SEHİ, LATİFi VE AŞIK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ

OSMANLI ARAŞTIRMALARI '-
- XXVII
Neşir Heyeti- Editorial Board
Halil İNALCIK - İsmail. E. ERÜNSAL
Heath W. LOWRY - Feridun EMECEN
Klaus KREISER
Misafir Editörler
Hatice A YNUR - Mehmet KALP AKLI
THE JOURNAL Of OTTOMAN.STUDIES
XXVII
Prof. Dr. Mehmed ÇAVUŞÖGLU'na
ARMAGAN-ID
İstanbul - 2006
SEHİ, LATİFi VE AŞIK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ
Arapça "z k r" kökünden türemiş hatırlamaya vesile olan şey manasindaki
tezkire, her meslek grubundan insanların yaşam öykülerini konu edinen biyografik
bir türdür. Bir edebiyat terimi olarak kullanıldığında, şairlerin hayatları ve
eserlerinden söz eden biyografık kitaplar kastedilir. Türk edebiyatındaki ilk
örneği _15.yy.'da görülen ve 16.yy.'da olgun örnekler veren şair tezkireleri,
edebiyat tarihimizin ana başvuru kaynaklarından biri olmaları yanında, birer
edebi eser olarak da üzerinde durulması gereken mühim çalışmalardır. Otuzun
üzerinde eser verilen bu türde, sanatlı (süslü) nesrimizin güzel örnekleri görülmektedir.
Sanatlı nesri oluşturan en önemli husus da secidir. Bu makalede,
tezkire türünün Anadolu sahası Türk edebiyatında ilk örnekleri olan Sehl, Latifi
ve Aşık Çelebi tezkirelerinin ı mukaddimeleri ile her üç tezkirede yer alan
*
ı
Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyau Bölümü.
Makalede bahsi geçen tezkirelerin genel özellikleri ve bibliyografya bilgileri şu
şekildedir:
Sehl Tezkiresi: Asıl adı Heşt Behişt olan eser, Sehl Bey tarafından 1538 yılında
Edirne'de tamamlanarak Kanuni'ye sunulmuşuır. Tezkire, bir önsöz, sekiz tabaka ve bir
hatimeden oluşur. Anadolu sahası Türk edebiyaunın bilinen ilk tezkiresi olan eser, 241
şair ihtiva eder. Günay Kut'un tenkitli meuıini hazırladığı eser (1980), Mustafa isen
tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır ( 1998).
Latifi Tezkiresi: Anadolu sahası Türk edebiyaunın ikinci tezkiresidir, 1546 yılında
tamamlanarak Kanuni'ye sunulmuştur. Asıl adı Tezkiretü'ş-şuarii ve Tabsıratü'n-nü­
zemii olup kısaca Latffi Tezkiresi olarak da anılır. Bir mukaddime, üç fasıl ve bir hatimeden
meydana gelen eser, 334 şairin biyografisini içerir. Objektifliği ve eleştirilerindeki
isabetliliği ile ön plllna çıkan tezkirenin ilk basımı 1314'te İstanbul'da Ahmed
Cevdet tarafından yapılmışur. Theodor Chabert tarafından özet olarak, O. Reseber tarafından
da tüm metin Almanca'ya çevrilmiştir. Tezkirenin Mustafa isen tarafından
yapılan sadeleştirilıniş şekli 1990'da, Rıdvan Canım tarafından önce Doktora tezi olarak
OSMANLI ARAŞTIRMALARI, XXVII (2006).
236 Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
"Meaii" maddesi, seeili yapılar açısından mukayese edildi. Mukaddimenin tercih
edilmesinin sebebi, tezkire yazarlaorun nesirdeki ustalıklanın eserlerinin
özellikle bu bölümünde göstermelerindendir. Madde seçimi yapılırken de her üç
tezkirede ortak olan ve tezkire yazarımn üslubunu ortaya çıkarabilecek bir
madde tercih edildi.
Klasik Osmanlı edebi nesrinin en önemli üslup özelliği secidir. Fıkra adı
verilen, bugün cümlecik şeklinde tanımlayabileceğimiz ibarelerin sonunda yer
alan kelimeler arasındaki ses uyumuna seci adı verilmiştir. Mensur metiıılere
ahenk kazandıran ve . onu şiirselliğe yaklaştıran bir inşa elemarn olan seci,
klasik Osmanlı edebi metiıılerinde, en azından dibacelerinde, -sistematiği
değişiklikler gösterse de- görülür. Seci, ibarenin ezberlenmesini kolaylaştırdığı
gibi ona ses olarak da katkıda bulunur. Kökeni Sümerlerde tapınaklarda resmi
görevle kaiıinlik yapan kölelere, Ad kavmindeki kehanet ifadelerine kadar uzanan
seci, İslami dönemde Kur' an üslubunun özellikle Mekki ayetlerinde, hutbelerde
ve İslami dönemde ortaya çıkan ·yalancı peygamberlerin halkı iknaya
çalışan sözlerinde kendini gösterir. Bilhassa Kur' an üslftbu, İslam kültür dairesindeki
milletierin edebi nesiderinde bir üslup özelliği olarak seeiyi öne
çıkarmıştır.2 Klasik Osmaıılı edebi metiıılerinde, soıılanmayacakmış gibi
2
hazırlanan tenkitli metni ise 2000'de yayınlanmıştır. Aynca W alter Guilford Andrews de
eser üzerinde akademik bir çalışma yapnuştır (1970).
Aşık Çelebi Tezkiresi: Asıl adı Meşllirü'ş-şuaradır. 1568 yılında tamamlanarak II.
