AHMED-i DA'i'NiN FARSGA DIVANINDA IRAN §AIRLERiNiN ETKiSi

F. TULGA OCAK
Ozet: XIV.yiiz.yil sonu ve XV. yiizyil ba§inda ya§ami§ olan Ahmed-i
Dai.kaynakiara gore Germiyan sahasinda yeti§mi§ daha sonra Yildirimin
Germiyan beyi Suleyman §ahin kizi He evlenmesi miinasebetiyle cehiz
olarak Osmanlilara verilen Kiitahya §ehrine Osmanhlarin geligiyle
Osmanli sahasina gegtigi tahmin edilmektedir. Yildirimin oliimiinden
sonra Qeng-name isimli mesnevisini sundugu Emir Stileymamn sarayinda
gordiigumiiz Ahmed-i Da'i iizerinde monograflk bir galigma yapan Hikmet
Ertaylan'dan sonra Kahire'de buldugu Ahmed-i Da'Vnin Tiirkge Divan niishasi
ile Tunca Kortantamer onun hayati ve §iirleri konusunda yeni bilgiler
Have etmigtir. Bu ara§tirmada, Ahmed-i D a’Vnin Haci Hayrettin Pa§a'ya
sundugu Iran Edebiyati Irak Uslubu ile yazilmi§ olan Farsga Divamndaki
liirlerinde Iran §airleriden ozellikle Zahir, Sa ‘di, Hafiz etkisi iizerinde durulmuptur.
Anahtar sozciikler: Ahmed-i Da'i, Farsga Divan, Sebk-i Iraki,, Zahir,
Sa'di, Hafiz, Mevlana
Summary: Ahmed-i Da'i, Anatolian poet o f the late 14th century and the
early 15th century, is one o f the early represantive o f Ottoman poetry.
Tazkaras gives very little is known about his life except that he was from
Garmiyan region at the age o f Sulayman Shah and his son Yakub I I, after
the city o f Kutahya was given as a trousseau at the marriage o f Yildirim
with the daughter o f Suleyman Shah to Ottomans.Probably like the other
poets o f Garmiyan state as Ahmedi and Hamzavi Ahmed-i Da'i accepted as
an Ottoman poet.After Yildirim's death he was at the court o f Amir
Sulayman, the great son o f Yildirim to whom he wrote an origanal masnavi
named Chang-name.After Ismail Hikmet Ertaylan's work on Ahmed-i
Da'i , Tunca Kortantamer
has found a new copy o f Ahmed-i Da't’s Turkish Divan in the library of
Cairo in which some unknown poems are faund and in the light o f these
new poems Kortantamer added some new knowledges to Ahmed-i Da'i's
biografy. Ahmed-i Da'i
who has a lot o f translations from Persian to Turkish also has a Persian
diwan dedicated to Haci Hayraddin Pasha writen in 819 h.In this article we
pointed at the influence o f Iraqian school o f persian litrature and poets
like Zahir, Sa'di, Hafiz and Mawlana at Ahmed-i Da'i's Persian diwan
Keyword: Ahmed-i Da'i, Persian diwan, Iraqian school, Zahir, Sa'di,
Hafiz, Mawlana
Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakiiltesi Turk Dili ve Edebiyati Boliimii Ogretim Uyesi
2 0
AHMED-1 DA'i'NlN FARS£A DlVANINDA IRAN §AlRLERlNlN ETKtSl
Kaynaklara gore dogum yeri Germiyan olan Ahmed-i Da'T, once Germiyan
hiikiimdari Siileyman §ah (1361-1387) ve II. Yakup (1387-1390; 1402-1428), sonra
Osmanli padi§ahi I. Beyazid (1386-1403), oglu Emir Suleyman (1403-1410) ve
onun ku5tik karde§i £elebi Sultan Mehmed (1410-1421) ve onun oglu II. Murad
(1421-1432) donemlerinde ya§ami§tir. Yildinm'in karisi olan Germiyan oglunun
kizi tarafindan Osmanli ulkesine cihaz olarak eklenen §ehirlerden Kiitahya'ya,
Yildirim vali olarak geldigi zaman (1378-1389) AhmedT, kardeji HamzevT gibi,
Ahmed-i DaTnin de Osmanliliga baglandigi ve Yildinm'in tahta giktigi siralarda,
biiyiik oglu Emir Suleyman hizmetine gegmij oldugu tahmin edimektedir. Ahmed-i
DaTnin Germiyan hiikiimdarlanna baglihgi konusunda Prof. Ismail Hikmet
Ertaylan'in "Ahmed-i Da'T Hayati ve Eserleri" ba§likli, §airin hayatini ve eserlerini
