye başlanmıştır.
Bunun yanı sıra Mısır uygarlığından etkilenmişlerdir.
Özellikle Mısır bahçesinin yüksek duvarlı formal planı, İran
bahçesinde gizli ve birbirinden duvar veya çitlerle ayrılmış
avlu sisteminin oluşmasını sağlamıştır (Vibler 1965)
İran Bahçeleri hakkında farklı dillerde birçok kaynak
olmasına rağmen, maalesef Türkiye’de İran Bahçelerinin
tarihsel gelişimini, tasarımlarını ve tasarım kurallarını
bilimsel olarak anlatan kaynak eksikliği bulunmaktadır. Bu
çalışma ile İran Bahçe Sanatını tarihsel süreç içinde
tasarım değişiklikleri açısından incelemek ve İran
Bahçelerini biçimlendiren asıl öğeleri ortaya koymak
amaçlanmıştır.
Birbirinden bağımsız birçok literatür taramasından
faydalanılan bu araştırmada, İran Bahçe Sanatının farklı
dönemleri incelenip her döneme ait tasarım özellikleri
ortaya konmuş; ayrıca İran Bahçelerinin oluşumunda
önemli olan tasarım unsurları, geometrisi bilimsel bakış
açısıyla açıklanmıştır.
İran’da Bahçe Kavramı
Yunan tarihi kaynaklarına göre yaklaşık 3000 yıl önce
İranlıların evi bahçelerle çevriliydi. “Perdis” sözcüğü de bu
evlerin etrafındaki bahçeler için kullanılmaktaydı. Nitekim
günümüzde bu kavram bazı değişimlere uğrayarak
Yunanca, Fransızca, Samice ve diğer dillerde
kullanılmaktadır (Hansari et al. 2004).
Bilgin “Ali Ekber Dehhüda” Perdis sözcüğü için “Madi
dilinden alınmış bahçe ve bostan anlamı taşıyan bir
kelimedir (paradeza)” tanımını yapmıştır. Farsçadaki
“Paliz” ve Arapçadaki “Firdevs” kelimeleri ise aynı
sözcükten türemiştir. Avesta kitabında iki defa geçen bu
sözcük, iki anlamda kullanılmıştır. Birincisi çevre
manasında olan “Pariria”, diğeri ise doldurmak ve duvar
örmek anlamı taşıyan “Daeza” dır. İkisi bir arada da bina
çevresine ağaç ve çiçek dikmek anlamındadır. Bu kelime
Pehlevicede “Paliz” olup Farsça ’da da kullanılmıştır.
Hahamenişiler ve ondan sonraki dönemde İran’da sayısız
bahçeler inşa edilmiştir. Günümüzde bu kelime,
Yunanca’da bahçe anlamında olan “Paradeisos”,
Fransızca’da Paradis ve İngilizce’de cennet anlamında
Paradise olarak kullanılmaktadır. Bu yemyeşil ve iç açıcı
alanın diğer ismi Türkçe’de ise “bahçe” dir. Eski
zamanlarda İranlıların avlularda ve binaların çevresinde
bağlar ve bahçeler yapmaya özel ilgileri olduğu
bilinmektedir. Bu ilginin asıl kaynağı, Aryan kavminin asıl
yurdu ve yerleşme yeri olmasıdır. Onlar binanın etrafında
yaptıkları bahçelere “pearedese” ismini veriyorlardır ve
bu “kale çevresi” veya “Dis” anlamındaydı. “Dis” bina
demektir ve “Dis” yapan kimseye de duvarcı ustası
anlamında “Disa” denirdi” (Neima 2005).
İran İmparatorluğu’nun hakim olduğu şehirler ya da
hakimiyet bölgesinin dışındaki şehirlerin hükümdarlarının
hepsi bu türden bahçeler yapmaya önem göstermişlerdir.
Cennet anlamındaki Perdis sözcüğü Arapça’da “Firdevs”
ve diğer dillerde “paradise” kelimesine dönüşmüştür.
Cennet veya Beheşt kelimesi ise en iyi yaşam
anlamındadır ve bu cennet, yemyeşil güzel bir bahçe
olarak zihinlerde yerini almıştır. Eski Farsça’da “Paliz”
sözcüğü de aynı anlamdadır. İranlıların eski inanç
sistemleri, ziraat ve bahçe yapmaya özen göstermiş ve bu
konuya öncelik vermişlerdir (Beheşti 2008).
İran Bahçe Sanatında Bahçenin Yeri
Çeşitli kavimlerin İran ülkesine yaptıkları akınlar bu
kavimlerin yazılı kaynaklarında, İranlıların ziraat, bahçe
yapımı ve çiçek süslemeleri konusunda sahip oldukları
uzun ve parlak geçmişi hakkında bilgiler vermektedir. Bu
kaynakların birçoğu elimize ulaşamamıştır. Ama yine de
geçmişten günümüze kadar hala korunabilmiş olan her
biri değerli ve kıymetli belge niteliğinde olan kitaplarda bu
bilgiler yer almaktadır (Şerifi 2004).
Persler ve Partlar Dönemi’nde İran Bahçeleri
Eski İran’da çiçek kelimesine “Esperm” veya “Espergam”
denirdi. Bu isim ilk defa Hicri yüzyıllara ait eserlerde çok
kullanılmıştır. İran’da yaşayan kavimler, ağaç, çiçek ve
sebze türlerinden pek çoğunu eski dönemlerden beri
İran bahçe sanatının ve tasarım özelliklerinin araştırılması
98 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
yetiştirmekteydiler. Nitekim ilkbaharda çiçek ve yeşilliğin
karşılama töreni sayılan Nevruz Kutlaması, buna bir
kanıttır. Bu kutlama, çiçek ve bitkinin yeşerme törenidir.
Çiçeği değerli saymak ve Nevruz’u kutlamak birbirine bağlı
anlamsal-sosyal olgular olarak İran’da önem kazanmıştır.
