BİR EDEBİ ESERiN YARATILIŞI VE TAVSİFİ: DEHNA.ME "ON AŞK MEKTUBU"*

BİR EDEBİ ESERiN YARATILIŞI VE TAVSİFİ:
DEHNA.ME "ON AŞK MEKTUBU"*
Turhan GENCEVİ
Tercüme : Ayşe GülSERTKAYA **
The Genesis and Definition of a Literary Composition:
The Dah-nama "Ten love-letters"
Vis u Riimin a masnavi of Fahraddin Gurgiini written in "ten love letters"
style has been the example for six masnavis in Persian Literature.
Known literary works written in "ten love letters" style in Eastern Turkish
(Chagatai) Literature are "Muhabbat-niima" of Hörazmi, "Latiifat-niima" of Hocendi,
"Dah-niima" of Amiri and "Ta'aşşuk-niima" of Saydi Ahmad Mirza.
Keywords: Dah-niima, Vis ü Riimin.
Fahre'd-din Es'ad Gurgani'nin takribi 44611054'te tamamlanan VIs ü
Ramln'i, Fars Edebiyatının hezec vezninde düzenlenen ilk romantik destam olarak
görülür. !füsrev ü Şfrln'i muhtemelen 576/1180'de tamamlayan Ni�ami bu veznin
aynı varyantım Gurgani'de olduğu gibi uygulamıştır.! Gurgani'nin eseri hakkındaki
çalışmasının takdiminde, onun pek çok yönden VIs ü Ramin'in etkisi altında
olduğu M. C. Mai:ıcfip tarafından güçlü bir şekilde vurgulanmıştır.2
*
**
2
Bu makale, Der Islam, 47, 1971, s. 59-66'daki "The Genesis and Definition of a Literary
Composition: The Dalı-niima ("Ten love-letters")" başlıklı İngilizcesinden Türkçeye
çevrilmiştir.
Yard. Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi, Türkiyat Enstitüsü.
Bu varyant + - - - 1 + - - - 1 + - - aynı veznin diğer varyantıyla birlikte - - + 1 + - + - 1 + - -
Fars ve Türk romantik destanlarının iki standart ölçüsüydü ve sırasıyla Husrev ü Şirin ile
Leyla vü Mecnfin'un hezeci olarak bilinirler.
Fahr e' d-din Gurgani, VIs u Rô.min, Yayımlayan: M. C. Mahcfib, (Tehran 1959), s. 92-97.
168 Turhan GENCEVI
Sa'di'nin Gülistan'ında3 VIs ü Ramln'den iki mısra iktihas etmesi ve ijajCı'­
nun VIs ü Ramln'in4 tali kahramanlannın isimlerini zikr etmesinin, popülerliğe
ulaştığını gösterdiği doğrudur.
Mamafih Vis ü Ramin Fars Edebiyatı üzerinde daimi bir etki bırakmamıştır.
'Ubeyd Vfs ü Ramin'i referans verdiği Ta'rifat'ta,s el-~oç ve'l şa!Jdiir (Cornuto)'ı
"karısı VIs ü Ramin hikayesini okuyan bir adam" olarak tanımlaması, hikaye
Virô'nun kız kardeşiyle evlenmesi olayını ihtiva ettiği için, müslüman Farslara
tiksindirici geldiğini ve hikayede zürriyete duyulan ilginin edebi olmaktan ziyade
pornografik olduğunu gösterir.
Cami 892/1487 de Vis ü Ramin'in, onun zamanında modası geçmiş
olduğunu ve ele geçmediğini yazmıştır.6 Kanuni Sultan Süleyman Lami'f'ye (öl.
938/1532) bu eseri tercüme etmesini emrettiğinde, başlangıçta hiçbir kopyesi bulunamadı.
Sonunda bulunduğunda, Lami '1 onu "zayıf şiir sanatının renksiz bir
hikayesi" olarak yargıladı.?
Bu yüzden, karşı konulamayan artistik gücüyle evrensel bir kabul gören ve
pek çok Fars ve Türk şair tarafından taklit edilmeye çalışılan Nizarni'nin eserinin
yayılmasıyla birlikte, VIs ü Ramin zamanla unutulmuş gibi gözüküyor.
VIs ü Ramin ile ijüsrev ü Şirin arasında kurulmuş benzerlikler içinde sıras­
ıyla Vis ü Ramin ve ijüsrev ü Şlrfn arasında geçen uzun bir sözlü tartışma vardır.
