TUHFE-İ VEHBi ŞERHLERİ

İl mi Araştırmalar 5, İstanbul I 997
Anadolu'da Farsçanın öğretimine yönelik faaliyetler, XV. yüzyıldan itibaren
başlamıştır. Bu dilin öğretiminde mensur eserlerin yanısıra, belirli usuller
çerçevesinde hazırlanmış manzum sözlüklerden de istifade edilmiştir. "Tarih
Boyunca Farsça-Türkçe Sözlükler" konulu çalışmamızda XV. yüzyıldan günümü-
ze kadar Farsça-Türkçe, Türkçe-Farsça ve bu iki dilin yer aldığı toplam 138
sözlük tesbit edilmiştir. Bunlardan 106'sı mensur, 32'si manzumdur. Mensur
sözlüklerio 68'i yazma halinde, 20'si eski harflerle matbu, 18'i de Latin harfleriyle
basılmış tır. Manzum sözlükterin ise 16'sı Farsça-Türkçe, 16'sı da ArapçaFarsça-Türkçe'
dir. Bunların 25'i yazma halinde, 7'si de eski harfli matbudur.l
Tespitiere göre Anadolu'da yazılmış ilk Farsça-Türkçe sözlük olan Tuhfe-i
Hüsamf, manzum olup Hüsam b. Hasan el-Konevi' tarafından 802/1399-1400
yılında nazmedilmiştir. Bu geleneğin son örneği ise Üsküdar Mevlevi'hanesi'nin
son şeyhi Ahmet Remzi Akyürek'in 1924 yılında yazdığı Tuhfe-i Remzl'dir.
Manzum sözlükler, yabancı dil öğretimine giriş aşamasında dil öğrenimini
kolaylaştırmak, yabancı dilin basit ve öncelik arzeden kelimelerini karşılıklarıyla
birlikte ezber yoluyla öğretmek gibi amaçlarla hazırlanmış ve bu tarz dil
öğretiminde ders kitabı olarak okunmuş ve okutulmuştur. "Sıbyan" ve "mübtedi"
tabir edilen çocuklara ve tahsile yeni başlayanlara ezber yoluyla önemli miktarda
kelime ve basit gramer kaidelerinin öğretilmesini temin eden, bunun yanında aruz
bilgileri de sunan manzum sözlükler, tekrar yoluyla kısa sürede ezberlenmeleri
bakımından büyük rağbet görmüştür. Bu sözlüklerle bazı edebi sanatların, bahir
ve vezinlerin öğretilmesi yanında şiir ve şairliğe meyilli olanların kabiliyetlerinin
geliştirilmesi de arzu edilmiştir.
* Dr, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fak. Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü
Anadolu ve diğer sahalarda telif edilmiş Farsça-Türkçe, Türkçe-Farsça sözlükler, müellifleri,
yazılı ş amaçları, tertip ve muhteva özellikleri hakkında bkz. Yusuf Öz, Tarih Boyunca FarsçaTurkçe
Sozlukler, Ankara 1996 (A. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora
tezi, XXIV+498 s.).
220 YUSUF ÖZ
Nazmedilecek kelimeler muhtelif kaynaklardan derienirken seçilen
kelimelerin nazım, nesir ve inşa sanatında kullanılır olmalarına dikkat edilmiş ve
bununla, güzel konuşma, maksadı güzel ifade etme melekesinin kazandırılması,
konuşma ve yazıda akıcılığın sağlanması düşünülmüştür. Manzum sözlük
müellifleri, ezberi kolaylaştırmak ve bunlardan azami İstifadeyi sağlamak
düşüncesiyle bu sözlüklerio aruzu bilen hocalar tarafından vezin üzere okutulup
ezberletilmesi hususuna özellikle işaret etmişlerdir.
Tuhfe-i Vehbi, manzum Farsça-Türkçe sözlükler arasında Tuhfe-i
Şahidi'den sonra en fazla ilgi görmüş sözlüklerden biridir. Eser, XVIII. yüzyılın
önemli şairlerinden Sünbül-zade Vehbi (ö. 1224/1809) tarafından nazmedilmiştir.2
Tuhfe-i Vehbi, yazann ariiza hakimiyeti ve vezinli söz söylemedeki yeteneğinin en
önemli delili sayılır. Sünbül-zade Vehbi, Divanı ve bu manzum sözlüğünden
başka, Nuhbe-i Vehbi ve Lutfiyye-i Vehbi adlı eserleriyle de ilmi ve edebi yönünü
kabul ettirmiştir.3
1197/1783 yılında nazmedilen Tuhfe-i Vehbi, dönemin sadrazaını Halil
Hamid Paşa'nın Arif ve Nuri adlarındaki iki oğlu için yazılmış ve kendilerine
hediye edilmiştir. Eser toplam 881 beyitten ibarettir. Başta 93 beyitlik mesnevi
tarzında müellif, sözlük ve ayrıca eserin tertip ve muhtevası hakkında bilgilerin
verildiği bir önsöz yer alır. Eserin sözlük kısmı, beyit sayısı 7 ile 16 arasında
değişen 57 kıt'a ve "ıstılahat-ı 'Acem" başlıklı 201 beyitlik bir mesneviden
oluşur. Sonda da 5 beyitlik bir tarih kıt'ası bulunmaktadır. Kıt'aların kafiyeleri
alfabetik olarak sıralanmıştır. Sözlüğün 6 beyitlik 11. kıt'ası da yine mesnevi
tarzında yazılmıştır.
Kıt'aların nazmında 8 bahir kullanılmış; bunlardan remel bahri ile 38 kıt'a,
hezec ile 8, münserih ile 4, recez ile 3, muzari ile 2; hafif, müctes ve seri' balıirieri
ile de 1 'er kıt'a nazmedilmiştir. Sünbül-zade Vehbi, şiir sanatına dair bilgi ve
örnekler vermek düşüncesiyle eserinde bazı edebi sanatlara da yer vermiştir.
Ömer Faruk Akün, bu sözlük hakkındaki değerlendirmelerini, "müellifin
kelimeleri kolayca hatırda tutacak tarzda sıralayıp kafiyelendirmedeki başarısı,
esere büyük ve süratli bir rağbet temin ederek, kendisine kadar bu sahada en
muteber kitap olarak elde dolaşan Şahidi'nin Tuhfe'si ile birlikte diğer manzum
2 Tuhfe-i Vehbi için bkz. Ahmed Hayati-i Elbistani, Tulıfe Şerhi, İst. 1251/1835 (Matbaa-i
Amire), s. 77, 80-81, 104, 443; Tarama Sozluğu, c. I, Ankara 1963, s. LXXVIII; Ali
Alparslan, Manzwn Lııgatler ve Tuhfe-i Vehbi'nin Alfabetik Tertibi, İ.Ü. Edb. Fak.