kaynaklarm i§iginda ortaya ?ikaran 9ali§masinda Germiyan sahasinda yeti§tigine
kesin gozii ile bakilir. Prof. Dr. Tunca Kortantamer tarafindan Kahire'de bulunan
Ahmed-i DaTnin Tiirk§e Divam'nm bir niishasi daha once Prof. Dr. Ahmet Ate§
tarafindan bulunan Burdur niishasi ile kar§ila§tirilmi§, §airin hayati ve eserleri
hakkinda §imdiye kadar bilinmeyen bir 90k karanlik noktayi aydinlatilmi§, yajadigi
doneme ve eserlerine i§ik tutulmu§tur (Kortantamer 1997a: 31-32). Aynca, Prof.
Dr. Kortantamer, Ahmed-i DaTnin eseri olarak bilinen Mutayyabat 'in, miistakil bir
eser olmayip §airin Tiirk§e Divanindan alinma manzumeler oldugunu ortaya
koymu§tur. §airin Germiyan beylerine intisabi konusunda ise, Tiirkge Divam'nm
bahis konusu olan niishasinda da devrinde ya§adigi ve intisap ettigi soylenile gelen
Germiyan Beylerine yazilmi§ herhangi bir kasidesinin veya ba§ka bir manzumenin
bulunmayi§i, Yakup Bey'e sundugu yegane eser olan "Ta'bir-name Terciimesi"nin de
§airin Germiyan Beyleri ile ilifkisi konusunda kuvvetli bir delil olmayip 1427
yilinda II. Murad'i ziyareti sirasinda sunulmu§ olabilecegi dujiincesini belirtmigtir
(Kortantamer 1997a: 35). Osmanlilardan I. Suleyman (Emir Suleyman) sarayina
baglanarak (Jelebi Mehmed ve II. Murad zamaninda Osmanli hanedanina hizmet eden
ve II. Murad'in §ehzadeliginde ona hocahk etmi§ olan bu bilgin Turk §airinin hayati
ve dogum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber ya§adigi donemin XIV. yiizyil
sonu ila X V . yiizyihn ilk yarisi oldugu kesindir. Ahmed-i DaTnin iyi bir dint ve
edebi egitimden gegtigi, bu yolda kadiliga kadar yiikseldigi ve devrinin ulemasindan
oldugu kaynaklarda belirtildigi gibi eserlerinden de anla§ilmaktadir. DS‘i ‘nin egitim
ve bilgi diizeyi hakkinda bize en dogru ve en esasli bilgiyi verecek kaynak, onun
kendi eserleridir. Veliit bir §air olan Ahmed-i D a T ye ait elimizde manzum, mensur,
telif ve tercume bir 50k eser bulunmaktadir (Ertaylan 1952: 65-191). Bu eserler
incelenince onun, kendi zamanmin ilmini ve Arap§a ile Fars9a'yi 90k iyi bilen bir
§air oldugu goriiliir. Kur’an, tefsir ve hadis ilimlerinden ba§layarak mev'izeye, tarihe,
teressiile, lugate, aruza, riyaziyeye, heyete, fala, tabire ve nihayet tibba varincaya
kadar devrinin biitiin ilimlerine ait terciimelerinin oldugu gibi, Tiirk9e ve Fars9a'daki
bilgisinin derinligini gosteren divanlari, mesnevi ve diger manzumeleri vardir. Bu
alim kadi, devrinde ilme onem verilmediginden Tiirk9e-Fars9a divanlarinda, (^engnamesinde
ve diger eserlerinde §ikayet eder. Vestletii'l-Miiluk adli eserinin
mukaddimesinde "Qiinkim 'ulemaya ba'zi evkatda umera ve selatin huzQruna varmak
ca'iz ve lazim oldiysa lacerem ‘adet-i nas §oyle carl olmi§dur kim her ki§i bihasbi'ttake
tuhfe ve armaganla vara ve dahi her ki§iniin armagani kendiiye layik vii
miinasib ola ehl-i ‘ilmden armagan bab-i ‘ilmden ola" 21
F. TULGA OCAK
sultanlarin huzuruna gikma izini ve geregi oldugu zaman §tiphesiz adet oldugu iizre
herkes kendi takatimn elverdigi kadar armagan ve hediye ile gider; ilim ehlinin
armagani da ilim konusunda eserler olmalidir> (Ertaylan 1952: 9) diyerek kendisinin
ulema sinifindan oldugunu belirtirken telif ve terciime eserlerinin foklugunun bir
nedenini de belirtir. Fars?a divaninda ise
. . . . . I V
- L ~ I LkMj iS j I jA
i>? j^ j ^ 1 j *»
f a u* J ^
(Ocak 1973: 258).
