YAPAY ZEKA

Journal of Yasar University,
1(1), 81-93
81
1. GİRİŞ
‘Yapay Zeka’ kavramı ilk duyuşta ister akademisyen, öğretmen, öğrenci olsun ister
işadamı olsun birçok kişi üzerinde merak uyandırmaktadır. Neden olduğu sorulacak olursa,
zeka gibi soyut bir kavramın yapay ile nitelendirilmesi olarak cevap verebiliriz. Kavramın
uyandırdığı merakla birlikte, içeriği yada temsil ettiği konular hakkında birçok kişinin ciddi
bir malumatı yoktur.
Yapay zekanın çevresinde konuşulan konu başlıkları, bileşenler ise yapay sinir ağları,
uzman sistemler, bulanık mantık, genetik algoritmalardır.
Yapay zekayı sahiplenen birçok disiplin vardır. Bazıları, bilgisayar mühendisliği,
felsefe, bilişsel bilim, elektronik bilimleridir.
Yapay zeka konusunda pek fazla türkçe kaynağa rastlanamamaktadır. Bu küçük
hacimdeki çalışma bu konuda hiçbir bilgiye sahip olmayana öz bilgiler verme noktasında,
bilgi sahiplerinin kafalarındaki karışıklıkları düzeltme noktasında yardımcı olabilirse,
amacına ulaşmış olacaktır.
Bu araştırmanın akışı ‘yapay zekanın’ tanımlanması, ortak bir anlayışın elde
edilmesinden sonra kronolojik olarak bugünlere gelişi, yapay zeka teknikleri, uygulama
alanları, geleceği ve nihayetinde toplu bir değerlendirme şeklinde olacaktır.

* Endüstri Mühendisliği Bölümü, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Yaşar Üniversitesi, harun.pirim@yasar.edu.tr
TEKNOLOJİ BAĞIMLI YAŞAMIN MATEMATİKSEL DESENLERİ-I

Pirim, 2006
82
2. ZEKA VE YAPAY ZEKA
“Tarihte üç büyük olay vardır. Bunlardan ilki kainatın oluşumudur. İkincisi yaşamın
başlangıcının olmasıdır. Üçüncüsü de yapay zekanın ortaya çıkışıdır.”
BBC ile söyleşisinde MIT Bilgisayar Bilimleri laboratuvar yöneticilerinden Edward
Fredkin yukarıdaki ifadeleri kullanmıştır.
Yapay zeka gibi bir konuyu anlayabilmek için beyin ile bilgisayar arasındaki farklar ve
benzerlikler anlaşılmalıdır:
Beyin yaklaşık bir buçuk kilo ağırlığındadır. Bu ceviz görüntüsündeki organ, 60 yıllık
bir ömürde saniyede 600 birimlik hafızada kaydedip, işleyip programlamak kapasitesine
sahiptir. Bu, dakikada 3,600, saatte 2,160,000 günde 51,840,000 bitlik bilgi demektir.
Beyin üzerine araştırmalar yapan Dr. V. Grey Walter’in incelemelerine bakılırsa, insan
beynine benzeyen bir makinanın yapılabilmesi için 300 trilyon dolardan fazla para
gerekmektedir. Böyle bir makinenin çalışabilmesi için ise 1 trilyon wattlık elektrik enerjisine
ihtiyaç vardır.
Scott Witt adlı yazarın tesbiti “yaşamımız boyunca beyin, gözlerininzle, kulaklarınızla
burnunuzla, parmaklarınızla ve diğer duyu organlarınızla, devamlı olarak elektrik sinyalleri
şeklinde, bilgi alır, depolar, gönderir. Beyninizden geçen milyarlarca gerçek ve hayal, doksan
milyon kalın kitabı doldururdu.”1 şeklindedir.
Bu arada zekanın ne anlama geldiği ve ne kadarının ölçülebildiği konusunda görüş
birliği sağlanamamıştır. Yapılan tanımlamaların ortak bir cümlesi olarak, zekayı beynin
bilgiyi alıp, hızlı ve doğru analiz etmesi olarak tarif edebiliriz.
Şuur, bilinçaltı, ruh gibi açık uçlu ve soyut bir kelime olması itibariyle zekanın
evrensel bir tarifi yapılamamıştır.

