HİNDİsTAN'IN DUDUKUŞU

açağda Hindistan'da yaşayan ve Farsça şiirler yazan ünlü şair
mir Hüsrev Dehvlevi'nin (1253-1325) ismi İslam dünyasında
iyi biliniyor, sevgi ve saygı ile anılıyor.
Emir Hüsrev, Hindistan'ın kuzey bölgelerinden Pantali'de doğdu. Bu
şehirde Merkezi Türkistan'dan gelen Müslüman yani müminler yaşadığı için
bu şehir Müminabad veya Müminpur diye adlandın1mıştir.
Hüsrev'ın babası Emir Seyfettin Mahmut, Kes, yani Sahrisabzli olup
Türk kabilelerinden biri olan Kartal kabilesindendi. Bundan dolayı da o Türk
olduğundan gurur duyuyordu. Ama o, Hindistan'ı da seviyor, ona kendi
vatanı gibi bakıyor ve 'Hindistan yeryüzündeki cennetttir' diyordu. Emir
Hüsrev'ın hayranları ona: 'Tatlı sesli papağan', 'Hint buyucusu', 'Tüm
sevdalılarm padişahı', 'Aşkın şiir zirvesindeki parlak yıldızı', 'Hint saadisi'
diyorlardı.
Hüsrev'ın edebi ve felsefi mirası çok zengindi. Ünlü kültür ve bilim
adamı, filozof, bilgin, sufi 'Nakşibendiye' tarikatının rehberi Ali Şir
Nevayi'nin öğretmeni Abdurrahman Cami (1414-1492) 'Baharistan' ında
Emir Hüsrev'ın 99 tane eserinden bahsetmiştir.
Emir Hüsrev'ın icadı büyük ve geniştir. Onun için de Pehlevi'nin
eserleri Farsça yazılan eserler arasında da önemli bir yer tutar. Ali Şir
Nevayi, Emir Hüsrev'e edebiyat öğretmeni olarak buluyordu.'Nevayi kendi
şiiri ve düz yazılı eserelrinde Hüsrev'e müracaat ediyor ve kendi seviyesini
yükseltmeye çalışıyordu. Zahrittin Muharomet Babur 'Aruz Teorisi'
hakkındaki eserinin birkaç yerinde Hüsrev Dehlevi eserlerinden örnekler
veriyor. Şair 'Derya-yı ebrar' kasidesi hakkında eserleri kaybolsa 'Dünyadan
• Taşkent Devlet Üniversitesi Şarkşinaslık Enstitüsü.
-148- G. Togciyeva: Hindistan'ın Dudukusu
Emir Hüsrev'ın tek bu kasidesi onun icadi gücünü öğrenmek için yetiyor. '
demişti.
Emir Hüsrev, Nizarni Gencevi'nin şaheseri olarak. bilinen 'Hamse'
eserine cevap yazan ilk şairlerdendir. Ali Şir Nevayi 'Hayretü'I-Ebrar'
eserinde bu konuda şöyle yazmıştır:
"Emir Hüsrev'ın üç yıl içerisinde yazdığı 'Hamse' eseri çok tanınmış
bir eserdir. Onun 'Hamse 'si 'Matea ul Enver', 'şirin ve Hüsrev', 'Ayine-i
İskender', 'Heşt Behişt', 'Leyla ile Mecnun 'u içermişti."
Emir Hüsrev eşsiz beş tane orijinal eser yaratmıştır. Fars edebiyatı
tarihinde Nizami Gencevi'nin 'Hamse' eserine cevaplar yazılmıştır. Ama
anlam ve şiir bakımından 'Hamsanavisi' geleneklerini yeni bir yüksek
dereceye ulaştıran şair Emir Hüsrev'dır. Emir Hüsrev kronolojik toplanan
divan şiirlerinin temelini yaratan şairlerden bir tanesidir. Onun topladığı
divanlar şunlardır: 'Tuhfat us-Sıgar', 'Vasat ul-Hayat', 'Gurrat ul-Kemal',
'Bakiya un-Nakiya', 'Nihayat ul-Kemal'.
