Değerler Değişimi ve Kuşaklararası Çatışma: İran Khoy Kenti Örneği

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Aralık 2013, 14(2), 93-113.
93
Değerler Değişimi ve Kuşaklararası Çatışma: İran
Khoy Kenti Örneği
Alireza LOTFİ, Sabour KABİRİ, Hojjat GHASEMLOU*
Değerler Değişimi ve Kuşaklararası Çatışma: İran Khoy
Kenti Örneği
Özet
Bu çalışma, farklı kuşağa mensup aile üyelerinin kültürel
teamülleri üzerine odaklanmaktadır. Ardışık kuşaklarda aktarım
süreçleri tüm aktarım ile eksik aktarım arasında değişim
göstermektedir. Aktarımın her iki türü birçok soruna neden
olabilir. Tüm aktarım şeklinde, değişim fırsatları yeni kuşaktan
alınmaktadır ve eksik aktarımda ise kuşaklararası teamülü
çatışmaya kadar götürebilir. Buna göre yeni kuşağın değer, norm
ve tutumlarının keyfiyeti ve kuşaklar arası ilişkilerin düzeyi İran
toplumunun esas sorularından birini oluşturmaktadır. Bu çalışma
2012 yılında, Khoy şehrinde ebeveynler ile gençlerin arasındaki
değersel, davranışsal ve normsal teamülleri incelemeye
çalışmaktadır. Araştırmanın bulgularına göre iki kuşağın kültürel
ve sosyal değerleri arasında bir çatışma vardır.
Anahtar Kelimeler: Kuşak, Kuşaklararası çatışma, Kuşaklararası
ilişkiler, Khoy, İran
Conflict and Change Across Generations: The Khoy
Case
Abstract
This work focuses on cultural corporation of the family members
of the different generations. There is dissimilitude in
complete and incomplete survey between periodical generations.
Both type of survey may end to a lot of questions. The
relationship processes of values, norms, and quality of capacities
between new generations of Iranian society is the main
problem. This survey have conducted at 2012 in Khoy city about
values behaviors and normative corporation between adults
and youths. According to findings of survey there are conflicts at
the area of culture and social values. But this conflict did not
elapses social and economic values.
Key Words:Generation, Conflict of Generation, Intergenerational
Relations, Khoy, İran
1. Giriş
1970’lerde ve hatta bugün bile Kuşaklararası çatışma siyaset bilimi, psikoloji ve sosyoloji gibi
bilim dallarının esas inceleme konularından birini oluşturmuştur (Jacobsen, Berry & Olson, 1975).
Mannheim’e göre kuşak kavramı toplumsal değişim sürecinin anlaşılmasında önemlidir. Toplumlar
farklı sosyal kurumlar ve toplumsallaşma acentelikleri ile yeni üyelerine toplumsal aranjmanı ve
kültürel içeriğini intikal etmeğe çalışmaktadır. Gelecek kuşağın fertleri olan gençler yaşlıların miras-
çısı olarak tanıtılmaktadırlar. Bu transfer sürecinde bazı unsurlar bilinçsiz ya bilinç dışı olarak yer
değiştirebilir. Mannheim’in nazarından modern çağda toplumsal değişmenin hızı artmıştır. Değiş-
me hızının artması iki kuşak arasındaki değerlerin yer değiştirmesinin artmasına da neden teşkil

*
Alireza LOTFİ, Yrd. Doç. Dr., Khoy İslami Azad Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, alireza_lotfi2010@yahoo.com;
Sabour KABİRİ, Doktora Öğrencisi, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü,
sebur.kebiri@gmail.com; Hojjat GHASEMLOU, Doktora Öğrencisi, İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu
Yönetimi Bölümü. hojjat.ghasemlou@gmail.com
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
94
etmiştir. Bu değerlerin hızlı bir şekilde yer değiştirmesi kuşaklararasında kopuş ve çatışmaya neden
olabilmiştir (Cherrington, 1997).
Sosyal bilimlerde, araştırmacılar arasında kuşak kavramı ve dolayısıyla tanımlaması hakkında
görüş birliği mevcut değildir. Kuşak sözcüğü Sosyal Bilimler Ansiklopedisi’nde böyle tanımlanmıştır:
“demografide yaşamının bir dönemini beraber yaşamış ve bitirmiş fertler topluluğuna kuşak denilir”
(Saruhani, 1996, S. 107).
Kuşak kavramı, bir toplumun yaklaşık olarak aynı zamanlarda doğan üyelerinden oluşan yaş
gruplarına da hitap eder. Kuşak terimi, bir nesil ile öteki nesil arasında geçen dönem için de kullanılmıştır
(Marshall, 1999, s. 439). Bir kuşak veya nesil, anne ve baba ile çocukları arasındaki yaş ve
kültür farkını da ifade etmektedir. Bu da yaklaşık olarak 25–30 yıllık bir zaman diliminden oluşmaktadır
(Baker,1998, s. 118).
Kuşaklararası çatışma kavramı kuşaklararasındaki değer farklılıkları ve benzerlikleri üzerinde
durur. Farklı grup ve fertlerin arasındaki davranış farklılığı her zaman dikkat çekici olmuştur. Konuyla
ilişkin tartışmalar kuşaksal söyleminin biçimlenmesine neden olmuştur. Bu söylem içinde kuşaklararası
teamülden, kopuşa ve çatışmaya kadar farklı görüşler mevcuttur (Ingelhart & Abramson,
1992).
İran’da, son on yıllarda toplumsal değerlerin değişime uğradığına dair farklı görüşler ileri sü-
rülmektedir. Bazılarına göre son yıllardaki gelişmeler toplumun değer, inanç ve geleneklerinde
değişmelere yol açmıştır. Buna karşın bazı araştırmacılara göre toplumun değerlerine ve inançları-
na göre bağlılıkta kayda değer değişim görülmemektedir.
Inglehart’a (1994) göre kültür bir grubun dış dünyayla adapte olmasında ve kendi içindeki birlikteliğini
karşılaştığı sorunlar karşısında korumakta dayandığı değerler ve inançlar topluluğudur (s.
12). Bu yaklaşım açısından yeni kuşağın karşılaştığı sorunlarla elde ettiği deneyimler önemlidir.
Fertlerin ve grupların ortamları ile uyum sağlamada gösterdikleri çaba sosyo-kültürel değişimlerde
belirleyici rolü vardır. Fertlerin ve grupların adaptasyonu teknolojik, siyasal ve kültürel değişmelere
gösterdiği yanıttır. Bu nedenden dolayı sosyokültürel değişimlerin tesadüfi, plansız ve hatta baskı
sonucunda gerçekleştiğini söylemek imkânsızdır.
Huntington’a göre yenileşme çok boyutlu bir sürece sahiptir ve insan düşünce ve eyleminin
tüm alanlarını içermelidir. Yenileşmeyi psikoloji, fikir, demografi, sosyal ve ekonomik alanlarda
tanımlarsak, psikolojik alanda yenileşmenin toplumun temel değer, norm ve beklentilerinde deği-
şimleri gerekmektedir (Huntington’dan aktaran Alem, 2000, s. 109). Sanayileşme süreci ile kuşaklararası
ilişki İran’da özel bir önem kazanmıştır.