İranlıların Nevruz kutlamaları sırasında sofraya çiçek
koymaları; çiçeğe ve ağaca verdikleri değeri göstermesi
bakımından önemlidir. Keşfedilmiş olan ilk arkeolojik
buluntularda, insan hayatındaki ilk yerleşimlerde özellikle
eski yüzyılların kil kapları üzerinde çiçek, bitki ve su
desenlerinin bulunması, insanların bu tür eşyalara
verdikleri önemi göstermesi bakımından oldukça
önemlidir. M.Ö 630-669 yıllarında keşfedilen Asur kralı
Asurbenipal’ın sarayına ait kabarık nakışlar, ayrıca
Neyneva ile Britanya Müzesi’nde bulunan Heber’de,
“Babil Asma Bahçeleri”, bahçenin eski eserlerdeki
önemini göstermektedir (Ebolgasemi 1995).
“Bohtonnasr” tarafından Mad hükümdarının kızı olan,
İranlı karısı için yapılan “Babil Asma Bahçeleri”, cenneti
tasvir etme usulüne dayanarak oluşturulmuştur. Nitekim
özel bir düzen ve uygun bir plana sahip olup, İskender
dönemine kadar ayakta kalabilmiştir. Muhtemelen
Kuroş’a ait yarım kalan “Kent-Başken”in muhteşem
“Bahçe içinde Bahçe” fikrinden yola çıkarak uygulanan ilk
tasarım olan Pasargad’dan, son zamanlarda keşfedilen
Perdis ve ayrıca Quazenfon’un anlattığı İran’ın batısındaki
Satrap şehrinde genç Kuroş’a ait Perdis’in niteliği,
Hahamenişiler’in planlanmış şehirlerinde bahçe ve şehir
yapısı arasındaki ilişkiyi anlatan diğer önemli örneklerdir.
Bundan yola çıkarak Yunanlıların, Hahamenişileri
dünyanın en iyi bahçe yapan insanları olarak
tanımlamaları sebepsiz değildir (Aryanpur 1986).
Şuş ve Taht-ı Cemşid’den elde edilen kil eşyalar üzerinde,
havuz, bahçe ve tek ağaç desenleri bulunmaktadır. Taht-ı
Cemşid’in duvarlarındaki selvi, çam ve hurma ağaçlarına
ait taş kabartmalı tasarımlar ise o dönemdeki bahçelerde
bu ağaçların bolluğuna ve insanların ağaç ve yeşilliğe karşı
duydukarı saygıya işarettir. İran Perdislerinin
hükümranlığı 4. miladi yüzyılın ortalarına dayanır. Bu isim
(Perdis) tüm halkın eğlenmesi için yapılan bahçelere
verilmiştir. Perdis sözcüğü Sanskrit kökenli olup, cennet
anlamındadır. İngilizce metinlerde de aynen
Sanskritçe’deki gibi “Paradis” kelimesi kullanılmıştır,
Tevrat’ta ise eski İran Perdislerinden söz edilmiştir
(Aryanpur 1986).
Eski dönemlerde orduda görev yapan askerler, kat
ettikleri mesafeler boyunca Pers-Çin ve batı yolları
hakkında yazdıkları seyahatnamelerinde, İranlıların çöl
ortasında yaptıkları cennetlerden övgüyle
bahsetmişlerdir. Hahamenişi dönemine ait yazıtlar, İran
bahçelerinin geometrik düzeninin açık göstergeleridir.
Ayrıca kabartmalardaki asker ve ordu düzenini hatırlatan
düz ve sıralı ağaçlar, bahçe ve binalara ait planların aynı
kökten ve türden olduklarını ifade etmektedir.
Hahameneşi hanedanının çökmesiyle geometrik şekiller
düzleşmiş, bahçedeki yollar birbirine dikey olmuş ve
bahçe mekanları ise hiç birisi başka bir mekanla ilişkisi
olmayacak şekilde bağımsız dörtgen biçimli hale gelmiştir.
Bahçeler birbirinden ayrılmış bölümler halinde
düzenlenerek, tamamen birbirine benzer olarak
yapılmıştır. Zira bu işin tasarısı daha önceleri yani
Hahameneşi dönemindeki İran’da (M.Ö. 300-500)
mükemmel bir şekilde gelişmiştir (Vibler 1965).
Sasaniler’e ait Perdis’lerin ortaya çıkmasıyla (M.Ö. 200-
500) bahçeler yeni bir tarz kazanmış, dört caddenin
birbiriyle birleştiği yerde köşklerin bulunduğu bir biçime
bürünmüştür. Sasaniler döneminde yapımı yaygın olan
ünlü İran Çaharbağ’ları aslında Perdis’in gelişmiş biçimi
sayılır (Mirfndreski 1999)
İslam Döneminde İran Bahçeleri
İran’da bahçe sanatı uzun geçmişe sahiptir. Tüm bu
dönemlerde ve özellikle İslam’dan sonra büyük ilgi
görmüştür. İslam dininde ağaç dikmek takdir edilirken,
gereksiz yere kesilmesi tenkit edilmiş ve bu noktada
birçok hadis ve rivayet söz konusu olmuştur. İran’da İslam
medeniyeti hâkim olduktan sonra da bahçe inşası devam
etmiş olup, birçok araştırmacıya göre İran’da en
muhteşem bahçe inşası çağı, Safeviler döneminde
olmuştur (Burkhart 1993).
O dönemde bahçe sanatı, kentlerin genel fiziksel yapısını
değiştirmekle kalmadı daha da ötesi bahçeler ve parklar,
kentlerin tüm yerleşim birimlerinde yeşil alanlar olarak
büyük önem kazandı. Kazvin, İsfahan, Tebriz ve ardından
Şiraz, Kirman, Tahran ve Yezd kentleri bu sanattan en çok
etkilenen kentler olmuştur. Söz konusu kentlerde çok
S. Pouya, Ö. Demirel
99 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
sayıda bahçe inşa edilmiş olup birçokları günümüze dek
hala ayakta kalmayı başarmıştır. İran bahçelerinin
tasarımı ve yapısı genellikle İslam öncesi bahçe yapımı ve
mimarlık tarzı ile İran mimarisinin genel özelliklerini
taşımakta ve sonraki yüzyılların mimarlık tarzları olan
İslami mimarlık ismiyle anılan üsluplardan ve başka
ülkelerin mimarlık ve bahçe yapımı tarzlarından aldığı bazı
etkilerin bir karışımı olarak bilinmektedir. Özellikle
İslam’ın yaygınlaşmasıyla birlikte İran bahçelerinin
mimarisi, cadde ve sokakların inşası, ağaç ve çiçek dikme
tarzları, İran’a göç eden Araplardan pek etkilenmemiştir.