Seliın'e sunulan tezkire, mukaddiıne ve şair biyografıleri olmak üzere iki kısırndan
oluşur. 427 şair biyografısinin yer aldığı eser, Türk edebiyatında ebced sistemine göre
tasnif edilmiş tek tezkiredir. Uzun biyografıler, mekan tasvirleri ve şairlerin psikolojik
tahlillerinin öne çıktığı tezkirenin British Museum nüshasının tıpkı basımı Meredith
Owens tarafından yapılnuş (1971), Filiz Kılıç tezkirenin tenkitli metnin.i doktora
çalışması olarak hazırlarnıştır (1994).
Seci hakkında dalıa fazla bilgi için bkz. Fatih Ülken, "Şeyh İsmail Ankaravi, Miftahu'lbelaga
ve Misb1ihu'l-fes1iha," Yayımlanınanuş Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi,
1990; Ahmed Hamdi, Belfıgat-ı Lisfın-ı Osman!, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1293;
Recaizade Mahmud Ekrem, Talim-i Edebiyat, İstanbul, 1298; Ahmet Cevdet Paşa,
Belfıgat-ı Osmaniye, haz. Turgut Karabey-Mehmet Atalay, Ankara 2000; Alırnet Ateş,
"Seci," İslam Ansiklopedisi, MEB, İstanbul, 1966; Kaya Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve
Teorileri (Beliigat), Endenın Kitabevi, İstanbul, 1989; Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı
Tarih Deyimleri ve Sözlüğü, MEB, İstanbul 1993; Yekta Saraç, Klasik Edebiyat
Bilgisi: Beliigat, Re yay., İstanbul 2000; Talıir Olgun, Edebiyat Lugati, Endenın
Kitabevi, İstanbul 1994; Meserret Diriöz, "Seci," Türk Ansiklopedisi, MEB, Ankara,
1980; Harun Tolasa, "Divan Nesri", "seci" TDE Ansiklopedisi, Derg1ih, İstanbul, 1977;
Lutfullalı Sami Akalın, Edebiyat Terimleri Sözlüğü, Varlık, İstanbul, 1966; "Sadjh"
Tlıe Encyclopedia of Islam, vol. lll, New Edition, Leiden 1995; Ayşe Yıldız, "Eski
SERi, LATİFf VE AşlK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 237
görünen uzun cümleler -noktalama işaretlerinin de kullanılmadığı dikkate
alınacak olursa- ancak virgül ve noktalı virgül görevini üstlenen seci yardımıyla
okunur ve anlaşılması mümkün olabilirdi. Bu da secinin·bir ses elemanı olmasının
yanı sıra anlama da katkıda bulunduğunun bir göstergesidir.
Klasik belagatçılarımız seciyi, Arap edebiyatında olduğu gibi mutarraf,
mütevazi ve murassa olmak üzere üç kısma ayırmışlardır. 3 Mutarraf seci, kelimelerin
sadece son ses benzerliğine dayanırken, mütevazi hem son ses hem de
vezin açısından; murassa seci ise, paralel iki cümlecikteki her kelimenin
sirnetfiği olan kelimeyle hem son ses hem de vezin açısından uyumlu olmasını
gerekli kılar. Bu noktada, Türkçe kelimeler için vezin ~öz konusu olmadığından
mütevazi ve murassa seci Arapça kökenli kelimelerle yapılan seeide
mümkün olabilmektedir. Mutarraf seci ise Arapça, Farsça ve Türkçe kelimelerle
yapılan seeide görülebilir. İncelenen örnek metinler seci türleri açısından
değerlendirildiğinde, en çok mutarraf seci çeşidinin görülmesi de bunu doğrulamaktadır.
Bunu mütevazi ve murassa seci takip eder.
"bu risalenün tedvinine mübaşeret ve bu evrakun tertibine
müdavemet gösterdi" (Sehl tezkiresilmurassa seci örneği)
"vücıld-ı insan bir müşt türab ve bir katre ab ken" (Latifi tezkiresi/
mutarraf seci örneği)
"Adem bildi ki veeh-i arzda bir hadise hadisoldı bu tagayyürata ol
bais oldı." (Aşık Çelebi tezkiresi/ mütevazi seci örneği)
Sehl tezkiresi mukaddimesindeki 88 seci grubundan 58'i mutarraf, 23'ü
mütevazi, 7'si murassa; Latifi tezkiresi mukaddimesindeki 322 seci grubundan
231 'i mutarraf, 77' si mütevazi, ıo·u murassa; Aşık çelebi tezkiresi mukaddimesindeki
453 seci grubundan 295'i mutarraf, 12l'i mütevazi, 37'si murassa
3
Türk Edebiyatında Seci," Yayımlanmarnış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi,
2002.
Bu tasnifın yanı sıra beHl.gatçılarımızdan bazıları seci çeşitlerine, İran belagatından
etkilenerek, mütevazi seeiyi de eklemişlerdir. Ayrıca Recaizade Ekrem'in yaptığı
tasnifte de seci, mutlak, mukayyed (rabti) ve mefruk olarak üçe ayrılmıştır. Bu konular
için bkz. Köprülüzade M. Fuat - Ş. Süleyman, MalUmat-ı Edebiyye, Kanaat Matbaası,
İstanbul 1330, s 211; Reşad, Talim-i Kitabet Yahud Mükemmel İnşa, Asr Kütüphanesi,
1308, s 209; Recaizade Mahmud Ekrem, Talim-i Edebiyat, İstanbul 1298; Kazım
Yetiş, Talim-i Edebiyat'ın Edebiyat Nazariyesi veRetorik Sahasına Getirdiği Yenilikler,
AKM, Ankara 1996.