Şairin divanı çeşitli şiir türlerinden oluşmuştur. Bunlar büyük
kasideler, dörtlükler, terki-i bendier, kıta ve tabii ki gazellerdir. Bu şiirlerin
sayısı 2000'den fazladır. O, Fars, Hint ve Arap edebiyatını~ nadir, en iyi
yönlerini kendi kadında bir araya geyrerek, gelecek edebiyatlarına eşit etki
sağlamış, şiiri miras yaratabilmiştir. Edebi üslubu ve türlü halkların şiiri
miras sinkretik bir şekilde kabul ederek, bu milletlerin edebi ve kültürel
geleneklerini kendi getirdi. Ona kadar olan arna tamamıyla farklı olarak,
bugün Hint üslubu olarak adlandırılmış bütün başlı bir edebiyatın temeli
oldu. Emir Hüsrev şair olarak güzel sözleriyle yürekleri sarsacak ve
hayranlarını uzun zaman etkileyecektir. Nizami Gencevi'nin Hamse'sine ilk
önce cevabını yazanlardan Kesli divan şiirlerini yazanlardan biri aşıgm derin
sevincini ve ızdırabmı hissederek, ısrarsız miraslarıyla anlatmayı başarmıştır.
Bilim adamı olarak o kendisinden sonra dolu ve tamamlanmış edebi-teorik
görüşü ve eşsiz anlatına üslubunu bıraktı, karışık ve entrikayla dolu şah
sarayında kendi yerini itibarını kaybetmeden hizmet etti. Harika bir müzik
aletini 'Sitare'yi yarattı, şarkıları hala yaşanmakta söylenmektedir. Emir
Hüsrev'ın şiiri, mısrasına olan ilgi her zaman büyük olmuştur. Şairlerin ve
araştırmacıların ço~u, şairin eserleri hakkında kendi fikirlerini
vermişlerdi.Bilim adamları fikirleri olarak ayırabiliriz.
Ortaçağ'da şairir asli yok, anlaşılmıyor, eserlerini geniş bir şekilde
öğrenme ve bir araya getirme bakımından Sultan Baysunkar'ın (1397-1434)
emriyle ve Sultan Hüseyin'in (1436-1506) çabasıyla çalışmalaı: yapılmıştır.
....,!;!,.A.:.ı.Ü"-.T.!.!jıl!!.·r.!!>!ki~yalL!.t.!JlAL!.lra!ll'stıl!.!r~m""al""ar!.!.I... E.!!!ns""ti.... tO...,sO....D!oO","O ~- 49-
"Hamsecilikle Nizami mi yoksa Emir Hüsrev mi daha ünlüdür." Diye
tartışmalar olmuştur. Ulugbeg daha çok Nizami Gencevi'yi seviyordu.
