KLASİK TÜRK EDEBİYATI METİNLERİNDE “GÖZGÜ” KELİMESİNİN KULLANIMINA DAİR

Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3, Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
KLASİK TÜRK EDEBİYATI METİNLERİNDE “GÖZGÜ” KELİMESİNİN
KULLANIMINA DAİR
İbrahim SONA1
Özet
Klasik Türk edebiyatı, Türkçe, Arapça ve Farsça kelime zenginliğiyle karşımıza çıkan bir edebiyat geleneğidir. Bu geleneğin
uzun süreli olması, birçok kelimenin kullanılmasına veya kullanımdan düşmesine sahne olmuştur. Ancak hâlâ yüzyıl sözlükleri
hazırlanmadığı için bu durum, bu edebiyat geleneğinde takip edilememektedir. Hangi sözcüğün hangi yüzyılda hangi
anlamda kullanıldığı hâlâ belirsizdir. Yüzyıl sözlüklerinin veya metin sözlüklerinin ilk projesi “metinbankası”dır. Bu projeyle
birçok kelimenin hangi şairin divanında ne şekillerde kullanıldığı görülebilmiştir. Bu bağlamda ikinci proje ise “TEBDİZ”dir. Bu
projeyle Türk edebiyatının bağlamlı dizini hazırlanmaya başlanılmış, böylelikle kelimelerin sözlüklerde yer almayan
anlamlarının ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Bu projelere başka bir bakış açısı, gözgü kelimesinde denenmeye
çalışılacaktır. Gözgü yani ayna’nın klasik Türk edebiyatı metinlerinde ne zaman kullanıldığı, hangi yüzyıllarda hangi Türk
coğrafyalarında kullanımdan kalktığı gösterilmeye çalışılacaktır. Klasik edebiyat metinlerinde yer alan bu kelimenin içerik
olarak gönülle birlikte kullanılışı ve niçin bu kelimeyle benzerlik kurulduğu belirli hadisler çerçevesinde tartışılacaktır.
Böylelikle bir kelimeden hareketle bir edebiyat geleneği çizgisinden ne şekilde yer aldığı takip edilecektir. Uzun soluklu bir
edebiyat geleneği olan klasik edebiyat şüphesiz ki binlerce kelimeyi barındırmaktadır. Her ne kadar Farsça ve Arapça
kelimelerin imlâsında ne gibi değişiklikler olduğu takip edilemese de en azından Türkçe kelimelerde etimolojik sözlükler
taranarak bir belirlilik sağlanması gerekliliği görülecektir.
Anahtar Kelimeler: Gözgü, ayna, klasik Türk edebiyatı, Tebdiz, metinbankası
REGARDING THE USAGE OF WORD “GÖZGÜ” IN CLASSICAL TURKISH LITERATURE TEXTS
Abstract
Classical Turkish Literature is literature tradition with the richness of Turkish, Arabic, and Persian vocabulary. That this
tradition is long termed paved the way for the usage of many words or being discarded from usage. However, as century
dictionaries have not been prepared yet, this situation cannot be followed in literature tradition. It is still vague which word
was used in which century for which purpose. “metinbankası” is the first project for century dictionaries or text dictionaries.
With this project, it became possible to figure out how words were used in which poet’s divan. The second project in this
regard is “TEBDİZ”. With this project index with a context started to be prepared and therefore, it was aimed to reveal the
meanings of words which were not mentioned in texts. Another perspective to these projects will be tried on the word
“gözgü”. It will be tried to be shown when the word “gözgü” in other words mirror was used in Classical Turkish Literature
texts and in which centuries and which Turkish geographies it was discarded from usage. Existing in Classical Turkish
Literature texts, the usage of this word with heart and why it was resembled to this word will be discussed within the
framework of some hadiths. Therefore, with reference to a word, it will be followed how it took place in a tradition of a
literature line. Classical Literature, which is a long termed literature tradition, definitely includes thousands of words.
Although it cannot be followed what kinds of changes have been in the spelling of Arabic and Persian words and written in
accordance with its original, a necessity to provide certainty by scanning etymological dictionaries for Turkish words will be
seen.
Key Words: Gözgü, mirror, Classical Turkish Literature, Tebdiz, metinbankasi.

1
Yrd. Doç. Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, isona@yildiz.edu.tr
- 256 - İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3 Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
Köklü geçmişiyle her dönemi ayrı öneme sahip olan Türkçe, tarih boyunca değişim ve dönüşümler yaşamıştır.
Din değişimi ya da İslamiyet’in kabulü, hem toplumsal yaşamda hem de dilde büyük değişikliklere sebep
olmuştur. Bu durum, Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçede kullanılmasıyla sonuçlanmıştır. Özellikle Osmanlı
Türkçesinde bu etkilenme bariz bir şekilde hissedilmiştir. Osmanlı Türkçesinde hangi kelimeler hangi yüzyılda
kullanılmıştır veya kullanımdan düşmüştür, Türkçe kelimeler ne gibi değişimler geçirmiştir gibi sorular
cevaplanmayı beklemektedir.