İran, yenileşme sürecinde tıpkı geleneksel toplumlar gibi yeni bir duruma ayak basmaktadır.
Şu durum, toplumu sosyo-kültürel ve politik bağlamda değişme zorunda bırakmaktadır. Bu değiş-
melerle beraber toplumun değer, norm ve bakışları da değişmektedir. Değerler insan karakterinin
en iç katmanlarındandır ve içsel gerçeklerin iyice tanınması ve bilinmesi ferdin değer ve eğilimlerinin
bilinmesine bağlıdır. Değerler ferdin edimlerinde ve davranış sisteminin biçimlenmesinde en
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
95
çok etkiye sahiptir. Psikolojik açıdan değerler ferdin kendini algılamasının en önemli kaynağını
olmakla beraber eğilimlerini de belirler. Sosyal boyuttan ise değerler ferdin toplumsallaşma süreci
içinde toplumun norm ve ilkeleri ile ayak uydurması için elde ettiği inanç ve tutumlarından ibarettir
(Yusefi, 2004, s. 27).
İslami Devrim’den sonra kültürel ve ekonomik değişmelerin tecrübesi, genç neslin nüfus artışı,
ihtiyaçların farklılaşması, yeni yaşam stillerinin toplum tarafından denenmesine neden olmuştur.
Başka taraftan yeni teknoloji araçları toplumu bilgi selinin içine tutmuştur. Buna rağmen toplumun
tümü aynı oranda üretilen bilgiden yararlanmamaktadırlar. Gençler yaşlarının sağladığı olanaklara
göre yeni araçlarla kolaylıkla tanışmaktadırlar. Bu da gençlerin yaşlılara göre fazla öğrenmelerine
sebep olmaktadır. Gençler farklı kültürlerin gelenek ve görenekleri ile tanışmaktadırlar ki bu tanış-
ma meselesi onların yaşlılardan aldıkları düşünceler ile çelişmektedir. Başka taraftan yaşlılar geçmiş
nesilden miras aldıkları ve hayatlarına kattıkları değerleri kolayca bir kenara atmak istemezler ve bu
istememe noktasında iki nesil arasında ihtilaf ve çatışma şekillenmektedir. Toplumda gelişmeler ve
değişmeler açısından nesiller arasındaki farklılıklar gereklidir. Ama bu değişmeler az zamanda yüksek
hızla olduğunda toplumun değer ve norm sistemini ciddi şekilde etkilemektedir.
2. Kuramsal Çerçeve
Kuşaklar çatışması konusunda farklı görüşler ileri sürülmektedir. Kuşaklararası çatışma tüm
toplumlarda görülen genel bir sorundur. Kültürel, dinsel, ekonomik ve siyasal değerler üzerinde
olan anlaşmazlıkları araştırma konusu yapmak ve çözüm önerisinde bulunmak toplumsal çatışmaların
yaşanmasını önlemek açısından önemlidir.
Çatışmanın genel olarak duygu, düşünce, çıkar ve amaç ayrılıklarından doğduğu bilinmektedir.
İnsan topluluğunun bulunduğu her yerde çatışma vardır. Dolayısıyla çatışma yaşamın ayrılmaz bir
parçasıdır (Anıl, 2011, s. 18). Bazı düşünürlere göre çatışma toplumsal hareketliliği artırmakla beraber
toplumu durgun bir ortamdan hareketli bir ortama götürür.
Kuşaklararası çatışmayı tanımlamadan önce çatışma kavramını anlam olarak açıklamakta fayda
vardır. Çatışma, psikoloji, sosyoloji, antropoloji, siyaset ve yönetim bilimleri tarafından araştırma
konusu yapılmış bir kavram olması nedeniyle, çeşitli yazarlar tarafından farklı boyutları göz önünde
bulundurularak değişik şekillerde tanımlanmıştır.
Çatışma çeşitli kaynaklara göre fertlerin ve grupların arsında doğan anlaşmazlık olarak tanımlanmaktadır.
Her tür çatışmanın içinde kırgınlık, kızgınlık, öfke ve rekabet benzeri davranışlar yer
almaktadır (Özekin Elalmış, 2011, s. 49).
Çatışma kuramının sosyal bilimlerde uzun bir geçmişi vardır. Çatışma kuramı, ilk olarak, Karl
Marx’ın ekonomi politiği ve sosyal felsefesine dayanmaktadır. Marx toplumsal örgütlenmeyi üretim
ve mülkiyet ilişkilerine dayandırmaktadır. Ekonomik yapıyı toplumun temeli olarak gören Marx
sosyal, siyasal ve zihinsel yaşamın maddi üretim şekli tarafından belirlendiğini savunmaktadır.
Üretim ilişkileri, mülkiyet dağılımı ve sermaye yapısının belirlendiği bir toplumsal ortamda sınıflar
arası çatışma kaçınılmaz görünmektedir (Aydınalp, 2010). Göründüğü gibi Marx toplumsal çatış-
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
96
mayı sınıfsal olarak ele almış ve irdelemiştir. Marx’a göre sınıflar arası çatışma toplumsal hareketliliği
sağlayan bir olgudur. Marx toplumsal çatışmanın temel aktörlerini toplumsal sınıflar olarak
görmektedir.
Simmel Marx gibi, toplumsal alanda çatışmanın sürekli olduğunu düşünür. Ama Simmel
Marx’dan farklı olarak, toplumsal yapıyı bir tahakküm ve bağımlılık yapısı olarak değil, iç içe geçmiş
birleştirici ve ayırıcı süreçler olarak görür. Simmel’e göre, iyi bir toplum çatışmasız toplum demek
değildir.
Georg Simmel, toplumda insanları bir arada tutan ortak çıkarların olduğu gibi, farklı çıkarların
da olduğunu söylemektedir. Simmel açısından tamamen uyum durumunda olan hiçbir toplum
yoktur. Tam tersine toplum, ortak çıkarların sonucunda bir araya gelen dost topluluklar ile farklı
ortak çıkarlara sahip hasım toplulukların bileşiminden meydana gelmektedir. Simmel, bir bakımdan
bir arada olanların bir başka bakımdan birbirlerine karşı olma ihtimalini söylemektedir (Anıl, 2011,
s. 18).