Mezuniyet Tezi, İst. 1946-1947; Sünbül-zade Vehbi, Tıılıfe, haz. Nurnan Külekçi, Turgut
Karabey, Erzurum 1990, naşirin önsözü, s. 23-38; Süreyya Ali Beyzadeoğlu, Sunbul-zade
Vehbi, İst. 1993, s. 54-55; Yusuf Öz, a. g. e. , s. 360-366.
3 Müellifin hayatı, eserleri ve hakkında bibliyografya için bkz. Ö.F. Akün, "Sünbul-zade
Vehbi", İA, XI, 238-242; Ahmed Hayatl-i Elbistani, a. g. e. , s. 70-77; Muallim Naci,
"Sünbül-zilde Vehbi", Mecmu 'a-i Muallim, 1305/1887 (Birinci sene), s. 118-120; Sünbülzilde
Vehbi, Tulıfe, nilşirin önsözü, s. 2-21; S.Ali Beyzadeoğlu, a. g. e. , s. 7-56.
TUHFE-İ VEHBI ŞERHLERİ 221
lügatieri itibardan düşürmüş ve yanın asır öncesine kadar medrese ve rüşdiyelerde
Farsça tedrisatta talebeye ezberlettirilen klasik bir kitap seviyesine yükselmiştir.
Muhtelif Farsça kelimelere, müellifiır İran'da müşahede ettiği, bizdekilere nazaran
farklı ve aynı zamanda lügatiere geçmemiş hususi manalarını da göstermesi
Tuhfe'nin bilhassa belirtrneğe değer bir tarafıdır" şeklinde ifade etmiştir. 4
Pek çok yazma nüshası bulunan Tuhfe-i Vehbi'nin ilk baskısı müellif hayatta
iken, İstanbul Darü't-Tıbaatü'l-Ma 'mure'de ı2 ı 3/1798 yılında basılmıştır. M.
Seyfettin Özege'nin Eski Harflerle Basılmış Türkçe Eserler Kataloğu'ndaki
tesbitiere göre, 1213- ı 325/ı 798-1909 yılları arasında değişik matbaalarca 51 ve
tarihsiz olarak da 8 baskısı yapılmıştır. s
Nurnan Külekçi ve Turgut Karabey'in Tuhfe-i Vehbi üzerinde yaptıkları
çalışmadaki tesbitlerine göre, eserde 1850 civarında Farsça kelime ve 375 kadar
da Farsça deyim nazmedilmiştir.6
Ancak manzum sözlükler, kelimelerin okunuşlarının verilmesi, kelimelerin
bilinen anlamlarının bir yerde zikredilmesi, aranılan kelimeye kolayca ulaşılması
gibi hususlarda ihtiyaca cevap vermemişlerdir. Bu bakımdan manzum sözlüklerin
mensur sözlüklere nazaran eksik kalan bu yönleri şerh yazmak, alfabetik tertip ve
fihristler hazırlamak suretiyle giderilmeye çalışılmıştır.
Şerhler, nazmedilen kelimelerin hareke kayıtlarını vermek, mevcut
anlamlarını ve Türkçe karşılıklarını zikretmek, kelimelerin tahlili yoluyla gramer
bilgilerini pekiştirmek, bahir ve vezinler hakkında daha geniş bilgi verilerek
aruzun uygulamalı bir biçimde öğretilmesini temin etmek; istinsah ve birtakım
tasarruflar yoluyla zamanla tahrife uğramış kelime ve beyitleri tashih etmek,
sözlüklerin arıiz hususundaki kusurlarını gidermek gibi gayelerle yazılmış ve bu
eserlerin önemli bir kısmı müderrisler tarafından kaleme alınmıştır.
4 Ö.Faruk Akün, a. g. m. , iA, XI, 241.
5 Baskılan için bkz, M.S. Öze ge, Eski Harflerle Basılmış Turkçe Eserler Kataloğu, c. IV, İst.
1977, s. 1877-1878; M.Sadi Çöğenli, Eski Harflerle Basılmış Tıirkiye Türkçesi Sözlukleri
Kata/oğu, Erzurum 1987, s. 59-63. Bazı yazma nüshaları ve tavsifi için bkz. F.E.Karatay,
Topkapı Sarayı Müzesi K tp. Türkçe Yazmalar Kataloğu, c. II, İst. 1961, s. 35; A.
Gölpınarlı, Mevlana Müzesi Yazmalar Kata/oğu, c. III, Ankara 1972, s. 180; TÜY ATOK :7,
c. III, İst. 1983, s. 13; C. Rieu, Catalogue of the turkish manuscripts in the british museum,
London ı 888, s. 144; G. Flügel, Die Arabischen, ? ersisehen und Turkischen H andseriften der
Kaiserlich -Königlichen Hojbibliothek zu Wien, c. I, Wien ı 865, s. ı43; Tadeusz Majda,
Katalog Rekopısow Orientalnych ze Zbıorow Polskıch, c. VIII, Warszawa ı967, s. 63; Jozef
B1aşkoviç, Arabische, Turkische und Persische Handschriften der Universitats Bibliothek in
Bratislava, Bratis1ava 1961, s. 331; Kasım Dobraca, Katalog Arapskıiı, Turskıh ı Perzıjskıh
Rukopısa, Gazi Husrev Begova Biblioteka u Sarajevu, c. III, Sarajevo ı 991, s. 414.
6 Sünbül-zade Vehbi, Tuhfe, naşirin önsözü, s. 34. Nurnan Külekçi ve Turgut Karabey bu
çalışmalarında, Pasinler İbrahim Hakkı Hazretleri Kütüphanesi 583 nurnarada kayıtlı yazmayı
esas alarak Tulıfe-i Vehbinin yeni ve eski harfli metnini yayınlamışlardır. Çalışmanın birinci
bölümünde müellifi tanıtıcı bilgiler verilmiş, ikinci bölümde eser yapı bakımından
incelenmiştir.