Türkçe kelimelerin yazılışlarında ne gibi değişiklikler olduğu 13., 14. ve kısmen 15. yüzyılda takip
edilebilmektedir. Harekenin kullanımdan düştüğü 15. ve 19. yüzyıllarda bu değişim izlenememektedir. Yüzyıl
sözlükleri hazırlanmadığı için2
hangi Arapça ve Farsça kelimenin ne zaman Türkçede kullanıldığına dair bilgi
bulmak da mümkün görünmemektedir. Birçok sözlük, Osmanlı Türkçesi sözlüğü veya Osmanlıca Lügat adını
taşıdığı halde Arapça ve Farsça haricindeki kelimelere yer verilmemektedir.
Osmanlı Türkçesinde vazgeçilmez kaynak Redhouse’un3
sözlüğüdür. Bunun yanında Arapça kelimelerde
Kamus4
; Farsça kelimelerde Muin5
veya Steingass6
; Türkçe kelimelerde de Türk Lügatı7
ve Tarama Sözlüğü
başvuru kaynaklarıdır.
Osmanlı Türkçesinin veya daha genel ifadeyle klasik Türk edebiyatının kelime dünyası, çeşitli projelerle ortaya
konulabilecektir. Bu açıdan önemli bir adım Metin Bankası’dır.8
İkinci proje ise Türk Edebiyatı Bağlamlı
Dizin’idir.9
Bu çalışmada Metin Bankası, Kültür Bakanlığı e-kitap, TEBDİZ verileri çerçevesinde ayna anlamındaki
Türkçe gözgü incelenecek; bu tarz projelerin katkıları, sonuç bölümünde verilecektir.
Çağatay Türkçesinde küzgü10 (Kaçalin: 2011, 973.), Azeri Türkçesinde güzgü (Altaylı: 1994, 596), batı
Türkçesinde gözgü (Dilçin: 1983, 101) Türkçedeki arkaik kelimelerden biridir. Divanü Lügati’t-Türk’te közŋü
11
(Dankoff ve Kelly: 1984, 344)12
, Kutadgu Bilig’de küzün gü
13 (Arat: 1979, 305) şeklinde yer almaktadır. Kutadgu

2
Yüzyıllara göre Osmanlı Türkçesi sözlüğü yayınlanma düşüncesi çerçevesinde zikredilmesi gereken eser Mertol Tulum’un
17. yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı eseridir. Meninski’nin Thesaurus’u incelenerek hazırlanan bu eser, yüzyıl sözlüklerinin
hazırlanması gerekliliğini göstermektedir. Mertol Tulum, 17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı, Ankara: TDK Yay. 2011.
3
James W. Redhouse, A Turkish and English Lexicon, İstanbul: Çağrı Yay. 2006.
4 Mütercim Âsım Efendi, Kâmûsu’l-Muhît Tercümesi, (Haz. Mustafa Koç, Eyyüp Tanrıverdi), 6 Cilt, İstanbul: Türkiye Yazma
Eserler Kurumu Baş. Yay. 2013.
5 Muhammed Muîn, Ferheng-i Fârisi, 6 Cilt. Tahran: Müessese-i İntişârât-ı Emîr-i Kebîr, 1391.
6
F. Steingass, A Comprehensive Persian-English Dictionary, İstanbul: Çağrı Yay. 2005.
7
Hüseyin Kazım Kadri, Türk Lugatı, Türk Dillerinin İştikakı ve Edebî Lugatı, 2 Cilt, İstanbul: Maarif Vekâleti Devlet Matbaası,
1928; 3. Cildi 1943, 4. Cildi 1945 yılında TDK tarafından yayınlanmış olup toplam dört cilttir.
8
A. Atilla Şentürk, bu projenin ayrıntılarını, genç yaşta aramızdan ayrılan Yücel Dağlı için hazırlanan kitapta paylaşmıştır.
Ahmet Atilla Şentürk, “Metinbankası projesi ve eski Türk edebiyatı metinlerini yeniden okuma ve yorumlamaya dair
düşünceler” Yücel Dağlı Anısına, “geldi Yücel, gitti Yücel. bir nefes gibi…”, İstanbul: Turkuaz Yay. 2011, s. 523-555.
9
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aksoyak danışmanlığında Baki Divanının bağlamlı sözlüğünü hazırlayan Furkan Öztürk’ün 2007 yılında
tamamladığı Bâkî Dîvânı Sözlüğü ve Özer Şenödeyici’nin kitaplaştırdığı doktora tezi Nâ’ili Divanı Sözlüğü çalışmaları, ilk
örneklerdir. Bu iki çalışmadan hareketle oluşturulan TEBDİZ projesi şu an itibariyle 7 milyon veriyi barındırmaktadır.
10Kaçalin, ilk hecenin “ö” ile olması gerektiği bilgisini vermektedir.
11 Tıpkıbasım’ın tamamı için bkz. Mahmud Bin El-Hüseyn Bin Muhammed Kaşgarî, Kitâbu Dîvânı Lügâti’t-Türk,
(Haz. Şaban Kurt), İstanbul: KTB Yay. 2008, s.501.
12 Bu kelime TDK’nın hazırladığı dizinde közün gü, közn gü şekillerinde yer almaktadır (TDK: 1972, 74).
İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair - 257 -
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3, Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
Bilig dizininde kelime küzün gü; metinde ise küzn gü biçimindedir. Bu iki eserde de yazılış aynı, okunuşlar
farklıdır. Bu belirsizlik, etimolojisi hakkında da benzer şekildedir.