(Benim malim sozdiir ama soziimden anliyan yok. Benim ba§ima gelenleri
goklere feryad olarak ula§tirayim. £erhin cefasindan oyle 50k zulumlar gordiim ki,
gonliimiin derdini a^klayabilmem miimkin degil)
diyerek ya§adigi donemde yegane metai sozii olan §airin, soziinii anlayan devlet
buyiiklerinin olmamasindan duydugu sikinti ve §ikayet dile getirilmi§tir. Beyazid'in
oliimunden sonra Anadolu'da ya§anan Fetret devrinin kari§ik ve sikmtih gunlerini
ya§ayan §air, Tiirkcje Divam'nda da bu sikintilan dile getirmi§tir. Prof. Dr. Tunca
Kortantamer'in tesbitinden Emir Siileyman'a yazdigi bir kasidesinde Emir
Stileyman'in bir koyiin gelirini D aT ye verdigi fakat devrinin kazi‘l-kuzat'inin, onun
bu geliri almasini engelledigi anla§ilmaktadir. D a‘i, bu kasidesinde kendisine
haksizlik ederek Emir Suleyman tarafindan gegimini temin i?in verilen gelirin
almmasini engelleyen Kazi'l-kuzati yerip onun yetim mall ve ru§vet yediginden
bahsederek kendisinin rii§vet yemedigini belirtir. Kaynaklarin, Germiyan’da kadilik
yaptigini belirttikleri Ahmed-i Da'i'nin bu manzumesinden Emir Suleyman
doneminde de kadilik gorevini siirdiirdiigii anla§ilmaktadir:
"§likur kim ri§vet yim ezven ya degiil mal-i yetim
Padi§ah hayrindan ol bir sadakadur yahod zekat"
(K ortantam er 1997a: 48-49)
XIV. yiizyilda Germiyan §evresi hakkinda vesikalar pek az olmakla beraber
Germiyan $evresinin XIV. yiizyilda kiiltiir merkezi olarak 90k geli§tigini §eyhoglu,
Ahmedi, Hamzavi, §eyhi ve nihayet Ahmed-i D a‘i gibi edebiyatimizin belli ba§li
simalanni yeti§tirmi§ olmasina bakarak soyleyebiliriz. II. Yakub'un 50k verici bir
bey oldugu kaynaklarda belirtilmi§tir. Ahmed-i D a‘i, II. Yakub adina Farsgadan
Turkgeye Kitab-i T a‘bir adh eseri ?evirmi§tir. Yukarda da belirtildigi gibi, Germiyan
Beyi Yakub adina bundan ba§ka eseri olmamasi, Germiyan sahasinda ya§adigi
konusunda Prof. Dr. Tunca Kortantamer'i kujkuya du§iirmii§, "Ahmed-i DaTnin
Germiyan oglu II. Yakub i§in yazdigi Tabirname Terciimesi'ni, onun Germiyan
sarayinda ya§adigim gosteren yeterli bir delil saymak sakincali olur; fiinkii Da'i'nin
II. Murad'in saltanatinin ilk yillannda ya§amakta oldugu, artik kesinlikle ortaya
?iktigina gore, eser, elinin a^kligi ile iin salan Yakub Bey'e, 1427 yilinda II.