Sultan Baysunkar da Emir Hüsrev'i tercih ediyordu ve bu iki sultan
sevdiklerine hamilik ediyorlardı. Bunlar hakkında Devletşah Semerkandi
'Tezkiretti'ş-Şuara' eserinde bilgiler veriyor, Sultan Baysunkar, Emir
Hüsrev'in icat meseleleriyle ilgilenirken daha sonra şairin tanınmış ve ünlü
eserlerini tüm bir listesini bulma zorluluğunun farkına varır. Şairin çok
şiirleri kaybolma durumunda olduğundan rahatsızlanan Sultan Baysunkar,
şair Emir Hüsrev'in eseri ve yeni el yazılarını toplattırır. Bu derlemeler
günümüzde yeryüzündeki bir çok ülke kütüphanelerinde bulunmaktadır. Bu
da o zamanlarda yapılan tekstolojik, metin çalışmalarının mahsuıüdür. Ünlü
Timuriler sülalesinde olan Sultan Hüseyin Baykara, Hüsrev Dehlevi icadını
öğrendiği ve sevdiği için kendi hükümdarlığı zamanında şairin edebi
mirasını bir araya getirmek için çalışmalar yapmıştır..Emir Hüsrev'in şiir
yazma kurallarına uyup uymadığı hakkında Ortaçağ şair ve bilim adamları
arasında tartışmalar yaşanmıştı. Onların bazıları Hüsrev'in şiirlerindeki
kusurların hattatlar tarafından yapılmış olduğunu iddia ederek savunmaya
çalışıyorlardı. Böyle tartışmaları sona erdirmek için Sultan Hüseyin Şair
Emir Hüsrev gazellerinin her birinin veznini öğrenip onların karşısına
veznini yazmayı emretmişti. Böylece edebiyatçıların büyük bir gurubu bu
çalışmaya görevlendirilmişti. Aynı zamanda şairin şiirlerindeki vezinler
belirlenmiş ve yerli yerine konulmuştu. Yüzyıllar öncesi yeniden yazılan bu
el yazısı eserlerinden bazıları bugünlere kadar gelmiştir. Britanya Krallığı
Müzesi kütüphanesinde bulunan 21104 sayılı, Sent-Petersburg'daki
Saltikov-Sedrin Kütüphanesinde bulunan DORN 386, DORN 387 sayılı el
yazısı eserlerini birer örnek olarak gösterebiliriz.'
Sultan Hüseyin Baykara, şair Emir Hüsrev'in şiirlerini çok iyi bilen
birisiydi. XV. yüzyılda ünlü şairin eserlerinden sadece 'Hamse' ve birkaç
düzyazı bulunuyordu. Ayrı şekilde bulunan Hrik divanları yoktu. Aynen şu
nedenle Sultan Hüseyin bir takım araştırmalar yaptırmış 4ve sonuçta şairin
18000 beyit şiirin toplattırabilmiştir. Bu bilgiler Ali Şir Nevayi'nin
'Mizanü'l-Evzan' adlı kitabında da hatırlatıımıştır.
Şairin eserleri üzerinde günümüzde bir çok ünlü araştırmacı
edebiyatçılar tarafından çalışmalar yapılmıştır. Örneğin, A. E, Krimskiy, A.
N., Genko, E. Bertels, A. A. Starikov, G. Y. Aliyev, T. Magerramov, M.
İmomnazarov, S. Yuldaseva, Muhammed Habib, Şibli Numani, Muhammed
Vahid Mirza, A. A. Rızvı, Amir Hasan abidi, Şahabettin Abdurrahman, S. H.
Askari vs.
-150- G. Togçiyeva: Hindistan'ın Dudukusu
Emir Hüsrev'in icadıyla ilgilenen araştırmacıların tümü şairin, çağın
en büyük insansever şahıs, filozof şair olduğunu söylüyorlar.
Şibli Numani 'Şiirü'l-Acem' adlı eserinde Farsça yazan şairlerin hepsi
nazırnın sadece bir çeşidinde ün kazandıklarını, örneğin Firdevsi ve Nizami
iyi mesnevi yazmada, Sadi ve Hafız'ı gazel yazmada, Emir Hüsrev'i ise
şiirin bütün türlerinde ün kazandığını yazmaktadır. Bugüne kadar emir
Hüsrev'in eserleri ile ilgili bir çok araştırma yapılmış ama yine de şairin
eserleri henüz yeterince öğrenilememiştir. Örneğin, şairin edebiyat uygulama
konsepsiyonu onun dünyada adaletin zafer kazanmasına yönelik fikir ve
çalışmalara dayanan şiiri-felsefi görüşü ve anlayışı özel bir araştırmayı
gerektiren şairin bulunduğu çevre ve çağından mahiy~ti ve şekliyle daha
değişik bir görüşlü, daha da demokratik ve insanı tanıtan kadın konusu ve
yine ilginç konu şairin tasavvufun 'Cestiya' ve bunun bir kolu olan
'Nizamiya' ile ilgili tasavvufi ilimierin icadındaki ifadesi hala araştırma
gerektiren konulardır. Şairin gazelleri de fazla araştırılmamış,
öğrenilmemiştir. Fakat bir çok bilim adamı bu hususa bakmadan şairin
sanatsal özelliklerinin ilgi çekiciliğinden bahsediyorlar. Emir Hüsrev'in
gazelleriyle az çok ilgilenen bütün bilim adamları onun gazellerinin çok
samimi, heyecan verici ve duygulandırıcı olduğunu belirtiyorlar.