Doerfer, etimolojik sözlüğündeki küzgü maddesinde küzkü, közüñü, köznü, gözgü, şekillerini verdikten sonra
kelimenin etimolojisinin zor olduğunu, kaybolmuş bir dilden (Ruanruan gibi) ödünçleme olabileceğini
belirtmiştir (C.III: 1967, 637-9). Gerard Clauson ise sözcüğün közŋü (g-) ve isim olduğunu, közün- fiilinden
geldiğini, Kırgızcada küzgü, Özbekçede küzgu, Kumukçada güzgü, Azericede küzgü (g), Türkmencede gözgi, XVI.
yüzyıl Osmanlıcada ise gözgü, gözügi, gözügü, ve gözüŋü olarak yer aldığını dile getirmiştir (1972, 761). Adreas
Tietze; güzgü, gözgü, küzgü, küzkü hallerini verdiği kelimenin sadece Azeri Türkçesinde güzgü şeklinde olduğuna
değinmiş, başka bir bilgi vermemiştir (2009, 219). Codex Cumanicus’ta ise sadece küzgü şekli verilmiştir
(Argunşah ve Güner: 2015, 522).
Küzgü, közgü, közñü, gözgü, gözgi veya gözñü olarak okunan kelimenin, ilk ünsüzünün k - g; ilk ünlüsünün ö - ü;
n g olarak yazılan üçüncü ünsüzünün ñ - g; son ünlüsünün ü - i olması yazılış veya okunuşla ilgili problemlerdir.
Baştaki k-g değişimi doğal bir durumdur. Doğu Türkçesi k’yi, Batı Türkçesi ise g’yi tercih eder. İlk ünlünün ö ile
olması gerekli gibidir. Divanü Lügati’t-Türk’te bu kelimenin yazılışında n g olması, aslında Çağatay’da n g şeklinde
Batı Türkçesi’nde sağır kef ”ک “ile muhafaza edilmektedir. Bu durum gözgü’nün Clauson’un okuduğu haliyle
gözñü olabileceğini gösterir. Veznin önemli bir gösterge olduğu batı Türkçesi edebi metinlerinde kelime, gözgü
şeklinde yazılmış; gözünü, gözüni veya gözügi’ye rastlanmamıştır. Bu kelime, açık bir şekilde gözgü ya da gözñü
şeklinde okunmalıdır.
Kelimenin etimolojisinde de görüş ayrılıkları söz konusudur. Clauson, körün- fiiline gü eki getirildiğini; Gülensoy
göz+gü şeklinde oluştuğunu (2011: 391) söylerken; Yıldırım ve Çiftci de kö- fiilinden önce köz, bundan sonra da
gü eklendiğini dile getirirler (2012: 1238).
Türkçe gözgü, Farsça âyine, Arapça mir’at, Osmanlı Türkçesinde aynı anlamdaki kelimelerdir. Metinbankası,
Kültür Bakanlığı e-kitap, TEBDİZ’e göre gözgü, Âşık Paşa’nın Garîb-nâme’sinde 42, Ali Şir Nevâyi’nin Garâibü’sSıgâr’ında
34 defa kullanılır.
Gözgü Kullanımı14
Eser Adı Müellif Hazırlayan Sayı15 Yüzyıl16 Şiir - sayfa Yazılış17

13Kutadgu Bilig’de 5618 ve 5619. beyitte şu şekliyle kullanılır:
5618 G d ğ y d y d
d ç o d ş d d
5619 ş o İç ğ o y o
y o İ o v v d ( :2003,402).
Kutadgu Bilig’teki yazılışın Dîvânü Lugati’t-Türk’ten hiçbir farkı yoktur: Bkz. (TDK: 1943,335).
14 Gözgü, bu tabloda olmayan birçok eserde geçmektedir. Bu tablo, okuyuculara fikir vermesi açısından hazırlanmıştır.
15 Eserde gözgünün kaç defa geçtiğini belirten rakamdır.
16 Yüzyıllar A. Atilla Şentürk’ün Eski Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserine göre verilmiştir.
17 Buradaki kelime yazılışları, çalışmanın tıpkıbasımı verildiyse çalışmadan, verilmediyse muhtelif yazmalardan alınmıştır.
- 258 - İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3 Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
1 Divan Yunus Emre Mustafa Tatçı 3 XIII.yy.
2 Mecmûatü’nNezâir
Nazire-i Dehhâni Mustafa Canpolat 1 XIII.yy. G.40/3
s.54
3 Mecmûatü’nNezâir
Nazire-i Ömer Mustafa Canpolat 1 - G.74/4,
s.73
4 Mecmûatü’nNezâir
Nazire-i Hakîm
Oğlu
Mustafa Canpolat 1 - G.375/1
s.237
5 Yûsuf u Züleyhâ Şeyyad Hamza İbrahim Taş 2 XIV.yy.
6 Divan Kadı Burhaneddin Muharrem Ergin 1 XIV.yy. G.1147/3
s.446
7 Divan Nesîmi Hüseyin Ayan 8 XIV.yy.
8 Divan Ahmedi Yaşar Akdoğan 6 XIV.yy.
9 Garîb-nâme Âşık Paşa Kemal Yavuz 42 XIV.yy.
10 İskender-nâme Ahmedi İsmail Ünver 5 XIV.yy.