Biz her iki örnekte de sevgitiyi terasta ayakta durur ve aşığı sarayın kapalı kapıs­
ında içeri girme müsaadesi red edilmiş buluruz. Vis ü Ramin'de 594 mısrahk mü-
kaleme 15 fasılda tertip edilmişken, B ijüsrev ü Şlrfn (556 mısra) düzenli bir şekilde
10 fasla ayrılmıştır.9 10 sayısının (sihir veya başka türlü) özel bir önemi
olmadığı gibi, bana öyle geliyor ki Nizami kendi bölümünde, VIs ü Ranıin'in
3 a. g. e., s. 97.
4 a. g. e., s. 101 v. d.
5 Kulliyiit-ı 'Ubeyd Ziıkiini, yayımlayan: 'Abbas lqbal (Tehran 1243 s.), s. 319.
6 Bahfıristiin, (İstanbul 1285),s. 84. Cami'nın bu ıfadesi Hakim Şah Muhammed' ın
Mecalisü'n-nefais tercümesinın ılave bölümünde yerinı buldu. (Bk. Yayınlayan: A A.
Hikmet, [Tahran, 1954] 333) Bu tercümeyi (lranıca, 152) yanlışlıkla kullanan Minorsky,
onu Nevayi'ye atfetmıştır.
7 British Museum, Add. 24963, 14b.
geçi/miş gerçi ço~ efsün u neyreng
velikin naım süst efsane bireng
Lamı '!'nın Gürgani'nin hikayesıni tenkıt ettiği çevırisınde, Vi ro artık Vis'ın kızkardeşi
değil kuzenidir. (Krş. a. g. e., 43r).
8 Yayımlayan: Mahcı1b, s. 308-334.
9 Yayımlayan: Vahid Dastgirdi (Teheran 1313 s), s. 305-343.
BİR EDEBi ESERIN YARATILIŞI VE TAVSIFI: DEHNAME "ON AŞK MEKTUBU" 169
içinde Vis'in mutlak birumutsuzluk içinde Ramin'e hitap ettiği on ateşli aşk mektubu
dizisinin bulunduğu bölümden etkilenmiştir. ı o
14. ve 15. yüzyıllarda Fars ve Türk edebiyatlarında büyüyüp gelişen bir
edebi eserin yaratılışını kesinlikle her ne kadar silik de olsa Vis'in 10 mektubu
(Deh-name) ve !füsrev ü Şlrfn diyaloğu (10 bölümde tertip edilmiş) arasındaki bu
zincirde olduğunu görme eğilirnindeyim.
Bunu takip eden bölümde bize kadar gelmiş olan önce Farsça sonra Türkçe
Deh-niime'leri kronolojik sıra içerisinde kısaca inceleyeceğim.
Farsça Delı-name'ler
1. Evl)edi''nin Deh-niime veya Mantık al- 'uşşak'ı hezec vezninde 515 mısra
ihtiva eder, 70611306 da tamamlanmış, Naşire'd-din TOsi'nin tarunu Vaclhe'd-dln
Şah Yusuf'un arzusu üzerine onun rızasıyla tertip edilmiştir, o eski Deh-name'lerden
b ıkmış ve şaire yeni bir tane tertiplemesini istemiştir:
dil ez deh-name-yi köhne sir est
bigü deh-name-i şirin ki dir estll
Hikaye basit ve oldukça yaygındır: zarif birine aşık olan bir genç adam,
aşığına mesajını sabah rüzgarı ile ümitsizce yollar. Aşık, onun sehatını imtihan
etmek için, başlangıçta reddeder, bu mesajların değişimi, iki taraftan beşer mektup
Deh-niime'yi meydana getirir. Aşığın birleşmeyi kabulü son mektuptadır. On bö-
lümün her biri bir mektup ihtiva eder. Sonuna doğru aynı vezindeki bir gazel,
mektubun başında bazı mısralarla bir tasvirli hikaye ve bir sonu içerir.
