İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği

115
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
Iran-North Korea Defense Industry and Nuclear Technology Cooperation
Bekir ÜNAL*
Öz:
Soğuk Savaş döneminden itibaren uluslararası sistemde tecride maruz kalan ve
yalnızlaşan devletlerin, gerek otoriter rejimlerini muhafaza etmek gerekse tehdit
algıladıkları devletleri dengelemek maksadıyla birbiriyle işbirliğine yöneldiği
gözlemlenmektedir. Devrim sonrası İran’ın Kuzey Kore ile tesis ettiği işbirliği,
uluslararası sistemde yalnızlaşan devletleri yakınlaştıran dinamiklerin analizi açı-
sından önem arz etmektedir. İran ve Kuzey Kore, 1980’li yıllardan itibaren savunma
sanayii ve nükleer teknoloji alanında kapsamlı bir işbirliği geliştirmiş, uluslararası
tecride karşı simbiyotik bir ortaklık inşa etmiştir. Yaptırımlara rağmen
İran, Kuzey Kore’den balistik füze sistemleri tedarik etmekte, savunma sanayii ve
nükleer enerji alanlarında teknoloji transferi gerçekleştirmektedir. Kuzey Kore,
İran’dan sıcak para temin etmekte ve İran üzerinden başta Suriye olmak üzere
Orta Doğu’da işbirliği geliştirebileceği diğer aktörlerle etkileşime girmektedir.
Anahtar Kelimeler: İran, Kuzey Kore, savunma sanayii, nükleer teknoloji, balistik
füze, işbirliği
Abstract:
Many different cases since the Cold War era display that the states sanctioned and
isolated by the international system turn towards cooperation with one another
in order both to maintain their authoritarian regimes and to balance against the
threats. In this respect, the growing cooperation between the post-revolutionary
Iran and North Korea represents a prominent case for explaining the international
systemic dynamics propelling the isolated states to affiliate with one another.
Since the early 1980s, Iran and North Korea have cooperated extensively in defense
industry and nuclear technology, and built a symbiotic partnership against
international isolation. Despite the sanctions imposed on both sides in different
periods, Iran has procured ballistic missiles and transferred defense as well as
nuclear technologies from North Korea. Through arms exports to and agency of
Iran, North Korea has secured money for its stagnant economy and reached out to
Syria and other potential partners in the Middle East.
Keywords: Iran, North Korea, defense industry, nuclear technology, ballistic missile,
cooperation
* Araştırma Asistanı, BİLGESAM Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü, bekirunal@bilgesam.org
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Bahar 2014, ss.115-136
116
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
GİRİŞ
II. Dünya Savaşı’nın galip devletleri tarafından tesis edilen uluslararası siyasi
ve iktisadi sistem, değişen güç dengelerine rağmen uluslararası ilişkilerdeki
temel norm ve rejimleri belirlemeye devam etmektedir. SSCB’nin dağılmasının
ardından ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin daha etkili olduğu uluslararası
sistemde, belirlenmiş norm ve rejimlere bağlı kalan devletler sistem içinde kalmaya
devam ederken bu norm ve rejimlere bağlı hareket etmeyen üçüncü dünya
ülkelerinin sistemin dışına itildiği gözlenmektedir. Tecride maruz bırakılarak
sistemin dışına itilen devletler ise gerek rejim kaygısından dolayı gerekse tehdit
algıladıkları devletleri dengelemek maksadıyla tecride maruz kalan diğer devletlere
yönelmektedir. Böylece uluslararası sistemin işleyişi yalnızlaşan devletleri
birbirine yaklaştırmakta, bu devletleri birbiriyle simbiyotik bir işbirliğine mecbur
bırakmaktadır.
Stephen Krasner üçüncü dünya ülkelerinin yalnızlaşmasında, bu ülkelerin
uluslararası sistemdeki hâkim güçlerin çıkarlarıyla çelişen prensipleri
savunmasının etkili olduğunu öne sürmektedir.1
Soğuk Savaş sonrası süreçte
uluslararası sisteme yön veren ABD ve Batılı devletlerin özellikle demokratikleşme,
serbest ticaretin yaygınlaştırılması ve nükleer silahların yayılmasının engellenmesi
alanlarındaki tutumuna meydan okuyan devletlerin yalnızlaştırıldığı
gözlemlenmektedir. Mevcut uluslararası sistemde otoriter yönetimlere sahip olan,
serbest piyasa ekonomisine muhalefete eden ve başta nükleer silah olmak üzere
kitle imha silahlarını edinmeye çalışan üçüncü dünya devletleri genelde uzun vadeli
yaptırımlara maruz kalmakta ve sistemden tecrit edilmektedir. Tecrit edilen
devletlerdeki iktidarlar ise rejim kaygısını gidermek ve tehdit algıladıkları devletleri
dengelemek için tecrit edilen diğer devletlerle uluslararası düzen karşıtı bir
çizgide işbirliğine yönelmektedir. Soğuk Savaş sonrası dönemde İran, Suriye, Sudan,
Kuzey Kore ve Küba arasındaki ikili veya üçlü düzeydeki işbirliği süreçleri
bu kapsamda değerlendirilebilir.
İran, Kuzey Kore, Küba ve Suriye’de devlet erki totaliter özellikler taşıyan otoriter
yönetimlerin denetimindedir. İran’da ruhani liderin kanaati ve rejimin öngördüğü
değerler, Suriye ve Kuzey Kore’de iktidardaki liderin ve ailenin hâkimiyeti,
Küba’da ise devlet başkanı ve dar bir yönetici kadronun otoritesi sorgulanamaz
niteliktedir. İran, Kuzey Kore ve Küba, mevcut uluslararası sistemdeki cari kurallara
meydan okumakta ve iktidardaki rejimler ülkelerinde serbest piyasa
ekonomisinin yerleşmesini engellemeye devam etmektedir. İran, Suriye ve Kuzey
Kore’deki mevcut iktidarlar rejimin güvenliğini kitle imha silahlarıyla sağlamayı
hedeflemektedir. İran, nükleer silah teknolojisini elde etmeye yönelik kapsamlı
bir uranyum zenginleştirme programı yürütmekte, nükleer savaş başlıkları taşıyabilecek
uzun menzilli balistik füzeler geliştirmektedir. Suriye’deki Esed iktidarı,
1 Stephen Krasner, Structural Conflict: The Third World against Global Liberalism (Berkeley: University
of California Press, 1985), 59-95.
117
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
118
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
konjonktür elverişli olduğunda nükleer silah sahibi olmaya yönelmiş, ayaklanan
halk kitlelerine karşı silahlı kuvvete başvurmuş ve kimyasal silah kullanmaktan
imtina etmemiştir. Kuzey Kore ise gerçekleştirdiği denemelerle nükleer savaş
başlıklarına sahip olduğunu göstermiştir ve bu başlıkları taşıyabilen balistik füzeler
geliştirmiş durumdadır.
Uluslararası sistemden tecrit edilen İran, Kuzey Kore, Küba, Suriye ve Sudan’daki
otoriter rejimlerin akıbet kaygıları, bu devletleri Realist bir güvenlik anlayışı
doğrultusunda birbirine yaklaştırmaktadır. Bu devletlerdeki rejimler, Realist bir
yaklaşımla varlıklarına tehdit teşkil eden dinamikleri dikkate alarak en kötü senaryoya
hazırlık yapmakta2
ve milli menfaatler olarak tanımlanan askeri gücün
artırılması hedefini3
rejimin menfaatleri doğrultusunda gerçekleştirmeye çalış-
maktadır. Rejimin sürdürülmesi esasına dayalı güvenlik yaklaşımı, bu devletlerin
uluslararası sistemin normlarına bağlı kalan devletlerle etkileşimini sınırlandı-
rırken sistemden tecrit edilen diğer devletlerle özellikle askeri alanlarda işbirli-
ğine girmesine zemin hazırlamaktadır. İran’daki mevcut teokratik rejim, Kuzey
Kore ile işbirliğine yönelerek nükleer silahlanma hedefine yaklaşmakta ve rejim
değişikliğine yol açabilecek muhtemel bir dış müdahaleyi imkânsız kılmaya
çalışmaktadır. Suriye’deki Esed rejimi uluslararası ölçekteki yalnızlığını İran’la
kurduğu ittifakla telafi etmeye çalışmakta, 2011’de başlayan ayaklanmaya karşı
en büyük desteği bu ülkeden almaktadır.
Uluslararası sistemde yalnızlaşan devletlerdeki otoriter rejimler, yakınlaşma sağ-
lanan devletle sürdürülen işbirliğinin veya bu devletteki rejimin devamını doğ-
rudan kendi gelecekleriyle ilişkilendirmektedir. Nitekim sistemden tecrit edilen
devletlerdeki iktidarların akıbet kaygıları, bu devletlerin birbiriyle geliştirdiği
işbirliğine veya işbirliği geliştirilen devletteki rejim değişikliği ihtimaline bağ-
lı olarak güçlenebilmektedir. Mesela 2011’de başlayan ayaklanmalarla birlikte
Suriye’deki Esed rejiminin devrilme ihtimalinin İran’daki rejimin akıbet kaygı-
sını artırdığı gözlenmektedir. Tahran, Esed iktidarının devrilmesi halinde sıradaki
rejim değişikliğinin İran’da gerçekleşebileceği ihtimali üzerinde durmakta,
bu nedenle Baas rejiminin devrilmesini engellemek için bütün imkânlarını seferber
etmektedir. John J. Mearsheimer bu nedenle Esed iktidarının devrilmesinin
İran’ın nükleer silah geliştirme eğilimini güçlendireceğini öne sürmektedir.4
İran’ın nükleer programıyla ilgili Batılı ülkelerle Kasım 2013’te imzaladığı
antlaşmanın ise Kuzey Kore’de endişelere yol açtığı görülmektedir. İran’ın ABD
ile yakınlaşma ve uluslararası sisteme entegre olma ihtimalinin, Piyonyan’daki5
2 Jack S. Levy, “War and Peace” Handbook of International Relations içinde, der. W. Carlsnaes, T. Rise ve
B. A. Simmons (Londra: SAGE, 2002), 353.
3 Hans J. Morgenthau, Politics Among Nations: The Struggle for Power and Peace (New York: Knopf,
1967), 5.