Dahrendorf Marx’tan farklı olarak toplumsal çatışmanın aktörlerini toplum bireyleri olarak
görmektedir. Dahrendorf, toplumun bütünleşmiş bir yapı özelliğine sahip olduğunu ileri sürenlere
karşı, toplumun birbirleriyle çatışan birim ve unsurlardan kurulu olduğunu ve sosyal değişmenin
çatışan unsurların itici gücü ile ortaya çıktığını düşünmektedir (Kaya, 2000). “Kuşaklararası çatışma
aslında toplumsal çatışmadır ve bu toplumsal çatışma toplumsal grupları birbirinden ayıran ya da
birbirine karşı koyan sınırlar ve kıstaslardır. Bir başka deyimle toplumsal çatışma toplumun yapısındaki
aktif ve etkin grupların, toplumsal normlar ve kültürel işleyişler üzerindeki ayrım noktalarını
belirler. Toplumsal çatışma normlar, inançlar, değerler, tutumlar ve toplumsal konumlar üzerindeki
rekabetten kaynaklanmaktadır” (Tacik, 2002, s. 367). Tutum bir kişinin, durum, kurum ya da toplumsal
sürece yönelik olarak çeşitli biçimlerde tanımlanan; ancak davranışların gözlenmesiyle çıkarılabileceğinde
ısrarlı olanların düşündüğü üzere, kişilere ve durumlara karşı (az çok tutarlı) bir şekilde
hareket etme eğilimi olarak görülen davranışıdır. Tutum “tercih edilen bir tarzda hareket
etmeye yönlendiren bir nesne ya da durum çerçevesindeki inançların, görece kalıcı bir şekilde
düzenlenmesi” şeklinde tanımlamaktadır (Marshall, 1999, s. 765). Başka bir deyişle tutum “bir
nesne veya duruma karşı az çok sürekli yönelimler ve bu nesne veya duruma karşı olumlu ya da
olumsuz tepkiler verilmesine yol açan yatkınlıklar” şeklinde tanımlanabilir (Best, 1973: 6).
“Değer” kavramı sosyal bilimlerde çeşitli anlamlarda kullanmaktadır. Değer bir yargılama ölçü-
südür. Bu ölçü güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırt edebilme gücüdür (Güler,
2008). Değerler “olanla değil, daha çok olması gerekenle ilgilidir (Inkeles, 1964: 74). Değerler kalıcı
olması, bir inanç niteliği taşıması, istenilen (tasarlanmış) ve istenilenin kavranmasına ilişkin bir zihinsel
nitelik taşıması ve bir tercih olması diye bir takım özelliklere sahiptir. Bu özelliklerin oluşması
değer faktörünün süreciyle ilgilidir (Silah, 2000).
Parsons, temel değerler sistemini “istikrarlı ve etkili bir sosyal sistemin kalb ve damarlarındaki
kanı” olarak görür. Temel değerler sistemi sayesinde, herkes ve her şey mükemmel uyum içindedir
ve sistem düzgün olarak işler (Slattery, 2011, s. 377). Parsons’a göre kültürel sistem kendi kültürel
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
97
özgünlüğünü sağlayan çekirdek değerleri ve normları içerir. Bu nedenle kültürel sistemin oluşumuyla
ilgili özellikler, yani gelenek ve değerler, toplumun mirasına yansır. Değerler, toplumsal
normlar veya davranış kuralları vasıtasıyla ifade edilmektedirler. Parsons açısından değerler toplumda
iç bütünlük ve düzeni sağlarlar (Layder, 2010, s. 23).
Kuşaklararası değer farklılıkları üzerinde önemli incelemeleri olan bir başka araştırmacı Inglehart’tır.
Inglehart “gelişmiş sanayi toplumlarında kültürel gelişme” kitabında, yaşlı kuşağın genç
kuşağa oranla değişime karşı daha çok direndiğini yazıyor. Ona göre değişime karşı farklı kuşağa
mensup insanların tutumu da farklılık göstermektedir. Ferdin bulunduğu toplumsal ve ekonomik
ortam onun değer tercihinin belirlenmesinde önemlidir (Inglehart, 1994, s. 62).
İran’da kuşaklararası çatışma olgusu hakkındaki yaklaşımları dört gruba ayırabiliriz:
1. Kuşaklar çatışmasının var olduğunu savunan yaklaşım.
2. Kuşaklararası çatışmanın yerine kuşaklararası farklılıkları savunan yaklaşım.
3. Kuşaklar çatışması yerine kültürel kopuştan yana olan yaklaşım.
4. Kuşaklararası farklılıklara hem umut ve hem endişe ile yanaşan yaklaşım. Bu yaklaşıma göre
farklılık durumu yönetilemediği zaman bir çatışmaya dönüşme tehlikesini taşıyor.
İran’da Sosyal araştırmacıların bir kısmı kuşaklararası çatışmanın olduğunu kabullenerek, bu
sorunun kritikleşmeye doğru bir yol izlediğini vurgulamaktadırlar (Ağaceri, 2003). Kuşaklararası
çatışmasının olduğunu kabullenenler açısından, sosyoekonomik değişimler, modernleşme, küreselleşme,
demografik değişimler, aydınların etkisi, İslami Devrimin genel kültüre etkisi ve devrim ile
yenilenen sosyoekonomik düzen kuşaklararasındaki farklılıkları artırmakla, bu olguyu bir toplumsal
sorun düzeyine taşımıştır (kaderi, 2003, s. 178). Kuşaklararası çatışmanın olduğunu kabullenen
grup kendi içinde bu olguyu iyi veya kötü olarak değerlendirmekte de yene iki gruba ayrılmıştır.
Kuşaklararası çatışmayı kötü olarak algılayan grup, İslami Devrim’in getirdiği değerleri savunmaktadır.
Bu kavrayışa göre çatışmayı besleyen etkenlerin başında gençlerin dini ve milli değerlerden
mesafe aldıkları gelmektedir. Bu yaklaşımdan farklı olarak kuşaklararası çatışmayı değerlendiren
yaklaşım ise, yaşanan kopuşu toplumsal değişmelerin itici gücü olarak kabullendiği için bu olguya
olumlu bakmaktadır (Ağaceri, 2003).
İkinci yaklaşım kuşaklararasında çatışma ve kopuşun yerine değer farklılıkların olduğunu vurgulamaktadır.
Bu yaklaşımı benimseyen grup içinde bazı psikologlar ve sosyal araştırmacılar dâhildir.
Psikologlara göre kuşaklararası fakın temelinde psikolojik ve biyolojik meseleler durmaktadır.
Sosyal araştırmacılara göre kuşaklararasındaki farkı kopuş olarak görmek yanlıştır (Tavakkoli, 2003).
Üçüncü yaklaşım ise sorunun temelinde sadece kültürel farkların yattığını savunmaktadır.
Dördüncü yaklaşım ise kuşaklararasındaki farklılıkların yönetilmesine vurgu yapmaktadır. Bu
yaklaşım açısından olguyu ele alan araştırmacılara göre, devrim kuşağının bir sonraki kuşağı devrim
değerlerine uyum sağlamada zorlaması ve yeni gelişmelere karşı yeterince esnek davranmadığı
kuşaklararasındaki kopuşun zeminini hazırlıyor. Bu grup başka sosyal devrimlerden örnek getire-
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
98
rek, hükümeti kuşaklararası farklılığın büyümesini engellemeğe yönelik önlem almaya teşvik etmektedir
(Celali, 2003).
İslami devrim sonrası gelişmeler birçok alanda değişime sebep olmuştur. Bugün İran’da yeni
kuşağın sosyal hayata katılma sürecinde sergilediği farklı türden davranışlar toplum nezdinde ciddi
endişelere sebep olmaktadır. Yapılan bu çalışma, bu endişeleri dikkate alarak gençler ve ebeveynler
arasındaki değer ve tutum farklılıklarının ne sonuçlar doğurduğunu incelemeye çalışmıştır.
Hipotezler:
3-1) Ebeveynler ve gençler arasında kuşak çatışması vardır.
3-2) Ebeveynlerin ve gençlerin eğitim düzeyi ile kuşaklar çatışması arasında ilişki vardır.