2. 'İmade'd-di'n Faklh'in12 Deh-name'si 766/1364 den önce tertip edildi ve
muzaffer hükümdar Şah Şuca'ya ithaf edildi. 'İmad hezec vezninde düzenlediği
mukaddeme bölümünde, manzum eserleri arasında Deh-name'si bulunan bütün
şairlerin bunu bir ve aynı ölçüde yazdıklarını belirtir. Ancak O, temayülünden ayrılır
ve değişik vezinlerdeki Deh-niime'sini tertip ederek yeni bir modayı tanıtır.
ki erbab-ı beyan ehl-i ma'ani
ser efrazan-ı mülk-i nükte-dani
be divan der yeki deh-niime darend
ki ez vey germi-yi hengame darend
gerişan cümle ber yek vezn guftend
cevahir hemser u hemreng suftend
ı o Yayımıayan: MahcGb, s. 259-286.
ı ı Yayımlayan: Mahmud Farrukh, (Meshed, 1335 s.) s. 4.
12 Bodleıana Eılıott, 210, s. 99- ı 21.
170 Turhan GENCEVİ
tu tar?.-i nev birün aver zi biitır
ki gerded şüreteş na~ş-ı zamayil3
Hezec dışında kullanılan vezinler: (mukaddeme, 7): seri' (1); remel (2),
müctess (3, 5), Leyla vü Mecnun hezec'i (4), hafif(6, 10) ve mütekarib (8, 9). 6
mektup mesnevt formunda tertip edilmiş. (1, 4, 6, 7, 8, 9) ikisi (7, 8) aynı vezindeki
gazeller içerir; 4 mektup kaside formundadır (2, 3, 5, 10), ikisi aynı vezindeki
gazel takip eder. (2, 3). 'İmad'ın Deh-name'si, iddia ettiği nisbette "yeni bir
moda" meydana getirmekten ziyade gerçekte, tutarlı aşk manzumesinden öte hamillerine
ve arkadaşlarına hitaben çeşitli vesilelerle yazılmış mektup kolleksiyonudur.

3. Muzaffer hükümdar Şah Şuca'nın De h-name veya Ruhü' l- 'aşıkfn'i, hezec
vezninde, 742 mısra ihtiva eden, 76811366-1367' de tamamlanan eser, 14 kendi
nesrinin mukaddemesinde beyan ettiği gibi kraliyet şairi ve onun erkek kardeşi Şah
Mahmud İran tahtı için mücadele ettikleri zamanda tertiplendi. On bölümün her
biri, aynı vezindeki bir gazel ve bir sonu ihtiva eden bir mektup içerir.
4. İbn 'İmad'ın Deh-name veya Ravzatü'l-muJ:ıibbtn'i15 79411392 de hezec
vezninde tertip edildi ve 760 mısra ihtiva eder. Hiçbir hamisi olmadığı görünen
İbn 'İmad, görünmeyen dünyadan gelen sesin buyruğunu izleyen aşkın hikayesini
anlatmaya karar vermiş, onun (evrenin) merkezi aşk üstüne kuruludur diyerek evrenin
anlamı hakkındaki kuşkularında tatmin olmuştur.l6 "Alışageldiğimiz bir hikayedir.
Aşk hastası genç hafif rüzgara emanet edilen mesajlarla, sevdiğini izler.
Sevgili başlangıçta kibirle onu reddeder, sonra kabul eder. On bölümün herbiri
aynı vezinde bir gazel ve hafif rüzgarın birleştiriciliği üzerine bir pasaj ihtiva eden
bir mektup içerir.
5. Müellifi bilinmeyen MaJ:ıbubü'l-~ulub17 800/1397 de hezec vezninde
tertib edilmiştir. 1000 mısra ihtiva eder ve Şirvanşahı Şah İbrahim'e ithaf edilmiş­
tir. Şair aniden aşık olan bir arkadaşın hikayesini anlatır. Sonra aşıkla maşuk arasında
bir mektup alışverişi olur ve sonuçta birleşmelerini başlatır. Tek elçinin hafif
rüzgar olduğu eski Deh-name'lerin tersine, şiirde "rüzgar-su", "bülbül-gül", "pervane-mum",
"ayna-tarak" ve "ay-güneş" çiftleri, aşıkla sevgili arasında elçi olarak
kullanılmıştır. 1 O parçanın her birisi, bir gazel ve alıcının verdiği tepki hakkında
bir pasaj ihtiva eden bir mektuptan oluşmuştur.
13 a. g. e., IOOa.
14 Chester Beatty, 324, 248-72. Krş. A. J. Arberry, 'A royal poem', A locust's leg, Studies in
honour S. H. Taqizadeh, (London, 1962), s. 28-30.