Oysa İslamiyetin batıda kendini gösterdiği yerlerden biri
olan İspanya ile Hindistan yarımadasında İslamiyet’in
yaygınlaşıp genişlemesine karşın İran bahçe sanatı uzak
ülkelere kadar yayılabilmiştir. İslami dönemde bahçeler,
parklar ve ağaçlık alanlar oluşturma düşüncesi İranlıların
daima ilgisini çekmiştir. Bunun yanı sıra şehirlerin
dışındaki büyük, görkemli bahçelerle birlikte bu olgunun
kent içi ve yakın çevresinde oluşturulması yüzyıllar
boyunca devam etmiştir. İran’ın yerleşik eski şehir
sakinleri doğa ve çevre konularında yeteri kadar bilgi
sahibi olup güzel çevreler ve bahçeler oluşturma
konularında son derece duyarlı tavır sergilemişlerdir.
İlhanlılar ve Büveyhi dönemlerinden kalan “Fin-i Kaşan”
bahçesi ile 5.Hicri yüzyıldan kalan “Taht-ı Şiraz” bahçesi
kalıcı örneklerdir (Şekil 1) (Kiyani 2000).
Şekil 1. “Fin-i kaşan” bahçesi (Herdeg, 1990)
Ayrıca şunu da vurgulamak gerekir, İran bahçe sanatına
ait bu örnekler ve dış mekâna ilişkin bahçe sanatı anlayışı,
diğer bölgelerden doğu ülkelerine yolculuk yapan ve doğu
halkının özellikleriyle tanışan kişiler tarafından, doğu
ülkelerinden batı ülkelerine aktarılarak tanıtılmıştır. “Will
Daurant”ın “Uygarlık Tarihi (iman çağı)” kitabında, İran
bahçelerinin diğer milletlerce taklit edildiğini,
Müslümanlarla Araplar arasında ve Hindistan’da bile
yayılıp ortaçağlarda da Avrupaların ilham kaynağı
olduğunu yazmaktadır (Pouya 2012).
İran bahçe tarzı, İslam dininin yayılmasıyla, İslam’ı kabul
eden bölgelere ve özellikle İslam dininin İran aracılığıyla
ulaştığı yerlere de İslami mimarlık ve sanat okullarının
etkisi altında bulunan ülkelere nüfuz etmiştir. Bu konuda
İslam dönemine ait bahçelerin en ünlüleri arasında yer
alan Asya bölgesinde Kaşmir’in Babiri Bahçeleri ve
Avrupa’da Endülüs bölgesindeki Al-Hamra bahçeleri
bunlara örnek olarak verilebilir. Yarı kurak iklim (step
iklim) bölgesinde yer alan İran’ın genellikle yıllık olarak az
yağmur alan bölgelerinde İran bozkırını tamamlayan
bahçe ve avlu, İslam çağındaki önemini görünüşte,
Firdevs’ten bir çağrışım olarak korumaktadır (Sarkowicz
1955). Safeviler dönemindeki “Heşt Beheşt (Sekiz
Cennet)” tüm planıyla değil, merkezi köşkün tasarımı ile
Hahamenişi dönemindeki avlulu evler ile İslam dönemine
ait birçok örnek sunmaktadır. Eşkanlı dönemine ait Aşur
sarayı ile Sasani dönemine ait Firuzabad ve Servisatan
saraylarındaki avlu yapımı iddialı bir yaklaşımın
örneklerini sunmaktadırlar (Ebolgasemi 1995).
Safevi Döneminde İran Bahçeleri
Moğolların istilasından sonraki yıllardan Safevilerin
hüküm sürdüğü döneme kadar, yabancı kavimlerin İran’a
saldırmaları ve halkın bu kuvvetlerle dağınık biçimde
savaşması ve küçük yönetimlerin oluşmasına rağmen yine
de bilimsel, edebi ve tarihi eserlerde, halkın bağ-bahçe
oluşturma, ağaç ve çiçek yetiştirmeye olan ilgisini
gösteren bilgiler bulunmaktadır. Bu konuda genellikle
Timur sonrası dönemlerdeki zaman diliminde bağları
tasvir eden sanatçıların resimleri ve minyatürleri,
görülmeye değer niteliktedir. Safeviler döneminde ülkeye
refah ve huzurun yeniden gelmesiyle, bahçecilik ve çiçek
yetiştirmek yaygın hale gelmiştir. Dörtlü bahçeler de
(çaharbağlar) bu dönemde yapılmaya başlanmıştır.
Safevilere ait park ve bahçe çalışmaları buna örnek olarak
verilebilir (Pirniya 1979).
İran bahçe sanatının ve tasarım özelliklerinin araştırılması
100 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
Kral Süleyman döneminde bu dörtlü bahçelerin birinde
inşa edilmiş olan, İsfahan’ın Heşt Beheşt’i (sekiz cennet)
İranlılar arasında bahçe tasarımı sanatının ulaştıgı ileri
seviyeyi gösteren güzel bir örnektir. İsfahan’ın Çaharbağ
Caddesi yine Safevi döneminde yapılmış olup Çaharbağ’a
ait ünlü bahçeler şunlardır: Bağ-ı Taht (Taht bağı), Bağ-ı
Kac (çam bağı), Baba Emir, Tophane, Nestern (yaban
gülü), Bülbül, Fethabad, Güldeste, Kavushane ve Pehlivan.
Safevi dönemindeki diğer bahçeler ise; Netenz Tacabad
Bahçesi, Safevi Bahçesi ve Behşehr Sakin Bahçesi (Bağ-ı
Halvet-i Behşehr), Gazvin Saadetabad ve Safevi krallarına
ait sarayların diğer bahçeleri örnek olarak verilebilir (Şekil
2) (Aryanpur 1986).
Şekil 2. Shiraz’da Bağ-ı Taht (Taht bağı), (Pouya, 2012)
Zendiler Döneminde İran Bahçeleri
Zendiler döneminde, bahçelerindeki ağaç ve çiçek türleri
hemen hemen Safevi dönemine benzemektedir.