222 YUSUF ÖZ
Farsça kelimelere çağa uygun Türkçe karşılıklar verilmesi, Farsça deyimler
ile bazı kelimelerin özel anlamlarına yer verilmesi ve nazımdaki başarısıyla Türk
edebiyatında haklı bir şöhret kazanmış olan Tuhfe-i Vehbi de muhtelif zamanlarda
şerhedilmiş ve kendisine nazireler yazılmıştır. Tesbit edilebilen başlıca Tuhfe-i
Vehbi şerhleri şunlardır:
1. Tuhfe 1erhi (tlf. 1206/1792)
Ahmed Hayati-i Elbistani
Elbistanlı Ahmed Hayati tarafından yazılan bu şerh, Tuhfe-i Vehbi'nin
edebiyat, şiir, aruz, edebi sanatlar ve gramere dair bilgiler içeren geniş ve ayrıntılı
bir şerhidir.
Ahmed Hayati, 1165/1752 yılında Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde
doğdu. Babası, dönemin müftüsü Ahmed Efendi'dir. Tahsilini Elbistan'da tamamlayan
Ahmed Hayati, babasının ölümünden sonra, onun yerine Elbistan müftülü-
ğüne atandı ve bir müddet bu görevde kaldıktan sonra İstanbul'a geldi. Hayati-i
Elbistani adıyla tanınan müellif, Ayasofya'da dersler vermiş, buradan Darü'lHilafeti'l-'Aliyye
müderrisliğine geçerek o dönemin Maraşeyaleti mutasarrıfı ve
çeşitli devlet kademelerinde görev almış olan Sadrazam Yusuf Ziya Paşa'ya
hocalık yapmıştır. 1224/1809 yılı civarında Saray Bosna Mevlevihanesi, iki yıl
sonra Irak ve Bağdat Mevlevihanesi şeyhliğine atanmıştır. Bağdat'tan tekrar
İstunbul' a dönmüş ve S afer 1229/0cak 1814 tarihinde vefat etmiştir.
Es'ajü'l-minne şerh-i ithilfü'l-cenne, Tehilfütü'l-müstehilza, Risate fi
'adedi's-suveri'l-Kur'{miyye, Kaslde-i nuniyye ve Risaletü'l-bustan adlı eserleri
de vardır.?
Tuhfe şerhi,8 Sünbül-zade Vehbi hayatta iken yazılmıştır. Sünbül-zade
Vehbi, Nuhbe-i Vehbi'nin mukaddimesinde Ahmed Hayati'nin bu şerhine şu
beyitle işaret etmektedir: '
Anı şerh eyledi hem bir nihrir
Ederek riiz-ı nükatın tahrir9
Şerhin önsözünde verilen bilgilere göre Sünbül-zade Vehbi, Tuhfe-i
Vehbi'yi nazmettikten sonra Ahmed Hayati'ye bir mektup göndererek ondan
eserini şerh etmesini rica etmiştir (s. 2). Ahmed Hayati şerhi bu rica ve iltimas
üzerine kaleme almış ve eserini Tuhfe-i Vehbi'nin telif tarihi olan 1197/1783
7 Fatin, Hatimetıi'l-eş 'ar, İst. 1271/1855 (İstihkam Alayları Litografya Destgahları), s. 77-78;
Esma'ıi'l-mu'ellifin, c. I, İst. 1951 (Maarif Basımevi), s. 183; Osmanlı Mıiellifleri, c. I,
İstanbul 1333/1915 (Matbaa-i Amire), s. 284; Ahmed Reşld Yayaköylü, Şerh-i Nuhbe-i
Vehbi, İst. 1259/1843 (Matbaa-i Amire), s. I 8.
8 Değerlendirmede esas alınan nüsha, Tuhfe Şrhi (İst. 125111835, Matbaa-i Amire, 5 I I s.).
9 Sünbül-zade Vehbi, Nuhbe-i Vehbi, İst. 1242/1826 (Daru't-tıbaatü'l-ma'mfire), s. 5.
TUHFE-1 VEHBI ŞERHLERİ 223
yılından dokuz sene sonra, 2 Ramazan 1206/2 Nisan 1792 tarihinde tamamlamış
(s. 511) ve eserini Sadrazam Yusuf Ziya Paşa'ya takdim etmiştir (s. 2-3).
Tuhfe Şerhi'nin başında bir önsöz (s. 2-4) ve bir mukaddime (s. 4-44) yer
alır. Mukaddimeden sonra Tuhfe-i Vehbi'nin şerhine geçitmiş ve eser ilk beyitten
son beyte kadar şerh ve izah edilmiştir. Önsözde eser hakkında, bilhassa şerhte
dikkate alınan hususlar ile izlenen metoda dair açıklamalara yer verilmiştir. Eserin
Farsça gramerine dair bilgiler içeren "mukaddime" kısmı, dört "maksad"a
ayrılmıştır. Birinci maksad'da Farsça edatlar, ikinci maksad'da Farsça zamider ve
bağtaçlar hakkında örneklerle bilgiler verilmiş; üçüncü maksad diğer gramer
kaidelerine ve iştikak konusuna ayrılmıştır. Dördüncü maksad'da da "Feva'id-i
nefise" başlığı altında kelimelerin harekeleri beyanında "huruf-i mühmele" ve
"huruf-i mu 'ceme"ye dair bilgiler aktarılmış ve şerhte kullanılan bazı im la
özellikleriyle ilgili açıklamalar yapılmıştır.
Şerhte asıl metin mısra mısra ele alınmış ve beyitlerde geçen Farsça
kelimelerin okunuşu yazıyla kaydedilmiştir. Sözlükte nazmedilen Farsça
kelimelerin Tuhfe-i Vehbi'deki Türkçe karşılığı dışında, varsa diğer anlamları ve
Türkçe karşılıklan verilmiştir. Gramer özelliği arzeden Farsça kelimeler incelenmiş;
şerhedilen Farsça kelimeler daha önce geçmiş ise, bunların kıt'a ve
beyiderine gönderme yapılmıştır. Farsça kelimelerin hareke ve anlamları hususlarında
sözlüklerdeki farklılıklara işaret edilmiş ve istifade edilen sözlüklerin adı
zikredilmiştir. Şerhte bazı kelimeler için şahit beyit nakledilmiş ve şairin adı
belirtilmiştir. Örnek beyitler arasında Türkçe beyitler de yer almaktadır. Şarih
gerekli gördüğü yerlerde Farsça kelimelerin Türkçe karşılıkları yanında Çağatayca
karşılıklarını da vermiştir (örnek için bkz. s. 119, 133, 134, 135, 139); ayrıca her
Farsça kelimenin Arapça karşılığını da kaydetmiştir.