4 John J. Mearsheimer, “America Unhinged,” The National Interest 129 (Ocak-Şubat 2014): 16.
5 Kuzey Kore’nin başkentinin Kore dilinde okunuşunun, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) yabancı yer
adlarının yazılışına ilişkin tayin ettiği kurallar uyarınca Türkçe’deki doğru imlası “Piyonyan” şeklindedir.
119
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
rejimin kaygılarını artırdığı tahmin edilmektedir.
İran, Kuzey Kore, Küba, Suriye ve Sudan’daki otoriter rejimlerin birbirine yaklaş-
masında ABD kaynaklı tehdit algısı da önemli rol oynamaktadır. Maruz kalınan
yaptırımlar karşısında başlatılan dayanışma, bu devletleri ABD karşıtlığına dayalı
bir işbirliği sürecine ve ittifak tesisine sevk etmektedir. Stephen M. Walt, Soğuk
Savaş döneminde ABD’nin tutumunun komünist ülkeler arasındaki işbirliğinin
artmasına katkı sağladığını ve devletlerin ortak tehditlere karşı birbirine yaklaş-
tığını ifade etmektedir. Walt, ittifakların tehdidin kaynağı olarak görülen devleti
dengelemeye yönelik ortaya çıktığını, devletlerin tehdidin kaynağı olarak gördü-
ğü güçlü devlete karşı diğer devletlerle ittifaklara yöneldiğini ileri sürmektedir.6
İran, Kuzey Kore, Küba, Suriye ve Sudan’daki iktidarların ABD’den algıladıkları
ortak tehdit ise bu devletleri Washington’ın öncülüğünde hareket eden uluslararası
sisteme karşı birbiriyle işbirliğine ve ittifaka sevk etmektedir. Yalnızlaşan devletlerdeki
otoriter rejimler böylece yaptırımların uygulanmasındaki en etkili aktör
olan ABD’ye karşı birleşmekte, ABD karşıtlığı paydasında uluslararası sistemin
normlarına meydan okumaktadır.
1. YALNIZLAŞAN İKİ DEVLETİN YAKINLAŞMASI
Devrim sonrası İran ve Kore Savaşı (1950-53) sonrası dönemde Kuzey Kore, uluslararası
sistemde yalnızlaşmış ve ABD öncülüğünde başlatılan Birleşmiş Milletler
yaptırımlarına maruz kalmıştır. 1979 Devrimi sonrası Tahran yönetimi, ABD ve
İsrail karşıtlığına dayalı söylemiyle iki kutuplu dünya dışında bağımsız bir dış politika
izlemeye çalışmış ve çevresindeki Müslüman çoğunluklu ülkelere devrimi
ihraç etmeye teşebbüs etmiştir. Bu hedefleri, Tahran’daki yeni rejimin Batılı ülkelerle
ve bölgedeki komşularıyla ilişkilerinin normalleşmesini engellemiş, İran’ın
uluslararası ölçekte yalnızlaşmasına sebep olmuştur. Nükleer silahlanma hedefi
ve balistik füze programı Tahran yönetiminin Batılı ülkelerle ilişkilerinin gergin
seyretmesine yol açarken, diğer ülkelerdeki Şii unsurları kullanma stratejisi ve
başta PKK/KCK terör örgütü olmak üzere bölgedeki silahlı gruplara sağladığı
destek İran’ın bölgede yabancılaşmasına neden olmuştur. Kuzey Kore’nin ise
Kore Savaşı sonrası dönemde Batılı ülkeler, Güney Kore ve Japonya ile ilişkileri
gergin seyretmiş, Piyonyan’ın SSCB ve Çin dışındaki devletlerle diyalogu olduk-
ça sınırlı kalmıştır. Soğuk Savaş’ta Sovyet bloğunda yer alan Kuzey Kore’nin
ABD ile problemli ilişkileri ve nükleer silahlanmaya yönelmesi ise Piyonyan’ı
yalnızlaşmıştır. 2006, 2009 ve 2013 yıllarında gerçekleştirdiği denemelerden nükleer
silah sahibi olduğu anlaşılan Kuzey Kore, uluslararası yaptırımlara ve tecride
Başkentin ismi konu ile ilgili Türkçe metinlerde genelde İngilizce’de geçtiği şekliyle «Pyongyang» olarak
yazılmışsa da TDK’nın tespit ettiği kurallara göre bu imla yanlıştır. Kelimenin Kore dilindeki telaffuzunda
İngilizce transkripsiyonda geçen “y” ve “g” harfleri, bu harflerin Türkçe’deki seslerini karşılayacak biçimde
geçmemektedir. Dolayısıyla kelimenin Korece’deki okunuşu “Piyonyan” şeklindedir ve Türkçe’deki doğru
imlasının da bu şekilde olduğu değerlendirilmektedir.
6 Stephen M. Walt, “Alliance Formation and the Balance of World Power,” International Security Cilt 9
Sayı 4 (Bahar 1985): 16, 26, 33.
120
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
maruz kalmış durumdadır.
İran ve Kuzey Kore’nin güvenlik stratejisinde temel öncelik rejimin bekası olarak
belirlenmiştir. İran’ın güvenlik ve dış politika stratejisi, Pers milliyetçiliğine
ve Şii yayılmacılığına dayalı mevcut teokratik rejimin bekası esas alınarak tespit
edilmektedir. Kuzey Kore’deki mevcut iktidar ise “Bitmemiş Devrim” ilkesi ile
içerideki muhtemel rakiplerini caydırmakta ve iç sorunlar sürekli dış aktörlere
bağlanarak rejim muhafaza edilmektedir. İki ülkenin de dış politikasında kronik
tehdit algısı, düşmanlarla çevrelenmişlik düşüncesi ve bağımsızlık vurgusunun
süreklilik arz ettiği gözlenmektedir.7
Rejim bekasına ilişkin kaygılar, İran ve
Kuzey Kore’yi silahlı kuvvetleri ön planda tutan bir yönetim modeli geliştirmeye
sevk etmiştir. İran’da Pasdaran adı verilen Devrim Muhafızları, ülkenin siyasi
ve iktisadi yönetiminde, istihbarat faaliyetlerinde ve sınır ötesi operasyonlarında
oldukça etkilidir. Kuzey Kore’deki rejim ise siyasette bağımsızlık, ekonomide
kendine yeterlilik ve meşru müdafaa hakkı şeklindeki üç ilkeye dayalı Juçe ideali
doğrultusunda “Songun” (önce ordu) politikasını geliştirmiştir. Kuzey Kore›nin
kurucusu ve ilk lideri olan Kim Il-sung tarafından 1980’li yıllarda tasarlanan Songun
politikası çerçevesinde ordunun iç ve dış politikanın tayininde ve uygulanmasındaki
rolü oldukça önemlidir.8
Uluslararası sistemde tecride maruz kalan İran ve Kuzey Kore, 1980’lerden
itibaren yakınlaşmış, savunma sanayii ve nükleer teknoloji alanlarında stratejik
bir ortaklık geliştirmiştir. İran-Kuzey Kore arasındaki stratejik ortaklığın gelişmesinde,
yalnızlaşan devletleri birbirine yaklaştıran genel dinamikler yanında ikili
işbirliğini teşvik edici özel dinamikler de etkilidir. İki ülke birbirini tamamlayıcı
kaynaklara, kabiliyetlere ve ortak hedeflere sahiptir. İran petrol ve doğal gaz kaynakları
açısından zengin bir ülkedir ve Kuzey Kore ithal enerjiye ihtiyaç duymaktadır.
İran enerji ihracatı sayesinde nakit para elde etmektedir ve Kuzey Kore
ekonomisinde nakit problemi vardır. Kuzey Kore İran’ın sağladığı bağlantılarla
Orta Doğu’daki diğer aktörlere silah ihraç etmekte ve askeri eğitim sağlamaktadır.
İran’ın uzay programındaki deneyimi ile Kuzey Kore’nin nükleer enerji ve
füze teknolojisindeki tecrübesi kayda değer düzeydedir. İki ülke bu alanlardaki
birikimlerini paylaşmakta, İran Kuzey Kore’den nükleer teknoloji ve balistik füze
teknolojisi transfer ederken Piyonyan Tahran’ın uzay programı tecrübesinden istifade
etmektedir. İki ülke aynı zamanda nükleer silah sahibi ülkeler ligine yükselmeyi
hedeflemektedir ve bu hedef doğrultusunda ciddi bir dayanışma sağlamaktadır.

7 Jungmin Kang, der. Assessment of the Nuclear Programs of Iran and North Korea (New York: Springer,
2013), 37.
8 Samuel S. Kim, North Korean Foreign Relations in the Post-Cold War World (Washington: BiblioGov,
2012), 21.
121
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
2. DİPLOMATİK İLİŞKİLER
Tahran-Piyonyan arasındaki diplomatik ilişkilerin 1979 yılındaki İran devrimi
sonrasında başladığı kabul edilmektedir. 1980-88 yılındaki İran-Irak savaşında
Kuzey Kore yönetiminin İran’a diplomatik ve askeri yönden destek vermesi, ikili
ilişkilerin seyrini değiştirmiş ve geleceğini belirlemiştir.