3-3) Ailenin gelir düzeyi ile kuşaklar çatışması arasında ilişki vardır.
3-4) Gençlerin cinsiyeti ile kuşaklar çatışması arasında ilişki vardır.
3-5) Ebeveynler ile gençlerin kültürel değerleri arasında fark vardır.
3-6) Ebeveynler ile gençlerin toplumsal değerleri arasında fark vardır.
3-7) Ebeveynler ile gençlerin siyasal değerleri arasında fark vardır.
3-8) Ebeveynler ile gençlerin ekonomik değerleri arasında fark vardır.
3-9) Ebeveynler ile gençler arasında tutum çatışması vardır.
3-10) Ebeveynler ve gençler arasındaki evlilik ve aile normları farklıdır.
3-11) Ebeveynler ile gençlerin dinsel faaliyetleri arasında fark vardır.
3-12) Ebeveynler ve gençler arasında normsal ve davranışsal çatışma vardır.
3. Materyal ve Yöntem
Bu çalışma ebeveynler ve evlatları arasındaki kuşaklar çatışmasını Khoy şehrinde araştırmaktadır.
Bu yüzden saha araştırması yapılmaktadır. Saha araştırması bir konunun betimlenmesi ve
açıklanması için sık kullanılan bir yöntemdir. Büyük topluluklarda temel verilerin toplanmasının
direkt gözlem yapmakla mümkün olmadığına göre bu yöntem standart anket ve örneklem ile veri
toplamak için kullanılacak en iyi yöntemdir. “ Saha araştırmaları büyük topluluklarda eğilim ve
yönelimlerin ölçülmesi için iyi bir araçtırlar” (Babbie, 2007, s. 530).
Saha araştırmalarında veri toplamanın en yaygın tekniği anket doldurmadır. Bu araştırmada
da verilerin toplanmasında anket kullanılmıştır. Bu çalışmada Khoy şehrinde yaşayan ebeveynler ve
evlatları için birer anket tasarlanmıştır. Bu anketlerde üzerinde durulan kavramlar aynıdırlar. Fakat
yanıtlamadaki yanlışları önlemek açısından ebeveynler ve evlatlardan sorulan benzer sorular biraz
farklılıkla iki ayrı ankette yer almıştır. Verilerin sıralaması için Likert ölçeği kullanılmıştır. Likert ölçeği
cevaplayıcının bir araştırma ile ilgili yargıları ne derecede tasvip edip etmediğini tespit etmede
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
99
kullanılır. Cevaplayıcıya yargı hakkında 5 noktalı ve eşit aralıklı bir ölçek verilir (Karagöz ve Ekici,
2004). Araştırma anketi 35 sorudan oluşmuştur ki her soru belli bir değişkenin ölçeğidir. Aşağıdaki
çizelgede değişkenleri ölçmek için kullanılan ölçek verilmiştir.
Çizelge 1. Değişkenlerin Ölçümü İçin Kullanılan Endeks ve Göstergeler
Değişken Endeks Gösterge
Değerler
Kültürel değerler
Yabancı müziği dinleme
Uydu kanallarını İran resmi televizyon kanallarını dinlemeyi
tercih etme
Kadınların üst yönetimde olması
Toplumsal değerler
Boşanmanın bütün durumlarda kötü olması
Evliliğin tek koşulunun aşk olması
Toplumsal alanlara açık renkli kıyafetlerle çıkmanın
sorun olmadığı
Erklerle kızların arkadaşlık ilişkilerinin sorunlu olmadığı
Ekonomik değerler
Yapılan işin paradan önemli olması
Zamanın çoğunu ekonomik faaliyetler için kullanmak
Verginin kalkınmanın temeli olduğunu düşünmek
Normsal ve davranışsal
çatışma
Dini faaliyetler
Dini törenlere katılma
Cuma namazına gitme
Dini türbelerin tatil zamanlarında ziyaretinde bulunma
Adak adama
Düzenli şekilde namaz kılma
Ramazan ayında düzenli oruç tutma
Tutum
Endeks
Kitap okumanın yaşamın Greklerinin bir parçası olma
Vergi verme ile zekatın çelişmesi
Başka bir ülkeyi yaşamak için tercih etmek
Gelenek ve törelerin geriliğe sebep olduğuna inanmak
Kadınların evlilikten sonra çalışması
Kadere inanmak
4. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Bu çalışmada Khoy şehrinde, 15-30 yaş arasındaki gençler ve 45 yaş üzerindeki ebeveynler
araştırmanın evrenini teşkil etmektedirler. Khoy şehri 2006 yılının nüfus sayımına göre bu yaşta
Khoy şehrinin genç nüfusunun sayısı yaklaşık 75080 kişi ve ebeveynlerin de sayısı yaklaşık 43707
kişidir.
Bu araştırmada evrenin hacmi büyük ve birimler geniş bir coğrafi alana yayılmış olduğu için
çok kademeli kümelere göre örnekleme yapılmıştır. Araştırmanın örnekleminin belirlenmesi için
Cochran formülü kullanılmıştır.
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
100









N=118857, n= 384, t=1.96, d=0.05, s2=0.25
Kabullenecek güven katsayısındaki değişim örneklem sayısını değiştirecektir. Yukarda değinilenlere
göre örneklem sayısı 384 kişiden oluşmaktadır ki bu sayıdan 192 anket ebeveynler ve 192
ankette evlatlar tarafından doldurulmuştur.
5. Bulgular ve Tartışma
Gençlerin aileleri ile ilişkilerinde yaşadıkları kuşak çatışmasının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi
amacıyla yapılan şu çalışmada aşağıdaki bulgular elde edilmiştir;
5.1. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Dağılımı
Tablo 1’de anketleri doldurmaya katılanların cinsiyetlerine göre dağılımı incelendiğinde; araş-
tırmaya katılanların %57’sinin erkek ve %34’ünün de kadın olduğu görülmektedir.
Tablo 1. Katılımcıların Cinsiyet Özelliklerine Göre Dağılımı(n=384)
Cinsiyet F %
Erkek 219 57
Kadın 165 43
5.2. Katılımcıların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımları
Tablo 2’de katılımcıların yanı ailelerin ve gençlerin eğitim düzeyine göre dağılımları görünmektedir.
Gençlerin tümünün eğitim düzeyi lise mezunu ve onun üzerindedir. Genç katılımcıların en
çoğu %45.3 olmakla yüksek okul mezunudurlar. Ebeveynlerin de en çoğu %40.1 olmakla üniversite
mezunu grubunda yer almaktadırlar.
Tablo 2. Katılımcıların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımları
Gençler (%) Ebeveynler (%)
Eğitim Düzeyi
Okuryazar değil 0 % 4,2 %
Ortaokul mezunu 0 % 4,2 %
Lise mezunu 18,8 % 30,7 %
Yüksekokul mezunu 45,3 % 15,6 %
Üniversite mezunu 28,6 % 40,1 %
Yüksek lisans 2,6 % 3,6 %
Doktora 4,7 % 1,6 %
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
101
5.3. Katılımcıların Gelir Düzeyine Göre Dağılımları
Katılımcıların %32.5’inin Aylık geliri 700 ile 1000 dolar arasında ve % 31.8’inin de geliri 500 ile
700 dolar arasındadır. Ayrıca en az gelir olarak belirtilen grubun yüzdesi 7 ve en çok gelir olarak
belirtilen grubun yüzdesi 15.6’dır. %13’in de geliri 300 ile 500 dolar arasındadır.