Murad'i ziyareti sirasinda da sunulmu§ olabilir. Bundan ba§ka, Osmanli ijevresinden
birara ayrihp illerde dola§mi§ olan DaTnin kisa bir siire Germiyan'da kalip eseri bu
2 2
sira yazdigi da dii§iiniilebilir" (Kortantamer 1997a: 35) yorumunu yaptirmi§tir.
D aT n in Osmanli saray gevresine ne zaman girdigi bilinmemekle beraber
Emir Siileyman'in taht miicadelesinde onun yamnda oldugu, igkiye eglenceye 90k
dii§kiin olan, Yildinm'in 90k sevdigi Suleyman §ahim diye hitabettigi ogluna i§ki
meclislerini konu alan bir 90k kasidenin yamsira £eng-name'yi de 808 §evvalinde
(1406 Mart) Emir Siileyman'a sundugu bilinmektedir. Bu sirada Emir Suleyman
Bursa'da bulunmaktadir, Mehmed Qelebi ise Amasyadadir. Emir Siileyman'in
oliimiinden sonra £elebi Mehmed'e intisap etmi§, onun oglu II. Murad'in
§ehzadeliginde hocaligini yapmi§tir. Murad'a hocaligi sirasinda ‘Ukud ii'l-cevahir
isimli manzum liigati sunmu§tur. Kortantamer, DaTnin Mehmed £elebi i^in bir
mersiye ve II. Murad'i oven U9 §iirinin bulunmasinm, §airin oliimiinii II. Murad'in
tahta ge9i§inden sonra oldugunu, Murad adina terciime ettigi Tezkiretiii-Evliya'nin
§airin oldugu konusundaki ku§kulari da tamemen ortadan kaldirdigim belirtir
(Kortantamer 1997a: 8).
Ahmed-i DaTnin mensur olarak Ebu'l-Leys-i Semerkandi Tefsiri Terciimesi,
E§kal-i NasTr-i Tusi Terciimesi, Tezkiretii'l-Evliya Terciimesi, Teressiil, T a‘birname
Terciimesi, Cenan-i Cinan, Siracii'l-Kulub, Tibb-i Nebevi, M iftahu‘l-cennet,
Vesiletii‘l-Muluk li Ehli‘s-Suluk, manzum olarak Esrarname, TefsTr Terciimesi
Mukaddimesi, Camasbname terciimesi, ‘Ukudu‘l-Cevahir, Mansur-name Terciimesi,
Vasiyyet-i Nu§irevan Terciimesi, £engname,
Tiirk9e Divan, Fars9a Divan isimli eserleri; onun gogu terciime olmak iizere
bir 90k eser verdigini gostermektedir. Ahmed-i DaTnin devrinin devlet buyiiklerine
armagan olarak sunmak iizere 90gunu Fars9adan dilimize aktardigi terciimeleri
iizerinde incelenme yapilarak asillanyla kar§ila§tirilmalan faydali olacaktir.
Fars9a §iirlerinde Iran §airlerinden aldigi etkileri gostermeye 9ali§tigimiz bu
yazida soz konusu olan Ahmed-i DaTnin Fars9a Divam, Mehmed £elebi'nin Musa
£elebi'yi ortadan kaldirdigi 1413 yilinda, Mehmed Qelebi'nin veziriazami Amasyah
Haci Hayreddin Halil Pa§a'ya sunulmu§tur. Prof. Ertaylan, Haci Halil Bey'in
kimligini bulmakta gii9liik 9ekmi§, bu vezirin Osmancikli imamzade Halil Pa§a
olacagini belirtmi§ (Ertaylan 1952: 121), Prof. Dr. Kortantamer ise, Mustafa
Akdag'in "Turkiye’nin tktisadi ve l9timai Tarihi" adli eserine dayanarak, bu pa§anm
Amasyah Haci Hayreddin Halil Pa§a olmasi gerektigini, 9iinkii Mehmed £elebi
Musa £elebi'yi yenip fetret devrine son verdigi sirada Amasyah Haci Hayreddin
Halil Paja'nin veziriazam olarak gorev yaptigini belirterek bu hatayi diizeltmi§tir
(Kortantamer 1997a: 59). Bu divanin bilinen tek niishasi §airin kendi el yazisi ile H.