1
Bilim teknik aralık 2000

Journal of Yasar University,
1(1), 81-93
83
Zeka türleri ve tanınmış şahsiyetleri;
• Matematiksel zeka (Einstein, Harezmi, S.Hawking)
• Pratik zeka (Nasrettin Hoca, Sadi Şirazi)
• Edebi ve linguistik zeka (Fuzuli, W. Shakespeare, Yusuf Has Hacib)
• Şekilci zeka (Picasso, L. Da Vinci)
• Müzik zekası (Itri, Mozart, Beethoven)
• Duygusal zeka
• Bedeni ve atletik zeka (Muhammed Ali, Pele, N. Süleymanoğlu)
• Evrensel zeka (Mevlana, Abraham Lincoln)
‘Yapay zeka’ kavramının ortaya çıkışını ve dönem dönem ayrıca kronolojik olarak
tarihini ele alalım:
Tarih Öncesi Dönem: Binler yıl önce yunan mitolojisinde rüzgar tanrısı zannedilen
Daedelusun “yapay-insan” teşebbüsü.
Karanlık Dönem (1965-1970): Bu dönemde çok az bir gelişim elde edilebilmiştir.
Bilgisayar uzmanları düşünen bir mekanizma geliştirerek, sadece verileri yükleyerek akıllı
bilgisayarlar yapmayı umdular. Sonuç olarak bir bekleme dönemi oldu.
Rönesans Dönemi (1970-1975): Çok hızla artacak gelişmelerin önünün açıldığı dönem
olmuştur. Yapay zekacılar hastalık teşhisi gibi sistemler geliştirdiler. Bugünkü açılımların
temelleri oluştu.
Ortaklık Dönemi (1975-1980): Yapay zeka araştırmacıları, dil ve psikoloji gibi diğer
bilim dallarından da yararlanmaya başladılar.
Girişimcilik Dönemi(1980-?): Yapay zeka labarotuvarların dışına çıkarılarak, gerçek
dünyanın ihtiyaçlarına göre çok daha kompleks uygulamalarla düşünülmüştür. Halen de
devam eden bir dönemdir.

2.1. KISA KRONOLOJİK TARİHÇE
1943-McCulloch & Pitts: Beynin Boolean devre modeli
1950-Turing’in “Bilgi işleyen makineler ve zeka”
1956-Dartmaouth Görüşmesi: “Yapay zeka” ismi ortaya atıldı.
TEKNOLOJİ BAĞIMLI YAŞAMIN MATEMATİKSEL DESENLERİ-I