Ahmed Hayati, bilinen ve yaygın olarak kullanılan Farsça kelimeler üzerinde
fazla durmamış, mazmun ~larak kullanılan Farsça kelimelerin mecaz ve istiareli
kullanımlarına işaret etmiştir. Şarih, beyitlerin şerhine geçmeden önce bazı
kıt'alarda göze çarpan edebi özelliklere ve kıt'ada nazmedilen kelimelerin
konusuna kısaca değinmiştir. Örneğin Tuhfe-i Vehbi'nin üçüncü kıt'asının
şerhinde, "bu kıt'ada serapa mezkur olan cinas ve tıbiik ve müra'at-ı nazir emsali
san'atlar ile, güle ve suya müte'allik ve müşabih ma'na-dar ve nükte-dan olan
eşyanın esamileridir" şeklinde kıt'ada görülen edebi sanatları ve nazmedilen
Farsça kelimelerin konusunu belirtmiştir (s. 132). Bu açıklamalardan sonra
kıt'anın nazmında kullanılan bahir ve vezin hakkında bilgi verilmiştir.
Müellif, eserden herkesin yararlanması düşüncesiyle şerhte ayrıntıya
girmekten, ince anlamlar ifade etmekten kaçınmış ve Tuhfe-i Vehbi, müellifin
ifadesiyle "kolay ve kabaca kelimelerle tefsir edilmiştir" (s. 4).
Ahmed Hayati' şerhte yararlandığı kaynakları, alıntı yaptığı yerlerde eser ya
da müellif adlarıyla belirtmiştir. Tesbit edilen bazı eser ve müellif adları Tuhfe
Şerhi'nde zikredildiği şekliyle şöyledir:
224 YUSUF ÖZ
Şu'uri ya da Ferheng; Lami'i, Lami'i Çelebi ya da Gülistan Şerhi; Sudi,
Gülistan Şerhi; Süruri, Kemal Paşa-zade ya da Dekayiku'l-hakayık, Künuzu'rrumuz,
Mefatihu'd-deriyye, Sübha-i sıbyan, Ni'metullah, Sıhahu'l- 'acemiyye,
Ferheng-i Hinduşah, Uknum-i 'acem, Ferheng-i Cihan-gfrf, Şeref-name, Lügat-i
deriyye, Mü' eyyidü 'l-fuzala ', M ec ma 'u 'l-Furs, Tuhfetü 'l-mü 'minfn
Tuhfe Şerhi, ilk baskısı 1215/1800 ve son baskısı da 127111855 yılında
olmak üzere altı kez basılmıştır.IO
2. Tuhfe şerhi (= Müntehab-i Leb'ib) (tlf. 1250/1834)
Mehmed Lebib
Tuhfe Şerhidiğer adıyla Müntehab-ı Lebfb, devlet adamı ve şair Mehmed
Lebib tarafından yazılmıştır.
Tophane ruznamçesi Mustafa Efendi'nin oğlu olan Mehmed Lebib,
1199/1785 yılında İstanbul'da doğdu. Eğitimini tamamladıktan sonra ruznamçe
kalemine devam etti. Mustafa Efendi'nin 1241/1826'da ölümü üzerine babasının
yerine tayin edilerek onüç yıl bu görevi ifa etti. Daha sonra Şumnu ordusu
mühimmat-ı harbiye nezaretinde ve muhtelif tarihlerde Sırbistan, Arnavutluk ve
Bosna'da geçici memuriyetle görevlendirildi. İstanbul'a dönüşünde de tersane
müdürlüğü, şura-yı babıali ve Ziraat meclisi azalıklarında bulundu. 1256/1840'ta
Halep, 1261/1845'te Rumeli defterdarlığına, 1273/1857'de Takvim-i Vekayi ve
Matbaa-i Amire nezaretine atandı. Takvim ve Matbaa Nezareti'nin 1287/1862
yılında Maarif Nezareti'ne ilhakı üzerine açıkta kalması sebebiyle emekliye
sevkedilen Mehmed Lebib, 1284/1867 yılında vefat etti. II
Dönemin itibar edilen bilgin ve şairlerinden olan Mehmed Lebib'in divanı
basılmak üzere hazırlanmış, ancak daha sonra kaybolmuştur. Tazmfnat-ı Nuhbe
ve Tuhfe (İst. 1263/1847), Şerh-i Lamiyetü'l- 'acem (İst. 1271/1855), M ersiye
(İst. 1275/1858-59), Na't (İst. 1276/1859), Na't ve Mersiye birlikte (İst. tzs.),
Risale-i Sıhhat ve maraz tercümesi (İst. 1282/1865), Cevahir-i muZtakata (İst.
1286/1869) adlı eserleri matbudur.I2 Sokak düzenlemesi ve temizliğine dair bir
risalesi ile Burhanü'l-Hüdafl reddi'n-nasara adlı eseri ise yazma halindedir.
I O Baskıları için bkz. M.Seyfettin Öze ge, a. g. e. , IV, ı 874; M.Sadi Çöğenli, a. g. e. , s. 57;
Yazma nüshaları ve tavsifi için bkz. F.E. Karatay, a. g. e., c. Il, 38; Köprülu Kutuphanesi
Yazmalar Kata/oğu, haz. R. Şeşen, C. İzgi, C. Akpınar, c. III, İst. ı 986, s. 306-307; C.
Rieu, a. g. e. , s. ı44.
11 Müellifi için bkz. İbnülemin M.K. İnal, Son Asır Türk Şairleri, c. Il, İstanbul ı 988, s. 868-
87 ı; Osmanlı Muellifleri, Il, 406-407; Sicill-i Osman'i, c. IV, İst. ı 30811891 (Matbaa-i
Amire), s. 87-88.
12 Eserlerin baskıları için bkz. M. Seyfettin Özege, a. g. e. , I, 202, III, ı 048, ı ı ı 2, ı 302; IV,
ı649.
TURFE-İ VEHBİ ŞERHLERİ 225
Mehmed Lebib, önsözde verdiği bilgilere göre Tuhfe şerhi'ni, diğer ~dıyla
Müntehab-i Lebfb'i 13 padişahlığı döneminde ruznamçeci olarak görev yuptığı II.
Mahmud adına bir eser yazmak ve bu eseriyle sultanın bağışianna karşılık olarak
dua ve teşekkürlerini arzetmek arzusuyla kaleme almış (s. 3) ve eserini 1250/1834
yılında tamamlamıştır.