İki ülke arasında 1990’lı yıllarda devam eden diplomatik ilişkiler 2000’li yıllarda
belirgin biçimde gelişme kaydetmiştir. Kuzey Kore dışişleri heyetinin 2007
yılındaki Tahran ziyaretinde ekonomik, askeri ve kültürel ilişkiler başta olmak
üzere birçok alanda işbirliğine gidilmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır. 2008
yılında İranlı yetkililerin Piyonyan ziyaretinde ise iki ülke arasındaki diplomatik
ilişkilerin geliştirilmesi ve ülkelerin birbirlerini uluslararası toplantılarda desteklemesi
yönünde karar alınmıştır. Artan işbirliği neticesinde 2009 yılında Kuzey
Kore’de düzenlenen İran kültür haftası etkinliklerinde İranlı diplomatlar, Piyonyan’daki
kültür haftasında iki ülkenin ortak değerlerine ve politikalarına vurgu
yapmış ve Kuzey Kore toplumunda Pers kültürüne olan ilgiyi artırmaya çalış-
mıştır.9
İran 2009 ve 2013 yıllarındaki Kore krizlerinde Kuzey Kore yanlısı bir
tutum takınmıştır. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Tahran’daki
yemin törenine Kuzey Kore’den üst düzey bir heyet katılmıştır. Ziyaret sırasında
iki ülke, başta nükleer program ve füze teknolojisi olmak üzere askeri, ekonomik
ve kültürel işbirliğini ilerletme konusunda mutabakat sağlamıştır. Anlaşma sonrası
Tahran ve Piyonyan ikili işbirliğini ilerletmek için karşılıklı adımlar atmaya
devam etmiştir. 2013 yılının Ekim ayında Tahran’ı ziyaret eden Kuzey Kore
dostluk heyeti İran’a nükleer teknoloji alanında destek vermeye devam edeceklerini
belirtmiştir.10
İki ülkenin nükleer enerji politikalarındaki benzerlik ve Batı karşıtı söylemlere
karşı birbirlerine duyduğu sempati İranlı ve Kuzey Koreli yetkililerin açıklamalarına
da yansımıştır. Kuzey Kore’nin Tahran Büyükelçisi, İran’ın nükleer programının
sonuna kadar arkasında olduklarını ve İran’ın bölgedeki faaliyetlerini
desteklediklerini açıklamıştır. İran’daki düşünce kuruluşları İran-Kuzey Kore
ilişkileri konusunda ortak bir yaklaşım geliştirmektedir. İranlı uzmanlar tarafından
yapılan analizlere göre; İran ve Kuzey Kore doğal müttefiklerdir ve birçok
alanda işbirliğine devam etmekte; nükleer program, enerji ve Suriye meselesi iki
ülkeye bağlarını güçlendirmek için birlikte hareket edebileceği imkânlar sunmaktadır.
İran medyası ise Kuzey Kore’yi ele alırken genellikle Kuzey Kore’yi olumlu
bir şekilde betimlemektedir. Medyanın ilgi duyduğu konular arasında Kuzey
Kore’nin İran’a verdiği askeri teknoloji desteği, iki ülkenin Batı’ya yaklaşımının
9 Ariel Farrar-Wellman ve Robert Frasco, “North Korea-Iran Foreign Relations,” Iran Tracker, 1 Temmuz
2010, Erişim tarihi: 8 Şubat 2014, http://www.irantracker.org/foreign-relations/north-korea-iran-foreignrelations.
10 “North Korea Reiterates Supports for Iran’s Nuclear Program,” Fars News, 9 Ekim 2013, Erişim tarihi:
5 Nisan 2014, http://english.farsnews.com/newstext.aspx?nn=13920717001226.
122
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
örtüşmesi, nükleer enerji ve Suriye politikasındaki benzerlikler öne çıkmaktadır.
Kuzey Kore ile artan ilişkiler konusunda İran yönetiminin ve diplomatlarının
olumlu demeçleri de İran basınında yer almaktadır.11
Bağlantısızlar Hareketi üyesi iki ülke son olarak BM tarafından hazırlanan Uluslararası
Silah Ticareti Antlaşması’nı engelleme noktasında işbirliği yapmıştır.12
3. EKONOMİK İLİŞKİLER
İran ve Kuzey Kore tartışmalı nükleer programından dolayı yaptırımlar ile
mücadele etmekte ve ekonomik yönden zor bir dönem geçirmektedir. İran-Kuzey
Kore arasındaki ekonomik ilişkilerin temeli 1980’li yıllarda atılmıştır.13 1990’lı
yıllardan itibaren Kuzey Kore, İran’a balistik füze ve füze teknolojileri ihracını
hızlandırmıştır. İran’a Scud-B ve Nodong balistik füzeleri ihraç eden Piyonyan
yönetimi, İran’ın Şahap-3 adlı balistik füzesinin de altyapısını oluşturmuştur.
2000’li yılların ortalarından itibaren İran’a yönelik yaptırımların etkisini azaltmak
ve yaptırımların aşılması konusunda Kuzey Kore, Çin ile birlikte hareket
ederek önemli bir rol oynamıştır. İkili ticaretin büyüklüğü net olarak bilinmemekle
birlikte iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler, başta Kuzey Kore’nin İran’a
sattığı balistik füzeler olmak üzere savunma sanayii ağırlıklıdır. Son dönemde ise
İran Petrol Bakanlığı, Kuzey Kore’ye petrol ihraç etmek istediklerini açıklamış ve
ikili görüşmelere başladıklarını duyurmuştur.
Kapalı bir ekonomik sisteme sahip olan Kuzey Kore’de önemli madenler ve zengin
mineral kaynakları bulunmasına rağmen başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlar
karşılanamamakta ve ülkenin uluslararası yardıma olan bağımlılığı devam
etmektedir. SSCB’nin çöküşüyle Kuzey Kore en önemli ticaret ortaklarını kaybetmiş
ve dış ticarette büyük bir gerileme yaşamıştır. Özellikle, 1998-99 yılları arasındaki
yaşanan kıtlık sırasında dış ticaret 1990 yılına kıyasla yarı yarıya azalarak
ülke tarihindeki en düşük seviyeye inmiştir. 2000 yılına gelindiğinde ise dış ticarette
bir nebze de olsa canlanma yaşanmıştır. İthalat ve ihracatının büyük bir bö-
lümünü Çin ve Rusya ile yapan Kuzey Kore›nin 2012 yılındaki ihracatı yaklaşık 5
milyar dolar, ithalatı ise 4 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir.14 Ekonomisi dış
yardıma muhtaç olan Kuzey Kore hâlihazırda temel gıda ihtiyaçlarını dahi karşı-
lamakta zorluk çekmekte ve ülkede her üç kişiden birinde yetersiz beslenme gö-
11 “Iran, North Korea Discuss Expansion of Ties,” Fars News Agency, 24 Şubat 2014, Erişim tarihi: 17
Mart 2014, http://english.farsnews.com/newstext.aspx?nn=13921205001438.
12 Louis Charbonneau, “North Korea, Syria and Iran Block U.N. Arms Trade Treaty,” Reuters, 28 Mart
2013, Erişim tarihi: 3 Mart 2014, http://www.reuters.com/article/2013/03/29/us-arms-treaty-un-idUSBRE92R10E20130329.

13 Joshua Pollack, “Ballistic Trajectory: The Evolution of North Korea’s Ballistic Missile Market,” Nonproliferation
Review Cilt 18 Sayı 2 (Temmuz 2011): 411-429.
14 “Gross Domestic Product Estimates for North Korea in 2012,” North Korean Economy Watch, 12
Temmuz 2012, Erişim tarihi: 20 Şubat 2014, http://www.nkeconwatch.com/nk-uploads/BOK-DPRKEcon-2012-ENG.pdf.
123
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
rülmektedir. 26 milyonluk nüfusa sahip olan ve silahaltında yaklaşık 1 milyondan
fazla askeri bulunan Kuzey Kore’de halkın önemli bir kesimi sokaklardaki atık
maddeleri toplayarak gündelik yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Mekanize
tarım sistemine geçemeyen Kuzey Kore’de BM’nin gıda yardımını sürdürmesine
rağmen temel gıda maddelerinin nüfus için yetersiz kaldığı gözlemlenmektedir.
Kuzey Kore ekonomisi gibi İran ekonomisi de içe dönük ve nispeten kapalı bir
ekonomidir. İran’da ekonomi siyasette olduğu gibi, tamamen dini-bürokratik bir
yapının denetimi altındadır. Ekonomisinin neredeyse tamamı devlet hâkimiyetinde
olan Kuzey Kore’de olduğu gibi çok sayıdaki bürokratik kurumun ve iktisadi
kamu kuruluşlarının varlığı İran ekonomisinin hantal yapısının temel sebepleridir.
Bununla birlikte İran’da zengin enerji kaynaklarından elde edilen gelirin %80’e
yakını devlet bütçesine aktarılmaktadır.
Tahran ve Piyonyan yönetimleri, çeşitli dönemlerde siyasi ve ekonomik yaptırımlara
maruz kalmıştır. 2006’dan itibaren başlatılan yaptırımlar İran’ın tartışmalı
nükleer programından kaynaklanmaktadır. İlk etapta İran’ın nükleer programı ve
balistik füze projelerini sürdürmesini engellemeye yönelik tasarlanan BM yaptırımları,
daha sonra İran bankalarının yurtdışı faaliyetlerini ve enerji sektörünü
kapsayacak şekilde genişletilmiştir. 2006’da BM Güvenlik Konseyi’nde kabul
edilen 1737 sayılı kararla başlatılan yaptırımlar, 2007 yılında 1747 sayılı kararla,
2008 yılında 1803 sayılı kararla ve 2010’da 1929 sayılı kararla genişletilerek
sürdürülmüştür. Kuzey Kore hakkında da geliştirmekte olduğu nükleer programı
ve uzun menzilli füze fırlatma çabaları nedeniyle Güvenlik Konseyi tarafından
alınan ve tüm BM üyesi ülkeler için bağlayıcı nitelikte olan 1718 (2006), 1874
(2009) ve 2087 (2013) sayılı yaptırım kararları bulunmaktadır.15
4. SAVUNMA SANAYİİ İŞBİRLİĞİ
İran-Kuzey Kore arasındaki işbirliği ilk olarak İran-Irak savaşında kendisini göstermiştir.