Pirim, 2006
84
1952-1969-IBM satranç oynayabilen ilk programı yazdı. YZ konusundaki ilk uluslararası
konferans düzenlendi.
1950ler-İlk YZ programları, Samuel’in konrol edici programı, Newell ve Simon’ın mantık
teoristi, Gelernter’ın geometri motoru.
1965-Robinson’un mantıklı düşünme için geliştirdiği tam bir algoritma
1966-73-YZ hesapsal karmaşayla karşılaşır. Sinir ağları araştırmaları hemen hemen kaybolur.
1969-79-Bilgiye dayalı sistemlerin ilk gelişme adımları
1980-YZ Endüstri haline gelir
1986-Yapay sinir ağları tekrar popüler olur.
1987-YZ bilim haline gelir.
1995-Zeki ajanlar(terimsel kullanımdır) ortaya çıkar.
1997-Deep Blue Kasparov’u yendi.
1998-İnternetin yaygınlaşması ile YZ tabanlı birçok program geniş kitlelere ulaştı.
2000-05-Robot oyuncaklar piyasaya sürüldü. Halen birçok elektronik cihazda YZ
uygulamaları kullanılmaktadır.
Geçmişten günümüze gelen birikimle YZ hakkında şu tanımlamalar yapılmıştır:
“Yapay zeka insan tarafından yapıldığında zeki olarak adlandırılan davranışların makine
tarafından yapılmasıdır.”
“İnsan aklının nasıl çalıştığını göstermeye çalışan bir kuram”
“Yapay zekanın amacı insan zekasını bilgisayar aracılığıyla taklit etmektir.”
“Yapay zeka makineleri kontrol eden bilgisayar programları oluşturarak zekanın yapısını
anlamaya çalışır.”
Bu bağlamda yapay zeka birçok alt disiplinlere ayrılabilir: görüntü, dil, planlama
disiplinleri gibi.
“Yapay zeka zeki makineler, özellikle zeki bilgisayar programları yapma mühendisliği yada
bilimidir.”
“Düşünme, anlama, faaliyete geçirmeyi sağlayacak bilgiişleme çalışmasıdır.”
“Yapay zeka bağımsız makineler-bu makineler insan olmaksızın kompleks işler yapabilir-inşa
etmek için araştırma yapan bilişsel bilim dalıdır. Bu hedef makinelerin düşünmesini ve
anlamasını gerektirir. Bu konuda akıl almaz ilerlemeler sağlanmışsa da hedefe baklıldığında
hayal gibi gözükmektedir.”

Journal of Yasar University,
1(1), 81-93
85
2.2. GÜÇLÜ YZ, ZAYIF YZ
Makinelerin programlanıp zeki davranışlar gösterebilmesi zayıf yapay zeka olarak
bilinir ve kabul görür. Makinelerin programlanıp zeki, şuurlu olabilmeleri ise güçlü yapay
zeka kavramıdır ki tartışma görmektedir.
Güçlü yapay zeka karşıtları makinelerin kalıtsal olarak insandan farklı olduklarını
savunarak, asla sevgi duyamayacaklarını, doğru yanlışı sağ duyulu ayırtedemeyeceklerini,
insan gibi düşünemeyeceklerini savunurlar. Bununla birlikte taraftarları ise insan beyninin tek
başına düşünemeyen şuurlu olmayan bileşenlerden oluşup, bir araya geldiklerinde düşünen ve
şuurlu olduklarını söyleyerek aynı fenomenin makine için de geçerli olabileceğini savunurlar.
Burada kadar olan ifadelerden yapay zeka görüşlerini 4 gruba ayırabiliriz:
İnsan gibi düşünmek Akıllıca düşünmek
İnsanca hareket etmek Akıllıca hareket etmek
NOT: Akla gelebilecek bir soru IQ, zeka ilgisidir. IQ zeka değildir. Son derece kompleks bir
fenomen olan zekanın sadece bir boyutudur.
Akıllıca hareket eden makinelere robotlara aletlere vs. ulaşma hedefi araştırmacılar
tarafından daha çok benimsenmektedir.
“İnsanlarda canlılığı taklit eden makineler, süs eşyaları ve oyuncaklar yapmak
derinden gelen bir arzudur.” ki yapay zeka üzerine yapılan çalışmalar giderek
yoğunlaşmaktadır.Hatta “canlılığı temsil eden varlıklar teknolojinin gelişmesini doğrudan
etkilemiştir.” Tezinin rahatlıkla ortaya atabiliriz. Örneğin helikopter böceği olmasaydı ve
insanoğlu onu taklit etmeseydi, şu anda “Apachi” kelimesi sadece eski bir kızıldereli kabilesi
ismini çağrıştırmaktan ibaret kalabilecekti. Ya da örümcek ağlarının var olmadığı bir dünyada
çelik yelek yada buna benzer değerleri tam olarak anlayamayacaktık(Amerika’da çelik yelek
üretici firmalar, çelik yelek yapımında hammadde olarak örümcek ağı kullanmaktadır.)
TEKNOLOJİ BAĞIMLI YAŞAMIN MATEMATİKSEL DESENLERİ-I