Nam-ı şiihenşah ile olmuşdı çünki ibtida
Buldu şimdi saye-i şiibiinede hüsn-i hitam
Cevher-efşanlık edüp tarihini dedüm Lebib
Hamd ola Allah'a oldu Tuhfe'nin şerhi tamam
Son mısrada yer alan noktalı harflerin toplamı, şerhin telif tarihini
vermektedir.l4
Mehmed Lebib Tuhfe Şerhi'ni, Ahmed Hayati'nin şerhinde görülen eksik
noktalan tamamlamak üzere kaleme almış ve açıklamalarını ilim tahsiline yeni
başlayanların aniayacakları düzeyde, sade ve kısaca yapmıştır. Bu hususla ilgili
eserin mukaddimesinde şu bilgileri vermektedir:
"Şu vechle hatır-güzar oldu ki Sünbül-zade Vehbi merhOmun eseri olan
Tuhfe-i Vehbi nam manzOrneyi egerçi Hayati Efendi merhUm şerh etmiş ve bu
'aleme öyle bir yadigar komuş gitmiş ise de, manzOrne-i mezkOranın pek çok
mezayası pOşide-i tegafül vakti çok me 'ani si zir-i perde-i tesamuhde la-ta 'll
sOretinde kalmışdır. HusOsan ki, şerh-i mezkOr esatizenin fehm ve idrakine
viibeste olarak mübtediler ol fiiideden hissemend olamadıkları aşikar oldığından
manzOrne-i mezbOre, ta'birat-ı muhtasaraile ya'ni Asım merhOmun Burhan-ı klıtı'
tercemesi Tıbyan-ı nafi"de iriid etdigi fıkarat-ı veeize iriidıyla şerh olunsa ve
nükat-ı mermfizesi imkan derece kaleme alınsa, hahişgeran-ı daniş ve irfana ya'ni
verziş-i ilm ve hüner eden nev-ziidegana yadigar ve örnr-i sani tedarikine medar
olur idi. Husfisan ki ( ... ) kuşe-i çeşm-i iltifat-ı şah-ı cihana düçar ve "her 'ayb ki
sultan bi-pesended hünerest" (=Sultanın beğeneceği her kusur sanattır) misdakına
( ... ) sezavar buyurılır ise, dünyevi ve uhrevi mazhar-i nevaziş-i hiliifet-penahı
olunacağı bi-iştibah olmagla ( ... ) manzOrne-i mezkı1ranın şerhine şürı1' olundı"(s.
4).
Eserde Tuhfe-i Vehbi'nin her beyti şerh edilmiştir. Şerhte Farsça kelimelerin
okunuşları yazıyla gösterilmiş, mevcut anlamlan ve bunların Türkçe karşılıkları
verilmiştir. Bileşik ve türemiş kelimelerin tahlilleri yapılmıştır. Şarih bazı Farsça
kelimeler için şahit beyit de nakletmiş, ancak bu beyitlere çok az yer vermiştir.
Gramere dair açıklamalar kısaca yapılmıştır. Müellifin kelimeleri ve beyitleri
l3 Esas alınan nüsha: Tuhfe şehi (=Müntehab-ı Lebib) (İst. 1262/1864, Daru't-tıbii'ati'l-amire,
1262/1864, s. 301).
14 < rli v> ~ ..ı.li ~ .s.ıJ_,ı ~ı.u_,ı .Lo.>)
226 YUSUF ÖZ
açıklama tarzı Ahmed Hayati'ye çok yakındır. Şerhte aruza dair bilgi
verilmemiştir.
Tuhfe şerhi ya da Müntehab-i Lebib, telifinden oniki yıl sonra 1262/1846
yılında İstanbul'da basılmıştır.
3. Tuhfe-i Vehbi Haşiyesi (tlf. 1275/1859)
AliMahvi
Tuhfe-i Vehbinin telif tarihinden yetmiş sekiz yıl sonra, 1275/1859 yılında
Ali Mahvi adlı bir şahıs tarafından yazılmış bir haşiyedir.15 Bu haşiye, Tuhfe-i
Vehbi'nin bazı baskılannda yer almaktadır.
Tuhfe-i Vehbi ve Haşiye'sinin sonunda, "bu fakir-i kem-biza'a Ali Mahvi ki
yetmiş sekiz sene sonra şikeste-beste tahşi eylemiştir" notu yer almaktadır. Bu
kayıttan haşiyenin 1275/1859 yılında yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu haşiye aynı
yıl Tuhfe-i Vehbi'nin Mustafa Efendi Destgahı'nda yapılan baskısıyla birlikte
neşredilmiştir. Mukaddime dahil, Tuhfe-i Vehbf'de nazmedilen Farsça ve Arapça
kelimeler, beyitlerin bizasında sayfa kenarlanna kaydedilmiş ve kelimeler üzerieri
çizilerek belirlenmiştir. Sayfa kenarlannda kayıtlı kelimelerin Türkçe karşılıkları
Tuhfe-i Vehbi ile aynıdır.
Haşiye ile birlikte basılan Tuhfe-i Vehbi baskılan şunlardır:
Tuhfe-i Vehbi, İst. 1275/1859, Mustafa Efendi Destgahı, 91 s., taşbasma
Tuhfe-i Vehbi, İst. 127811862, Hac Muhar~em Efendi Destgahı, 91 s. ,
taşbasma
Tuhfe-i Vehbi, İst. 1294/1877, Esad Efendi Marifetiyle, 91 s., taşbasma
4. Tuhfe-i Vehbi Şerhi
Y esfui-zade Mustafa İzzet
Ahmet Talat Onay, "Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar" adlı eserinin
bibliyografyasında Yesari-zacte Mustafa İzzet'e ait Tuhfe-i Vehbi şerhi
zikretmektedir.l6 Onay, bu şerhi kaynak olarak kullandığına göre Yesari-zacte
Mustafa İzzet'in Tuhfe-i Vehbi'ye bir şerh yazdığı kesindir. Ancak bu eserin
herhangi bir nüshasına tesadüf edemedik.
15 Esas alınan nüsha: Tuhfe-i Vehbi, İst. 127811862, Hac Muharrem Efendi Destgahı, 91 s.,
Haşiyesi ile birlikte, taşbasma).
I 6 bkz. a. g. e., Ankara 1992, s. 452.