15 Brit. Mus., Or. 4515, s. 57-72.
16 a. g. e., 58b.
17 Bibl. Nat., Schefer Supph!ment 1531.
BİR EDEBi ESERiN YARATILIŞI VE TAVSİFİ: DEHNAME "ON AŞK MEKTUBU" 171
6. 'Ayşi'ninl8 'İşret-name'si", hezec vezninde 540 mısra ihtiva eden ve
Şldiz'da Timurlu Halil Sultan (812-1405) devrinde, emirlerinden 'İnayet isimli birinin
ricası üzerine tertip edilmiştir. 'Ayşl, Deh-name'sini tertiplerken, hamisinin
önerisini izlemiş, ve aşık ile maşuk arasında elçi olarak, hamisine göre önceki
Deh-name'lerde hep aynı olan, rüzgan kullanmak yerine, bu amaç için çeşitli mi'isikl
aletlerini seçmiştir. Hikaye, yine aşıklann birleşmesiyle sona eren, sıradan bir
hikayedir. On bölümün her biri bir gazeliçeren ve mektubu alan kişinin reaksiyonunu
ihtiva eden bir mektup ile biter.
Türkçe Delı-name'ler
l.ijörezmi'nin 754/1353'te düzenlenen ve hezec vezninde 473 mısra ihtiva
eden, Muf:ıabbet-name'si19 şaire Türkçe Manzum eser (bizig til birle) tertip etmesini
söyleyen, Altın ordu hükümdan adına Sıgnak bölgesi valisi olan Mui:ıammed
ijöca Beg'e ithaf edilmiştir. Orjinalinde Deh-name (on mektup) olarak planlanlanan
manzume, sonradan bir mektup ilavesiyle genişletilmiştir. ll mektubun 3 ü
Farsça (4,8,1 1) ve iki mektubun (3,11) herbiri aynı vezinde bir gazel içerir.
Türkçe mektuplardaki mısra sayısı 24 ve 26 arasında, Farsça mektuplarda 37 ve
41 arasında farklılık gösterir. Her mektup saki'ye iki mısralık hitapla sona erer ve
1 O numaralı mektub hariç, aşağıdaki nakaratı ihtiva eder:
~aburdın ya!Jşı yo~tur pişe ~ılsam
bu yolda yo~ ~abur endişe ~ılsam
"Benim için sabırlı olmaktan daha iyi bir şey yoktur.
(Fakat) bu hususu düşündüğümde bu yolda sabıra yer yoktur.
İlave edilen 11. mektupta ne nakarat ne de hitap vardır.
2. ijucendi'nin 14. yüzyılın sonlarında veya 15. yüzyılın başlarında dü-
zenlenen ve hezec vezninde 313 mı s ra ihtiva eden Letafet-name' si20, Mai:ımi'id
Tarl}an'a ithaf edilmiştir. Aşk hastası, aşk yüzünden memleketinden sürülen bir
genç adam, şiirle ruhunu huzura kavuşturması için ve aşk "kadehinden şarap iç-
mek ve Muf:ıabbet-name tarzında bir şiir tertip etmesi için şaire yalvarır.
muf:ıabbet camıdın içseg şarabı
muf:ıabbet-namega aysag cevabı
18 Bibl. Nat., Supph~ment 1442.
19 Krş. T. Gandjei, 'II MuJ:ıabbat-nama di ljörazmi",AJUON, VI, (1954-56), VII (1957).
20 Krş. T. Gandjei, 'Note on the colophon of the La~afat-nama in Uighur Characters from the
Kabul Museum', AIUON, XIV (1964), s. 161-164. Ayşe Gül Sertkaya tarafından Türkçeye
yapılan tercümesi için bk. "Tourkhan Gandjei, Kabul Müzesindeki Uygur Harfli «Letafetname»nin
ketebe kaydındaki not", ilmi Araştırmalar, Dil, Edebiyat, Tarih incelemeleri, 8,
İstanbul, 1999, s. 301-305.
172 Turhan GENCEVI
Bu manzume modeli gibi I O mektup formunda tertip edildi. Her mektubun
son mısraı saki' ye bir hitap tır.
3. Yusuf Bıniri'nin 833/1429-30'da düzenlenen ve hezec vezninde 906
mısra ihtiva eden Deh-name'si21 Timurlu prensi Baysungur Mirza'ya ithaf edilmiştir.