Savaş sırasında İran’ı destekleyen ve bu ülkeye önemli miktarda silah
yardımı yapan Piyonyan, Tahran’la ilişkilerini geliştirmeye başlamıştır. Kuzey
Koreli uzmanlar nükleer teknoloji konusunda bilgi alışverişinde bulunmanın yanında
askeri teknoloji transferi konusunda da İran ile yakın temas halindedir. Kuzey
Kore yönetimi, Şahap-3 adlı balistik füzelerinin geliştirilmesi ve uranyumun
zenginleştirilmesi noktasında İran’a destek sağlamaya devam etmektedir.
16
Nükleer silahlanmaya yönelen devletlerin balistik füze teknolojisini de elde etmeye
çalışması, bu füzelerin tekil ve bağımsız bir askeri yetenekten ziyade kitle
15 Jang Ji-Hyang ve Peter Lee, “Do Sanctions Work? The Iranian Sanctions Regime and Its Implications
for Korea,” The Asian Institute for Policy Studies, 6 Aralık 2013, Erişim tarihi: 4 Mart 2014, http://
en.asaninst.org/old-22159/.
16 Rajaram Panda, “North Korea and Iran Partner in Ballistic Missile Trade,” Institute for Defence Studies
and Analyses (IDSA), 19 Mayıs 2011, Erişim tarihi: 12 Nisan 2014, http://www.idsa.in/idsacomments/
NorthKoreaandIranPartnerinBallisticMissilesTrade_RajaramPanda_190511.
124
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
imha silahlarını kullanma kabiliyetinin bir uzantısı olarak değerlendirilmesine yol
açmıştır. Nitekim 1980’li ve 1990’lı yıllarda Kuzey Kore ve Irak gibi örnekler,
bir devletin balistik füzelere ilgi duymasının nükleer silah elde etme niyetinin habercisi
olduğu şeklindeki algılamayı teyit etmiştir. Günümüzde de İran’ın süratle
çeşitlenen ve büyüyen balistik füze stokları, Tahran’ın nükleer silah programının
doğrudan bir uzantısı ve vurucu unsuru olarak algılandığı için bu stoklar hem
bölge ülkeleri hem de uluslararası camia tarafından ciddi bir tehdit olarak görülmektedir.
Devrim sonrasında Batı ile ilişkileri zedelenen ve Kuzey Kore ile yakınlaşan
İran›ın balistik füze programının birkaç evrede olgunlaştığı gözlenmiştir. İran,
1980’li yılların ortalarında Kuzey Kore’den kısa menzilli Scud füzelerini tedarik
etmeye başlamıştır. Kuzey Kore’nin yardımlarıyla İran›ın balistik füze programı
1990’lı yılların başında olgunlaşmış, Tahran son 30 yıl içinde gerçekleştirdiği
araştırma-geliştirme çalışmaları sonucunda bugün balistik füze sistemlerini seri
üretme kabiliyetini kazanmıştır.17 Uluslararası baskılara rağmen gerekli teknolojik
kabiliyeti edinen İran bugün Kuzey Kore’nin desteğiyle sadece kısa menzilli
ve orta menzilli balistik füzeleri üretme kabiliyetini edinmekle kalmayıp, bu tip
füzelerden binlercesini envanterinde bulundurmaktadır. İran’ın bir sonraki hedefi
uzun menzilli balistik füzeler, nihai hedefi ise kıtalararası balistik füzeler üretmektir.18
İran füze teknolojisinin geldiği noktayı ve Kuzey Kore’nin yaptığı yardımların
boyutunu   göstermesi bakımından balistik füzeler konusunda temel teknik bilgileri
vermek faydalı olacaktır. Kısa menzilli balistik füzeler (SRBM) menzilleri 1000
km’ye kadar olan füzelerdir. SRBM’lerin 100-200 km menzilleri arasındaki kullanımı
topçu roket sistemleri gibidir ve bu sistemlerin kullanımı taktik muharebe
sahasında yaygındır. İran›ın kısa menzilli füzelerinin temelini Kuzey Kore›den
satın aldığı Fetih-100 ve Şahap-2 (Scud-C) oluşturmaktadır.19 Tahran, üçüncü
kısa menzilli füzesi olan CSS-8’i ise Kuzey Kore’nin yardımları ile Çin’den
temin etmiştir. İran, topçu roketi olarak da değerlendirilebilecek güdümsüz roket
sistemlerinin üretimine ise devam etmektedir. Benzer bir amaçla başlatılan Zelzal
füzesinde ise INS (Inertial Guidance System-Pasif Güdüm Sistemi) güdüm sistemi
kullanılmış ve dairesel hata payı oldukça düşürülmüştür. Zelzal-2 füzesinin Suriye
ile ortak üretilen versiyonu Fetih-110 olarak isimlendirilmektedir. 600 mm
çapındaki bu füzenin menzilinin 200 km’den fazla olduğu tahmin edilmektedir.
20
17 Dinshaw Mistry, Containing Missile Proliferation: Strategic Technology, Security Regimes, and International
Cooperation in Arms Control (Washington: University of Washington Press, 2005), 144.
18 Greg Bruno, Iran’s Ballistic Missile Program, CFR, 23 Temmuz 2012, Erişim tarihi: 12 Mart 2014,
http://www.cfr.org/iran/irans-ballistic-missile-program/p20425.
19 Steven A. Hildreth, Iran’s Ballistic Missile and Space Launch Programs, Congressional Research Service,
2012, Erişim tarihi: 20 Şubat 2014, http://www.fas.org/sgp/crs/nuke/R42849.pdf.
20 Michael Elleman, “Iran’s Ballistic Missile Program,” Iran Primer, Erişim tarihi: 9 Mart 2014, http://
iranprimer.usip.org/resource/irans-ballistic-missile-program.
125
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
1990’lı yılların ortalarında İran, katı yakıtlı ve çok kademeli füze sistemlerinin
de gelişmesi ile birlikte teorik olarak füzelerinin yerdeki dayanıklılığını ve uçma
menzilini sistemli olarak artırarak yeni füze projelerine imza atmıştır. İran’ın
2000 yılından itibaren balistik füze programına 1 milyar dolar civarında yatırım
yaptığı tahmin edilmektedir.21 İran Şahap-3 adında tek kademeli, sıvı yakıt kullanan
ve Kuzey Kore yapımı Nodong’u temel alan orta menzilli füze geliştirmiş ve
1998 yılında test etmiştir. İran ordusunun envanterinde 400 civarında Şahap-1 ve
Şahap-2 füzesi ve 50’den fazla atıcı sistemi bulunmaktadır. Hem Şahap-1 hem de
Şahap-2 füzeleri sıvı yakıtlı Rus yapımı Scud (R-17) füzelerinin türevleridir. İran,
Şahap-1 füzesini 1980’lerin sonunda geliştirmiştir. Scud-B’nin türevi olan bu fü-
zelerin menzili 300 km civarındadır. Piyonyan’ın desteği ile geliştirilen Şahap-2
adlı füzeler ise 1990’ların ikinci yarısında operasyonel hale gelmiştir. Menzili
550 km civarındaki Rus Scud-C füzelerinin bir türevi olan Şahap-2 füzesi Kuzey
Koreli uzmanların yardımları ile geliştirilmiştir. Ayrıca Şahap-1 ve Şahap-2
füzelerinin 700 kg ağırlığında harp başlığına sahip olduğu bilinmektedir. İran’ın
bu füzeleri yüksek patlayıcı başlıkları ile donattığı kuvvetle muhtemeldir. Buna
ek olarak İranlı uzmanların 1000’den fazla küçük bombacık içeren bir harp başlı-
ğını geliştirdiği tahmin edilmektedir.22
İran ayrıca menzilleri 1000-3000 km arasında değişen orta menzilli balistik
füzelere de sahiptir. İran’ın orta menzilli Şahap-3 füzelerini aktif bir şekilde
kullanmakta olduğu ve son zamanlarda daha gelişmiş füzeleri test etmeye devam
ettiği bilinmektedir. 2000’li yılların başında operasyonel hale geldiği tahmin edilen
ve 1300 km civarında menzile sahip olan Şahap-3 füzeleri Kuzey Kore’nin
desteği ile Nodong-1 füzeleri temel alınarak geliştirilmiştir.23 Bu füzelerin daha
gelişmiş versiyonu olan Şahap-3A olarak da isimlendirilen füzenin menzili ise
1500-1800 km civarındadır. Şahap-3A füzesinde atmosfer dönüşlü harp başlığının
bulunması İran’ın konvansiyonel olmayan başlıklar geliştirdiği yönündeki kuşkuları
artırmıştır. 2004 yılında ortaya çıkan Şahap-3B füzesinin menzilinin ise 2000
km’yi aştığı iddia edilmiştir. Şahap-3 serisi füzelerinin dairesel hata payı 500-
2500 metre arasında olduğu ve son yapılan geliştirmeler ile bu değerin Şahap-3B
füzelerinde en aza indirildiği düşünülmektedir. Şahap-3 serisi füzelerinin 500-800
kg arasında bir harp başlığı taşıdığı tahmin edilmektedir. Nükleer silah taşıyabilecek
atmosfer dönüşlü başlık taşıyabildiği tahmin edilen Şahap-3 füzelerinin
tamamında tek kademeli sıvı yakıtlı roket motoru vardır. Sıvı yakıtlı roketlerin
ateşlenmeden önce yakıtla doldurulması gerekliliği bu tip füzelerin kullanımında
21 John Chipman ve ‎Mark Fitzpatrick, Iran’s Ballistic Missile Capabilities: A Net Assessment, ISIS, 10
Mayıs 2010, Erişim tarihi: 14 Mart 2014, https://www.iiss.org/en/publications/strategic%20dossiers/issues/
iran--39-s-ballistic-missile-capabilities--a-net-assessment-885a.
22 Michael Elleman, “Iran’s Ballistic Missile Program,” Iran Primer, Erişim tarihi: 9 Mart 2014, http://
iranprimer.usip.org/resource/irans-ballistic-missile-program.