Tablo 3. Katılımcıların Gelir Düzeyine Göre Dağılımları
Gelir düzeyi F %
300 dolardan aşağı 27 7
300 ile 500 dolar arası 50 13
500 ile 700 dolar 122 31,8
700 ile 1000 dolar arasında 125 32,5
1000 dolar üzerinde 60 15,6
5.4. Çıkarımsal istatistik
Çıkarımsal istatistiğin görevi örneklemde betimlenmiş örneklerin, örneklemin alındığı evrende
işlevinin olup olmadığını belirlemektir. Çıkarımsal istatistik ile örneklemden elde olunan sonuçların
evren sonuçları arasındaki yakınlığı belirlemek olar. Çıkarımsal istatistik bizim evren özelliklerini
örneklem üzerinden çıkarmağımızı sağlar (De Vaus, 2004, s. 138).
Bu araştırmada biz ortalama farkı testlerini kullanmışız. Farksal hipotezler ortalama ve medyan
oranının grup ve gruplar arası farkını açıklar. Grup ve gruplar arasındaki farksal hipotezleri SPSS
programıyla analiz ettiğimiz zaman parametrik deneylerden yararlanırız. F (varyasyon analizi) ve t,
Farksal hipotezlerin testi için kullanılan en önemli parametrik deneylerdir.
5.5. Ebeveynler ile Gençlerin Kültürel Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Ebeveynler ile gençlerin kültürel değerlerinin ortalamasındaki farklılığın testi için t testini kullanmışız.
Bu deney katılımcıların ortalamalarını bir biri ile kıyaslar. Tablo 4’te T testi sonrası sonuçlar
verilmiştir.
Aşağıdaki tabloda ilk önce iki grup arasındaki kültürel değerlerin varyasyonun eşit olup olmadığı
incelenmektedir. Levene deneyinin anlamlılık düzeyinin 0.05 altında olduğunu (0.000) göz
önünde bulundurarak ikinci sıranın sonuçlarından yararlanmaktayız ki her iki grup için varyasyonların
eşitsizliğini kabullenmektedir. T testi sonuçlarına göre, kültürel değerler ebeveyn ve gençler
arasında anlamlı farklılık taşımaktadır. Buna göre %99 güven aralığıyla bu iki grup kültürel değerler
ortalamasında birbiriyle farklıdırlar ve bu ortalama ebeveynler arasında yüksektir. İki grup arasında
ortalama farkı -1.01042’dir.
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
102
Tablo 4. Ebeveynler ile Gençlerin Kültürel Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Std,sapma
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Kültürel değerler
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
22,827 0,000 -3,550 382a
0,000 -1,01042 0,28466 -1,57010 -0,45073
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
-3,550 354,57b
0,000 -1,01042 0,28466 -1,57010 -0,45073
a
(384 - 2)
b
Satterthwaite formülle hesaplanır.
5.6. Ebeveynler ile Gençlerin Sosyal Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Tablo 5. Ebeveynler ile Gençlerin Sosyal Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Sosyal değerler
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
5,214 0,23 - 3,822 382 0,000 - 1,27083 0,33255 - 1,92468 - 0,61698
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 3,822 373,917 0,000 - 1,27083 0,33255 - 1,92473 - 0,61694
Tablo 5’de iki grup arasındaki sosyal değerlerin varyasyonun eşitliliği veya eşitsizliği incelenmektedir.
Levene testinin anlamlılık düzeyinin 0.05 büyük olduğuna göre, birinci sıranın sonuçlarından
yararlanmaktayız ki her iki grup için varyasyonların eşitliliğini kabullenmektedir. T testinin
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
103
sonuçları (Sig.= 0.000) ebeveyn ve gençler arasındaki sosyal değerlerin ortalamasının anlamlı farkı-
nın olduğunu söylemektedir.
5.7. Ebeveynler ile Gençlerin Siyasal Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Tablo 6’da siyasal değerlerin eşit olup olmama varyasyonu incelenmiştir. Levene testinin anlamlılık
düzeyinin 0.05’den az olduğunu göz önünde bulundurarak ikinci sıranın sonuçlarını kullanmaktayız
ki her iki grup için varyasyonların eşitsizliğini kabullenmektedir. T testinin sonuçlarına göre
(Sig.= 0.544 ve t= -0.608), siyasal değerler açısından her iki grup arasında anlamlı bir fark görünmemektedir.
Tablo 6. Ebeveynler ile Gençlerin Siyasal Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Siyasal değerler
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
4,312 0,039 - 0,608 382 0,544 - 0,25521 0,41988 - 1,08077 0,57036
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 0,608 379,816 0,544 - 0,25521 0,41988 - 1,08079 0,57037
5.8. Ebeveynler ile Gençlerin Ekonomik Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Tablo 7’de Levene testinin anlamlılık düzeyinin 0.05’den az olduğunu göz önünde bulundurarak
ikinci sıranın sonuçlarını kullanmaktayız. T testinin sonuçları (Sig.= 0.358 ve t= -0.920) ebeveyn
ve gençlerin ekonomik değerlerinin anlamlı bir farklılık göstermediğini söylemektedir.
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
104
Tablo 7. Ebeveynler ile Gençlerin Ekonomik Değerlerinin Ortalamasındaki Farkın Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Ekonomik değerler
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
24,655 0,000 - 0,920 382 0,358 - 0,16667 0,18123 - 0,52300 0,18967
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 0,920 339,706 0,358 - 0,16667 0,18123 - 0,52314 0,18981
5.9. Ebeveynler ile Gençlerin Aile ve Evlilik Normlarının Ortalamasındaki Farkın Testi
Tablo 8’de ebeveynler ile gençlerin aile ve evlilik normlarının varyasyonunun eşit olup olmadı-
ğını incelemekteyiz. Levene testinin anlamlılık düzeyinin 0.05’den büyük olduğuna göre birinci
sıranın sonuçlarını kullanmaktayız. T testinin sonuçlarına göre (Sig.= 0.696 ve t= -0.391) evlilik ve
aile konusundaki normlar ve değerler göre ebeveynler ve gençler arasında anlamlı farklılık görünmemektedir.
Tablo 8. Ebeveynler ile Gençlerin Aile ve Evlilik Normlarının Ortalamasındaki Farkın Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Aile ve evlilik normları
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
2,427 0,120 - 0,391 382 0,696 - 0,11979 0,30646 - 0,72235 0,48277
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 0,391 376,927 0,696 - 0,11979 0,30646 - 0,72238 0,48280
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
105
5.10. Ebeveynler ile Gençlerin Dini Faaliyetler Ortalamasındaki Farkın Testi
Tablo 9’a göre Levene testinin anlamlılık düzeyi 0.05’den büyüktür. Buna göre birinci sıranın
sonuçlarından yararlanmaktayız ki her iki grup için varyasyonların eşitsizliğinin hipotezini kabullenmektedir.