“Zendiler Tarihi” adli kitapta Şiraz’da bulunan Nazar Bağı
(Bağ-ı Nazar) hakkındaki açıklamalar, o dönemde Gülşen,
Nazar ve Cihan Nema gibi geçmişten kalan bağ ve
bahçelerin Kerimhan döneminde inşa ve restore
edildiğinden söz etmektedir. Şehir merkezindeki Şehzade
Kapısı Mahallesi’nde Veki Çarşısı yakınında bulunan Nazar
Bahçesi, Kerimhan’dan önce yapılmıştır ve şehir
hükümdarının karargâhı olduğundan dolayı orası
“Hükümet Bahçesi” adıyla anılmıştır. Kerimhan, kendi
döneminde bu bahçeye çiçekler dikip yeni yollar yaparak
bir kaç bina eklemiştir. Bundan dolayı kendisi İran’da bağ-
bahçe inşa ederek tasarlayan birisi olarak bilinmektedir.
Bu bahçe, Kaçarlar döneminde Şiraz’ın en iyi bağlarından
birisi olarak ün kazanmıştır. Zendiler dönemine ait diğer
bağlar ise şunlardır: Gülşen-i Tebes Bahçesi, Heftten-i
Şiraz Bahçesi, Devletabad-ı Yazd Bahçesi (Abolgasemi
1995).
Kaçarlar Döneminde İran Bahçeleri
Kaçar dönemindeki bahçelerde yaygın olan ağaçlar ve
çiçekler hemen hemen çağdaş dönemde inşa edilmiş
bahçelere büyük benzerlikler göstermektedir. Kaçar
dönemindeki ziraat ve bahçe yapma konusunda geçerli
bir belge sayılan Yusuf Nuri Münşi’nin el yazısı olarak
yazdığı “Mefatih-ül Erzak” isimli bir kitap mevcuttur.
Kaçarlar döneminin ilk başlarında bağ ve bahçelerde ağaç
ve çiçek dikme işlemi çoğunlukla eski İran usulüne uygun
olarak yapılmaktaydı. Daha sonraları Nasreddin Şah’ın
hükümdarlığı döneminde ise batıdan gelen bahçıvanlar
İran’da batı tarzı bahçeler oluşturmasıyla batı tarzı bahçe
sanatı İran’da yaygınlaşıp gelişmiştir. Bu dönemde yapılan
bahçelerden bazıları şunlardır: Afifabad Bahçesi, Saları
Bahçesi, İlhanlı Bahçesi, Şiraz Halili Bahçesi, Nişatlar
Bahçesi, Şehzade Bahçesi, Behşehr Çehel Sütun Bahçesi,
Yezd Müin-Mirza Abbas Bahçesi ve Abdülrahimhan
Bahçesi, Tahran Gülistan ve Lalezar Bahçesi (İrani
Behbehani ve Soltani 2003).
İran kültürü, mimarlığı ve bahçe sanatı, son yüzyılda farklı
kültürlerin ve bahçe sanatı anlayışlarının etkisi altında
kalarak İran’a özgü bağ ve bahçe sanatı anlayışı,
özgünlüğünü yavaş yavaş yitirerek kimliksizliğe ve
karışıklığa uğradı. Tarih süresince oluşturulan bazı
bahçelerin korunaklı ve güçlü bir biçimde günümüze dek
ayakta kalmaları, İran tarzı bahçe sanatının izlerini gelecek
nesillere taşımak bakımından da büyük bir önem
taşımaktadır (Pirniya 1994).
İran Bahçelerinin Geometrisi
İran bahçelerinde genellikle bir bina, bahçenin
merkezinde veya en yüksek yerinde inşa edilir ve
karşısında da güzel bir manzara oluşturacak şekilde bir
havuz yer alır. Bahçenin büyük bir bölümüne meyve
ağaçlarının dikilmesi, yeşil alandan daha fazla yararlanma
imkanı sağlar. Bahçelerin, kentin görsel güzelliği ve
mimarisi üzerine yaptığı olumlu etkinin yanı sıra, sosyokültürel
bakımdan da büyük katkısı söz konusudur. Fars
şiiri ve edebiyatı, şairlerin ve yazarların bahçeleri
metheden şiir ve yazıları ile doludur. Nitekim Firdevsi,
Menuçehri, Nizami, Hafız, Sadi ve Mevlana gibi tarihi
S. Pouya, Ö. Demirel
101 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
şahsiyetler, İran bahçeleri hakkında çok güzel şiirler
yazmıştır (Darab, 1996).
İran mimarisi, diğer ülkelerin mimari sanat ve anlayışları
ile karşılaştırıldığında kendine özgü değeri, sırrı ve
gizemleri vardır. İran Bahçe Sanatı’nda uygun bir tasarım,
yeni geometrik biçimlenmeler, ölçülü uyumlar, dikkatlice
yapılmış bir yapı, yeni yaratıcılıklar ve nihayet çeşitli
süslemeler öne çıkarken her birisi basitliğin yanı sıra bu
ülke mimarisine ait ihtişamın da tanıtıcısıdır. Geleneklerin
biçimlendirdiği ve manevi açıdan insanlara huzur veren
bahçe yapma sanatı, İran’ın eski ve köklü sanatlarından
birisi olup, kuzey-güney doğrultusunda yer alır.
İran’da geçmişten günümüze kadar bahçenin
yapılanması, su kullanımlarının yaygın bir biçimde yer
aldığı ve doğa ile uyum içinde bir görünüm
sergilemektedir. Bundan dolayı eskiden bahçeler çeşitli
biçimlerde yapılagelmiştir. İranlıların İslam dinini
kabullenmeleriyle birlikte sahip oldukları İslami dünya
görüşü, İran bahçe sanatını etkileyerek zamanla ülkenin
her yerinde İslami motiflerin daha sıklıkla yer aldığı bir
tarza bürünmeye başlamıştır. Bu yüzden İranlılar, bir
yandan bu dünyanın özellikleriyle uyum içinde bir bahçe
tasarlarken diğer yandan da ahiretten bir görüntü
çağrıştıracak bir biçimde, cenneti yaşanmakta olunan
âlemde tasarlamayı hedeflediler.