TDHFE-İ VEHBI ŞERHLERİ 227
5. Baba Dağlı Şerhi
Ali Alparslan, "Manzum Lügatler ve Tuhfe-i Vehbi'nin Alfabetik Tertibi"
adlı Yüksek Lisans tezinin önsözünde, "Tuhfe-i Vehbi şerhlerinden Baba Dağlı
şerhi vardır" demekte, ancak başka bir bilgi vermediği gibi kaynağını da
belirtmemektedir.17
Haşiye ve Fihristieri
Tuhfe-i Vehbi için haşiye ve fihrist türünde yapılmış bazı çalışmalar da
mevcuttur. Yazma halinde olan ve geneliiki mecmualar içerisinde yer alan bu tür
çalışmalann hepsini tesbit etmek güçtür. Bu başiye ve fihristierde Farsça kelimeler
Tuhfe-i Vehbi'deki kıt'a ve beyit sırasına göre çıkartılmış ve bunların yalnızca
Türkçe karşılıkları yazılmıştır. Birer lügat risalesi mahiyetinde olan bu tür
çalışmalann tesbit edilebilen bazı nüshalan şunlardır:
1. Ank., Milli Ktp. Yz. A. 4134f118
Bu lügat risalesinde, Tuhfe-i Vehbi'de nazmedilen Farsça kelimeler koyu
siyah mürekkeple yazılmış ve harekelenmiştir. Kelimelerin Türkçe karşılıkları ise
satır altlarında kırmızı mürekkeple yazılmıştır. Sayfalar 6 ya da ?'şer sütun ve
9'ar satır halinde düzenlenmiştir. Farsça kelimeler Tuhfe-i Vehbi'nin birinci
kıt'asından itibaren beyit sırası ve beyiderdeki nazım sırasına göre çıkarılmıştır.
Bu fihristte 837 Farsça kelime yer almaktadır.
Başı (yp. lb):
JJ.!.oJ~ i,).,~ ır-W' ı,.r.A.J ~ ~Jü ..:.AJ
(Bu başlık altında Tuhfe-i Vehbi'nin birinci kıt'asının ilk dört beyti
yazılıdır.)
L:.....IJ ı.r"l;- ,:,Lı..,... L;b ~
J..>J~ _,ı...-__... ~ ıf':U..J~
J_,...!.>I.J
J .
..,...J~
Sonu (yp. 8b ):
ı,;.JW..~>yJ ı.) ·A • ıJ L!. _,.,. .J ı)~
_,.L; ~ _,lı 1 )j .J ı.U.!.I ~ J.J-! ı;~
ı 7 bkz. a. g. e. , s. Il.
ı 8 Nüsha tavsifı: 235x165 (150xl05) mm. ebadında, sırtı koyu kahverengi meşin, üzeri desenli
kağıt kaplı 54 yapraktan ibaret bir mecmuanın l b-8b yaprakları arasında yer alır.
228 YUSUF ÖZ
2. İsparta İl Halk Kütüphanesi 9113 nurnarada kayıtlı, sırtı ve kenarları
meşin, ebru kağıt kaplı, şirazeli bir mecmua içerisinde 6 yapraktan ibaret bir fıhrist
yer alır. Tuhfe-i Vehbi adıyla kayıtlı bu fihrist Ahmed Hayyan tarafından tertip
edilmiştir.
3. Uppsala Unıversıtatsbıblıothek nr. 547 nurnarada kayıtlı ı 80 varaklık
bir mecmuanın 163a- ı 79a yaprakları arasında da bir fihrist mevcuttur. N üsha
tavsifinde risalenin başlangıcı şöyledirl9:
dj ~ ~.S'!' .J ~ ~ U""" )..i ..:.Al
jl_;:>l I.J._,; , jl.;:>l l.ılx.. , ı).i..:Jlı l:-ıJ
Alfabetik tertipleri
ı. Miftahü '1-Fürs (tlf. 127611859)
Mehmed Nehicüddin İbn Aşir Efendi
Miftahü'l-Fürs, Tuhfe-i Vehbi'de mevcut Farsça kelimelerin alfasetik tertibi
olup Mehmed Nehlcüddin İbn Aşir Efendi tarafından hazırlanmıştır. Mehmed
Nehicüddin, Süleymaniye Kütüphanesi bünyesinde bulunan Aşir Efendi
Kolleksiyonu'nun sahibi Şeyhülislam Reis-zade Mustafa Efendi ( 1729-1804 )'nin
torunudur.20 Değerlendirmede esas alınan nüsha, Miftahü'l-Fürs'ün orjinalı
olmayıp, eserin adı bilinmeyen biri tarafından bazı ilavelerle yeniden yazılmış bir
nüshasıdır.21 Eserin aslı tesbit edilememiştir.
Miftahü'l-Fürs, Farsça bir kelimenin Tuhfe-i Vehbi'de kolayca
bulunamayacağı ve harekesinin bilinemeyeceği düşüncesiyle hazırlanmıştır.
Maddelerin tertibinde Ahter-i keblr örnek alınmış ve tertipte kelimelerin ilk ve
ikinci harfleri esas alınarak ilk harfler bab, ikinci harfler ise fasıl kabul edilmiştir.
Maddeler 28 bab ve yaklaşık 666 fasıl başlığı altında toplanmıştır. Farsça
kelimelerin okunuşları yazıyla kaydedilmiştir.
Eserin mukaddimesinde verilen bilgilere göre, kelimelerin okunuşları ve
Türkçe karşılıklan verilirken Burhan-ı katı', Lügat-i Ni 'metullah, Lügat-ı Deş'işe
ve adları zikredilmeyen diğer sözlüklerden istifade edilmiştir. Mukaddimeden
1 9 Nüsha ve tavsifi için bk. K. Wilhelm Zettersteen, Dıe Arabischen, Persischen und Turkisclıen
Handsclıriften Der Universitatsbibliotlıek zu Upsala, c. II, Upsala 1935, s. 355.
20 Mustafa Aşir Efendi için bkz. Diyanet Vakfı Istam Ansiklopedisi, c. IV, 8.
21 Nüsha tavsifi: Süleymaniye Ktp. Tercüman Gazetesi Kitaplığı, nr Y. 14. Desenli. cetvelli
deri bir cilt içinde; 200x 135 (135x90) mm. ebadında, muhtelif satırlı, 1 19 varaktır. Serlevha
tezhipli, sayfalar cetvelli olup fasıl başlıkları cetvel ve parantez içine alınmıştır. Nesih hatla
yazılmış olup müstensihi belli değildir. Eserin adı serlevhada Miftahu'l-Fürs şeklinde
kayıtlıdır. Tavsif için ayrıca bkz. Günay Kut, Tercüman Gazetesi Ktp. Türkçe Yazmalar
Kataloğu, c. I, İst. 1989, s. 327-328.