T testinin sonuçları (Sig.= 0.156 ve t= -1.423) ebeveynlerin ve gençlerin dinsel faaliyetlerde anlamlı
farklılığın olmadığını göstermektedir.
Tablo 9. Ebeveynler İle Gençlerin Dini Faaliyetler Ortalamasındaki Farkın Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Dinsel faaliyetler
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
1,988 0,159 - 1,423 382 0,156 - 0,93229 0,65511 - 2,22037 0,35579
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 1,423 377,527 0,156 - 0,93229 0,65511 2,22042 0,35584
5.11. Ebeveynler ile Gençlerin Davranışsal Ve Normsal Çatışmalarındaki Farkın Ortalaması-
nın Testi
Tablo 10’ da göründüğü gibi, Levene testinin anlamlılık düzeyinin 0.05’den büyük olduğuna
göre birinci sıranın sonuçlarını dikkate alacağız ki her iki grup için varyasyonların eşitsizliğini kabullenmektedir.
T testinin sonuçları (Sig.= 0.212 ve t= -1.256) normsal ve davranışsal çatışma açısından
her iki grup arasında anlamlı farklılığın olmadığını göstermektedir.
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
106
Tablo 10. Ebeveynler ile Gençlerin Davranışsal ve Normsal Çatışmalarındaki Farkın
Ortalamasının Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Davranışsal ve normsal çatışma
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
1,019 0,313 - 1,256 382 0,210 - 1,05208 0,83766 - 2,69908 0,59491
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 1,256 376,117 0,210 - 1,05208 0,83766 - 2,69916 0,59499
5.12. Ebeveynler ile Gençlerin Tutumlarındaki Ortalama Farkının Testi
Aşağıdaki tabloda Levene testinin 0.05’de küçük olduğuna göre ikinci sıranın sonuçlarından yararlanmaktayız
ki iki grup için varyasyonların eşitsizliğinin hipotezini kabullenmektedir.
T testinin sonuçlarına göre (Sig.= 0.002 ve t= -3.177), ebeveynler ile gençlerin tutumları anlamlı
bir farklılık göstermektedir ve ortalama farkının miktarı -1.41146’dır.
Tablo 11. Ebeveynler ile Gençlerin Tutumlarındaki Ortalama Farkının Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levenedeneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Tutum
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
4,806 0,029 - 3,177 382 0,002 - 1,41146 0,44428 - 2,28500 - 0,53791
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 3,177 375,385 0,002 - 1,41146 0,44428 - 2,28505 - 0,53787
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
107
5.13. Ebeveyn ve Gençlerin Toplam Çatışma Oranının Ortalama Farkının Testi
Toplam çatışma kriteri ebeveyn ve gençlerin değer, tutum, davranış ve normsal boyutlardaki
farklılıkların toplamıdır. Aşağıdaki tabloda Levene testinin anlamlılık düzeyinin 0.05’den büyük
olduğuna göre birinci sıranın sonuçlarından yararlanmaktayız ki varyasyonların eşitsizliğinin hipotezini
her iki grup için kabullenmektedir.
T testinin sonuçları (Sig.= 0.007 ve t= -2.693) toplam çatışma açısından iki grup arasında anlamlı
bir farklılığı göstermektedir. İki grup arasında ortalama farkı -5.16667’dir.
Tablo 12. Ebeveyn ve Gençlerin Toplam Çatışma Oranının Ortalama Farkının Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Toplam çatışma
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
2,089 0,149 - 2,693 382 0,007 - 5,16667 1,91825 - 8,93831 - 1,39502
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
- 2,693 374,211 0,007 - 5,16667 1,91825 - 8,93856 - 1,39477
5.14. Ebeveyn ve Gençlerin Eğitim Düzeylerine Göre Toplam Çatışma Oranının Ortalama
Farkının Testi
Ebeveyn ve gençlerin eğitim düzeyine göre toplam çatışma oranının ortalama farkının testi için
F (ANOVA) testini kullanılmıştır. F testinde de standart miktarlar kullanılmaktadır.
Aşağıdaki tabloda (eğitim düzeyi gruplarında) gruplar içi ve gruplar arası değişimler verilmiştir.
Gruplar arası değişim gruplar ortalamasının toplam ortalamadan değişimini göstermektedir. Grup
içi değişimler de katılımcıların birebir toplam çatışma oranlarının kendi gruplarının ortalamasından
gösterdiği değişime işaret etmektedir. Göründüğü gibi her iki grup arasında F testinin anlamlılık
düzeyi 0.05’den küçüktür. Bu yüzden gruplar ortalaması farkı hipotezi kabul görünmektedir.
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
108
Tablo 13- Ebeveyn Ve Gençlerin Eğitim Düzeylerine Göre Toplam Çatışma Oranının Ortalama
Farkının Testi
Toplam
kare
Özgürlük
derecesi
Ortalama
kare F Anlamlılık
Gençler
Gruplar arası değişim 30588,093 4 7647,023 30,676 0,000
Gruplar içi değişim 46616,386 187 249,285
Toplam 77204,479 191
Ebeveynler
Gruplar arası değişim 10067,995 6 1677,999 6,512 0,000
Gruplar içi değişim 47668,484 185 257,667
Toplam 57736,479 191 7647,023
5.15. Gelir Düzeyine Göre Toplam Çatışma Oranının Ortalama Farkının Testi
Aşağıdaki tabloda göründüğü gibi F testinin anlamlılık düzeyi her iki grup için 0.05’den küçüktür.
Buna göre (gelir düzeyine göre) grupların ortalama farkının hipotezi gençler ve ebeveynler için
kabullenmektedir.
Tablo 14. Gelir Düzeyine Göre Toplam Çatışma Oranının Ortalama Farkının Testi
Toplam
kare
Özgürlük
derecesi
Ortalama
kare F Anlamlılık
Gençler
Gruplar arası değişim 12408,186 4 3102,046 8,952 0,000
Gruplar içi değişim 64796,294 187 346,504
Toplam 77204,479 191
Ebeveynler
Gruplar arası değişim 10523,344 4 2630,836 10,420 0,000
Gruplar içi değişim 47213,136 187 252,477
Toplam 57736,479 191
5.16. Gençlerin Cinsiyetlerine Göre Toplam Çatışma Oranlarının Ortalama Farkının Testi
Tablo 15’de toplam çatışma varyasyonu eşit olup olmama açısından kız ve erkek gençlerin
içinde analiz edilmiştir. Levene testinin anlamlılık düzeyinin 0.05’den büyük olduğunu dikkate alarak
birinci sıranın sonuçları kullanılmıştır ki varyasyonların eşitsizlik hipotezini kabul görmektedir.
Tablo 15.Gençlerin Cinsiyetlerine Göre Toplam Çatışma Oranlarının Ortalamasının
T Testi İle Ölçülmesi
Cinsiyet Sayı Ortalama Standart sapma Standart ortalama
sapması
Gençlerin toplam
çatışması
Erkek 71 97,7465 17,90907 2,12542
Kadın 121 85,6694 20,04719 1,82247
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
109
T testinin sonuçları (Sig. =0.000 ve t= 4.189) ebeveynlerle toplam çatışma açısından kız ve erkek
gençlerin arasında anlamlı bir farklılık vardır. Erkek gençler arasında çatışma ortalaması kız
gençlerinden daha çoktur.