Pirim, 2006
86
Yapay zeka tekniklerine geçmeden önce akıllı bir sistemin karar vermeden önce
öğrenmeye olan gereksinimini ortaya atmakta fayda olacaktır. Bu anlamda yapay sinir ağları
ve endüktif-dedüktif öğrenme gibi birçok öğrenme tekniği vardır.
İnsanda öğrenme üzerine atılan tezlerden biri şudur ki, insan dış dünyayı sayısal
verilerle değil, sembollerle algılar.
“Isbagylrairarian ikre dlıkaulnoua üeiznhpş im rav?” cümlesini okuyup belli bir süre
sonra boş bir kağıda hafızanızdan yazmayı denediğinizde nasıl bir tablo ile karşılaşırsınız?
Peki “Bilgisayarların zeki olduklarından şüpheniz var mı?” cümlesi için aynı deneyi
tekrarlarsak sonuç nasıl olur?
Bu testten anlaşılan odur ki insan anlamlı semboller ile algılar, öğrenir. İlk cümlede
anlam oluşmadığı için herbir harfi bir sembol olarak düşünmektedir. Neticede harfler
adedince sembolü hatırlamak çok zor olacaktır. İkinci cümlede 6 sembol var denilebilir. İnsan
böyle bir cümleyi kolaylıkla geri yazabilmektedir. İnsan 4-7 arasındaki sembolleri hafızada
tutabiliyor.
Buraya kadar oluşturmaya çalıştığımız çerçeveden hareketle, insan uzmanlığı ile yapay
uzmanlığı şöyle kıyaslayabiliriz:
İnsan Uzmanlığı Yapay Uzmanlık
Çabuk Etkilenebilir
Aktarılması güç
Dökümantasyonu güç
Tahmini zor
Pahalı
Yeni fikirler üretebilir
Uyumludur
Hassas gözlem yapabilir
Geniş görüş açısına sahiptir
Sosyal duyuma sahiptir
Kalıcı
Kolay aktarılabilir
Kolay dökümante edilebilir
Tutarlı
Satın alınabilir
Esinlenemez
Uyum dışarıdan sağlanmalıdır
Sembolik verilerle çalışır
Dar açıdan bakış
Teknik duyuma sahiptir

Journal of Yasar University,
1(1), 81-93
87
2.3. YAPAY ZEKA TEKNİKLERİ(UYGULAMALARI)
Aşağıdaki gibi bir listeleme yapılabilir:
a-) Bilgi tabanlı uzman sistem yaklaşımı
b-) Yapay sinir ağları yaklaşımı
c-) Bulanık mantık yaklaşımı
d-) Geleneksel olmayan optimizasyon teknikleri
i-) Genetik algoritma
ii-) Tavlama benzetimi (Simulated annealing)
iii-) Tabu arama
iv) Hyprid algoritmalar
e-) Nesne tabanlı (Object-oriented) programlama
f-) Coğrafi bilgi sistemleri(GIS)
g-) Karar destek sistemlerinin gelişimi
h-) Yumuşak programlama (Soft computing )
2.3.1. Uzman Sistemler
Yapay zeka ile farkından bahsedilirse, yapay zeka programının amacı herhangi bir
insanın çözebileceği problemi çözmektir. Uzman sistem ise uzman bir insanın çözebileceği
problemleri çözer.
Geliştirilen ilk uzamn MYCIN kabul edilmektedir. 1970’de Stanford Üniversitesi’nde
bir grup hekim tarafından geliştirilmiştir. Bakteriyolojik ve menenjetik hastalıkların teşhis ve
tedavisine yönelik tasarlanmıştır.
2.3.2. Yapay Sinir Ağları
Yapay sinir ağları, adından da anlaşılacağı gibi, beynin çok basit bir nöron modelinin
benzetimidir. Bu şekilde elde edilen ağ ile öğrenme olayı gerçeklenir. Yapay sinir ağlarının
kullanım alanları: Kontrol ve sistem tanımlama, görüntü ve ses tanıma,tahmin ve kestirim,
arıza analizi, tıp, haberleşme, trafik, üretim yönetimi olarak sayılabilir.
TEKNOLOJİ BAĞIMLI YAŞAMIN MATEMATİKSEL DESENLERİ-I