Şair, bir arkadaşının evindeki bir ziyafet sırasında zarif birisiyle karşılaşır
ve ona aşık olur. Bundan sonra rüzgarın vasıtasıyla 1 O mektubun değişimi başlar.
Sevgili sonunda, aşığın ricalarını kabul eder ve buluşma aşığın evinde gerçekle-
şir. I O bölümün herbiri bir gazel ve mektubu alanın reaksiyonu hakkında bir pasaj
içeren bir mektup ihtiva eder.
4. Seydi Ahmed İbn Miranşah'ın 1435- 1436'da düzenlenen ve hezec vezninde
318 mı s radan oluşan Ta 'aşşuk-name' si,22 Şahruh'a ithaf edilmiştir.
Mecnı1n (aşık) bir rüyada, şaire hamisine takdirneo bir aşk şiiri tertip etmesi
gerektiğini mükemmel olarak ifade eder. On mektubun herbiri (25-29) aynı vezinde
bir gazel ve 10. mektubun dışında sakiye bir hitap, Muf:ıabbet-name'ye benzer
bir nakaratlı son içerir.
taf:ıammül yabşı işdür pişe ~ılma~
taf:ıayyül birle hem endişe ~ılma~
"Sabırlı olmaya alışmak (ve) umut ile düşünmek i yi bir şeydir".
* * * 'İmad Fakih'in bir organik bütünlüğünün olmadığını gördüğümüz Delı-name'sini
bir kenara bırakırsak, yukarıda incelenen Delı-nameler iki farklı gruba
dahil olurlar.
a) Aşık ile maşuk arasında 10 mektubun her zaman birleşmeye götüren
değişimi: Evhedi'nin manzumeleri, Şah Şucii, İbni 'İmad, Ayşi, anonim Maf:ıbılbü
'l-~ulub ve Amin.
b) Sevgiliye hitaben yazılan 10 mektup: lj:ôrezmi'nin manzumeleri, lj:ocendi
ve Seydi Ahmed.
İlk grupta Delı-name'lerin çizgisi yukarıda belirtilen, f!üsrev ü Şfrfn'in23
bölümüne kadar izlenebilen, 2. grupta durum daha karmaşık olarak kendisini gösterir.

21 Brit. Museum, Add. 7914, s. 142-157.
22 Brit. Museum, Add. 7914, s. 273-289.
23 VIs u Ramin'e dahıl edilen Deh-name'nın bu gruptaki şaırlerce bılındığine daır bır delıl
yoktur. Mucteba Mınovf'nin kategorısel ifadesı Fars şaırlerınin 10 veya 30 aşk mektubu
tarzındaki eserleri Evhedf'nin Deh-name'si gıbı, lbn 'İmfid, 'Arifi ve 'lmfid Faklh ve Emır
Hüseynl'nın Sl-name'si ve Katibi ile Salman'ın Fırak-name'si, Vis u Ramın'ın Delı­
name'si tarzında tertıp edilmiş eserlerı n muhtevalarının incelenmesine dcğıl eserlerın
başlıklarına dayanır.
BIR ED EBİ ESERIN YARATILIŞI VET A VSIFI : DEHNAME "ON AŞK MEKTUBU" ı73
J::lôrezmi'nin manzumesi İran'a uygun mektuplaşma modeli değildir. Bu
Farsça manzumeler de tertipleyen şair, tabii ki İran edebiyatının şairane eserlerine
aşinadır. İbn Naşı1h'un24 muhtemelen J::lôrezmi'ye modellik etmiş ve 725/1324 ve
736/1335 yıllan arasındaki bir sürede düzenlenmiş Deh-name' si günümüze kadar
ulaşamamıştır. J::lôrezmi'nin VIs ü Ramin'i kendine model olarak kullandığı sadece
teorik olarak mümkündür, fakat bu esere dair hiçbir referansın olmayışından,
bu mümkün görülmüyor. Bu şartlarda görülüyor ki J::lôrezml'nin manzumesini
tertipierken ı O mektubu ihtiva ettiği kadarıyla Evhadi'nin manzumesinden etkilenmiş
olması daha muhtemeldir. J::lôrezmi'nin manzumesinin başlığı 'İmad FaKılı'in
832-ı428 'de tertip edilen aynı adlı me s nevi" sinden alınmış olabilir. Ijôrezml Delı­
name'lerin genel özelliklerine saki'ye hitabı ilave etti.