11 Mesnevî İslâmi Hasan Yüksel, H. İbrahim
Delice, İ. Hakkı Aksoyak
4 XIV.yy.
12 Menâkıbu’lKudsiyye
Elvan Çelebi Mertol Tulum 1 XIV.yy. 765, s.357
13 Kısâsü’l-Enbiyâ Rabguzi Aysu Ata 7 XIV.yy.
14 Divan Alî18 Fatih Sona 1 XIV.yy.s
XV.yy.b.
G.79/5,
s.89
15 Divan Lutfi Günay Karaağaç 9
16 Garâibü’s-Sıgar Nevâyi Günay Kut 34 XV.yy.

18Alî, 14. yüzyılın sonlarında 15. yüzyılın başında yaşamış bir şairdir. Fatih Sona, “İlk Dönem Şairlerinden Alî ve Divanı”,
Journal of Turkish Studies Walter Andrews Armağanı, Harvard: Department of Near Eastern Languages and Civilizations
Harvard University, 2011, s.145-162.
İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair - 259 -
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3, Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
17 Divan Ahmed-i Dâi Mehmet Özmen 2 XV.yy.
18 Divan Şeyhi Mustafa İsen, Cemâl
Kurnaz
1 XV.yy. G.73/2,
s.169
19 Divan Şeyhi Halit Biltekin 1 XV.yy. G.2/2,
s. 107
20 Divan Necâti Bey Ali Nihat Tarlan 1 XV.yy. G.540/1,
s.480
21 Divan Akkoyunlu Emir
Hidâyet19
İbrahim Sona 1 XV.yy. G.48/3,
s.83
22 Divan Cem Sultan İ. Halil Ersoylu 1 XV.yy. K.4/22,
s. 8.
23 Muhammediye Yazıcıoğlu
Mehmed
Âmil Çelebioğlu 3 XV.yy.
24 Divan Babür Bilal Yücel 6 XVI.yy.
25 Divan Amri Mehmed Çavuşoğlu 1 XVI.yy. 2,III/3,
s.22
26 Mecma’u’nNezâ’ir
Nazire-i
Kemalpaşazade
M. Fatih Köksal 1 XVI.yy. G.279/1
s.242
27 Mecma’u’nNezâ’ir
Nazire-i
Kemalpaşazade
M. Fatih Köksal 1 XVI.yy. G.863/3
s.550
28 Mecma’u’nNezâ’ir
Nazire-i Fehmi-i
Saruhâni
M. Fatih Köksal 1 XVI.yy. G.292/9
s.250
29 Divan Üsküplü İshak
Çelebi
Mehmed Çavuşoğlu, M.
Ali Tanyeri
1 XVI.yy. G.176/2,
s. 232
30 Divan Emrî M. A. Yekta Saraç 1 XVI.yy. G.456/1,

19 XV. yüzyılda Akkoyunlular zamanında yaşayan Hidayet, hem devlet adamı hem de şairdir. İbrahim Sona, Emir Efsahuddin
Hidayetullah Begand His Divan, Harvard: Sources of Oriental Languages and Literatures, 2008.
- 260 - İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3 Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
s.246
31 Divan Edirneli Nazmi Sibel Üst 8 XVI.yy.
32 Divan Kütahyalı
Rahîmi20
Ahmet Mermer 7 XVI.yy.
33 Divan Münîri21 Ersen Ersoy 1 XV.yy.s
XVI.yy.b
34 Divan Gelibolulu Sun’i22 Halil İbrahim Yakar 4 XVI.yy.
35 Divan Fuzûli Kenan Akyüz vd. 8 XVI.yy.
36 Leylâ ve Mecnûn Fuzûli Muhammed Nur Doğan 7 XVI.yy.
37 Divan Nigâri23 Azmi Bilgin 2 XIX.yy.
Yukarıdaki bilgilere göre gözgü, Osmanlı sahasında 13. ve 16. yüzyılda kullanılmış, 17. yüzyıl ve sonrasında
kullanımdan kalkmıştır. Azericede 19. yüzyıl şairi Nigârî’de ve modern sözlüklerde yer alması kelimenin
unutulmadığını gösterir. Çağataycada Lutfi ve Nevâyi’deki kullanım fazlalığının yanında Özbekçe ve yeni
Uygurca’da aynanın değiştirilmiş şekli eynek yaşamaktadır. Farsça âyine, Türkçede ayna’ya dönüşmüş ve
gözgü’yü unutturmuş demek mümkündür.
Gözgü, iki şekilde yazılmaktadır: کزکو ve کوزکو .Gözügi, gözügü, ve gözüŋü’ye okunuş itibariyle de rastlanmaz.
Klasik Türk edebiyatı metinlerine göre bu kelime közgü, gözgü’dür. İkinci g’nin nazal okunabilme ihtimali üçüncü
bir okuma şekli olan gözñü’yü düşündürmektedir.
Edebî eserlerde Gözgü:
Klasik Türk edebiyatında ayna, mir’at veya gözgü; Ayna Kitabı24
ve Osmanlı Şiiri Kılavuzu25’ndaki “Ayna”
maddesinde etraflıca ele alınmıştır. Bu bölümde gözgüyle ilgili önemli noktalar belirtilecektir.