Tablo 16.Gençlerin Cinsiyetlerine Göre Toplam Çatışma Oranlarının Ortalama Farkının Testi
Varyasyonların
eşitliğini değerlendirmek
için
Levene deneyi
Ortalama eşitliğini belirlemek için t testi
F
Anlamlılık
T
df
Anlamlılık
Ortalama
farkı
Std, hata
farkı
%95 güven aralığında
ortalama farkı
En aşağı En yukarı
Gençlerin toplam çatışması
Varyasyonların
eşit olma
hipotezi
3,077 0,081 4,189 190 0,000 12,07706 2,88333 6,38960 17,76451
Varyasyonların
eşit olmama
hipotezi
4,314 160,244 0,000 12,07706 2,79978 6,54782 17,60629
5.17. Hipotezlere göre sonuçların özeti
Tablo 17’de hipotezlerin denenme sonrası sonuçları özel olarak verilmiştir.
Tablo 17.Hipotezlerin Sonuçları
Hipotez Test türü Sonuç
Ebeveynler ve gençler arasında kuşaklar çatışması vardır. T Kabul
Ebeveynlerin ve gençlerin eğitim düzeyi ile kuşaklar çatışması arasında ilişki vardır. F Kabul
Ailenin gelir düzeyi ile kuşaklar çatışması arasında ilişki vardır. F Kabul
Gençlerin cinsiyeti ile kuşaklar çatışması arasında ilişki vardır. T Kabul
Ebeveynler ile gençlerin kültürel değerleri arasında fark vardır. T Kabul
Ebeveynler ile gençlerin toplumsal değerleri arasında fark vardır. T Kabul
Ebeveynler ile gençlerin siyasal değerleri arasında fark vardır. T Ret
Ebeveynler ile gençlerin ekonomik değerleri arasında fark vardır. T Ret
Ebeveynler ile gençler arasında tutum çatışması vardır. T Ret
Ebeveynler ve gençler arasındaki evlilik ve aile normları farklıdır. T Ret
Ebeveynler ile gençlerin dinsel faaliyetleri arasında fark vardır. T Ret
Ebeveynler ve gençler arasında normsal ve davranışsal çatışma vardır. T Ret
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
110
6. Sonuç
Toplumsal-kültürel gerçeklik alanının inşasında, değerler sistemi toplumsal bütünlüğün sağ-
lanması ve kişilerin davranışlarının denetlenmesi açısından önemli bir etkendir. Kuşaklararasındaki
farklı değerler, kuşaklararası mesafeyi artırarak zamansal bir olguyu toplumsal soruna dönüştürebilir.
Bu çalışma iki kuşağın değer, norm ve tutumlarını farklı toplumsal olgulara göre incelemekte ve
toplumsal ilişkilerin inşası ve yeniden-inşası sürecini bu açıdan betimlemektedir.
Simmel’e göre insan toplumsal değerlerin çoğunu öğrenir; ama günlük değişmelere karşı toplumsal
değerlerin içselleştirilmesinde sorun yaşamaktadır. Simmel toplumsallaşmayı insanların
kendi değer, norm ve tutumlarını aile, okul ve medya aracılığıyla içselleştirdiği bir süreç olarak tanımlar.
Günümüzde toplumsal-kültürel ve özellikle de iletişim araçlarındaki teknolojik gelişmelerden
dolayı, çocukların toplumsallaşma sürecinde ailenin önemi ve etkisi azalmaktadır. Dolayısıyla
geleneksel toplum yapılarında ailenin bu alanda oynadığı etkin rol ve çok boyutlu işlevleri, modern
toplum yapılarında diğer kurumlar arasında dağıtılmıştır. Parsons bütün toplumların kendi temel
değerlerinin aktarımında sorun yaşadığı kanaatindedir. Temel değerler, fertlerin eylem niteliğini
belirlemekle birlikte, toplumsal düzenin sağlanmasını mümkün kılmaktadır. Toplumsal değişim
süreçleri, hem ebeveynleri hem de yeni kuşağı etkiler. Etkilenme oranı aileden aileye değiştiği gibi
kişiden kişiye de değişir. Değişen öğelerin aileler, gençler ve genellikle toplumların farklı kesimleri
tarafından kabul veya reddedilmesi, görüş farklılıklarına sebep olarak taraflar arasında çatışma
zeminini hazırlar.
Bu çalışmada benimsenmiş değerler, normlar ve davranış biçimleri bakımından, kuşaklararası
kırılma durumunu araştırmak için çatışmanın üç boyutu (değerlerde, norm ya da davranış kalıplarında
ve tutum ya da görüşlerdeki çatışma süreçlerinde) incelenmiştir. Araştırma bulguları iki kuşak
arasında kültürel ve toplumsal alanlara ilişkin benimsenen değerler açısından anlamlı ölçüde farkın
olduğunu kanıtlamaktadır. Örneğin yabancı müzik dinlemesinden gençlerin %37.5’i ve ebeveynlerin
%6.8’inin haz almaları kültürel değerlerdeki çatışmayı göstermektedir. Bir diğer örnekte;İran’ın
resmi devlet televizyon kanallarına karşın,gençlerin %42.7’si ve ebeveynlerin%24.4’ünün, uydu
aracılığıyla yayınlanan yabancı TV kanallarını izleme tercihlerinin yüksek olmasıdır. Simmel’de de
görüldüğü gibi, medya toplumsallaşma aracı olarak kuşaklararası değer, norm ve davranış çatışmasını
artırabilir.
Gençlerin %65.6’si ve ebeveynlerin %81.2’si kadınların yüksek yönetim konumlarında bulunmasının
sakıncalı olmadığını düşünmektedirler. Toplumsal değerler alanında gençlerin %23.9’u ve
ebeveynlerin %44.2’si boşanmayı olumlu bir olay olarak algılamamaktadırlar. Gençlerin %46.8’i ve
ebeveynlerin ise %54.2’si aşkı (cinsel eylem olarak değil, sevgi anlamında) evliliğin temel koşulu
olarak görmektedirler. Gençlerin %41.7’si ve ebeveynlerin ise %16.7’si, kızlarla erkekler arasında
arkadaşlık ilişkisinin sakıncalı olmadığını düşünmektedirler. Araştırma kapsamında elde bu sonuçlara
göre; gençlerin araştırmada ele alınan konulara ilişkin, ebeveynlere kıyasla, daha yenilikçi ve
esnek bir yaklaşımdan yana oldukları görülmektedir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
111
Araştırma kapsamında elde edilen bulgulara göre, iki kuşak arasında ekonomik ve siyasal de-
ğerlere ilişkin anlamlı bir fark görülmemektedir. Örneğin gençlerin %43’ü, ebeveynlerin ise %55’i,
toplumda fertlerin tercih ettikleri yaşam tarzını yaşayabilmelerine karşı çıkmaktadırlar. Gençlerin
%62.5’i ve ebeveynlerin %61’i, yasaların şeriat yasalarıyla uyumlu olması gerektiği inancındadırlar.