İki gruptaki Delı-name'ler ahenkli beyitler (masnevl) halinde, fjüsrev ü
Şirin'in hezec vezninde tertiplendi, aynı vezindeki gazellere göre noktalandı.
İstisnalar yukandazikredilen variyantlar yerine lıezecin diğer variyantını - - +1+ -
+- 1 +- -(Leyla vü Mecnun /ıezeci)25 kullanan İbn 'İmad'ın manzumesi ve ljocendl'nin
gazelleri içermeyen manzumesidir.
Delı-name'lerin muhtevası genellikle erotiktir, fakat erotik unsur, klasik İran
ve Türk şiir geleneği ile uyuşan kaside türü ve mistik elementlerle uyum içindedir.
Çeşitli unsurların oranı müstakil şairlerin huy ve kişilikleri ile farklılık gösterir.
Bu yüzden, şiirlerin çoğu "sevgili-hami" çiftli kinayesini içerirken, İbn 'İmad'ın
şiirinde şiiri her ne kadar bu ilahi aşk konusunda olmasa da, insani ihtirastan mistik
aşka geçiş fark edilmez ve Şah Şuca'nın şiirinde (A. J. Arberry'den iktibas
ettiğim) 'erotik geleneğin bir politika aracı olarak bütünüyle geliştiğini görürüz' ve
buna "sevgili-erkek kardeş"in kinayesini de ilave etmeliyim.26
Deh-name yukarıda belirtilen karakteristik ana hatlarına bakılarak, nıesnevl
formunda /ıezec vezninde, gazellerle bezenmiş, konusu ya aşık ile maşuk arasında
yapılan 1 O mektup değişimi ya da sevgiliye hitaben ı O mektup olan bir manzume
olarak tanımlanabilir.
Evhedl, bu tarz kompozisyonun ilk mevcut örneği olan Deh-name'sinde,
eski De/ı-name' lerden söz eder. Evhedi"nin Delı-name'sinden önce bir Delı-name­
'nin bağımsız bir manzume olarak varlığıyla ilgili bir delilin bulunmayışı beni,
Onun "Deh-nanıe" terimini nıesnevl formunda (uzun romantik hikayelerden farklı
olarak) kısa aşk hikayesini belirtmek için kullandığım varsaydırıyor. O, böyle bir
manzumenin yazarı için hiçbir zaman şöhret teminatı olmayacağını ilave olarak
belirtir. Eğer benim talıminim doğruysa Saveli Selman da (d. 77811376) bu terimi
24 Dawlatshah, The Tadhkiratu'slı Slıu'ara, yayımiayan E G. Browne (London and Leıden,
1901), s. 225.
25 Bu küçiık ayrım, Nızaml'nin Deh-n[une'mn başlangıcındaki roliıkonusunda daha fazla bılgı
sağlar.
26 Yayımlayan: Farruh, s 6.
174 Turhan GENCEVİ
aynı manada kullandı. Aslında Celayir Sultanı Uveys, Selman'dan mesnevi formunda,
ayrılık (jinik) konulu bir şiir düzenlemesini istediğinde, şair "bütün yerlerde,
her hikayeciden, ve bütün kitapları", araştırdıktan sonra münasip bir hikaye
bulup, ifade eder:
herni IJVfthem ez daver-i kirdgar
ki çendan emanem dihed rüzgar
ki deh-name z'in name-yi ijusrevi
dihem cil ve der kisvet-i meşnevi27
"Her şeyekadir olan Tanndan istiyorum, talih bana yeterli mühleti bahşederse
ben bu muazzam hikayeden mesnevi formunda bir hikaye tertipleyebilirim".
Salman'ın müte~arib kahramanlık manzumesi, tarzındaki Fira~-name'sinde
"on" unsuru yer almaz ve bu yüzden ne bu, hatta ne de Ubeyd'in Deh-name'lerin
bazı tefrik edici özelliklerini içerdiği halde aynı şekilde "on" unsurunu içermeyen
751 /1350'de düzenlenen 'Uşşa~-name'si28 tam birDeh-name olarak mütalaa
edilemez.
27 Brit. Mus., Or. 2815. 290b.
28 Krş. Kulliyiit-ı 'Ubeyd Ziikiini, yayımlayan: 'Abbas lqbal (Tehran 1243 s.), s. 120-148.

Konular