Klasik Türk edebiyatında gözgü’nün yazılış ve telaffuz benzerliği sebebiyle gönülle ilgisi dikkat çekmektedir.
Gönül-gözgü ilişkisi, mümin müminin aynasıdır26 hadisiyle açıklanmakta bunun yanında insanların tecellinin

20 Hayatı hakkında bilgiler az olan Rahîmi Kütahyalıdır ve XVI. yüzyılın sonu ile XVII. Yüzyılın başında yaşamıştır. Bkz. Ahmet
Mermer, Kütahyalı Rahîmi ve Dîvânı, İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı, 2004.
21 II. Bayezid Dönemi şairlerinden olan Münîri, 16. Yüzyılın başında vefat etmiştir. Bkz. Ersen Ersoy, II. Bâyezid Devri
ŞâirlerindenMünîri, Hayatı, Eserleri, Divanı, Kültür Bak. ekitap:
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10631,muniripdf.pdf?0
22Asıl adı Mehmed olan Sun’i Geliboluludur ve 1534 tarihinde vefat etmiştir. Halil İbrahim Yakar, Gelibolulu Sun’i Divanı,
Kültür Bak. e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10612,gelibolulupdf.pdf?0
23 19. yüzyıl tasavvufi edebiyatın temsilcilerinden olan Nigâri’nin asıl adı Seyyid Hamza Karabagi’dir. Azerbaycan asıllı şâirin
kabri Amasya’dadır. Azmi Bilgin, Mîr Hamza Nigâri, Dîvân-ı Seyyid Nigâri, İstanbul: Kule Yay. 2003.
24 Yusuf Çetindağ, Ayna Kitabı, 2. Bs. İstanbul: Kitabevi Yay. 2011.
25 A. Atilla Şentürk, Osmanlı Şiiri Kılavuzu 1, İstanbul: OSEDAM Yay. 2016, s. 484-493.
İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair - 261 -
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3, Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
yansıması olarak görülmesine atıfta bulunulmaktadır. Kişinin kendisini gösteren bu alet, gönül gözgüsü, can
gözgüsü, yüzünün gözgüsü olarak ele alınır. Dikkat çekici bir durum ise gözgünün papağan ve şekerle beraber
kullanılmamasıdır. Papağanları konuşturmak için ayna tutulması ve şeker verilmesi klasik edebiyatta önemli bir
motiftir.27 Gözgünün bu şekilde kullanılmaması, “âyîne-tûtî-şeker”in Farsçadan Türkçeye klasik edebiyat yoluyla
geçtiğini gösterir niteliktedir.
Özellikle ilk dönem şairlerinde “mümin müminin aynasıdır” hadisi çerçevesinde gözgü, kişinin karşısındakine
baktığında kendini görmesi üzerinedir. Yunus’un gözgüye yaklaşımı bu doğrultudadır.
Dost sûreti gözgü durur bakan kendi yüzin görür
Gelsün o kendüsüz gelen ben râzumı ana direm Yunus Divanı 209/7 s.292.
Şâirin, aynaya bakanın aynadan kendi aksini göreceğini söylemesi, müminin mümine ayna olmasıyladır.
Kendüsüz gelenle, kendini bırakmış, ene’yi terk etmiş kişi kast edilmektedir. Sırlar, bencilliği bırakan, insanların
eksiklerini görmeyen kişiye anlatılacaktır.
Benzer bir kullanım da Ahmedi’de yer alır.
Ahvel göre nazîrüni itse sana nazar
Sen bulasın misâlüni gözgüde fi’l-mesel Ahmedi Divanı 54/20 s.135
Ahmedi, şaşı olan kişinin nazar ettiğinde karşısındakini kendisi gibi göreceğini, kişinin kendisini aynada aynıyla
bulabileceğini bildirir. Ahvel’in karşısındakini şaşı olarak görmesi kişilerin birbirlerinin aynası olmasındandır.
Âşık Paşa Garibnâme’sinde gözgüyü28 çok fazla kullanan şairlerdendir.
Dilegi oldı kim ol hayy u Bekâ
Karşu bir gözgü duta her dem baka
Pes getürdi ol ‘ademden ‘âlemi
Hem kopardı ‘âlem içre Âdem’i
Gözgü kıldı bunları kendüzine
Saykal urdı dutdı karşu yüzine
El-mü’minü mir’âtü’l-mü’mini vallâhu’l-mü’minü
Bunlaruñ üzre bırakdı ‘aksini
‘Aksine kıldı havâle ‘ışkını Garîb-nâme 6316-8, s.135

26 مومن مرات المومن Ebu Dâvud Edeb, 49.
27 Bu motifin ilk örneklerine Necati Bey ve Tacizade Cafer Çelebi divanlarında birer örnekte rastlanmıştır. Tacizade Cafer
Çelebi’nin K.30/11; Necati Bey’in G.512/8’e bakılabilir. İlk örneklerin 15. yüzyılda olması dikkat çekicidir.
28 Ayna, insan-ı kâmilin kalbi. Allah’ın zât, sıfat- isim ve fiilerine mazhar ve tecelligâh olması itibariyle umumi manada insana,
özel manada kâmil insana (âyine, mir’at) ve (mir’at-ı Hak, âyine-i Rahman) denir. (Uludağ: 1999, 72-3).