238 Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
secidir. Sehl tezkiresindeki MeaJi maddesinde 3 mutarraf, Latifi tezkiresindeki
MeaJi maddesinde 4 mutarraf, Aşık Çelebi tezkiresindeki MeaJi maddesinde ise
163 mutarraf seeiye karşılık 23 mütevazi ve 1 murassa seci bulunmaktadır.
Cümleler arasındaki paralelizmi çok net bir biçimde göz önüne seren hatta
kimi zaman aruz veznine de uyan ve ınısra olabileceği konusunda tereddütler
yaşatan murassa seeili ibareler, her kelimenin tek tek vezin benzerliği şartı sebebiyle
Türkçe ve Farsça kökenli kelimelerin kullanımında problemlere sebep
olsa da, özellikle kısa fıkralarda kullanılan bir seci çeşididir. Murassa seci, ses
benzerliği ve paralel cümle yapılarının yanı sıra anlam paralelliği de sağlayarak
ibarede tam paralelizmi de ortaya çıkarabilir. İncelenen her üç tezkireDin mukaddime
kısımları ve seçilen ortak maddeyi, seeller satır sonlarına gelecek tarzda,
ınısra benzeri bir şekilde yazmayı denedik Bunun sonunda zaman zaman ölçü-
lü, zaman zaman serbest şiir ınısralarının dizilişini andıran dizelerle karşılaşıldı.
Özellikle murassa seeilerdeki paralelizmi görsel olarak da izleme fırsatı bulundu.
Tezkire mukaddimelerinden alınan aşağıdaki örnekler bu doğrultuda
incelendi:
"bu risruenün tedvinine mübaşeret ve bu evrrucun tertibine
müdavemet gösterdi" (Sehl) ·
ibareden de anlaşılacağı üzere fıkralar arasında yapısal ve anlamsal paralelizm
vardır. "ve" bağiacı ile bağlanan iki fıkrada bu-bu; risruenün-evrakun;
tedvinine-tertibibe; mübiişeret-müdavemet kelimeleri birbirine simetriktir. Yapıca
simetrik kelimeler fonksiyon ve anlam açısından da paraleldir.
"Kelam-ı kadimün kemru-i belagatından ve furkan-ı azimün ekmel-i
fesabatından" (Latifi)
ibaresinde kelam-ı-furkan-ı; kadimün-azimün; kemru-i-ekmel-i; belagatından-
fesabatından kelimelerinin fıkralarda karşılıklı olarak birbirine denk
geldiği; yapısal olarak görülen simettinin yanısıra her kelime çiftinin anlam
açısından da paralellik gösterdiği görülür. ·
Sipihr-i dô.'ir suhan teranesine rakktısdur
Ahter-i sa' ir suhan dürdanesine gavvasdur (Aşık Çelebi)
Aşık Çelebi tezkiresinden alınan yukarıdaki murassa seci örneğinde de
her bir fıkrada 5 kelime yer almakta ve fıkralar arasında bağlama edatı bulunmamaktadır.
"Sipihr-i -ahter-i; dô.'ir-sa'ir; suhan-suhan,· teranesine-dürdô.nesine,·
SEHİ, LATİFf VE AŞlK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 239
rakkasdur-gavvasdur" kelimeleri fıkrada birbirine paraleldir. Alıntıladığımız
örneklerden de anlaşılacağı üzere, ifrat noktasına vardınlmadığı sürece murassa
seci, mütevazi ve mutarraf seeiye göre daha edebi cümlelerin kurulmasında
yardımcı bir unsurdur.
İNCELENEN MUKADDİME METiNLERDE
KLASiK BELAGAT TASNİFiNE GÖRE SECİ ÇEŞİTLERİ ..
İNCELENEN MUTARRAF MÜTEVAZİ MURASSA
FlKRA SAYISI SECİ SECİ
Sehi tezkiresi 9ı 6ı 23
Latifi tezkiresi 322 235 77
Aşık Çelebi tezkiresi 453 295 ı2ı
TOPLAM 866 59ı 22ı
% 68,24 25,5ı
-~----------~SEHt, LATİFİ VE AŞIK ÇELEBİ TEZKİRELERİNİN
MEALİ MADDELERİNDE KLASiK
BELAGAT TASNİFiNE GÖRE SECİ ÇEŞİTLERİ
İNCELENEN FlKRA MUTARRAF MÜTEVAZİ
SAYISI SECİ SECİ
Sehi tezkiresi 3 3 -
Latifi tezkiresi 4 4 -
Aşık Çelebi tezkiresi ı87 163 23
TOPLAM 194 ı70 23
% 87,62 1ı,85
SECİ
. 7
ı o
37
54
6,23
MURASSA
SECİ
-
-
ı
ı
0,5ı
Seeili kelimelerin ait olduğu dil açısından dökümleri ise şu şekildedir:
Sehl tezkiresinin mukaddimesindeki seeili 197 kelimeden 135'i Arapça, 51'i
Farsça, 4'ü Türkçe kökenli iken, 5'i Arapça-Farsça, 2'si Arapça-Türkçe birle-
şik isimdir. Sehl tezkiresin~eki Meaıt maddesinde seeili kelimelerden S' i Arap-
ça, 3 'ü Türkçe, 1 'i de Farsça kökenlidir.
İncelenen metinlerde Latifi Tezkiresi mukaddimesinde seeili 934 kelimeden
622'si Arapça, 161 'i Farsça, 128'i Türkçe kökenli iken, 8'i Farsça-Arapça,
7'si Arapça-Farsça, 6'sı Arapça-Türkçe ve 2'si de Farsça-Türkçe birleşik

240 Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
isiındir. Latlfi Tezidresi'nde yer alan Mean maddesinde ise seeili kelimelerden
4'ü Arapça, 2'si Türkçe, ı 'i Farsça, ı 'i de Arapça-Farsça birleşik isimdir.