TDHFE-İ VEHBI ŞERHLERİ 229
anlaşıldığına göre Miftahü'l-Fürs, önce Mehmed Nehicüddin İbn Aşir Efendi
tarafından yazılmış, daha sonra adı bilinmeyen biri tarafından bir takım ilavelerle
tamamlanmıştır. Miftahü'l-Fürs'ün bu yeniden düzenlenmiş şekli, nüsha
sonundaki i tınarn kaydına göre Cemazi yelahir 1276/ Aralık 1859 tarihinde
tamamlanmıştır. Önsözde eser hakkında şu bilgiler verilmiştir:
" ... Efazıl-ı ulema-i izam ve meşahir-i şu'ara-yı kirarndan Vehbi Efendi
hazretlerinin kuvve-i kanha-i fazılaneleriyle tasnif huyurdukları Tuhfe-i nadire-i
celileleri, erbab-ı kemal tarafından fevka'l-gaye tahsin ve bir harfine itale-i !isan
etmeyüp ve etmek dahi vücfihiyle adab-ı insaniyetİn mugayiri bulunmuş ise de,
ba'zılüzfimu görülen lügatın bila-meşakket bulunması muhal olduğundan ma'ada
mültezem olan lügatin hurfifat-ı Farisiyesiyle i'rabı keyfiyetine ittiiii'-ı tamme hasıl
olmadığından bu 'abd-i 'aciz-i kihter ve kalilü'l-biza'a ve musfir-i şeyhu'I-İslam-ı
esbak 'Aşir Efendi-zade hafidi Mehmed Nehicüddin İbn 'Aşir Efendi Tuhfe-i
eellle-i mezkfir 'adeten Ahter-i kebfr usfil-i sehfilet-şumfilüne tedvin ya 'ni hurfif-i
tehecd üzere her bir lügatın evvel ve ikinci harflerine i 'tibaren cüst-cfi kılınmak
kasdıyla ( ... ) 'acizane ve kasiriine tertib ve Miftahü'l-Fürs namıyla dahi tavsif
kılınmış ise de, mosannif-i müşaru'n-ileyhin nüshasında hasebü'n-nazm dörtyüz
toksan fasıldan mütecaviz noksan bulunduğundan ziyadesine bakmayup da olduğu
gibi tanzim kılınmış olsa gayet evfak ve çok şeyden beri ve bi-revnak olacağından
Burhan-ı katı' ve Ni 'me tutlah ve Deş'işe ve sair lügat-ı mu 'teberelerden her birinin
h urufat-ı Farisi ye ve i 'rabı beyan o lınarak hurfif-i Acemiler mukayyed ve
'Arabiler mutlak gösterilerek yüz seksen altı fasıl dahi ilave ve bakisine
ı!.ı ·c. . ._,.. •..i" • .1 .~ ·t.ve J kıt'asıyla cevab verilüp ol surette tekmil ... "(yp.
1 b-2a).
Başı (yp. lb):
i.).,::- ı.sı iJL...,.,I ~.,L;.;.,_;I J iJ~ ~.) iJI ~~ "J ı... ..,...~ J ~u ı..r. ~ ... r
ı.SP w ı.S Lı "J ~ ~ .ı.,41 ~ ~ _,la.L. ~ y ~ .yı .JA .AA.ı Lol . . . .s IJ
••• ~..L:.i~
Sonu ve i tınarn kaydı (yp. 119b ):
~.~..ol::.> •-h~ J ~L..:. ~ )~"JI J~ J 4-LA.. ~ .ı~"JI ~Wl J ...
..lll J ıi:Jt.. J ~ J ..:;...... ~ u"WI ı.>~4
230
Nazire ve Tazminleri:
1. Tazminat-ı Tuhfe ve Nuhbe ( tlf. 1263/184 7)
Mehmed Lebib
YUSUF ÖZ
Sünbülzade Vehbi'nin Tuhfe-i Vehbi ve manzum Arapça-Türkçe bir sözlük
olan Nuhbe-i Vehbi'nin muhtelif kıt'alanndan seçilmiş beyitlere bir, iki ya da üçer
beyit ilavesiyle meydana getirilmiş bir eserdir. Mehmed Lebib tarafından telif
edilmiştir.
Eser22, Tuhfe-i Vehbi ve Nuhbe-i Vehbi'den seçilmiş beyitlerin Türkçe
açıklaması mahiyetindedir. Tazmlnat-ı Tuhfe ve Nuhbe 687 beyitten oluşan 29
kıt'a ve 24 beyitlik bir hatime olmak üzere toplam 711 beyittir. Birinci kıt'a
"besmele", "hamdele" ve "salvele"ye (s. 2-4), kaside tarzında yazılmış ikinci ve
üçüncü kıt'alar (s. 4-8) da Sultan I. Abdülmecid'in övgüsüne ayrılmıştır.
"Tahmis-i mutarref" başlığını taşıyan 29. ve son kıt'ada (s. 51-52) beşer beyitlik
14 tahmis yer almaktadır. Eserin hatime kısmında (s. 53) da bazı Farsça deyim ve
ıstı1ahlar ile müellifin Farsça manzum sözlük yazabileceğine delil olarak yazdığı
bir "deneme" yer almaktadır. Eserde Tuhfe-i Vehbinin yalnızca 21 kıt'asından
seçilme toplam 203 beyit bulunmaktadır. Diğer beyitler ise Nuhbe-i Vehbinin
muhtelif kıt'alarından seçilmiştir. Müellife ait beyitler, adları anılan sözlüklerden
seçilen beyitlerle nazmedilmiş Farsça ya da Arapça kelimelerin anlamlarına yakın
manzum sözlerden ibarettir. Talımisierin yer aldığı 70 beyitlik 29. kıt'a hariç,
diğer kıt'aların beyit sayısı 14 ile 41 arasında değişmektedir. Tuhfe-i Vehbi'den
seçilen kıt'aların belirtilmesi amacıyla, Vehbi'nin kıt'a başlarına yazdığı Farsça
mısra şeklindeki başlıklar da ilgili kıt'a başlarından aynen yazılarak Tuhfe-i
Vehbi'ye ait kıt'alara işaret edilmiştir. Tuhfe-i Vehbi'ye ait kıt'alarda yer alan
beyitlerin hepsi esere alınmamış, yalnızca bazı beyider seçilmiştir.
Tazmlnat-ı Tuhfe ve Nuhbesadece bir kez basılmıştır.