23 “Overview of North Korea’s Ballistic Missile Program,” NCNK, 23 Nisan 2013, Erişim tarihi: 5 Şubat
2014. http://www.ncnk.org/resources/briefing-papers/all-briefing-papers/an-overview-of-north-korea-sballistic-missiles.
126
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
zorluklar çıkarmaktadır. Bu yüzden İran yine Kuzey Kore’den elde ettiği bilgiler
ile katı yakıt teknolojili füzeler geliştirmeye devam etmektedir.
Yakın bir zamanda İran’ın katı yakıtlı, çift kademeli ve menzilinin 2000 km oldu-
ğu tahmin edilen Sicil füzesinin denemesini gerçekleştirdiği basına yansımıştır.
Sicil füzesinin, İran’ın uzun menzilli darbe kabiliyetlerinde önemli artışlar sağlayacağı
tahmin edilmektedir. İran savunma sanayisinin bu füzelerin seri üretimine
önümüzdeki yıllarda başlayacağı iddia edilmektedir. Orta menzilli balistik füze
Sicil›i geliştirmeden önce İran’ın elinde ilk orta menzilli füze olarak Şahap-3 ve
Şahap türevleri bulunmaktaydı. Sicil-2’nin test edilmesi ise İran›ın füze kabiliyetlerinin
ortaya çıkmasında özellikle katı yakıt konusunda önemli rol oynamıştır.
İran›ın kıtalar arası balistik füze programı ile ilgili kesin bir veri bulunmamakla
birlikte sadece çok kademeli Safir›in başarıyla uzaya fırlatılmasının uzun menzilli
balistik füze teknolojilerini test etmek için bir araç olabileceği düşünülmektedir.
Uzmanlar İran’ın 1000 kg›lık nükleer savaş başlığına ve 2000 km›lik menzile
sahip balistik füzeyi üretmekten 8 sene uzakta olduğunu ifade etmektedir.24 ABD
Başkanı Obama, 2009 yılında yaptığı bir konuşmada İran balistik füzelerinin
menzilinin Avrupa’ya ulaşabileceğini açıklamıştır. Açıklamanın hemen ardından
İran Devrim Muhafızları, Kuzey Koreli uzmanların da yardımıyla orta ve kısa
menzilli füzelerini başarıyla test etmiştir. Test edilen füzelerin menzilinin İsrail
ve Basra Körfezi›ndeki Amerikan üslerini kapsayabileceği konuşulurken, İranlı
Tümgeneral Abdullah Araki, İran füzelerinin hedeflenen noktaları kolaylıkla vurabilecek
seviyede olduğunu ifade etmiştir.
İran’a balistik füze geliştirme konusunda yardımcı olan Kuzey Kore, 1960’lı
yıllarda SSCB’nin desteğiyle ilk füze sistemi olan hava savunma amaçlı V-75
Dvina’ları geliştirmiştir. 1970’lerin ortalarından itibaren de orta ve uzun menzilli
balistik füze geliştirmeye yönelik girişimlere başlamıştır. Piyonyan yönetimi,
1980’lerin sonundan itibaren 1000 km menzilli Nodong füze sistemini geliştirmiştir.
Daha sonra İran, Mısır, Libya ve Suriye gibi ülkelerin desteğiyle daha uzun
menzilli Taepodong füzeleri için çalışmalara başlamış ve 1998 yılında menzili
2200 km’yi bulan Taepodong-1 roketini uzaya fırlatmayı başarmıştır.25 2006 yı-
lında 6000 km menzilli Taepodong-2’yi deneyen Kuzey Kore başarılı olamamış-
tır. Denemelere son vermeyen Kuzey Kore, 2009 yılında Taepodong-2’nin daha
gelişmiş versiyonu olan Unha-2’yi denemiş, ancak yine başarılı olamamıştır. Nisan
2012’de Unha-3’ü ateşlemiş, fakat roket yörüngeye ulaşmayı başaramamıştır.
Aralık 2012’deki denemesinde ise 10 bin km menzili olduğu tahmin edilen Unha-
3’ü uzaya fırlatmayı başarmıştır. Kuzey Kore silahlı kuvvetlerinin envanterinde;
600’den fazla 300 km’nin üzerinde menzili olan kısa menzilli füze, 300 civarında
1.300 km menzilli Nodong füzesi ve 30 adet menzili 3.000 km kadar olan orta
24 Bruno, Iran’s Ballistic Missile Program.
25 Joseph S. Bermudez, A History of Ballistic Missile Development in the DPRK, The Center for Nonproliferation
Studies (CNS), 1999, Erişim tarihi: 2 Ocak 2014, http://cns.miis.edu/opapers/op2/op2.pdf.
127
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
menzilli füze olduğu tahmin edilmektedir.26
İran-Kuzey Kore arasındaki askeri işbirliğini gösteren somut gelişmeler de basına
yansımıştır. Son olarak İran’ın Kuzey Kore’den menzili 2500 km’nin üzerinde
olan Rusya kaynaklı R-27/RSM-25 tipi 18 adet balistik füze satın aldığı da ortaya
çıkmıştır. Bunun öncesinde 2005 yılında Kuzey Kore’ye füze parçaları almak
üzere bir İran kargo uçağının indiği tespit edilmiştir. 2007 yılında ise İran havayollarına
ait bir uçak İran’ın füze programına yönelik füze jet kanatçıkları sevkiyatı
yapmak üzere Kuzey Kore’den İran’a doğru yola çıktığı anlaşılmıştır. 2009 yılı-
nın Ağustos ayında Birleşik Arap Emirlikleri, Kuzey Kore yapımı silahları İran’a
taşıyan bir gemiye el koymuştur. 2009 yılının Aralık ayında Tayland, Kuzey Kore
uçağında yaptığı aramada İran’a gönderilen füze başlıklarına ve çok sayıdaki di-
ğer askeri mühimmata el koymuştur.27 2010 yılının Mart ayında ise İranlı ve Kuzey
Koreli uzmanlardan oluşan bir grubun Tahran yakınlarındaki Semnan’da yeni
bir balistik füze tesisi kurdukları ortaya çıkmıştır. İran bandıralı gemilerin Kuzey
Kore’ye 2012 yılının Şubat ve Kasım aylarında füze ve roket yakıtı teslim ettiği
ortaya çıkmıştır. İran uçakları ise Nisan-Temmuz 2013 yılında ise Kuzey Kore’ye
6 uçakla seyir füzeleri içerdiğinden şüphelenilen kargo teslimatı yapmıştır.
İran ve Kuzey Kore’nin balistik füze teknolojisi konusunda yaptığı işbirliği BM
raporlarına da yansımıştır. BM uzmanları tarafından 2011’de hazırlanan rapora
göre, İran ve Kuzey Kore düzenli olarak balistik füze teknolojisi hakkında bilgi
paylaşımında bulunmaktadır. Raporda ayrıca yasaklanmış balistik füze ve
unsurların Kuzey Kore ve İran arasında transfer edildiğini ve bu şekilde Kuzey
Kore’ye yönelik BM yaptırımlarının ihlal edildiği savunulmaktadır. Rapora göre;
füze transferleri Koryo Havayolları ve İran Havayolları’nın düzenli uçuşlarında
gerçekleştirilmekte; yolcu terminallerinden daha az güvenli prosedürü bulunan
hava kargo merkezleri kullanılıyordu. Yapılan sevkiyatın Çin üzerinden gerçekleştirildiğini
savunan rapor, BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmuş ancak Pekin’in
engellemesi sonucu rapor askıya alınmıştır.28
İran’ın katı yakıt teknolojisi, entegre GPS/INS güdüm sistemi, nükleer silah taşı-
ma kapasitesine sahip atmosfer dönüşlü başlık teknolojisi gibi ileri seviye balistik
füze teknolojileri üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü bilinmektedir. İran’ın sahip
olduğu ve yaklaşık 2500 km mesafede 500 kg’dan fazla yük taşıma kapasitesine
sahip katı ve sıvı yakıtlı balistik füze üretme kabiliyetlerini, yakın gelecekte
26 Duyeon Kim, Fact Sheet: North Korea’s Nuclear and Ballistic Missile Programs, Center for Arms
Control and Non-Proliferation, Temmuz 2013, Erişim tarihi: 10 Mart 2014, http://armscontrolcenter.org/
publications/factsheets/fact_sheet_north_korea_nuclear_and_missile_programs/.
27 Louis Charbonneau, “Seized North Korea Arms Were Bound for Iran: Thailand,” Reuters, 30 Ocak
2010, Erişim tarihi: 12 Mart 2014, http://www.reuters.com/article/2010/01/31/us-korea-north-arms-unidUSTRE60U01020100131.
28 Louis Charbonneau, “North Korea, Iran Trade Missile Technology: U.N.,” Reuters, 14 Mayıs 2011,
Erişim tarihi: 3 Nisan 2014, http://www.reuters.com/article/2011/05/14/us-korea-north-iran-un-idUSTRE74D18Z20110514.
128
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
IRBM olarak da adlandırılan ve menzili 3000 km’yi aşan balistik füze üretimi
şeklinde devam ettirmesinden endişe edilmektedir.
5. NÜKLEER TEKNOLOJİ İŞBİRLİĞİ
Soğuk Savaş döneminde yakın ilişki içinde olduğu SSCB ile nükleer teknoloji
alanında işbirliği girişimleri öncelikle bu alanda kullanılan madenler bakımından
zengin olan Kuzey Kore’den bu ülkeye satışla başlamış ve 1956 yılında nükleer
araştırma projelerinde işbirliğini öngören resmi bir anlaşma imzalanmıştır. Kuzey
Kore, Eylül 1974’te Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na (UAEK) üye
olmuş ve tesislerinde denetim yapılmasını kabul etmiştir. 1968’de imzaya açılan
ve 1970’de yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na
(NPT) 1985’te taraf olmuştur. 1980’li ve 1990’lı yıllarda da nükleer kapasitenin
geliştirilmesi amaçlı, özellikle yakıt geliştirme hedefli çabalar devam etmiştir.