SECİLi KELiMELERiN ETiMOLOJiK KÖKENi
-Mukaddime MetinleriArapça
Farsça Türkçe Aıp~Frs Arp-Trk Frs-Aıp Frs-Trk
Sehi tezkiresi 135 51 4 5 2 - -
Latifl tezkiresi 622 ı6ı 128 7 6 8 2
Aşık Çelebi 532 248 134 9 - 2 ı
tezkiresi
SECiLi KELiMELERiN ETiMOLOJiK KÖKENi
- Meali MaddeleriArapça
Farsça Türkçe Aıp-Frs Arp-Trk Trk-Aıp Frs-Trk
Sehi tezkiresi 5 3 ı - - - -
Latifi tezkiresi 4 ı 2 ı - - - Aşık Çelebi 54 63 29 2ı 5 ı 5
tezkiresi
"
Toplam
197
934
926
Toplam
9
8
178
Aşık Çelebi tezkiresi mukaddimesinde seeili 926 sözcük yer almaktadır.
Bu sözcüklerden 532'si Arapça, 248'i Farsça, ı34'ü Türkçe, 9'u ArapçaFarsça
birleşik sözcük, 2'si Farsça-Arapça birleşik sözcük, ı 'i Türkçe-Farsça
birleşik sözcüktür. Aşık Çelebi tezkiresindeki Mean maddesinde seeili kelimelerden
54'ü Arapça, 63'ü Türkçe, 29'u Farsça kökenli iken 5 seci grubunda
Farsça ve Türkçe sözcük, 5 seci grubunda Türkçe ve Arapça sözcük, 2ı seci
grubunda Arapça ve Farsça sözcük, ı seci grubunda da Arapça ve TürkÇe
sözcük kullanılınıştır.
Elde edilen sayısal verilerden de anlaşılacağı üzere incelenen her üç metinde
de en çok seci yapılan kelimeler Arapça kökenli kelimelerdir; bunu Farsça
ve Türkçe kökenli kelimeler takip eder. Metnin genelinde kullanılan kelime kadrosu
da bu orana paralellik arz eder.4 Arapça ve Farsça kelimelerle yapılan
4 Her üç tezkirenin incelenen bölümlerindeki kelimelerin kökenierine dair veriler de
. elimizdedir. Ancak, bu yazının konusu seeili kelimeler olduğu için bu sayılar çalışmaya
dalıil edilmemiştir .
SERİ, LA TiF1 VE A.ŞIK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 241
seeilerde seeili kelimeler cümlede zarf ve tümleç görevlerini üstlenebilirler.
Türkçe kelimelerle yapılan secide, devrik bir yapı söz konusu değilse, seci genellikle
cümlenin yüklemi ile yapılmaktadır. İncelenen metinlerde Türkçe kelimelerle
yapılan secilerde, seeili kelimelerin büyük çoğunluğunun yüklem ve
eylem soylu kelimeler olması da bunu doğrulamaktadır. Sehl tezkiresinin incelenen
bölümünde seeili kelimelerden 4 tanesi Türkçe kökenlidir. Bunların 1 'i
yüklem diğerleri isimdir. Latifi tezkiresindeki 128 Türkçe seeili kelimeden 101 'i
yüklemdir. Kalan 27 kelimenin 17'si fıil soyludur. Aşık Çelebi tezkiresindeki
134 Türkçe kelimeden 122'si yüklem, S' i isim, kalan 4 kelime ise fıil soyludur.
Klasik belagatçılar, seeinin kelimenin kökünde bulunan asli seslerden
meydana geldiğini ve eklerden oluşan ses uyumuna seci adının verilmeyeceğini
ileri sürerler.5 Ancak incelenen metinlerde eklerle yapılmış seeiletin de
varlığını tespit ettik. Ekle yapılan seeileri iki gruba ayırarak incelemek daha
uygun olacaktır. İlki Türkçe ekierin birbiriyle oluşturduğu ses uyumuyla
yapılan seciler, ikincisi ise Arapça ya da Farsça' da kelime türetme amacıyla
köklerin girdikleri vezinler ya da kelime köklerine gelen ekler. Türkçe eklerle
yapılan seci ömekleri6:
5
6
SEHI
defterlerinde - tezkirelerinde
' A LATIFI
gamıza - müşkile
dillü - yüzlü
ezmanda - rüzgarda - diyarda
görmekle - itmekle
tasarruflar - gfişeler
şu' arasından-zümresinden
A •
AŞlK ÇELEBI
Börklü - üsküflü
dimiş - itmiş
Kaya Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri (Beltigat), Enderı1n Kitabevi, İstanbul 1989,
s. 334-335.
Eklerle yapılan seeHerden örnek kelimeler seçilmiştir.