Pirim, 2006
88
2.3.3. Bulanık Mantık
1965 yılında California Berkeley Üniversitesinden Prof. Dr. Lotfi A. Zadeh’in ilk
makalelerini yayınlamasıyla duyuldu.
0-1 ikili mantık yerine çok değerli, ara değerleri de alabilen uygulayabilen düşünceler
ve uygulamalardan bahseder bulanık mantık. Doğru, yanlış yerine biraz doğru biraz yanlış
şeklinde açılımlar sergiler. Siyah, beyaz değil de gri tonlarla çalışmaktan söz eder.
Bulanık mantık küme teorisinde üyelik derecesi kavramını geliştirmiştir. Örneğin
gençler kümesine 25 yaşındaki bir insan %100 üye iken, 60 yaşındaki bir insan %30 üyedir
şeklinde ifadeleri vardır. Böylesine bir açılım subjektif verilere dayansa da kazandırdığı
esneklik ve gerçek hayat olaylarına daha iyi çözüm önerebilme itibariyle çok taraftar
toplamıştır.
Netlik isteyen batı bulanık mantığa ilk etapta karşı çıktığın da, doğu dünyası özellikle
Japonya bu fikri benimseyip üzerine araştırma laboratuvarları açmıştır. Günümüzde de
bulanık mantıkla çalışan ev aletleri, arabaların çeşitli kısımları ve elektronik cihazlar
üretilmektedir.
2.3.4. Genetik Algoritmalar
“Genetik algoritma nedir?” sorusunun cevabını vermeden önce algoritmanın kısa bir
tarifini yapalım:
Bir problemi çözmek için tekrar edilen tarifler kümesidir. Prosedür olarak da
düşünülebilir.

Journal of Yasar University,
1(1), 81-93
89
Genetik algoritmalar ise canlı sistemlere benzer bir şekilde öğrenen yazılım
programlardır. Kısaca bilgisayarda gelişimi tetikleyen prosesi takip eden bir araştırma
metodudur.
Yaptığımız listelemedeki birkaç tekniği atlayarak, yumuşak(soft) programlamaya
geçiyoruz.
2.3.5. Yumuşak programlama
Uzman sistemler, bulanık mantık, yapay sinir ağları ve genetik algoritma
uygulamalarda tek başlarına kullanılabildikleri gibi birçok uygulamada her bir yöntemin
avantaj ve dezavantajları göz önüne alınarak birlikte kullanılır. İşte böyle bir yaklaşıma
yumuşak programlama adı verilir. Bu şekilde çok daha etkin yöntemler geliştirilmiştir.
Buradan yapay zeka bağlamında temel taşlar niteliğinde olan deney ve testlere
uzanalım.
3. TURİNG TESTİ
2
Yapay zeka felsefesini ilk ortaya çıkaran kişi ünlü ingiliz mantık ve matematikçisi
Alan Turing’dir. Dartmouth konferansından altı yıl önce, yani 1950 yılında Turing, Mind adlı
felsefe dergisinin Ağustos sayısında “Computing Machinery and Intelligence” adlı bir makale
yayınlamıştır. Bu makalede Turing “Makineler düşünebilir mi?” sorusunu dikkatli bir felsefi
tartışmaya açmış ve makineler düşünebilir iddiasına karşı olan itirazları reddetmiştir.
1936 yılında Turing bilgisayar tasarımının mantıki temelleri üzerine bir makale
yazmıştır. Bu makalenin konusu matematiksel mantığın soyut bir problemi ile ilgilidir ve bu
problemi çözerken Turing bugün Turing makinesi diye adlandırılan, program depo eden genel
amaçlı bilgisayarı kuramsal olarak icat etmeyi başarmıştır. Turing makinesi kuramsal bir
hesap makinesi olup hesaplarını karelere bölünmüş ve her karede yalnızca bir sembol
bulunabilen bir bant aracı ile yapar. Sadece sonlu sayıda içsel durumları vardır. Bir karedeki