Bu noktada yukarıda anlatılanlar doğrultusunda İran
bahçesi, düzen içinde ve birbirleriyle uyumlu, dekoratif,
çevreden izole olmayı başararak mahremiyeti sağlamış,
gereksiz ve abartılı düzenlemeleri içermeyen, ekonomik
ve dayanıklı bir biçimde kuşatılarak tasarlanmaya
başlanmıştır. İran kültürü, gerçekte insanoğlunun
doğadan bağımsız bir yapı sergilemeyip ve doğal olana
paralel bir görüntü çizecek bir biçimde onu tabiatın diğer
öğeleriyle yan yana ve ayrılmaz bir parçası olarak
algılamasından yanı sıra, doğaya gönül vermeyi ve doğal
manzaralardan yararlanmayı Allah’a ulaşmanın ve
ayetlerini anlamanın yolu olarak resmetmekte olup gözün
haz alması ve insan ruhunun neşelenmesinin sebebi
olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İran sanatı ve
mimarisi çevreye duyarlı ve çevre değerlerine önem veren
bir temel çizmektedir. İran Bahçe Sanatı’nda sahip olunan
bu temel düşünce, bahçe alanında teras ve köşk gibi yarı
açık alanlar yapılmasına zemin hazırlayarak doğal alanla
yapılmış alanı birbirine bağlar. İran bahçesini tek bakışta
diğer ülkelerin bahçe sanatlarından ayıran en önemli
özellik, bahçeye hâkim olan geometridir. Genellikle kare
ve dikdörtgen şekillerin egemen olduğu tasarım anlayışı
çok dikkatli ve planlı bir şekilde özgün bir geometrik
biçimlenme temeline dayanmaktadır. İran bahçesi, genel
çizgilerde, geometride ve uygulamalı malzemelerde birlik
içinde bulunduğu halde, farklı ortamlarda ve çevrelerde
de değişiklikleri kendi içinde barındırabilmektedir.
Bahçenin farklı çevrelerde ve ortamlarda tasarlanması,
birbirinden bağımsız alanlar oluşturmakla beraber,
alandaki kullanım kısımları, görüntü mesafesini ayarlama,
geometrik şekillerden yararlanma, bitkilendirme tasarımı,
bitki çeşitlerinden türlü karışımlar oluşturma, suyun
ortamsal işlevleri, malzemeden yararlanma vb. faktörlere
dayanarak yeni biçimlenmeler oluşturmaktadır. Ana
akslar, yan eksenler, tali yönlenmeler, yapısal elemanlar,
üçüncü boyut ve perspektif yapılanmaları ve yapılmış olan
çeşitli havuzlarla alanlar bahçenin bütünlüğünde bulunan
düzen ve birliğin göstergesidir (Mirfndreski 1999).
Bir bahçenin inşaatında en köklü ve temel ilke, bahçenin
ortasına ve boyuna paralel olarak bir aks oluşturmaktır.
Daha sonra bu aksın iki tarafında gölge yapan ağaçların
dikilmesi geometrik biçimi daha da vurgulayan ve
belirginleştiren bir fonksiyonu üstlenir. Bahçe alanını alt
mekânlara ayırma işi, genellikle geometrik bir biçimde
planlanan esas alanı dört eşit parçaya bölmekle başlar.
Çember biçiminde planlamalara İran Bahçe Sanatı’nda
pek rastlanmaz. Sulama sisteminde, bitkilerin dikiminde
ve hatta bahçe içinde inşa edilen binada, simetri ilkesine
kesinlikle uyulur. Bu tarz bir tasarım öylesine güçlü ve
güzeldir ki her kullanıcının ve izleyicinin dikkatini çeker.
İran bahçesi çok hafif veya çok eğimi olan bir yüzeyde inşa
edilebilir. Eğer bahçe, daha çok eğimli bir yüzeyde inşa
edilecekse, genellikle arazi birden çok eğim
basamaklarına ve farklı eğim derecelerindeki düz yüzeyler
üzerinde bir kaç düzey veya seviyede inşa edilir. Bu
durumda şelale inşa etme imkânı da söz konusu olur
(Aryanpur 1986).
İran bahçe sanatının ve tasarım özelliklerinin araştırılması
102 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
İran Bahçelerini Biçimlendiren Asıl Öğeler
Görme Olanağı Genişliği
İran bahçesinde, bahçenin boyu doğrultusunda uzanmış
olan bir aks bulunur. Bu aks bahçenin omurgası olup, asıl
manzarayı biçimlendiren ve işlevsel açıdan önemli
unsurların bulunduğu mekândır. Sınırlı bir bahçe
mekânında insanın uçsuz bucaksız alanla karşılaşmasıyla
ve sonsuz görünüm oluşturmak, bir dinlenme ve nefes
alma alanı yaratmak, aslında günümüzde yaşanan günlük
kaygılardan ve sıkıntılardan kurtularak neşe ve mutluluk
sağlamaktır. Ana aksı düzene sokmak, üçüncü boyutta
perspektifler oluşturmakla ve alanda derinlik yaratmak
yoluyla sağlanır. Ufuğa kadar uzanan cadde, görme
derinliği sağlayan ağaçların gövdeleri, uzayıp giden bir su
arkı, ağaçların altındaki bahçeler ve herhangi bir unsur,
perspektifin net olarak algılanması amacıyla düzenlenir.
Ayrıca arazinin eğimli oluşu, köşkün yüksek noktada
hâkim bir konumda planlanması için uygun durum
sağlamaktadır (Pirniya 1979).
İnsanın görme açısının yatayda ve düşeyde farklı olması,
mekân içinde objelerin yakın ve uzak olarak algılanmasına
sebep olmakta ve aks üzerinde yer alan doğrusal
yönlendiricilerin, aynı aksı lineer bir biçimde takip etme
noktasında kullanıcıları teşvik etmekte önemli rol
oynadıkları bilinmektedir. Park kullanıcıları tarafından ana
aks üzerinde yer alan ve tüm bahçe mekanına hâkim bir
noktada konumlanan herhangi yapısal bir elemandan ya
da köşkten dışarı bakıldığında mesafenin daha uzun
olduğu düşünülür ve bu da bahçe mekanına ayrıca bir
enginlik kazandırır. İran’da sosyal yaşamın ve dinin etkileri
ister istemez mimaride içe dönük bir yapılanmayı tarz
olarak zamanla topluma benimsetmekle kalmamış bahçe
mekânında da bu mahremiyeti hissettirmiştir. Mimari
yapılardaki bu biçimlenmeden dolayı bahçeler de buna
uygun bir şekilde gelişerek çevreye kapalı bir biçimde
sınırlandırılmış ve etrafı duvarlarla çevrili olarak
yapılmaya başlanmıştır. Ana köşk dışında, asıl eksen
doğrultusunda yer alan ve ağırlama mekânı sayılan girişte
yer alan “Serder Binası” da İran Bahçe Sanatı’nda mevcut
öğelerden biri olarak bilinmektedir (Hosrevi 2002).