242
içiidi - yeniidi
olup-sorup
tıkup - sıyup
Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
Seeili kelimelerin Türkçe ek almadığı, ancak köken olarak ait oldukları
dilin gramer kuralları içinde ek almış halde bulundukları duruma örnekler:
A
SEHI
aşıkan - müştakan
fukara - zurafa
gaddar - siteıı:ılcar
keremna - aleyna
letafet- mümareset
mübftşeret - müdavemet
şu'ara- zurefa
LATİFI
ahirin - mukarrebin
bi-dirlg - belig
bi-kusOr- şu'ı1r
bi-şumar - gubar
çak-derrak- endişnak
dilsitfuı- beyan
dilsitfuı- divan
efkar - güherbar
fahşiyyat - ebyat
ilhamat- kemaıat
miskin - anberin - pürçin
na-meşru' - memnı1'
nazirin - karin
nükat - hayaıat
nükat - makaıat
tedvinat - ebyat
zı1rkar - iktidar
A •
AŞIK ÇELEBI
aferiniş - biniş
behremend - hursend
SEHİ, LA TİPİ VE AŞIK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 243
bi-hemta - ziba
din - müslimin
dünya - ulema
irffuı - nüktedfuı
irffuı - zariffuı
ulema- fuzela
fermfuıber - şenaver
kevakib - sakıb
muhaddisin - müverrihln
hicab - kemyab
hidmetk8r - haksar
ziya - cihan-ara
hurdebin - luredgüzin
şikan- zahmdan
tercemfuı - çerb-zebfuı
zerrin - kemteıin
Bu kelimelerle yapılmış seeileri fıkralarda örneklendirecek olursak:
n ... içinde olurken kendü zamarnnda vaki' olan şu' ara ve nefs-i
nefisi ile musahib düşüp cem'iyyet iden zurefayı cem idüp .....
(S em tezkiresi-mukaddime)
nRıdvfuıu'llahi 'aleyhim ecma'in manzum tedvinatı ve müdevven
ebyatı vardur. n (Latifi tezkiresi - mukaddime)
Kezalik şunlar ki nasb-ı a 'yan-ı 'ilm ü 'iifandur
Her biri beyan-ı beyanda bir vee h ile nüktedtindur
(Aşık Çelebi tezkiresi - mukaddi me)
Yukarıdaki kelimeler arasındaki ses uyumlarının kelime grubundaki kelimelerin
kök ya da çekim ekli hallerinden kaynaklanmadığı görülecektir. Arap-
ça kırılınalı bir dil olduğu için Arapça' da kelime türelimi sondan ekleme li bir dil
olan Türkçe' deki gibi değildir. Arapça' da kelime kökü vezinlere girerek yeni
anlarnlar kazanır. Bu yüzden sadece çokluk eki fonksiyonundaki bir vezinle ses
uyumu sağlanabilir: fukara-zu'afa örneğinde olduğu gibi. Fukara fakir'in zuafa
da zaif kelimesinin çokluk şeklidir. Bu kelimelerin teklik hallerinde seci
oluşturacak bir ses uyumu yokken çokluk şekillerinde vezin ve son ses uyumu
görülür. Yine Arapça kökenli aşık ve müştak kelimeleri Farsça çokluk eki olan

244 Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
-fuı eki alarak seci oluşturmuşlardır. Oysa bu iki kelimenin son sesi Türkçe
-lar/-ler ekinin karşılığı olan bir ektir.
Sehi tezkiresinde 82 fıkrada seci kelime kökündeki ses u)'umuna dayanırken,
12 fıkrada ek ya da ek fonksiyonundaki kelimelerle. seci yapılmıştır.
Latifi tezkiresinin incelenen bölümünde kelime kökündeki ses uyumunun
oluşturduğu 397 seeiye karşılık 49 seeili ibare ek ya da ek fonksiyonundaki A - '-
vezinlerle sağlanmıştır. Aşık Çelebi tezkiresinin incelenen bölümünde 388
fıkrada kelime kökünde seei bulunmasına karşılık,43 fıkrada seci ek ya da ek
görevindeki kelimelerle sağlanmıştır.
İNCELENEN ESER İNCELENEN SECİNİN KELİME SECİNİN EK1E
FIKRA SAYISI KÖKÜNDEBULUNDUÖU BULUNDUÖU FASILA
FASILA SAYISI SAYISI
Sehi tezkiresi 94 82 12
Latifi tezkiresi 446 397 49
Aşık Çelebi tezkiresi 431 388 .
43
Toplam 971 867 104
% %89,28 %10,72
Seeiden bahseden klasik belagat kitaplarında, başarılı bir seeinin özellikleri
sıralanırken seeili kelimelerin yerli yerinde kullanılması, cümlelerdeki seeili
ibarelerin tümünün anlama katkısının bulunması, ibarelerin anlarnca birbirlerini
tekrar etmemeleri, seeili ibarelerin sahip olduklan kelime sayılan. açısından
birbirine yakın olmaları, uzunluk söz konusu alacaksa ikinci kısmın uzun olması
gerektiği dile getirilir. İbarelerin kısa olması, yani az sayıda kelimeden
oluşmalan, seeinin amacı olan alıengin daha etkili olmasını sağlar. Kısa seeilerde
iki fıkranın eşit sayıda kelimelerden oluşması, seeiletin en güzel ve en
etkilisi kabul edilir. Seeide kısa fıkralar makbftldür, iki ya da üç kelimelik fıkralar
en ideal olanıdır.7 Bu tanımdan hareketle incelenen metinleri değerlendirecek
olursak;
7 Bkz. Köprülüzade M. Fuat-Ş. Süleyman, Malumat-ı Edebiyye, Kanaat Matbaası, İstanbul
1330, s. 211.
SEHİ, LAM VE AŞIK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 245
Sehi Tezkiresi Mukaddimesinde
2 kelimelik 46
3 kelimelik 36
4 kelimelik 38
5 kelimelik 25
6 kelimelik 19
7 kelimelik 11
8 kelimelik 6
9 ve üzeri 7 fıkra yer alır.
Latifi Tezkiresi Mukaddimesinde
2 kelimelik 151
3 kelimelik 191
4 kelimelik 158
5 kelimelik 28
6 kelimelik 79
7 kelimelik 62
8 kelimelik 45
9 ve üzeri 72 fıkra yer alır.
A .