- 262 - İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3 Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
Şair, Allah’ın bakmak için bir ayna istediğinde insanı yarattığını, onları kendine ayna kıldığını, cilalamak için
aynanın yüzüne saykal vurduğunu belirtir. Allah’ın kendisini görebilmek için âlemi bir ayna yapması, âlemin ve
daha özelde insanın bir ayna olması açısından önemlidir.29 Yine Âşık Paşa, gözgüyü şu şekilde ifade eder:
Her ki sevdi Tangrınun dostlarını
Bî-gümân ol göriser dîdârını
Dôstların görmek anı görmek durur
Dôstların irmek ana irmek durur
Şuna benzer kim bakarlar gözgüye
Kendüye bakmak olur ol kendüye
Gerçi kim göz bakdugı ol gözgüdür
İlla anda gördügi yüz kendüdür
Gözgüsüz kendü yüzin görmez bu göz
Kendü yüzinden haber virmez bu göz
Gözlere pes yüzi gözgü gösterür
Ol gümândan gönli gözgü kurtarur
İmdi gel bir göz bırak bu ma’niye
Gözgü kimdür evliyâ vü enbiyâ
Saykal urdı bunlarun gönline Hak
Hak yüzin görmek dilersen anda bak
Her kim anda bakdı gördi dost yüzin
Dost yüzinden ırmadı ayruk gözin
Gözgüsi Hakk’un velî gönli durur
Dostlara dost yüzini ol gösterür
Kulûbü’l-evliyâi mir’âtullâhi Garîb-nâme 8936-8945, s.635-6
Âşık Paşa, Allah dostlarını görmenin Allah’ı görmek anlamına geldiğini, gözgü’nün evliya ve enbiya olduğunu
belirterek, gözgü olmadan gözün kendinden bile haber veremediğini dile getirir. Gözgü, nasıl kâmil insanın kalbi
ise, kâmil insan olan peygamber ve velilere bakmak da Allah’ı görmek gibidir.
Tasavvufi olarak yorumlanabilecek beyitlerde Allah’ın sevdikleri birer aynadır ve onlara bakmakla Allah’ın zatını
görmek mümkündür. Ümmî Sinan, Hz. Muhammed’e bakmakla Allah’ın zatının görülebileceğini dile getirir.

29 Bu hadis’in klasik edebiyattaki değerlendirmesi için Agah Sırrı Levend, Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler Mazmunlar
ve Mefhumlar, 4. Basım, İstanbul: Enderun Yay. 1984, s.20-23.
İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair - 263 -
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3, Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
Gözgüsünden gördiler anun münezzeh zâtını
Gör Muhammed Mustafâyı ‘ayn-ı zâtullâha bak Ümmî Sinan Divanı 84/4 s.131
Hz. Muhammed beyitte bir gözgü olarak ifade edilmiş ve onun yüzüne bakmak Allah’ın zatına bakmak olarak
görülmüştür.
Kalp, can, gözgü ilişkisi, bu anlam katmanın diğer bir yönüdür. Genel itibariyle bu iki kavram birlikte
değerlendirilmektedir. Gönül ile gözgü ilişkisi, Bursevî’den Ömür Ceylan’ın alıntıladığı bilgiyle netlik kazanır:
El-hâsıl gönülde iki göz vardur ki biri dünyaya ve biri dahi ukbâya açılur. Kaçan dil bu ikisinden a’mâ olup
kevneyne lemhası kalmasa ana vech-i ma’nâ mütecellî ve âlem-i hakikat münkeşif olup dîde sırla الالشیاکماهی ارنا
mûcebince rüyet-i hakîkiyye hâsıl olur (Ceylan 2000: 229).
Gönlün iki gözlü olması aynayı çağrıştırır. Aynanın da çok çeşitli şekilleri olmakla birlikte genel itibariyle çift
yönlüdür. Çetindağ’ın Zehra Toska’dan naklen aktardığı bilgi bu noktada önemlidir:
Topkapı Sarayı Müzesi 1791 envanter numaralı çelik aynanın arka yüzünde görebiliriz: Burada son derece güzel olarak
nakşedilmiş ejderha ve simurg motifiyle karşılaşılır. Birbiriyle mücadele eden bu iki efsanevi yaratık elbette ki sadece süs
unsuru olarak nakşedilmemiştir. Simurg bizi Attâr’ın Mantıku’t-Tayr adlı eserine götürür. Bu aynada resmedilen simurg, bu
vadilerden geçmeyi başarmış olan yol erinin gönlünü, alt ettiği ejderha da nefs-i emmâreyi göstermektedir (Çetindağ 2011:
416).
İnsanoğlunda iki yön olduğu bilinmektedir: Ulvî ve süflî. Bu iki yöne insanı meylettiren kalp ve gönüldür.
Öncelikli olarak insan gönlündeki süflî olan her şeyi temizlemelidir. Kalbi kirleten süflî şeyler, aynanın üzerindeki
pas’a benzemektedir. Ahmedi bunu şu şekilde ifade eder:
Gidergil benligün jengini benden
Ki gönlüm gözgüsi ola musaffâ Ahmedi Divanı K4/34, s.12
Benlik pası giderilmelidir, çünkü benlik veya ene’cilik pas gibidir; bunu giderdikten sonra gönül gözgüsü
parlayacaktır.