816 da yazilmi§, Bursa Orhan Gazi kitaphgindadir.
Divan bir mensur bir mukkaddime ile ba.slar, burada DaT, yine devrinden
«lol j j~as. y? ^
. >— I i-LiLi
(Ocak 1973: 160).
(Ama bu asirda, boyle kiymetli cevherlerin donemin fazdlari ve diinyanin edipleri
AHMED-I DATNIN FARS?A DlVANINDA IRAN ?AlRLERlNlN ETKtSl
2 3
F. TULGA OCAK
yaninda kiym eti kalmami§tir)
diyerek sanatkarlara kiymet vermeyen devrinin onde gelenlerinden §ikayet ederek
§iirle me§gul olanlarin uzlete ^ekildiklerini, fakat uzun yillar bu sanatla zihinlerini
geli§tirmi§ insanlarin sanatlanni terkedemiyeceklerini belirterek yazdigi bu eseri
hediye olarak Haci Halil Bey'e sundugunu belirtir.
Bu son derece akici ve giizel bir Fars?a ile yazilmi§ kisa sayilabilecek
dibaceden sonra Haci Halil Bey'in medhinde 25 beyitlik bir kaside ile divanina
ba§lar. Haci Halil Bey methinde 9e§itli uzunlukta 10 kita, 74 gazel ve beyitlerle
devam eder. Divanin sonunda §air bu eseri kendi kalemi ile yazdigini ve 816
senesinin cumadiahiresinin ortasinda tamamladigim belirtmi§tir.
Bu divanin iislubu iizerinde yaptigimiz incelemede, §airin Iran Edebiyati'nin
iisluplarindan daha 90k Irak Uslubu §airlerinin etkisinde kaldigi anla§ilmaktadir.
Anadolu'da Divan Edebiyati, ba§langicmdan itibaren Fars Edebiyatim kendine 5rnek
kabul etmi§, bu edebiyati zamanimn elverdigi imkanlan i9ersinde yakmdan takip
etmi|tir. Ahmed-i DaTnin eserlerini gozden ge9irdigimiz zaman, onun Arap9a'mn
yanisira bir 90k Fars9a eseri de Turk9eye aktarmasi hem bu dildeki bilgisini
gostermesi hem de Osmanli §iirinin kurulu§ yillarinda bu telif ve tercume eserlerden
edebiyatimizin aldigi ilk etkileri gostermesi bakimindan ilgi 9ekicidir. Ahmed-i
Da't'nin 90k ku9iik bir divan te§kil eden Fars9a §iirleri, onun Iran Edebiyatfm 90k
iyi bildigini, Zahtr-i Faryabt, Sadi ve Hafiz gibi Irak Uslubu'nun onemli §airlerinin
etkisinde kalarak bazen bu §airlerin beyitlerini ayni kelimelerle tekrar etmesi, bazen
aym mazmunu benzer bir §ekilde soylemesi hangi iisluptan ve kimlerden nasil
etkilendigini gostermektedir.