Gençlerin %17.7’si, ebeveynlerin ise %15.6’sı toplumsal düzenin sağlanmasında farklı siyasal partilerin
yararlı olabileceğini düşünmektedirler. Gençlerin %50’si, ebeveynlerin ise %61.4’ü yöneticilerin
görevlerine atanma koşullarında, dini görüşlerinin dikkate alınmasının önemli olduğunu dü-
şünmektedirler. Ekonomik değerler alanına ilişkin, katılımcıların %31’ine tercih ettikleri alanda iş
bulup çalışabilmenin -tercih etmedikleri ama daha fazla para kazandıkları mesleklerde çalışmaktan-
önemli olduğunu düşünmektedirler. Bu düşünce, gençlerin %36.5’i, ebeveynlerin ise %25.5’i tarafından
benimsenmektedir. Gençlerin %43’ü, ebeveynlerin ise %45’i zamanlarının çoğunu ekonomik
faaliyetler için kullanmaktadırlar. Gençlerin %56.3’ü, ebeveynlerin ise 87.5’i vergilerin yasalara
uygun biçimde ödenmesinin, ülke ekonomisinin kalkınmasına olumlu katkı sağlayacağını düşünmektedirler.
Normlar ve davranış kalıpları açısından bakıldığında, kuşaklararası çatışma sürecinin
düşük şiddette olduğu görülmektedir. Dini faaliyetler ve evlilik normlarına ilişkin gençler ve ebeveynler
arasında anlamlı bir görüş ve yaklaşım farkı görülmemektedir. Bulgular, siyasal ve ekonomik
değerlerin kuşaklararası aktarımında, kısmı değişikliklerin olmasına karşın, yüksek oranda başarının
sağlandığını göstermektedir.
Tutum ve görüş ayrılığı açısından iki kuşak arasındaki çatışma sürecinin olup olmadığına bakıldığında;
kadere inanma, kitap okumanın önemi, başka bir ülkede yaşama isteği, gelenek ve göreneklere
bağlılık ve kadınların evlilik sonrası çalışmasına engel olmamak, ölçekler olarak ele alınmış-
tır. Araştırma bulguları, söz konusu konulara ilişkin iki kuşak arasında anlamlı bir tutum ve görüş
farkının bulunduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak araştırma kapsamında siyasal ve ekonomik alana ilişkin sorgulanan değerlerin
kabul görüp görmediğine ilişkin kuşaklararasında anlamlı bir farkın olmadığına karşın, iki kuşak
arasındaki kültürel ve sosyal değerlerin kabullenmesine ilişkin anlamlı bir farkın olduğu söylenebilir.
Böylece araştırma kapsamında ele alınan konular bağlamında, toplumsal-kültürel gerçeklik alanına
ilişkin; bir yandan değişim sürecini meydana getiren dinamiklerin, diğer yandan ise istikrarı sağlayan
mekanizmaların; değerler, normlar, tutum ve davranış kalıpları üzerinden nasıl karmaşık bir
etkileşim sürecinde çalıştığı, kısmi de olsa görülmüştür.
Kaynaklar
Ağaçeri, H. (2003). Macmueye makalat gosaste naslaha. Tahran: Pajuheşkadeye ulume ensani ve
içtimai. 162-178.
Alem, A. (2000). Bonyade elme siyaset. Tahran: Naşre Ney Yayınları.
Anıl, H. (2011). Kültürel değişme açısından kuşaklararası çatışma. Yüksek lisans tezi, Isparta.
Aydınalp, H. (2010). Sosyal Çatışma ve Din, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,
19(2),187-215.
Alireza LOTFİ | Sabour KABİRİ | Hojjat GHASEMLOU
112
Babbie, E. R. (2007). Raveşha-ye Tahkik dar Ulum-e Ectemai (Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri),(çev.
Riza Fazel). Tahran: Semt Yayınları.
Baker, T. (1998).Nahveye tahkikat içtimai(çev. H. Nayebi). Tahran: Raveş Yayınları.
Best, J. J. (1973). Public Opinion, Micro and Macro, Homewood: The Dorsey Press.
Celali, M. (2003). Macmueye makalat gosaste naslaha. Tahran: Pajuheşkadeye ulume ensani ve
içtimai. 92-95.
Cherrington, R. (1997).Generational issues in china: a case study of the 1980s generation of young
intellectuals. Brit. İns. of sociology, 48 (2). 302- 320. 20 kasım
http://www.jstor.org/stable/591754’den alındı.
Güler, A. (2008). Türk Toplumunda Korku Kültürü, Ankara: Punto Tasarım.
Inglehart, R. & Abramson, P. R. (1992). Generational Replacement and Value Change in Eight
West European Societies, British Journal of Political Science, 22(2),183-228. 16/11/2012 tarihinde
http://www.jstor.org/stable/194059’den alındı.
Inglehart, R. (1994). Tahavol farhangi dar cameeye sanati (çev. M. Vatar). Tahran: Kavir Yayınları.
Inkeles, A. (1964). What is Sociology, Englewood Cliffs:Prentice Hall.
Jacobsen, R.b., Berry. J. K., & Olson, F. K. (1975). An empricial test of the generation gap: a comparative
intrafamily study. Journal of marriage and the family. 841-852. 20 kasım tarihinde
http://www.jstor.org/stable/350836’den alındı.
Kaderi, H. (2003). İngita-e Neslha İnkilab-e Kamel, Negahi be Padide-ye Gosast-e Naslha, Tahran:
Pajuheikede-ye Ulum-e Ensani ve Ectemai-ye Cehad-e Daneşgahi Yayınları.
Karagöz, Y., ve Ekici, S. (2004). Sosyal bilimlerde yapılan uygulamalı araştırmalarda kullanılan
istatistiksel teknikler ve ölçekler. C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 5 (1), 25-43.
Kaya, Y. (2000). Sosyal farklılaşma ve çatışma sürecinde çalışma ilişkileri, Fırat Üniversitesi, 10 (2),
195-207.
Layder, D. (2010). Sosyal Teoriye Giriş, (çev. Ü. Tatlıcan). İstanbul: Küre Yayınları.
Marshall, G. (1999). Sosyoloji Sözlüğü, (çev. O. Akınhay, D. Kömürcü). Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.
Özekin Elalmış, S. (2011). Aile işletmelerinde kuşak çatışmalarından kaynaklanan yönetim sorunları
Bursa ili örneği. Yüksek lisans tezi, Ankara.
Saruhani, B. (1996).Daramadi bar dayeretülmaarif içtimai. Tahran: Kiyan Yayınları.
Silah, M. (2000). Sosyal Psikoloji, Ankara: Gazi Kitabevi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
113
Slattery, M. (2011). Sosyolojide temel fikirler, (çev. Ö. Balkız. G, Demiriz, H, Harlak, C, Özdemir, Ş.
Özkan, Ü. Tatlıcan). İstanbul: Sentez Yayınları.
Tacik, M. (2002). İran toplumu ve kuşaklararası çatışma, Rahbord, (26).
Tavakolli, M. (2003). Macmueye makalat gosaste naslaha. Tahran: Pajuheşkadeye ulume ensani
ve içtimai. 372-376.
Yusefi, N. (2004). Şekafe beyne neslha: berresiye tecrobi ve nezeri. Tahran: Pajuheşkedeye Ulume
Ensani ve Ectemai Cehad Daneşgahi.

Konular