Su Eksenleri
İran bahçesinin temel unsurlarından biri olan su, hem
kavramsal, hem işlev ve hem de güzellik yönü ile bahçede
yerini alır. Birçok yerde kuyular veya pınarlar, bahçenin
suyunu temin eden kaynaklar olmuştur. Geçmişte ayrıca
suyun miktarı ve paylaşımı, inşa edilecek bahçenin yüz
ölçümünü belirleyen en önemli etkenlerden biri olarak
bilinmektedir. İranlı mimarların bahçelerde su unsurunu
kullanma arzuları ve yetenekleri, suyu çeşitli
fonksiyonlarda ve biçimde bahçede dolaştırıp estetik ve
güzel mekânlar yaratmalarına olanak sağlamıştır (Megami
1994).
Bahçeyi tasarlayan İranlı sanatçı, kutsal bir mekânmış gibi
bahçe hakkında yaptığı yorumda, her şeyden önce suyun
önemli rol üstlendiği kutsal simgelere bahçe mekânında
öncelikle yer verir. İran bahçelerinde avlu sistemli ve
birbirlerine bağlı mekân planlamalarına dayalı su
kullanımı, neredeyse bütün bahçelerin ortak özelliği
sayılmaktadır. Su, açık kanallar ve havuzlarda gösteri
amacıyla kullanılmıştır. Bahçeye hayat vermek üzere
kuyular ve yeraltı su kanalları (su kemeri) kazarak suyu
uzak noktalardan bahçeye ulaştırmak en önemli
problemlerden biri olarak bilinmektedir. Yeraltı
kanallarından gelen su, düzenli olarak arklara dökülmekte
ve bahçedeki ana su damarlarından geçecek bir şekilde
yan nehirlere ve tali arklara akmaktadır. Bu şekilde
bahçede oluşturulan sulama ağı ve su yapıları, bahçenin
tasarlanmasında son derece etkili olup ana ya da yan
akslar üzerinde, tasarlanan suyun geçmesi sonucu
bahçede alt bahçe mekânlarının bölünmesi de
gerçekleşmiş olmaktadır (Mirsalim 1994).
Dikdörtgen Geometri
Bahçedeki bireylerin (donatı elemanları ve bitkisel
materyal) basit ve sade gösterimi ile ağaç sıraları, lineer
(doğrusal) olarak oluşturulan akslar, geometrik ve kare
şekillerle desteklenen simetrik bahçenin en önemli
elemanları olarak önem kazanmıştır. İran bahçe sanatının
doğasında var olan ve kendine özgü geometrisi ile doğal
çevresi arasında uyum yakalanması en önemli konulardan
biri olmuştur. Aslında İran bahçesi, mümkün olduğu her
yerde yer yüzeyinden bir dikdörtgeni kendine ayırmıştır.
İran bahçesi çok hafif veya sert eğimi olan bir yüzeyde inşa
edilebilir (Vibler 1965).
S. Pouya, Ö. Demirel
103 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
Simetri
Simetri kuralı bahçe mekânında dengeyi tesis etmede en
önemli ilke olarak sayılabilir. İran Bahçe Sanatı’nda bu
kuraldan çok yararlanılmıştır. Yapılan köşkler simetri
ekseni veya merkezi üzerinde simetrik olarak yer
almışlardır. Simetri yapımının zirve noktası da ana
eksenlerde göze çarpabilir. Ana eksende ağaçlar,
ağaçlıklar ve hatta çiçekler de simetrik olarak dikilmiştir.
Dikdörtgenimsi bahçelerde köşkün bulunduğu mekânı
dikkate alarak bir ya da iki simetri ekseni bulunurken kare
şeklindekiler de ise dört simetri ekseni çoğunlukla bulunur
(Megami 1994).
İran Bahçe Sanatı’nda Merkezi Nokta (Çekirdek)
Merkez oluşturma kuralı daha çok köşklerde özellikle de
“Heşt Beheşt” tasarımında görülür. Bu kural, köşkün
eksenlerinin kesiştiği yerde bulunmasıyla, kare biçimli
planda simetri daha da belirginleşerek kare köşkün
tamamlayıcı elemanı olarak bahçe mekânında da devam
etmektedir (Şekil 3) (Mirfndreski 1982).
Şekil 3. Şematik tasarım, a: dikdörtgen geometri, b: su hareketi, c: odak, (Pouya, 2012)
İran Bahçelerinde Bitkiler
İran bahçelerine dikilen bitkiler gölge oluşturma,
meyvesinden faydalanma ve estetik bir görüntü elde
etme amaçlıdır.
Ağaçlar
Bahçelerde gölge oluşturmak için söğüt, çınar, karaağaç
vb. ağaçlar kullanılmıştır ve bahçe yolunun her iki
tarafındaki ağaçların gölgesinin yolu kaplaması için yol
genişliği fazla tutulmamıştır. Bahçenin ana eksenlerinde
daha çok selvi ve çınar ağaçları sıraları kullanılmakta olup
çoğu zaman sırayla, bir selvi ve bir çınar dikilmiştir (Vibler
1965). Çınar ağaçlarında yaprak renklerinin dört mevsim
boyunca farklı renklere bürünmesi ile selvi ağacının her
dem yeşil olması bahçe mekânında mevsimlere göre
değişen bir renk tonlamasını sunmaktadır. Ana eksen
dışında bahçenin diğer bölümlerinde düzenli olarak
dikilen meyve ağaçları, bahçeleri biçimlendiren önemli
yeşil elemanlardır. İran bahçelerinde selvi ve çınar hariç,
kavak, çam, söğüt, salkım söğüt, akçaağaç ve ladin gibi
ağaçlar dikilmiştir, ancak selvi, çınar ve kavak ağaçları
İranlıların daha fazla ilgisini çekmeyi başarmıştır. Hızla
büyüyen türlerden olan kavak ağaçlarının kerestesi
binada kullanılırken selvi ağaçı daimi güzelliği, uyumu ve
uzunluğundan (habitüsü) dolayı İran halkının gözdesidir.