Aşık Çelebi Tezkiresi Mukaddimesinde
2 kelimelik 141
3 kelimelik 138
4 kelimelik 142
. 5 kelimelik 96
6 kelimelik 95
7 kelimelik 79
8 kelimelik 68
9 ve üzeri 209 fıkra yer alır.
Sayısal verilerden de anlaşılacağı üzere 2-3 ve 4 kelimelik fıkralar en çok
tercih edilendir. 5 kelimeden yukan fıkraların tercihinde giderek bir azalma söz
konusudur.

246 Filiz KILIÇ- Ayşe Yll..DIZ
FlKRALARDA YER ALAN KELİME SAYILARI
-Mukaddime MetinleriFIKRALARDAKİ
2 3 4 5 6 7 8 KELİME SA Yll..ARI
Sehl tezkiresi 52 36 38 26 19 12 6
Latifi tezkiresi 154 193 159 29 80 63 45
Aşık Çelebi tezkiresi 141 138 142 96 95 79 68
9 ve
üzeri
7
72
209
TOPLAM 1959 347 367 339 151 194 ı54 119 288
% 17,71 ı8,73 17,30 7,70 9,90 7,86 6,07 14,7
FlKRALARDA YER ALAN KELİME SA YILARI
-MeMi MaddeleriFıKRALARDAKi
2 3 4 5 6 7 8
KELİME SA Yll..ARI
Sehl tezkiresi 6 - - ı - ı -
Latifi tezkiresi 3 3 ı ı ı ı -
Aşık Çelebi tezkiresi 96 73 89 56 38 36 30
TOPLAM459 105 76 90 58 39 38 30
% 22,87 16,55 19,6 12,63 8,49 8,27 6,53
9 ve
üzeri
-
-
23
23
5,01
Tekrar, edebi metinde bir ahenk unsurudur. Türk şiirinde daha çok ikili
ve üçlü· tekrarlar kullanılnuş, üçten fazla tekrar unsurları çoğu zaman ahengi
zedeleyerek kakofoniye sebep olmuştur. Klasik edebi nesirdede seci frekansları
bir ahenk unsurudur. Her üç tezkirede, incelenen metinlerebu dikkatle bakıldı­
ğı zaman, elde edilen sayısal veriler şu şekildedir:
Sehl Tezkiresi
2 fıkra
3 fıkra
4 fıkra
Mukaddimesinde
80
5
3
SEHİ, LATİFİ VE AşiK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 247
Latifi Tezkiresi Mukaddimesinde
2 fıkra 386
3 fıkra 35
4 fıkra
5 fıkra
6 fıkra
4
ı
Aşık Çelebi Tezkiresi Mukaddimesinde
2 fıkra 386
3 fıkra
4 fıkra
5 fıkra
6 fıkra
23
4
ı
2
cümlecik tespit edilmiştir.
Sehl Tezkiresi Mea1.1 Maddesinde
2 fıkra 4
Latifi Tezkiresi Mea1.1 Maddesinde
2 fıkra 3
3 fıkra ı
A
Aşık Çelebi Tezkiresi Meaıı Maddesinde
2 fıkra ı74
3 fıkra ı o
cümlecik tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere en çok 2'li fıkra yapısı ardından
3'lü fıkra yapısı her ti'ç. tez~ede tercih edilen bir üslı1p özelliğidir. 4'lü fıkra
yapısından daha fazla sayıda fıkraya sahip olan ibareler çok fazla tercih
edilmemiştir. Sehl tezkiresinde 4'ten fazlafıkralı yapı görülınezken Aşık Çelebi
ve Latifı tezkirelerinde 6 fıkralı yapılara rastlamak mümkündür. Ancak sayısal
verilerden de anlaşılacağı üzere bu~ar çok tercih edilen yapılar değildir. 4'ten
· fazlafıkralı yapılar, aynı sesin süre;tdi tekrannın yarattığı monotonluk dolayı­
sıyla çok fazla tercih edilmemiştir. Bunları başarılı olmayan seci grupları olarak
değerlendirmek daha isabetli olacaktır. 8
8 Şilideki paralel yapılar ve bunların yarattığı ahenk noktasında bkz.; Muhsin Macit, Divan
Şiirinde Ahenk Unsurlan, Ankara, 1996, s. 42-56; Seeili metinlerdeki fıkra tekrarları
için bkz. Yıldız, a.g.t., 225 vd.
248 Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
AYNI SECİNİN TEKRAR ETTİGİ FIKRA SA YILARI
-Mukaddime MetinleriFIKRALARDAKİ
2 3 4 5 6 TOPLAM SECİLİ
FASILA SAYILARI FIKRA
Sehi tezkiresi 84 5 3 - - 92
Latifi tezkiresi 389 36 4 - ı 430
Aşık Çelebi tezkiresi 386 23 4 ı 2 4ı6
TOPLAM 859 64 ll ı 3 938
% %9ı,5 %6,82 %ı,ı7 %O, ı %0,3ı
AYNI SECİNİN TEKRAR ETTİGİ. FIKRA SA YILARI
-Meali MaddeleriFIKRALARDAKİ
2 3 4 5 6 TOPLAM
FASILA SAYILARI SECİLİ FIKRA
Sehi tezkiresi 4 - - - - Latifi tezkiresi 3 ı - - -
Aşık Çelebi tezkiresi ı74 10 - - - TOPLAM ı8ı ll - - - ı92
% 94,27 5,73
Fıkralar arasında seeili kelimenin ardından yer alan bağlaçlar da şu
şekilde sıralanabilir: ·
Sehi Tezkiresi
ve 83
ki 6
ile 2
e gerçi ı

SEHİ, LATİFİ VE AşiK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 249
Latifi Tezkiresi
ve 388
ki 4
yani/ani 8
ile 2
e ger ı
A
amma 3
gah 2
belki 2
veyahud ı
lakin 2
Aşık Çelebi Tezkiresi
amma 9
ve 284
veyahud ı
ki 9
ne anki 2
ile ı2
belki sı
gah 8
gabi ı
iken 2
ol sebebden 2
kezalik ı
ol eelden ı
gerek 3
e ger ı
İncelenen metinlerde fıkralar, yukanda sayısal değerleri verilen bağlaç­
Iann yanı sıra gerindiyumlu yapılarla aynlabilmektedir. Bunun yanısıra
herhangi bir bağlaç kullanılmadan da doğrudan diğer fıkraya geçildiği de olur.