1990’ların ortalarına gelindiğinde Kuzey Kore’nin Yongbyon bölgesinde uranyum
madeni işlemekten uranyum zenginleştirmeye, plütonyum ayrıştırmaktan
güç reaktörü kurmaya kadar uzanan faaliyetleri kapsayan pek çok irili ufaklı nükleer
tesis kurulmuştur.29
UAEK tarafından ilk denetim 1992’de gerçekleştirilmiş fakat nükleer silah üretimi
konusunda açık ve net bir bulguya rastlanamamıştır. 2000’li yıllarda nükleer
silah geliştirme projesine hız veren Piyonyan, gaz santrifüj teknolojisi edinerek
uranyum zenginleştirme çabası içine girmiş ve 2003’de NPT’den çekildiğini
açıklamıştır. Krizin çözülmesi amacıyla ABD, Güney Kore, Kuzey Kore, Çin,
Japonya ve Rusya’nın yer aldığı Altılı Görüşmeler başlatılmıştır. Şubat 2005’te
Kuzey Kore nükleer silah sahibi olduğu yönünde yaptığı ilk açıklamada, nükleer
silah geliştirme programının olduğunu itiraf etmiş ve bu programın ilerletileceğini
belirtmiştir. Nitekim 2006 yılında ilk nükleer denemesini yapan Kuzey Kore,
BM yaptırımlarına rağmen 2009 yılında da ikinci denemeyi gerçekleştirmiştir.
Son olarak Şubat 2013’de üçüncü nükleer denemesini gerçekleştiren Kuzey Kore,
başarıyla sonuçlanan yeraltı denemesinde kullanılan nükleer cihazın öncekilerden
daha küçük ve hafif ama daha şiddetli patlayıcı güce sahip olduğunu duyurmuştur.
Bu gelişmenin ardından Kuzey Kore’ye yönelik olarak Mart 2013’de yapılan BM
Güvenlik Konseyi oturumunda yaptırımların genişletilmesi kararı alınmıştır.
İran nükleer programının tarihi arka planı da Kuzey Kore’ye benzer bir şekilde
1950’lerin ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. İran 1957 yılında ABD ile
nükleer işbirliği anlaşması imzalamış, ardından 1958 yılında Uluslararası Atom
Enerjisi Kurumu’na üye olmuştur. 1959’da Tahran Nükleer Araştırma Merkezi
kurulmuştur. İran, 1968’de Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nı
imzalayarak anlaşmanın yürürlüğe girdiği 1970’te bu anlaşmaya taraf olmuştur.
1974’te İran Atom Enerjisi Kurumu kurulmuştur. İran’ın Şah döneminde
29 Jungmin Kang, der. Assessment of the Nuclear Programs of Iran and North Korea (New York: Springer,
2013), 13.
129
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
başlayan nükleer programına ABD’nin yanı sıra Avrupa devletleri de bizzat
destek vermiştir. 1979 İran Devrimi sonrası iktidarı ele geçiren Humeyni rejimi,
1980-1988 yılları arasında yaşanan İran-Irak Savaşı nedeniyle nükleer faaliyetleri
durdurmak zorunda kalmıştır. 30 Savaşın ardından nükleer programını devam ettirmek
isteyen İran, 1990 sonrası süreçte Rusya ile nükleer işbirliği yaparak Moskova
tarafından açıkça, Çin tarafından ise ABD baskısı nedeniyle üstü örtülü bir
şekilde desteklenmiştir. Washington yönetiminin 2002 yılında, İran’ın Arak ve
Natanz tesislerinde nükleer silah üretmeye çalıştığını ileri sürmesi üzerine İran
ile ABD arasında başlayan nükleer kriz tırmanarak devam etmiştir. İran, nükleer
programının barışçıl olduğunu iddia etse de UAEK raporları ışığında İran’ın asıl
hedefinin nükleer silah imal etmek olduğu kanaati yaygındır. İran’ın nükleer silah
teknolojisi ısrarı; dengelerin hızlı değişebildiği bir coğrafyada rejimini korumak
ve bölgede başat güç olmak hedefiyle açıklanabilir.31
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından Kasım 2011 tarihinde İran nükleer
çalışmalarıyla ilgili hazırlanan rapor, İran nükleer programının askeri boyutuna
dikkat çekmiştir. Raporda, İran’ın nükleer santrallerinde nükleer silah üretmek
amacıyla birçok deney yapıldığı ve bu deneylerin bir kısmında başarıya ulaşıldığı
aktarılmıştır. Bununla birlikte İran’ın nükleer silah tasarımı ve üretimi konusunda
faaliyetlerde bulunduğu ve denemeler yaptığı belirtilmiştir. Raporun vurguladığı
önemli noktalardan biri de, İran’ın nükleer savaş başlığı elde etmek için bilgisayar
simülasyonları ve modellemeleri gerçekleştirdiğini, nükleer mühendislerin
nükleer başlıkların füzelere entegrasyonu konusunda çalışmalar yaptığını ve bu
kapsamda orta menzilli Şahap 3 füzesinin nükleer füzeye dönüştürülmeye çalışıldığını
ileri sürmesi olmuştur.
UAEK ayrıca Çin ve İran’ın da Piyonyan ile nükleer teknoloji paylaşımında bulunduğunu
açıklamıştır. Kuzey Kore ölçeğinde olmamakla birlikte İran’ın da Rus
ve Çin ile iş birliği içinde olduğu düşünülmektedir. İran’ın nükleer programına
önemli katkılarda bulunan Çin ve Rusya, Kuzey Kore-İran nükleer işbirliğini
desteklemektedir. ABD yönetimi, Çin’i Kuzey Kore’nin nükleer programına son
vermemesi durumunda Japonya’nın da nükleer bir güç olarak belirebileceğini
söylemesi Çin üzerinde etkili olmamıştır. ABD’nin Irak işgalinin hemen sonrasında,
Kuzey Kore’ye de askeri bir müdahalede bulunmaktan çekinmeyeceğini
açıklaması sonrası Çin, Piyonyan’ın nükleer programı konusunda tutumunu de-
ğiştirmiştir. Çin’in katkısı ile bazı kesin olmayan sonuçlara varılsa da yapılan
görüşmeler sonrasında Kuzey Kore’ye sadece önemli ekonomik yaptırımlar uygulanabilmiştir.
Ekonomik ambargolar ve BM Güvenlik Konseyi’nin 1874 sayılı
kararı ile uygulanan uluslararası yaptırımlara rağmen, Kuzey Kore nükleer kabiliyetini
geliştirmek için elinden gelen çabayı göstermekte ve bu amaç doğrultusun-
30 Anthony Cordesman ve Adam Seitz. Iranian Weapons of Mass Destruction: The Birth of A Regional
Nuclear Arms Race? (Santa Barbara: ABC-CLIO, 2009),107.
31 Tim Cook vd., North Korea and Iran: Nuclear Futures and Regional Responses, NBR Reports, Mayıs
2007, Erişim tarihi: 3 Mart 2014, http://www.nbr.org/publications/issue.aspx?id=135.
130
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
da İran ile yakın işbirliği içerisinde bulunmaktadır.
Kuzey Kore ve İran’ın nükleer programı hakkında hazırlanan güvenilir raporlar
iki ülkenin nükleer faaliyetlerinin dünya barışı ve güvenliği için ciddi bir tehdit
oluşturduğunu göstermektedir. İlk başlarda NPT Antlaşması’na imza atan Kuzey
Kore, imzaladığı anlaşma sayesinde plütonyuma ulaşmış ve daha sonra nükleer
silahsızlanma anlaşmasına uymaktan vazgeçtiğini açıklamıştır. Bu gelişmeler
sonrasında Kuzey Kore’nin Tahran’la gizli bir anlaşma imzaladığı ve iki ülkenin
nükleer silah konusunda bilgi paylaşımı içinde olduğu iddia edilmiştir. Son
dönemde Piyonyan›ın geliştirdiği orta menzilli füzelere monte edilebilecek nükleer
başlık teknolojisini Tahran ile paylaşmasından endişe edilmektedir. UAEK,
Tahran›ın 2000 yılında bu teknolojiyi geliştirmek üzere çalışmalara başladığını
ancak 2003 yılında ara verdiğini belirtmiştir. Bunun yanında 2012 yılının Eylül
ayında İran ve Kuzey Kore arasında Tahran›da imzalanan bilimsel işbirliği anlaş-
ması, iki ülkenin nükleer silahların geliştirilmesinde birlikte çalışmasına yönelik
endişeleri arttırmıştır.32 Son olarak Kuzey Kore›nin İran’ın nükleer programına
yardımcı olmaları için iki yüzün üzerinde nükleer uzmanı sahte isimler kullanarak
Tahran›a gönderdiği basına yansımıştır.33
Piyonyan ile Tahran nükleer programında önemli gelişmeler gösterirken 2013 yı-
lının Kasım ayında İran’ın nükleer programına ilişkin bir anlaşma imzalanmıştır.
Cenevre’de İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan anlaşma, kimileri tarafından
tarihi olarak kabul edilirken kimilerince de hata olarak değerlendirilmektedir.
Tahran’ın nükleer programını geçici olarak donduran anlaşma ile İran, planladığı
plütonyum reaktörünü altı aylık süre boyunca faaliyete geçirmeyeceğinin garantisini
vermiştir. Anlaşma ile Tahran’ın uranyumu zenginleştirme planı sadece durdurulmuş,
uranyum zenginleştirme kapasitesi ortadan kaldırılmamıştır. Anlaşma
sonrasında İran’ın nükleer programının meşrulaştırılması Orta Doğu’da nükleer
silahlanma yarışının başlaması tehlikesini de beraberinde getirmiştir.
İran ve Batı arasındaki yakınlaşmanın Tahran-Piyonyan ilişkilerini de etkileyeceği
düşünülmektedir. Bu süreçte, İran’ın ABD ile nasıl ilişkiler kuracağı ve hangi
tavizleri vereceği belirleyici olacaktır. Bugüne kadar Kuzey Kore, ABD ve İran
arasındaki gerilimden istifade etmiştir. Son dönemde ABD ve İran arasındaki
yakınlaşma ve iki ülke ilişkilerindeki normalleşme süreci Piyonyan tarafından
kaygıyla takip edilmektedir.