Şairler selvi ağacı için şiirler söyleyip, güzelliğini örnek alıp
ona benzetmeler yapmışlardır (Mirsalim 1994).
Ağaçlıklar
İran bahçelerinde gül ve leylak türlerine sıkça rastlanır.
Yukarıda anlatıldığı gibi selvi, İranlıların en sevilen
ağaçlarından olup gül ise İran bahçelerinin en gözde
İran bahçe sanatının ve tasarım özelliklerinin araştırılması
104 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
çiçeğidir. Nitekim Farsça’da gül sözcüğü bütün çiçekler
için kullanıldığı gibi sırf güle hitab da edilir. Gül
sözcüğünün kullanılması diğer bileşik kelimelerde de göze
çarpmaktadır, Ayrıca, Gülgeşt (gül bağı anlamında),
Gülşen ve Gülzar (çiçek bağı anlamında), Gülgeşt (eğlence
yeri anlamında), Gülkarı (çiçek bahçesi veya çiçek tepesi
yapma anlamında) ve hatta bülbül ötmesine bile Gülbağ
denmektedir (Megami 1994).
Gül beş renkte bulunur: beyaz, sarı, kırmızı, ispanya
kırmısızı ve haşhaş bitkisi kırmızısı. İki renkli güllerde ise
taç yapraklarının bir yüzü kırmızı ve diğer yüzü ise sarıdır.
Bazı türlerde de sarıyla beyaz ve sarıyla kırmızı güller aynı
tomurcukta ve aynı kök üzerinde açar. İran bahçelerini ıtır
kokusuyla kaplayan veya gülsuyu ya da ıtır üretiminde
kullanılan güllerin çeşitli türleri günümüzde İran’da
nadiren bulunmaktadır. Hâlihazırda sadece gülsuyu
üretimi için kullanılan gül türü hayli fazla miktarda ekilir.
Yetiştirildiği en ünlü yer Kaşan ilinin Gamser ve Niyaser
bölgeleridir (Şarden 1995). İranlılar, çiçekleri doğal ve
canlı halleriyle kullanarak, onları bitkisel kompozisyonda
daha çok tek tek bireyler halinde ve soliter (tek başına)
kullanmışlardır. Leylak türleri (beyaz leylak, mor leylak,
sarı leylak) ile nestern (yaban gülü) ve yasemin türleri de
bu gruptan sayılır. İranlıların ilgisini çeken sanatlardan
menekşe sanatı, çeşitli çiçeklere ait desen çizme sanatı
olup, bu sanat Timur ve Safevi döneminde gelişip,
özellikle Kaçar zamanında daha çok yaygınlaşmıştır.
Nitekim kitap kapakları ve kalemliklerin üstüne
çiçeklerden görüntüler çizmişlerdir.
Süsleme Amaçlı Çiçekler
Perslerde taş üzerine oymacılık çok gelişmiştir. Pers
süslemelerinde genellikle Hint nilüferi bitkisinin motifleri
işlenmiştir. Süs çiçekleri daha çok, binanın önündeki
bahçelerde ve giriş ekseninde ya da binaya doğru bakan
ana eksenlere yerleştirilmiştir. “Şarden” ve bazı
gezginlerin isim verdikleri gibi İranlıların ilgisini daha çok
çeken çiçekler şunlardır; çeşitli renklerde süsen (beyaz ve
mavi), karanfil, zambak, lale türleri, bol ve seyrek taç
yapraklı karanfil, şebboy, horozibiği, hatmi, nilüfer,
buğday çiçeği, haşhaş, çuha çiçeği, safran çiçeği, sarı
nergis, fulya, yonca bitkisi gibi çiçek türleri olup ağaçların
altındaki geniş alanlarda ve bahçenin ortasında kullanımı
yaygındır (Vibler 1965).
SONUÇ
İran’da bahçe sanatı, uzun geçmişi olan bir sanattır ve tüm
dönemlerde ve özellikle İslam’dan sonra büyük ilgi
görmüştür. İran Bahçe Sanatı, kentlerin genel fiziksel
yapısını değiştirmekle kalmamış daha da ötesi bahçeler ve
parklar, kentlerin tüm yerleşim birimlerinde yeşil adalar
olarak büyük önem kazanmıştır. Kazvin, İsfahan, Tebriz ve
ardından Şiraz, Kirman, Tahran ve Yezd kentleri bu
sanattan en çok faydalanan kentler olmuştur. Söz konusu
kentlerde çok sayıda bahçe inşa edilmiş olup birçokları
günümüze dek hala ayakta durmaktadır. İran bahçelerinin
tasarımı ve yapısı genellikle İslam öncesi bahçe yapımı ve
mimarlık tarzı ile İran mimarisinin genel özelliklerini
taşımakta ve sonraki yüzyılların mimarlık tarzı olan İslami
mimarlık ismiyle anılan üsluplardan ve başka ülkelerin
mimarlık ve bahçe yapımı tarzlarından aldığı etkilerin bir
sentezi olarak bilinmektedir.
İran Bahçesi genel hatları itibariyle kendisine has
geometrik biçimlenmelere sahip olup kullanılan
malzemelerin benzer oluşlarına ek olarak benzersiz bir
mekânsal çeşitliliğe de sahiptir. Mekânsal çeşitlilik bu
bahçelerde, birbirinden bağımsız alanların varlığına işaret
etse bile tüm bahçeye hâkim olan geometrik şekillerin
kullanımı ile oluşturulan simetrik bahçe anlayışı, dikim
planı, bitkilerin çeşitli kompozisyonları, suyun kullanım
farklılığı ve simetriyi destekleyen çeşitli malzemelerin
kullanımı gibi tasarım yaklaşımıyla daha da
zenginleştirilmektedir. Bu durum tüm bahçeye algısal
üstünlük ve geniş görüş olanağı sunmaktadır. Farklı
dönemlere ait İran bahçesi özellikleri Tablo 1’de
verilmiştir.
S. Pouya, Ö. Demirel
105 | A Ç Ü O r m a n F a k D e r g 1 7 ( 1 ) : 9 6 - 105
Tablo.1. Farklı dönemlerde İran bahçe özellikleri
Dönem Yıllar Özellikler
Persler ve Partlar
Dönemi
330-560

Geometrik düzene sahip olan, düz ve sıralı ağaçlar.