Lâmiî’nin Ferhadnâme’sinde aşığın gönlü, gözgüye teşbih edilir.
Dil-i âşık hemân gözgü gibidür
Yanar oddur egerçi su gibidür Ferhâd-nâme 7412, s.170
Âşığın gönlü önce gözgüye benzetilir, sonra leff ü neşr ile âşığın gönlü-yanan bir ateş; gözgü - su arasında ilişki
kurulmuştur.
Benzer kelimeleri kullanan klasik edebiyat şairleri, hayal güçlerinin zenginliğiyle orijinal anlamlar yakalarken
üslûplarıyla da kalitelerini ortaya koyarlar. Şüphesiz ki Fuzûli klasik edebiyatımızda akla ilk gelen şairlerdendir.
Gözgü’yü Türkçe divanı ve Leylâ ve Mecnûn’unda sıklıkla kullanan şair, kadehin elden ele dolaşmasını ve
- 264 - İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3 Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
aynaların asılmasını30 farklı bir sebebe bağlar. Genelde sevgiliye öykünme olan bu durum, beyitte uğruluk yani
hırsızlıkla ilgilidir. Hırsızlık yapanın eli kesilir, gözgü de ceza olarak asılmıştır.
Aks-i ruhun ugurladığıyçün döne döne
Asıldı gözgü şehrde elden sürüldü câm Fuzûli Divanı G.180/4 s.304
Ayna döne döne parlamaktadır, ancak bu parlaklığını sevgilinin yanağının ona aksetmesi sebebiyle almıştır. Bu
nedenle ayna şehirde asılmış, kadeh de elden sürülmüştür.
SONUÇ
Gözgü, Türkçede başlangıçtan itibaren kullanılan bir kelimedir. Bütün Türk dillerinde yaşayan gözgünün
etimolojisi ve kökeni net değildir. Klasik Türk edebiyatı yazılı kaynaklarında 13. ve 16. yüzyıllarda kullanılmış,
batı Türkçesi metinlerinde 17. yüzyılda kullanımdan kalkmış görünmektedir. Anadolu sözlü kültüründe yaşayan
gözgü, Azeri Türkçesinde yazılı kültürde de sözlü kültürde de yaşamaktadır. Anlam bakımından genel itibariyle
gönül ile ilişkilendirilmiş, özellikle “mümin müminin aynasıdır” hadisi hatırlatılarak kullanılmıştır. Farsça
âyine’nin zamanla ayna’ya dönüşmesi ve söyleniş itibariyle rahat oluşu bu kelimenin unutulmasının sebebi
olarak görülebilir.
Gözgü kelimesinden hareketle metinbankası ve TEBDİZ gibi projelerin klasik edebiyat araştırmalarına neler
getireceklerini şöyle sıralamak mümkündür:
1. Yazılı kültürde kelimelerin kullanıldıkları yüzyıllar ortaya çıkarılacaktır.
2. Kullanıldığı yüzyılın yanında birden çok anlamı olan kelimelerin bu anlamlarını hangi yüzyılda kazandığı
ortaya çıkacaktır.
3. Sözlüklerde yer almayan birçok kelime artık bilinmezlikten kurtarılacaktır.
4. Sözlüklerdeki anlamı yetersiz olan kullanımlar ortaya çıkarılacak, böylelikle kelimelerin anlamlarına
yenileri eklenebilecektir.
KAYNAKÇA
AKDOĞAN, Yaşar. Ahmedi Divanı, Kültür Bak.,
e-kitap:http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10591,ahmedidivaniyasarakdoganpdf.pdf?0
ALTAYLI, Seyfettin, Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü, 2 Cilt, İstanbul: MEB Yay. 1994.

30 A. Atilla Şentürk, Necâti’nin döne döne gazelini açıklarken bu durumu şöyle özetler: “Eski şiir geleneğinde sevgili tarif
edilirken yeryüzünde bulunan her şey ona âşık ve hayran olarak gösterilirdi. Burada da muhtemelen bir aynacı dükkânına
asılmış ima edilerek, bunların rüzgârın hafif hareketiyle sürekli dönmeleri hâli; aynaların devamlı çevreye bakınarak “Acaba
sevgili ne zaman geçecek?”, “Aman onu gözden kaçırmayalım!” dercesine gelene gidene sürekli bakmaları şeklinde
yorumlanmıştır. Edebî metinlerden öğrenildiğine göre eskiden aynalar, aynacı dükkânlarında asılarak teşhir edilirdi (Şentürk
2013: 108).
İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair - 265 -
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3, Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
ARAT, Reşid Rahmeti. (2003), Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, 8. Baskı, Ankara: TTK Yay.
_____________. (1979), Kutadgu Bilig III indeks, İstanbul: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay.
ARGUNŞAH Mustafa, Galip Güner, (2015) Codex Cumanicus, İstanbul: Kesit Yay.
BİLGİN, Azmi. (2003),Mîr Hamza Nigâri, Dîvân-ı Seyyid Nigâri, İstanbul: Kule Yay.
________, Ümmî Sinan Divanı, Kültür Bak. e-kitap:
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10657,immigirismetinpdf.pdf?0
CEYLAN, Ömür. (2000), Tasavvufî Şiir Şerhleri, 2. Baskı, İstanbul: Kitabevi Yay.
CLAUSON, Gerard. (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford: The Clerandon
Press.