İran’ın uzun menzilli balistik füzeler ve nükleer silahlar üretmesi durumunda
jeopolitik hedeflerini gerçekleştirmek adına daha dinamik ve sertlik yanlısı bir
32 “North Korea and Iran Sign Tech Agreement,” Aljazeera, Eylül 2012, Erişim tarihi: 2 Nisan 2014, http://
www.aljazeera.com/news/middleeast/2012/09/20129253022915622.html.
33 Claudia Rossett, “The Pyongyang-Tehran Proliferation Playbook,” Forbes, 4 Ekim 2013, Erişim tarihi:
15 Mart 2014, http://www.forbes.com/sites/claudiarosett/2013/04/10/the-Piyonyan-tehran-proliferationplaybook/.
131
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
dış politika takip edebileceği ve bölgesel etkisini arttırabileceği ifade edilebilir.
Nitekim İran, nükleer programını bölgenin lider gücü ve küresel bir aktör olmak
için rasyonel bir dış politika aracı olarak görmekte ve nükleer faaliyetlerine bu
amaçla kararlı bir şekilde devam etmektedir.
6. KUZEY KORE VE İRAN-SURİYE-HİZBULLAH EKSENİ
Kuzey Kore’nin Suriye’deki Esed rejimine silah ve mühimmat yardımı yanında
başta savaş pilotları olmak üzere askeri personel desteği verdiği bilinmektedir.34
Piyonyan, Hizbullah’a da eğitim desteği sağlamakta, Lübnan’ın güneyinde Hizbullah
için yer altı sığınakları inşa etmektedir. Kuzey Kore’nin Esed rejimi ve
Hizbullah ile bağlantısı ise İran tarafından koordine edilmektedir. Suriye-İran ve
Kuzey Kore arasındaki işbirliği süreci sadece Suriye krizi ile sınırlı değildir. Piyonyan,
Esed rejiminin nükleer ve kimyasal silah teknolojisine önemli katkılarda
bulunmuştur. Suriye’deki rejim 2005 yılındaki başarısız balistik füze denemesinin
ardından Kuzey Koreli uzmanların yardımıyla 2007 yılında Scud-D füzelerini
başarıyla test etmiştir.35
Üç ülke arasında 1990’lı yıllarda başlayan işbirliği uzun yıllar gizlice
yürütülmüştür. 2007 yılının Haziran ayında Halep yakınlarındaki balistik füze
tesisinde meydana gelen büyük patlama, İran-Suriye ve Kuzey Kore arasındaki
işbirliğini gözler önüne sermiştir. Scud-C balistik füzelerinin üretildiği iddia
edilen tesisteki patlamada Suriyeli uzmanların yanı sıra çok sayıda İranlı ve
Kuzey Koreli uzman da hayatını kaybetmiştir. Halep’teki patlamadan bir kaç ay
sonra İsrail, Suriye’nin doğusundaki el-Kibar nükleer tesisine bir hava saldırısı
gerçekleştirmiştir. 2007 yılındaki saldırı Suriye’nin gizli nükleer programını
daha görünür hale getirmiştir. Araştırmalar sonucunda el-Kibar nükleer tesisinin,
İran’ın finanse etmesiyle Kuzey Koreli uzmanlar tarafından Yongbyon reaktörü
örnek alınarak kurulduğu ortaya çıkmıştır. İsrail’in hava saldırısında on civarında
Kuzey Koreli nükleer teknoloji uzmanın da öldüğü basına yansımıştır.36 İran Devrim
Muhafızları’nın üst düzey komutanı Ali Rıza Askeri’nin 2009 yılındaki açıklamaları
Suriye’nin nükleer programının İran tarafından finanse edildiği yönündeki
iddiaları doğrulamıştır.37
34 Jonathan Spyer, “Behind The Lines: Assad’s North Korean Connection,” The Jerusalem Post, 11 Şubat
2013, Erişim tarihi: 15 Ocak 2014, http://www.jpost.com/Features/Front-Lines/Behind-The-Lines-AssadsNorth-Korean-connection-330303.

35 “Syria Missile Chronology,” Nuclear Threat Initiative, Ocak 2010, Erişim tarihi: 3 Şubat 2014, http://
www.nti.org/media/pdfs/syria_missile.pdf.
36 Tak Kumakura, “North Koreans May Have Died in Israel Attack on Syria, NHK Says,” Bloomberg, 27
Nisan 2008, Erişim tarihi: 20 Nisan 2014, http://www.bloomberg.com/apps/news?pid=newsarchive&sid=
aErPTWRFZpJI.
37 “Iranian Defector Reportedly Tipped Off U.S. on Syria Nuke Plant,” Fox News, 19 Mart 2009, Erişim
tarihi: 17 Nisan 2014, http://www.foxnews.com/story/2009/03/19/iranian-defector-reportedly-tipped-offus-on-syria-nuke-plant/.
132
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
Piyonyan, Tahran ve Şam arasındaki nükleer, kimyasal silah ve balistik füze konularındaki
işbirliğinin devam etmekte olduğu düşünülmektedir. Suriye’de olayların
başlamasından önce 2010 yılında Kuzey Koreli uzmanların Humus’taki balistik
füze yapımında kullanılacak malzemelerin üretileceği bir tesis kurduğu ortaya
çıkmıştır.38 Araştırmalar İranlı ve Kuzey Koreli uzmanların Suriye’deki beş kimyasal
tesisin kurulmasında ve yönetilmesinde aktif rol oynadığını göstermektedir.
Suriye’de olayların başlamasından sonra Esed rejimi, nükleer faaliyetleri durdurmak
zorunda kalmıştır. 2002 yılındaki Esed rejimi ile Piyonyan arasında imzalanan
nükleer işbirliği anlaşmasına benzer bir anlaşma, on yıllık bir aradan sonra
2012 yılının Eylül ayında Tahran ve Piyonyan arasında imzalanmıştır. İmzalanan
bu anlaşma neticesinde İran ilk olarak Arak’taki nükleer tesisinde uranyumu
zenginleştirmek için Kuzey Koreli uzmanların yardımına başvurmuştur.
39
BM ve diğer uluslararası platformlarda Kuzey Kore, İran’ın Suriye krizindeki
tutumuna tam destek vermeye devam etmektedir. 2013 yılının Nisan ayında
İran, Suriye ve Kuzey Kore BM tarafından hazırlanan Uluslararası Silah Ticareti
Antlaşması’nı engellemeye çalışmış fakat uzun uğraşlar sonunda anlaşma imzalanabilmiştir.
Batı karşıtlığı paydasında birleşen ve Bağlantısızlar Hareketi mensubu
olan Kuzey Kore ile İran arasındaki ikili işbirliği Suriye’yi de kapsayacak
şekilde üçlü işbirliğine dönüşmüştür.
SONUÇ
İran’ın günümüzde dış politikasındaki en önemli amacı, 1979 devriminden bu
yana Batı tarafından uygulanan ancak son yıllarda Tahran’ın nükleer silah elde
etmesini engellemek amacı ile yoğunlaştırılan yaptırımların kaldırılmasını
sağlayarak, uluslararası tecritten kurtulmaktır. Tahran uygulamaya başladığı yeni
strateji gereği geleneksel dış politikasında radikal bir değişim yaparak başta ABD
olmak üzere Batı ile ilişkilerini gözden geçirmeye ve düzeltmeye çalışmaktadır.
İran, Batı ile arasındaki ilişkileri gözden geçirirken Kuzey Kore ile arasındaki
işbirliğini korumaya ve geliştirmeye de özen göstermektedir.
Son dönemde İran nükleer ve askeri teknoloji konusunda Kuzey Kore ile yaptığı
işbirliğini farklı alanlara yayarak geliştirmeyi planlamaktadır. Kuzey Kore
ise İran’ın Batı karşıtı söyleme sahip dış politikasını değiştirmesinden ve ABD
ile yakınlaşmasından endişe duymaktadır. Piyonyan son geliştirdiği orta menzilli
füzelere monte edilebilecek nükleer başlık teknolojisini Tahran ile paylaşmaya
yakındır. Kuzey Kore yönetimi, İran’ın başta enerji kaynakları olmak üzere ekonomik
potansiyelini daha aktif bir şekilde kullanmak için Tahran’ı önemli bir stra-
38 Yitzhak Benhorin, “Report: N. Korea Resumes Military Aid to Syria,” Ynetnews, 2 Şubat 2010, Erişim
tarihi: 7 Nisan 2014, http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-3843393,00.html.
39 David Albright, A Dangerous Nexus: Iran-Syria-North Korea, Institute for Science and International
Security (ISIS), 11 Nisan 2013, Erişim tarihi: 4 Nisan 2014, http://isis-online.org/uploads/conferences/
documents/Testimony_House_Subcommittees_11April2013_final.pdf.
133
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
tejik ortak olarak görmektedir. Piyonyan, İran’ın Orta Doğu’daki potansiyelini
ve nüfuz alanını kullanabilmek adına Çin ve Rusya’nın da desteğiyle işbirliğini
giderek derinleştirmektedir.
İran’ın Kuzey Kore’den teknik destek alarak geliştirdiği Şahap-3 ve Sicil
füzelerinin menzilleri Türkiye topraklarının tamamını kapsamaktadır. MalatyaKürecik’e
konuşlandırılan radar sistemlerinden dolayı İran makamlarının
Türkiye’yi sık sık bu sistemleri vurmakla tehdit ettiği görülmektedir. İran’ın balistik
füze programlarının ve nükleer programının geldiği aşama ise bu ülkenin
nükleer başlıklı balistik füzeler fırlatabilecek kabiliyete yakın gelecekte sahip olabileceğini
göstermektedir. Bu yönüyle İran’ın envanterindeki balistik füzeler, bu
ülkenin nükleer güç sahibi olması halinde Türkiye’ye arz edeceği tehditle birlikte
değerlendirilmelidir. Nitekim nükleer silah sahibi olması durumunda İran’ın yakın
çevresiyle ilişkilerindeki en büyük değişikliğin Türkiye ile ilişkilerde meydana
geleceği, Türkiye’nin İran’ın “uydusu” olabileceği tahmin edilmektedir.