Bize göre de Emir Hüsrev lirik bir şairdir. Şiirlerinde sevgiyle yaşayan
insanın hayatını, duygularını, çile ve acı, sabır ve kavuşma, sevinç ve
ayrılma acısı dolu hayatını ifade etmektedir.
Onun şiirlerini okur ve özellikle gazelleriyle tanışırken aşkı, çektiği
derdi, sevinci hissediyoruz; kendimize bir aşk dünyası, ruhumuzun
rahatladığı ve huzur bulduğu hüzün ve sevincin, kavuşma ve ayrılmanın,
mutluluk ve acının birleştiği bir dünyayı keşfediyoruz. Emir Hüsrev'in
şiirlerinde ifade ettiği aşk dünyası, sade bir insanın sevgi dolu samimi
kalbinin dünyasıdır. Şair, yazdığı şiirlerde panteistik tasavvuf
konsepsiyonunu gerçekçi dünya anlayışıyla ustaca birleştirmiştir.
Doğu halkları şiiriyetinde kıyafetin durgunlu~ ve tekrarlı ğı hakkında
tarifin gelenekselliği düşüncesi olsa bile bu geleneksellik kabul edilmelidir.
Doğunun büyük şairlerinin her birinde, ister Rudaki'de, ister Sadi'de şu
geleneksellik gelişerek hoş ve güzel bir hale gelmiştir.
Ayrılık, karşılıksız aşk acısı, coşkunun sonuçsuzluğu, ümit ve
ümitsizlik duygusunu bütün bunları yansıtmasıyla insanın iç dünyasının
zenginliği ortaya çıkar. Bununla birlikte şiirlerin mistik olarak süslendirildiği
lirik kahramanları özel bir şekilde ruhlandırır.
-aA~.Ü",-..... T.!!!l1r'-"ki.u·y~atwA:>!r~aş..,tı""'rm...a...l... ar.l-1... Eo...s...tit...l1""sl1.....D"'e"-rg"'i,...si....S"'ayı.ol .....1S"'--"E""rz""u.... ru...m....2""00""0"-- ....:,151-
M. L. Raisner 'Farsça Klasik Gazellerin Evrimesi' eserinde belirttiği
gibi "Divanlarda gazeliyat bölümüne yanca yer verilmesi Emir Hüsrev'in
şiirinin karakteri ve onun üslup sisteminde tuttuğu yer ve Farsça 'da şiir şekli
anlayışını yansıtırdı. Sadi hem de Emir Hüsrev kendi derleme eserlerinde
gazeliyat bölümünü ayırarak, o bölüme anlam bakımından değil, şekil
bakımından olanlarını almışlardı."
Emir Hüsrev şiir yazmaya ilk başladığında Fars klasik şiir kurallarını
çok benimsemiştir. Emir Hüsrev'in örf, adetlere olan davranışı belli gurulur,
işte bu adetlere bağlılık ondan yararlanma ve ona uymakla ifade edilir. Ama,
şunu unutmamak gerekir ki, sadece adetleri itiraf eden ve saygıyla davranan
müellifler, daha geniş çerçevede yararlanabilerek, asillik, nadirlik ve özgüye
erişebilir. Emir Hüsrev şairdir ve onun şiirleri eşSizdir. Emir Hüsrev
başkalarına benzemez, kendi işinin ustası olmuştur. İşte onun gücü de
bundadır.

Konular