"ve", "ki" ve "ile" bağlaçlarının her üç metinde de tercih edildiği ve en çok kullanılan
bağlacın "ve" olduğu görülürken "yani/ani" bağlacı sadece Latifi tezkiresinde
görülmektedir.

250 Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
İncelenen metinlerin seci dizini yapılarak seeili kelimelerin mukayesesi
amaçlandı. Her metinde birden fazla yer alan seci grupları tespit edildi:
Sehi Tezkiresi
hayran- ser-gerdan
sera- ara şerif - latlf
şu' ara - zurefa
tertib - tehzib
Latifi Tezkiresi
aferin - tahsin
bi-dirig - belig
cemaı- hal
cinan - can
dilgüşa - ınşa
güftar - şiar
hai- mecaı
iktihas - tıraş
insan - irfan
makiDe - risaie
megazi- gazi
memm-kelam
muteber- hüner
mutlak- hak
nehar - rfizgar
suhanserayı - şeker-lıayı - Nevayi
takbih - tercih
te'hir- tahıir
,.
Aşık Çelebi Tezkiresi
hertak - fettak
itdi- gitdi
irnamiarın - benarnıann
kelai - meıaı
mezkılr - mestılr
oldı-buldı
oldı-toldı
SEHİ, LATİFİ VE AŞIK ÇELEBİ TEZKİRELERİNDE SECİ 251
rüy- bfiy
sa' ir- da' ir
tenezzül - tegazzül
ziyade - ziyada
Sıralanan örneklerde görüldüğü üzere, incelenen metinlerde birden fazla
tekrar eden seeili kelimelerin diğer metinlerin hiç birinde birden fazla tekrar eden
seeili bir ibarenin içinde yer almadığı görülmüştür.
Klasik Osmanlı edebi nesrinin en önemli özelliklerinden birinin seci
olduğunu ifade edilmişti. Şiirde kafiyellin üstlendiği ses ve anlam görevini nesirde
seci üstlenmektedir. Cümleciklerin sonunda sistematik tarzda görülen seeilerin
yaru sıra iç seci adım verebileceğimiz aym cümlecik içinde yer alan ve
birbirini çoğu zaman bağlama edatı ya da tamlama kesresi ile bağlı olan kelimelerin
ilk ve .son ses uyumları da mensur metinde dikkati çeken bir özelliktir.
Şiirdeki aliterasyana karşılık gelen ilk· ses uyumları ve iç seci olarak adlandırdığımız
son ses uyumları, yakıil'imla.Iı ve aym kökten türemiş kelimeler
ile murassa seci ve paralelizm için alıntıladığımız örnekler şu şekildedir:9
SEHİ
İç seci: Çoğunlukla iki kelimeden oluşan bu kalıplarda "u" bağlama
edatı kullanılmıştır. Edatın her iki tarafındaki kelime birbiriyle ya zıt anlamlı ya
da yakın anlamlıdır. Bu sadece tezkire türundeki eserlerde ya da Sehl tezkiresinde
görülen bir özellik değildir. Klasik Osmanlı edebi nesrinde çok sayıda
örneğine rastlanabilecek bir durumdur.
bedayi-i bedi
izhar u iştihar
müterecci ve mütevakki
tertib ü tergib
Latifi
İç seci:
emiyyet ü keyfiyyet
9 Bu kısımda Andreas Tietze'nin "Gelibolulu All'nin Nesir Üslubu" adlı makalesi model
alınmıştır. Bkz. Andreas Tietze, "Mustafa All of Gallipolis Prose Style," Archivum
Ottomanicum, V (1973), 297-319.
252
mevzftn u manzfim
münkirin ü müşıikin
fuzala YÜ fusaha
tahrir u tasvir
te· lifat u tasnüa.t ·
Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
İç seci olarak adlandırdığımız cümle içi ses uyumlu kelimelerin bir kısmı
yakın ya da zıt anlamlı olmamakla birlikte, aralannda anlam ilişkisi bulunan
kelimelerdir:
satvet u salabet
menfı1r u mahzı1r
ihtilMuihtilru
insMuitirM
tayin ü tebyin
Bir kısmı da izafet kesresi ile birbirine bağlanmış ve bir anlam ilgisi bulunmayan
kelimelerdir:
kelam-ı kadim
dastan-ı dil-sitan
sine-i sekine
AŞlK ÇELEBİ
İç seci:
serner-i şecer
benat-ı nebat
beyderruar- bed-raylar
Cengiziyan-ı cengi-zeban
aıizi YÜ karizi
eflah- felah
ıyşa YÜ nO.şa
esa.Iib - ekazib
etrafueknaf
uzema-yı ulema
evvelin ü ab1:rin
evzan u elhan
ıtra YÜ ıgra
insaf- ittisaf
ihtirak -ı iftirak
maamüavarn
SERİ, LATİFİ VE AŞIK ÇELEBİTEZKİRELERİNDE SECİ 253 .