Bahçe ve binalara ait planların aynı kökten ve türden olması,
Bahçedeki yolların birbirine dikey olması
Bahçe mekanlarının diğer mekanlarla ilişkisi olmayıp bağımsız dörtgen biçimli olması
Bahçelerin bölümler halinde düzenlenerek tamamen birbirine benzer olarak yapılmış olmaları
İslami Dönemi 637-872 Yapı malzemesi olarak kerpiç ve tuğla kullanmıştır.
Saraylar, doğal ya da yapay tepeler üzerinde kademeli bir yerleşme düzeni göstermiştir.
Saraylar iç avluları ile mimari bir komplekstir.
Genellikle bir havuzu saran hayat ağacı ile birbirini kesen iki aksın oluşturduğu dört bahçe ve bahçelerin ortalarında birer havuz
yerleşmiştir.
Bahçeler gizli olup birbirinden duvar veya çitlerle ayrılmıştır.
Safevi Dönemi 1500-
1736
Park ve bahçe yapması yaygınlaşmıştır.
Geometrik çeşitliliğe sahiptir.
Dörtlü bahçeler (çarbağlar) oluşturulmuştur.
Eksensel ve simetri geometriye sahiptir.
Bahçeler, kent alanlarında fiziksel yapı ve şekillendiren elemanlar olarak önemli rol oynamıştır.
Zendiler Dönemi 1750-
1794
Ağaç ve çiçek türleri hemen hemen Safevi dönemine oldukça benzemektedir.
"Hükümet Bahçesi" yani devlet işlerine ait olan bahçeler yaygınlaşmıştır.
Kaçarlar Dönemi 1796-
1926
Batılı tarzda bahçe yapma kültürü yaygınlaştı.
Bahçe mekanında geniş görüş açısı ve görsel ilişki önem kazanmıştır.
Yeni bitki türlerinin İran’a gelmesiyle bahçeler daha büyük floristik çeşitliliğe sahip olmuşlardır.
Topoğrafyaya bağlı olarak sulama yolunun belirlenmesi bahçenin geometrik organizasyonunda önemli rol oynamaktadır.
Geometrik düzen esaslı olup bu düzenin en belirgin unsuru doğrusal (lineer) akstır.
Fiziksel-görsel bağlantı, giriş kapısı ile asıl bina arasında aks ile gerçekleştirilmiştir.
Aks, bahçenin dış kısmında temel yapay unsur sayılmaktadır
Bahçelerin duvarla çevrelenmesi sonucu giriş ve çıkış sadece giriş kapılarından güvenlikli olarak yapılmaktadır.
Iç mekanda oluşturulan üniteler Kaçar dönemine ait yaygın mimari usülde yapılmış olunmasına rağmen binanın dış kısmına
göre daha az önem verilerek daha az zarafetle yapılmışlardır.
KAYNAKLAR
Aryanpur A (1986) İran ve Şiraz bahçelerinin tanınması için
araştırmalar. Ferheng Sera Yayınları
Beheşti S (2008) İran bahçeleri dünyası. Gülistan-ı Honer Dergisi, 277-
13
Burkhart T (1993) İslam sanatının ilkeleri ve felsefesi. Ruhsal Sanat
Temelleri, Çeviri: Daveri. R., Dini Sanat Çalışmalar Defteri, Tahran
Darab D (1996) İran bahçesi. 2. İran Kentsel ve Mimarlık Tarihi
Kongresi, İran’ın Kültürel Mirası Dairesi Yayını, Tahran, 345-427
Ebolgasemi L (1995) İran bahçesinin tarihçesi. 1. İran Mimarlık ve
Kentleşme Tarihi Kongresi, Kasım, Tahran, Bildiri Kitabı I: 564-643
Hansari M, Mogtader, M, Yaveri M (2004) İran bahçesi. Cennet
Yansıması, Kültürel Miras ve Turizm Dairesi, Tahran
Herdeg K (1990) Formal structure in Islamic architecture of Iran and
Turkistan. New York Rizzoli International Publication
Hosrevi F (2002) İran bahçesi. Yüksek Lisans Tezi, Tahran Üniversitesi,
Fen Bilimler Enstitüsü, Tahran
Eirani Behbehani H, Soltani H (2003) Tahran Kaçar dönemindeki
bahçelerin özellikleri. Çevre Mühendisliği Fakültesi Yayınları,
Çevresel Çalışmalar Gazetesi, 29, 81-99
Kiyani M (2000) İslam döneminde İran mimarlık sanat tarihi. Sosyal
Bilimler Dairesi, Tahran
Megami N (1994) İran bahçesi. Çevre Mühendisliği Fakültesi Yayınları,
Tahran, Mah-I Honer Dergisi, 67, 130-134
Mirsalim M (1994) İslam dünyası ansiklopedisi. İslam Ansiklopedi
Vakfı, Tahran
Mirfndreski M (1999) Şehrir tanımında bahçenin yeri. 1. İran’ın
Kentsel ve Mimari Tarihi Kongresi, Ekim, Tahran, Bildiriler Kitabı I:
765-984
Neima G (2005) İran bahçeleri. Peyam Matbaacılık, Tahran
Nurlu E, Erdem Ü (1994) Peyzaj sanat tarihi. Ege Üniversitesi Ziraat
Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bornova, İzmir
Pirniya M (1994) İran mimarisinin yöntem tanıması. Düzeltme:
Mimariyan. G., Pejuhende Yayınları, Tahran
Pouya S (2012) Tebriz bahçelerinin İran Bahçe Sanatı’ndaki yerinin
araştirilmasi. Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Peyzaj
Mimarliği Anabilim Dali
Pouya S, Demirel Ö, Pouya S (2015) Historical gardens at risk of the
destruction by visitors. Case Study of El-Goli Garden (Iran),
Journal of Landscape Research, 40 (7), 875-883
Sarkowicz H (1955) Bahçelerin ve parkların tarihi. Yaşam ve Kültür,
Dost Kitapevi
Şarden (1995) Şarden Sefernamesi. Çevirmen: Yegmai. E., Tus
Yayınevi, 2C, Tahran
Şerifi A (2004) İran bahçesi. Yüksek Lisans Tezi, Tahran Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre Tasarımı, Tahran
Vibler D (1965) İran bahçeleri ve köşkleri. Çeviri: Mihendoht. M., Seba
Neşr ve Kitap Çeviri Şirketi, Tahran

Konular