2
a.g.s.
TEKNOLOJİ BAĞIMLI YAŞAMIN MATEMATİKSEL DESENLERİ-I

Pirim, 2006
90
sembolü okuduğu zaman halihazırdaki durumuna ve sembolün ne olduğuna göre durumu
değişebilir.
Alan Turing ayrıca Turing testi olarak adlandırılan ve bir bilgisayarın veya başka bir
sistemin insanlarla aynı zihinsel yetiye sahip olup olmadığını ölçen bir test geliştirmiştir.
Genel anlamda bu test bir uzmanın, makinenin performansı ile bir insanınkini ayırt edip
edemeyeceğini ölçer. Eğer ayırt edemezse, makine insanlar kadar zihinsel yetiye sahip
demektir. Bu testte bir insan ve bir bilgisayar, deneyi yapan kişiden gizlenir. Deneyi yapan
hangisiyle haberleştiğini bilmeden bunların ikisiyle de haberleşir. Deneyi yapan kişinin
sorduğu sorular ve deneklerin verdiği cevaplar bir ekranda yazılı olarak verilir. Amaç, deneyi
yapanın uygun sorgulama ile deneklerden hangisinin insan, hangisinin bilgisayar olduğunu
bulmasıdır. Eğer deneyi yapan kişi güvenilir bir şekilde bunu söyleyemez ise, o zaman
bilgisayar Turing testini geçer ve insanlar kadar kavrama yeteneğinin olduğu varsayılır.
Anlamak ve farkında olmak insanoğluna verilmiş olan aklın işidir. Makinelere akıl
verilemeyeceği ortadadır. Üzerine eğilinen konu zekanın ve zekanın fonksyonlarının
makinelere kazandırılıp kazandırılamayacağıdır. Araştırmalar ekseriyetle bunun üzerine
yoğunlaşmaktadır.
Yapay zeka hakkında genel bir kanı elde ettikten sonra uygulama alanlarına
geçebiliriz:
4. ÇİN ODASI DENEYİ
3
California üniversitesinden John SEARLE bilgisayarların düşünemediğini göstermek
için bir düşünce deneyi tasarlamıştır. Bir odada kilitli olduğunuzu düşünün ve odada da
üzerlerinde çince tabelalar bulunan sepetler olsun. Fakat siz çince bilmiyorsunuz. Ama
elinizde çince tabelaları ingilizce olarak açıklayan bir kural kitabı var. Kurallar çinceyi
tamamen biçimsel olarak, yani söz dizimlerine uygun olarak açıklamaktadır. Daha sonra
odaya başka çince simgelerin getirildiğini ve size çince simgeleri odanın dışına götürmek için,
başka kurallar da verildiğini varsayın. Odaya getirilen ve sizin tarafınızdan bilinmeyen
simgelerin oda dışındakilerce ‘soru` diye, sizin oda dışına götürmeniz istenen simgelerin ise

3
www.entropi.net sitesinden ocak ’05 itibariyle alınmıştır.