mezk:Orda mezbfudur
mihr-i sipi.llr
muallimin ü müteallimin
muhavere vü mücavere
müahede vü muahade
müı:n31aha vü mükafaha
müşaare vü münftşede
nagamat u nakarat ·
Şlr- Sir
kudema-yı hükema
zirnınet-i himmet
SONUÇ
Makalede, Sem;Lati:f(v~ Aşık Çelebi tezkirelerinin incelenen bölümlerinde
seeili yapılara dair varılan sonuçlar ilgili kısıriın sonunda belirtilmiştir. Ancak,
her üç tezkire mukayese edildiğinde elde edilen sonuçlar şöyle özetlenebilir:
İlgili tabloda sayısal verilerden de anlaşılacağı üzere, murassa seci
oranının Aşık Çelebi tezkiresinde incelenen diğer iki tezkireye oranla dahafazla
olması; örnek olarak seçilen Meali maddesinin hacmi ve seci tür ve sayısının
fazlalığı Aşık Çelebi tezkiresinin farİdı üslı1p özellikleridir. Aşık Çelebi tezkiresinde
yer alan seeili cümle/cümleciklenn diğer tezkirelere oranla daha fazla
sayıda kelime -ihtiva etmesi yani. uzun cümle kullanılarak seci yapılması,
alıengin zayıflamasına yol açtığı için çok başarılı bulunmaması gereken bir durumken,
iç seci, aliterasyon ve iştikakla cümlenin ahengini yitirmemesi de yine
Aşık Çelebi'nin kişisel üslı1bundan kaynaklamr.
Her üç tezkirede seeili kelimeler kökenleri itibariyle sıralamaya tabi tutulduklarında
sıralamanın Arapça, Farsça, Türkçe şeklindeolduğu görülür. Ancak,
Aşık Çelebi' de Meali maddesinde durum Türkçe lehine döner. Arapça ve
Farsça kelimderle yapılan seeilerde-seeili kelimeler cümlede zarf ve tümleç
görevlerini üstlenebilirler. Türkçe kelimelerle yapılan secilerde, seeili kelimelerin
büyük çoğunluğu yüklem ve eylem soylu kelimelerdir. Özele indiğimizde,
Sehl' deki az sayıdaki seeili Türkçe kelimeden isim olanları fiil soylulara oranla
fazladır.

254 Filiz KILIÇ- Ayşe YILDIZ
Sehl tezidresi'nde 4'lü fıkra yapısından daha fazla sayıda fıkrayasahip
seci grubu görülınezken, Latifi ve Aşık Çelebi tezkirelerinde 6 fıkralı yapılara
rastlamak mümkündür.
Fıkralar arasında kullanılan edat, işaret sıfatı, bağlaç ya da buna·benzer
fonksiyondaki yapıların Aşık Çelebi'de çeşitliliği artınaktadır. Metinlerin incelenen
kısımlarında ne an ki, gahf, iken, ol sebebden; kezalik, ol eclden, gerek
bağlaçları Sehl ve Latifi' de görülmezken, Latifi tezkiresinde yer alan yani/ani
bağiacı da Sehl ve Aşık Çelebi'de yoktur.
Bu noktalardan hareketle, Aşık Çelebi'nin üslı1bunun diğer iki tezkireye
oranla farklı olduğu görülür. Tezkire yazarı sadece mukaddimede değil şairleri
anlatırken denesir sanatındaki ustalığını ortaya koymak istemiştir. Aynca tezkiresini
kuru bir üslupla sadece bilgi vermek gayesiyle yazılan bir edebiyat tarihinden
öte, sanatlı bir edebi eser olarak da kaleme almak amacındadır.
Aynca, yazarların eserlerinde ahengi, akıcılığı ve hareketi sağlamak
maksadıyla sadece fıkra ya da cümle sonlarındaki kafiyelerden faydalanmakla
yetinmedikleri, cümle başında, ya da ortasında aynı kökten türemiş kelimeler,
cinaslar ve yakın anlamlı kelimeler ile Arap harfleri ile aynı yazılışlı ancak
farklı okunuşlu kelimeleri birbiri ardınca kullanarak bir üslı1p oluşturduğunu
söylemek mümkündür.
Kaynaklar
Bilgegil, Kaya. Edebiyat Bilgi ve Teorileri, Beltıgat. Enderfin Kitabevi, İstanbul1989.
Canım, Rıdvan. Latifi Tezkiretü'ş-şuartı ve Tabsıratü'n-nüzema: İnceleme-Metin. Ankara 2000.
İpekten, Haluk, Mustafa isen, Günay Kut. Seht Tezkiresi, Tenkitli metin. yayımlanrnamış
çalışma.
İpekten, Haluk, Mustafa isen, Filiz Kılıç, İsmail Hakkı Aksoyak, Aysun Eyduran. Şair Tezkireleri.
Ankara 2002.
Kılıç, Filiz. "Meşa'irü'ş-Şuara İnceleme-Tenkitli Metin." Basılmarnış Doktora Tezi. Gazi
Üniversitesi, 1994.
Köprülüzade M. Fuat, Ş. Süleyman. MalUmat-ı Edebiyye. Kanaat Matbaası, İstanbul 1330.
Macit, Muhsin. Divan Şiirinde Ahenk Unsurlan. Ankara 1996.
Tietze, Andreas. "Mustafa Ali of Gallipolis Prose Style." Archivum Ottomanicum, V (1973),
297-319.
Yıldız, Ayşe. "Eski Türk Edebiyatında Seci." Yayırnlanmarnış YLT. Gazi Üniversitesi, 2002 .

Konular