ÇETİNDAĞ, Yusuf. (2011), Ayna Kitabı, 2. Bs. İstanbul: Kitabevi Yay.
DANKOFF, Robert, James Kelley. (1985), Mahmud al-Kaşgari, Compendium of theTurkic Dialects, 3 Volumes,
Harvard: Sources of Oriental Languages and Literatures.
DİLÇİN, Cem. (1983), Yeni Tarama Sözlüğü, Ankara: TDK Yay.
DOERFER, Gerhard. (1967) Türkische und Mongolische Elemente im Neupersischen, 3. Cilt, Weisbaden: Franz
Steiner Verlag GmbH.
ERSOY, Ersen. II. Bâyezid Devri Şâirlerinden Münîri, Hayatı, Eserleri, Divanı, Kültür Bak. ekitap:
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10631,muniripdf.pdf?0
ESİR, Hasan Ali. Lâmi’i Çelebi Ferhâd ile Şîrîn, Kültür Bak. e-kitap:
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10697,metinpdf.pdf?0
GÜLENSOY, Tuncer. (2011), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, 2 Cilt, 2. Baskı,
Ankara: TDK Yay.
KAÇALİN Mustafa S. (2011). Niyâzi, Nevâyi’nin Sözleri ve Çağatayca Tanıklar, Ankara: TDK Yay.
KADRİ, Hüseyin Kazım. (1928) Türk Lugatı, Türk Dillerinin İştikakı ve Edebî Lugatı, 2 Cilt, İstanbul: Maarif Vekâleti
Devlet Matbaası.
KUT, Günay. (2003). Alî Şîr Nevâyi, Garâibü’s-Sıgar, Ankara: TDK Yay.
LEVEND, Agah Sırrı. (1984), Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, 4. Basım, İstanbul:
Enderun Yay.
- 266 - İbrahim SONA, Klasik Türk Edebiyatı Metinlerinde “Gözgü” Kelimesinin Kullanımına Dair
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:3 Issue: 1, Winter 2017, (255-266)
Mahmud Bin El-Hüseyn Bin Muhammed Kaşgarî, (2008), Kitâbu Dîvânı Lügâti’t-Türk, (Haz. Şaban Kurt), İstanbul:
KTB Yay.
MERMER, Ahmet. (2004), Kütahyalı Rahîmi ve Dîvânı, İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı.
MUÎN, Muhammed (1391) Ferheng-i Fârisi, 6 Cilt. Tahran: Müessese-i İntişârât-ı Emîr-i Kebîr.
Mütercim Âsım Efendi, (2013) Kâmûsu’l-Muhît Tercümesi, (Hazl. Mustafa Koç, Eyyüp Tanrıverdi), 6 Cilt, İstanbul:
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Baş. Yay.
REDHOUSE James W. (2006) A Turkish and English Lexicon, İstanbul: Çağrı Yay.
SONA, Fatih. (2011), “İlk Dönem Şairlerinden Alî ve Divanı”, Journal of Turkish Studies Walter Andrews
Armağanı, Harvard: Department of Near Eastern Languages and Civilizations Harvard University, s.145-162.
SONA, İbrahim. (2008), Emir Efsahuddin Hidayetullah Beg and His Divan, Harvard: Sources of Oriental
Languages and Literatures.
STEİNGASS F. (2005)A ComprehensivePersian-English Dictionary, İstanbul: Çağrı Yay.
ŞENÖDEYİCİ, Özer. (2015), Nâ’ili Divanı Sözlüğü, 2 Cilt, Ankara: Yelkenli Yay.
ŞENTÜRK, Ahmet Atilla. (2011) “Metinbankası projesi ve eski Türk edebiyatı metinlerini yeniden okuma ve
yorumlamaya dair düşünceler” Yücel Dağlı Anısına, “geldi Yücel, gitti Yücel. bir nefes gibi…”, İstanbul: Turkuaz
Yay. s. 523-555.
________________. (2013), Osmanlı Şiiri Antolojisi, 6. Baskı, İstanbul: YKY Yay.
________________. (2016), Osmanlı Şiiri Kılavuzu 1, İstanbul: OSEDAM Yay.
TATÇI, Mustafa. (1997). Yunus Emre Dîvânı, 4 Cilt, İstanbul: MEB Yay.
TDK, (1943). Kutadgu Bilig, Tıpkıbasım III Mısır Nüshası, İstanbul: TDK Yay.
TDK, (1972). Divanü Lûgati’t-Türk Dizini, Ankara: TDK Yay.
TİETZE Andreas, (2009), Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı, 2. Cilt, Wien: OAW.
TULUM Mertol, (2011) 17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı, Ankara: TDK Yay.
ULUDAĞ, Süleyman. (1999), Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Marifet Yay.
YAKAR, Halil İbrahim. Gelibolulu Sun’i Divanı, Kültür Bak. e-kitap:
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10612,gelibolulupdf.pdf?0
YAVUZ, Kemal. (2000), Âşık Paşa Garib-nâme, 4 Cilt, Ankara: TDK Yay.
YILDIRIM, Talip, Musa Çiftci. (2012), “Dîvânü Lugâti’t-Türk’te Yer Alan Alet-Eşya Adları”, Turkish Studies, Volume
7/2, 2012, s. 1229-1249.

Konular