Journal of Yasar University,
1(1), 81-93
91
‘soruların yanıtları` diye adlandırıldığını düşünün. Siz kilitli odanın içinde kendi simgelerinizi
karıştırıyorsunuz ve gelen çince simgelere yanıt olarak en uygun çince simgeleri dışarı
veriyorsunuz. Dışta bulunan bir gözlemcinin bakış açısından sanki çince anlayan bir insan
gibisiniz. Çince anlamanız için en uygun bir program bile çince anlamanızı sağlamıyorsa, o
zaman herhangi bir sayısal bilgisayarın da çince anlaması olanaklı değildir. Bilgisayarda da
sizde olduğu gibi, açıklanmamış çince simgeleri işleten bir biçimsel program vardır ve bir dili
anlamak demek, bir takım biçimsel simgeleri bilmek demek değil, akıl durumlarına sahip
olmak demektir.
5. YAPAY ZEKA UYGULAMA ALANLARI
Topluluklar inşa etmek için; tercihlere(kitap, müzik zevkleri) göre kişileri gruplamak.
Araştırma, analiz ve haber işlerinde; bilgi aşırı yükünü azaltır. Araştırma zamanını azaltır.
Bilgisayar oyunlarında; “Yaratıklar” isimli program, “Sims” oyunu. Gerçek hayatın kopyası
oluşturulmaya çalışılmış bu oyunda. Genetik algoritmalar kullanılmış.
Askeri alanlarda; otomatik hedef tanıma, insansız askeri araçlar.
Konuşma ve dil; işitsel ve görsel bilgisayar dilleri ve uygulamaları.
Üretimde; planlama, tasarım, problemlerin sınıflandırılması, bakım gibi konularda
kullanılmaktadır.
Bilgisayar vizyonu, uzman sistemler ve sezgiseller gibi alanlarda uygulamaları
mevcuttur.
6. YAPAY ZEKA YAZILIMLARI
Yapay zeka kapsamında birçok yazılım yapılmıştır. Birkaçı:
Evolver (Excel ortamında)
Genetic Algorithm User Interface (Adaptive Software www.gaui.com)
XperRule GenAsys
TEKNOLOJİ BAĞIMLI YAŞAMIN MATEMATİKSEL DESENLERİ-I

Pirim, 2006
92
7. GENEL BİR DEĞERLENDİRME, KAYGILAR VE YAPAY ZEKANIN GELECEĞİ
Yapay zekanın insan beyninin düşünme, tepki verme ve etkileşim gibi özelliklerine
benzetilip benzetilemeyeceği halen tartışılıyorsa da, günümüz yazılım ve donanımlarının
giderek insan anlayışına daha da yakınlaştığı söylenebilir. Bilgisayar teknolojisi alanındaki
gelişmeler şu andaki hızıyla ilerlemeye devam ederse, tüm dünya üzerindeki insanların işlem
gücüne sahip bir bilgisayarın 2021 yılında üretileceğini düşünenler var.
Kendisinden daha üstün bir varlığın ortaya çıkma endişesi yapay zeka ile
tetiklenebiliyor. Bu meyanda akıl ve zeka kavramları karıştırılmamalıdır.
Bizim yerimize yemek yapan sistemler, alışverişimizi yapan, araştırmalarımızı yapıp
bize sadece düşünüp karar verme işini bırakan tasarımlar fikri hoşumuza gidecektir. Sonuç
olarak yapay zekanın insanlık adına ve şahıs özeline büyük faydası olacağı açıktır. Zaman
geçtikçe insanın değeri düşünme, akletme, anlama, yeni fikirler üretme yoğunluklu konularda
anlaşılacaktır ve yoğunlaşacaktır. Sanki bütün teknolojik gelişmeler insanı kral tahtına
oturtmak meylindedir. Ayrıca Pedagog Ali Çankırılı’nın dediği gibi “Bilgisayar, efendisinin
verdiği emirlere uyan; IQ’su yüksek, EQ’su düşük bir köledir.”

Journal of Yasar University,
1(1), 81-93
93
8. KAYNAKÇA
• Russel Stuart, Norvig Peter, Artificial Intelligence, A Modern Approach, Prentice Hall,
2nd Edition, 2003
• Tektaş Mehmet vd., Yapay Zeka Tekniklerinin Trafik Kontrolünde Kullanılması Üzerine
Bir İnceleme, Marmara Üniversitesi, Teknik Bilimler MYO, 2002
• Views Into the Chineese Room, edited by John Preston, Mark Bishop, Oxford, Clarendon
Press, 2002
• Doğan Abdullah, Yapay Zeka, Kariyer Yayıncılık, 2002

Konular