2.Mu'araza
Maşi-zade Derviş Fikri
Bağdatlı İsmail Paşa, Amasyalı şair Maşi-zade Derviş Fikri ( ölm. 992/1584)
hakkında bilgi verirken Tuhfe-i Vehbi için "Mu'arıza" adıyla bir nazire yazmış
olduğunu da kaydetmektedir.23 Maşi-zade Derviş Fikri'den bahseden diğer
kaynaklar, bu şair ve müellife Mu 'fmza adıyla bir eser nisbet etmemektedirler.24
22 Esas alınan nüsha: Tazmfnat-ı Tulıfe ve Nuhbe (İst. 126311847, Takvimhane-i Amire, 53 s.).
23 Bkz. Esma'ü'l-mu'ellifin, 1, 363.
24 Müellif ve eseri için bkz. Keşfu'z-zunun, nşr. Ş. Yaltkaya, R. Bilge, c. I, İst. 1941, s. 4,
249; Latifi, Latifi Tezkiresi, haz. Mustafa İ sen, Ankara 1990, s. 178; Kınalı-zade Ha,an
TUHFE-i VEHBI ŞERHLERİ 231
Diğer taraftanMaşi-zade Derviş Fikri'nin bu eseri Tuhfe-i Vehbi için kaleme almış
olması da imkan dahilinde değildir.
3. Nazfre-i Tuhfe-i Vehbi
Mehmed Emin Sabri
Mora'nın Anabolu kasabasında doğan Mehmed Emin Sabri (1768-1813) de
Tuhfe-i Vehblye Türkçe, Farsça ve Rumca olarak bir nazire yazmıştır. Karayılanzade
adıyla bilinen Mehmed Emin Sabri'nin divanını Divan-ı Sabri adıyla
neşreden (Bursa 1292/1875, Hüdavendigar matbaası) Eşref Bey, divanın sonunda
yer alan bir yazısında Mehmed Emin Sabri'nin Tuhfe-i Vehbi'ye Türkçe, Farsça
ve Rumca nazireler yazdığım kaydetmiştir.25
4. Nazire-i Tuhfe-i Vehbi
Ziya Paşa
Tuhfe-i Vehblye nazire olmak üzere kaleme alınmış manzum sözlüklerden
biri de şair Ziya Paşa (1825-1880)'ya nisbet edilmektedir. Fatin, Tezkire'sinde
Ziya Paşa'nın eserlerine dair bilgi verirken "Vehbi Efendi merhfimun Tuhfe'sine
nazire-gune bir adet lügat-namesi ( ... ) vardır" demektedir.26 Bu bilgi bazı
kaynaklarda da tekrarlanmaktadır.27 Ziya Paşa ve eserleri hakkında daha sonra
yapılmış araştırma ve yayınlarda ise böyle bir eserden hiç bahsedilmemektedir.28
Tuhfe-i Asım (tlf. 1213/1798)
Mütercim Ahmed Asım Efendi
Tuhfe-i Vehbi taklit edilerek yazılmış manzum sözlüklerden biri de Tuhfe-i
Asım'dır.
Fi'rı1zabadi'nin kısaca KamCtsu'l-muhit adıyla bilinen Arapça sözlüğünün
Kamus tercümesi ya da Kamus-ı OkyanCts adıyla Türkçeye tercüme etmekle
"mütercim" ünvanını alan Ahmed Asım Efendi'nin29 1213/1798 yılında Tuhfe-i
Asım adıyla nazmettiği Arapça-Türkçe sözlük, Tuhfe-i Vehbi'ye nazire olarak
kaleme alınmıştır.
Çelebi, Tezkiretü'ş-şu 'ara, nşr. İbrahim Kutluk, c. II, Ankara 1989, s. 769-770; Künhü'lalıbar'ın
tezkire kısmı, haz. Mustafa isen, Ankara 1994, s. 258; Osmanlı Müellifleri, II, 363.
25 Bkz. İbnülemin M. K. İnal, a. g. e. , III, 1546; Osmanlı Müellifleri, II, 286-287.
26 Fatin, a. g. e. , s. 249.
27 Bkz. Esma'ü'l-mıiellifin, I, 508; İbnülemin M.K. İnal, a. g. e. , IV, 2052.
28 E.J.W. Gibb, A History of Ottoman Poetry, c. V, London 1967, s. 41, 65; Osmanlı
Mııellifleri, Il, 294; M.Kaya Bilgegil, Ziya Paşa U zerinde Bir Araştırma, c. 1, Ankara 1979.
29 Mütercim Asım için bkz. fA, l, 665-673.
232 YUSUF ÖZ
İki mesnevi:den meydana gelen bir giriş, 66 kıt'a ve 3 mesnevi: olmak üzere
toplam 1451 beyitten oluşan bu sözlüğün başında yer alan ikinci mesnevi:sinde
müellif, Tuhfe-i Vehbi tarzında Arapça bir tuhfe yazmak istediğini ve eserini de
Tuhfe-i Vehbi'ye nazi:re maksadıyla nazmettiğini ifade etmektedir.30 Mütercim
Asım, eserin sonunda sözlüğün adını, telif tarihini verdiği beyiderden önce, bu
makasadmı şu sözlerle ifade etmiştir:
Ben dahi tanzire Vehbi Tuhfe'sin
İbtidar etdim bu nazına ibtida
Şimdi tekmilinde tarihin dedim
Tuhfe-i 'Asım da buldu intiha31
Tuhfe-i 'Asım'ın yalnızca bir baskısı mevcuttur (Bulak, 125411839, Bulak
Matbaası, 70 s.).
Tuhfe-i Vehbi'nin yazıldığı XVII. yüzyılda mensuı ve manzum olarak telif
edilen sözlük sayısı, önceki ve sonraki yüzyıllara göre daha fazladır. Bu yüzyılda
24 sözlük hazırlanmış olup bunlardan 14'ü mensur, lO'u da manzumdur. Ancak
bu manzum sözlükler Tuhfe-i Vehbi kadar alaka görmemiştir. Diğer manzum
Farsça-Türkçe sözlüklerden Bahru'l-gara'ib, Tuhfe-i Şahidi, Arapça-FarsçaTürkçe
sözlüklerden de Nazmu'l-Cevahir şerhedilmiştir. Adlan anılan sözlükler
arasında en çok çalışma Tuhfe-i Şahidi ve Tuhfe-i Vehbi üzerine yapılmıştır.
Tuhfe-i Şahidi için yazılan eserler 60'a yakındır. Bu şerhler de klasik tarz dil
öğretiminde rağbet görmüş sözlükleri ortaya koymaktadır.
30 Mü tercim Asım, Tuhfe-i Asım, Bulak 1254/1838, s. 4; Eser hakkında ayrıca bkz. Hulusi
Kılıç, Tıirkçede Arap Leksikographiesi Çalışmaları, Basılmamış Yüksek Lisans tezi, Konya
Yüksek İsiilm Enstitüsü, Konya 1972, s. 95-96; Günay Kut, a. g. e. , I, 332.
3 1 Mütercim 'Asım, a.g.e., s. 70.

Konular