Kuzey Kore’nin desteğiyle İran, balistik füze kabiliyetlerini geliştirmekte ve
nükleer silahlar edinme konusunda önemli adımlar atmaktadır. İran’ın diğer
taraftan her ne kadar kimyasal ve biyolojik silahların yayılmasının önlenmesine
yönelik hazırlanan uluslararası anlaşmalara imza atsa da bu silahları üretme
bilgi ve becerisine sahip olduğu tahmin edilmektedir. Bütün bu dinamikler göz
önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin bu tehditlere karşı önleyici savunma ve
saldırı sistemleri edinmesi ve geliştirmesi gerekli görülmektedir. Bu çerçevede
Türkiye’nin etkin bir füze savunma sisteminin tesisi için gerekli adımları ivedilikle
atmasının elzem olduğu değerlendirilmektedir.
134
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
KAYNAKÇA
Albright, David. A Dangerous Nexus: Iran-Syria-North Korea. Institute for
Science and International Security (ISIS), 11 Nisan 2013. Erişim tarihi: 4 Nisan
2014. http://isis-online.org/uploads/conferences/documents/Testimony_House_Subcommittees_11April2013_final.pdf.

Benhorin, Yitzhak. “Report: N. Korea Resumes Military Aid to Syria.” Ynetnews,
2 Şubat 2010. Erişim tarihi: 7 Nisan 2014. http://www.ynetnews.com/
articles/0,7340,L-3843393,00.html.
Bermudez, Joseph S. A History of Ballistic Missile Development in the DPRK.
The Center for Nonproliferation Studies (CNS), 1999. Erişim tarihi: 2 Ocak
2014. http://cns.miis.edu/opapers/op2/op2.pdf.
Bruno, Greg. Iran’s Ballistic Missile Program. CFR, 23 Temmuz 2012. Erişim
tarihi: 12 Mart 2014. http://www.cfr.org/iran/irans-ballistic-missile-program/
p20425.
Charbonneau, Louis. “Seized North Korea Arms Were Bound for Iran: Thailand.”
Reuters, 30 Ocak 2010. Erişim tarihi: 12 Mart 2014. http://www.reuters.
com/article/2010/01/31/us-korea-north-arms-un-idUSTRE60U01020100131.
Charbonneau, Louis. “North Korea, Iran Trade Missile Technology: U.N.” Reuters,
14 Mayıs 2011. Erişim tarihi: 3 Nisan 2014. http://www.reuters.com/article/2011/05/14/us-korea-north-iran-un-idUSTRE74D18Z20110514.
Charbonneau, Louis. “North Korea, Syria and Iran Block U.N. Arms Trade Treaty.”
Reuters, 28 Mart 2013. Erişim tarihi: 3 Mart 2014. http://www.reuters.com/
article/2013/03/29/us-arms-treaty-un-idUSBRE92R10E20130329.
Chipman, John ve ‎Mark Fitzpatrick. Iran’s Ballistic Missile Capabilities: A Net
Assessment. ISIS, 10 Mayıs 2010. Erişim tarihi: 14 Mart 2014. https://www.
iiss.org/en/publications/strategic%20dossiers/issues/iran--39-s-ballistic-missilecapabilities--a-net-assessment-885a.
Cook, Tim, Jonathan D. Pollack, Christopher W. Hughes ve Kalsoom Lakhani.
North Korea and Iran: Nuclear Futures and Regional Responses. NBR Reports,
Mayıs 2007. Erişim tarihi: 3 Mart 2014. http://www.nbr.org/publications/issue.
aspx?id=135.
Cordesman, Anthony ve Adam C. Seitz. Iranian Weapons of Mass Destruction:
The Birth of A Regional Nuclear Arms Race?. Santa Barbara: ABC-CLIO, 2009.
135
Bilge Strateji, Cilt 6, Sayı 10, Güz 2014
Elleman, Michael. “Iran’s Ballistic Missile Program.” Iran Primer. Erişim tarihi:
9 Mart 2014. http://iranprimer.usip.org/resource/irans-ballistic-missile-program.
“Gross Domestic Product Estimates for North Korea in 2012.” Nkeconwatch, 12
Temmuz 2012. Erişim tarihi: 20 Şubat 2014. http://www.nkeconwatch.com/nkuploads/BOK-DPRK-Econ-2012-ENG.pdf.
Hildreth, Steven A. Iran’s Ballistic Missile and Space Launch Programs. Congressional
Research Service, 2012, Erişim tarihi: 20 Şubat 2014. http://www.fas.
org/sgp/crs/nuke/R42849.pdf.
“Iranian Defector Reportedly Tipped Off U.S. on Syria Nuke Plant.” Fox
News, 19 Mart 2009. Erişim tarihi: 17 Nisan 2014. http://www.foxnews.com/
story/2009/03/19/iranian-defector-reportedly-tipped-off-us-on-syria-nuke-plant/.
“Iran, North Korea Discuss Expansion of Ties.” Fars News Agency, 24 Şubat
2014. Erişim tarihi: 17 Mart 2014. http://english.farsnews.com/newstext.
aspx?nn=13921205001438.
Ji-Hyang, Jang ve Lee, Peter. “Do Sanctions Work? The Iranian Sanctions Regime
and Its Implications for Korea.” The Asian Institute for Policy Studies, 6
Aralık 2013. Erişim tarihi: 4 Mart 2014. http://en.asaninst.org/old-22159/.
Kang, Jungmin, der. Assessment of the Nuclear Programs of Iran and North
Korea. New York: Springer, 2013.
Kim, Duyeon. Fact Sheet: North Korea’s Nuclear and Ballistic Missile Programs.
Center for Arms Control and Non-Proliferation, Temmuz 2013. Erişim
tarihi: 10 Mart 2014, http://armscontrolcenter.org/publications/factsheets/fact_
sheet_north_korea_nuclear_and_missile_programs/.
Kim, S. Samuel. North Korean Foreign Relations in the Post-Cold War World.
Washington: BiblioGov, 2012.
Kumakura, Tak. “North Koreans May Have Died in Israel Attack on Syria, NHK
Says” Bloomberg, 27 Nisan 2008. Erişim tarihi: 20 Nisan 2014, http://www.
bloomberg.com/apps/news?pid=newsarchive&sid=aErPTWRFZpJI.
Levy, Jack S. “War and Peace.” Handbook of International Relations içinde,
der. W. Carlsnaes, T. Rise ve B. A. Simmons, 350-368. Londra: SAGE, 2002.
Mearsheimer, John J. “America Unhinged.” The National Interest 129 (Ocak-
Şubat 2014): 9-30.
136
İran-Kuzey Kore Savunma Sanayii ve Nükleer Teknoloji İşbirliği
Mistry, Dinshaw. Containing Missile Proliferation: Strategic Technology, Security
Regimes, and International Cooperation in Arms Control. Washington: University
of Washington Press, 2005.
Morgenthau, Hans J. Politics Among Nations: The Struggle for Power and Peace.
New York: Knopf, 1967.
“North Korea and Iran Sign Tech Agreement,” Aljazeera, 2 Eylül 2012.
Erişim tarihi: 2 Nisan 2014. http://www.aljazeera.com/news/middleeast/2012/09/20129253022915622.html.
“North Korea Reiterates Supports for Iran’s Nuclear Program” Fars News, 9
Ekim 2013. Erişim tarihi: 5 Nisan 2014. http://english.farsnews.com/newstext.
aspx?nn=13920717001226.
“Overview of North Korea’s Ballistic Missile Program.” NCNK, 23 Nisan 2013.
Erişim tarihi: 5 Şubat 2014. http://www.ncnk.org/resources/briefing-papers/allbriefing-papers/an-overview-of-north-korea-s-ballistic-missiles.
Panda, Rajaram. “North Korea and Iran Partner in Ballistic Missile Trade.” Institute
for Defence Studies and Analyses (IDSA), 19 Mayıs 2011. Erişim tarihi: 12
Nisan 2014, http://www.idsa.in/idsacomments/NorthKoreaandIranPartnerinBallisticMissilesTrade_RajaramPanda_190511.

Pollack, Joshua. “Ballistic Trajectory: The Evolution of North Korea’s Ballistic
Missile Market.” Nonproliferation Review Cilt 18 Sayı 2 (Temmuz 2011): 411-
429.
Rossett, Claudia. “The Pyongyang-Tehran Proliferation Playbook.” Forbes, 4
Ekim 2013. Erişim tarihi: 15 Mart 2014, http://www.forbes.com/sites/claudiarosett/2013/04/10/the-Piyonyan-tehran-proliferation-playbook/.
Spyer, Jonathan. “Behind The Lines: Assad’s North Korean Connection.”
The Jerusalem Post, 11 Şubat 2013. Erişim tarihi: 15 Ocak 2014. http://www.
jpost.com/Features/Front-Lines/Behind-The-Lines-Assads-North-Koreanconnection-330303.

“Syria Missile Chronology.” Nuclear Threat Initiative. Ocak 2010, Erişim tarihi:
3 Şubat 2014. http://www.nti.org/media/pdfs/syria_missile.pdf.
Walt, Stephen M. “Alliance Formation and the Balance of World Power.” International
Security Cilt 9 Sayı 4 (Bahar 1985): 3-43.
Wellman, Ariel Farrar ve Robert Frasco. “North Korea-Iran Foreign Relations.”
Iran Tracker, 1 Temmuz 2010. Erişim tarihi: 8 Şubat 2014. http://www.irantracker.org/foreign-relations/north-korea-iran-foreign-relations.

Konular