Iran Edebiyati dort iislup donemi ya§ami§tir. Bunlardan ilki olan "Sebk-i
Horasant", lO.y.y.dan 12.y.y kadar devam eder. Horasan Maveraiinnehir'de yeti§en
§airler tarafindan ba§latildigi i9in bu adi alir. Katran, Rudeki ve Firdevsi bu ekolun
en onemli §airleridir. Sebk-i Iraki, 12. yy'in ortalanndan ba§lar. Bu ekolu meydana
getiren, Enven ve Seyyid Hasan-i GaznevT gibi bazi Sebk-i Horasant §airleri olmu§,
Azerbeycan ve Irak bolgesinin Nizami-i Gencevi ve HakanT gibi §airler bu ekolu
devam ettirmi§lerdir. Bu ekolde, istiare, kinaye gibi edebi sanatlar sozii suslemek
i^in kullamlmi§, dii§unce tarzinda, maksadi ifade §eklinde ve Arap9a kelimelerin
kullamli§inda sozii sade olarak ifade eden, soz sanatlanni 90k kullanmayan Horasan
Ekolii’ne gore biiyiik bir degi§iklik meydana gelmi§tir. Bu ekol 12.yy sonuna kadar
Sebk-i Horasant ile kan§ik bir §ekilde kullamlmi§, ancak 13. yy'dan sonra miistakil
bir iislup olarak kendini ortaya koyabilmi§tir. Bu §eklin kurucusu Sa'dt olmu§tur.
Sa'dt, gazel ve diger §ekillerde esasli duzeltmeler yapmi§, Irak Ekolu §airleri Sa'dt'yi
takip etmi§lerdir. Sebk-i Irakt'nin belli ba§li ozellikleri §u §ekilde ozetlenebilir:
A- Arap9a kelimelerin ve terkiplerin Se^uklu doneminden itibaren Fars nazim ve
nesrinde etkisi fazlala§mi$tir. Iranli §airlerin dint ilimlerde ve Arap
edebiyatindaki bilgisi onlarin Arap Edebiyati'm taklit etmelerine ve Arap9a
kelimeleri Fars9aya sokmalanna sebep olmu§tur. Boylece Sebk-i Horasant'nin
sade Fars9asi Arap9a kelimelerle §iir dilini doldurmu§tur.
B- Sebk-i Iraki §iirinde, asil maksat §airin hiinerini, bilgisini ve maharetini
2 4
gostermektir. Dolayisiyle kinaye, istiare 90k fazla kullamlmi§ bunun yaninda
ilmi terimler de fazla kullamlarak §iir genellikle herkesin anlayamayacagi bir
hal almi§tir.
C- Tasavvuf §iiri 90k etkilemi§, 12. yiizyildan itibaren bu etki 90k derinle§mi§,
mutasavvif §airlerin kendi inan9lari dogrultusunda soyledikleri tasavvufT
§iirlerin yam sira diger §airler de sofllerin dilini ve terimlerini §iirlerinde
kullanmijlardir.
D- Bu donem §air ve yazarlanndan 90gu, ya§adiklari donemden §ikayet ederler.
Ruzgarin cefasi, insanlarin cehaleti, fazillarin zavallihgi onlari iizer ve
insanlan uzlet ko§esine 9ekilmeye, toplumdan uzakla§maya te§vik eder.
HakanT'nin ve Nizami'nin fahriyelerinde bu §ikayet ve telkin sik9a goriiliir. Bu
donemde §airler, hicve 90k yer vermi§lerdir. Kendini ovme, makama
ula§amamanin sitemi bu donem §airlerinin §iirinin 90gunu kapsar.
E- Sebk-i Iraki §airleri, nazim §ekillerinden en 90k gazel, mesnevi ve riibai'ye
onem vermi§tir. Kaside, Horasan ekoliindeki onemini yitirmi§tir. Esasen bu
donemde Iran'da Sel9uklu imparatorlugu’ nun zayiflayarak dagilmasi sonunda
9e§itli Atabeklerin kurulmasi ile gii9lu ve biiyiik bir devletin yoklugu da bu
donemde kasidenin yerini ve onemini gazele terketmesinin sebeplerinden bir
digeri olmu§tur. Gazel, insanin kendi duygulanni dile getirir, meth edecek
insana ihtiya9 yoktur. I9ine donuk olan bu iislup §airleri, bundan dolayi gazeli
tercih etmi§tir. Mesnevi, irfant ve egitici konular ile bu ekolde 90k onem
kazanan diger bir nazim tiirii olmu§tur. Senai'nin "Hadikatti‘l-Hakika" ile bir
§aheser vucuda getirmesiyle tasavvufT mesnevi biiyiik ilgi kazanmi§tir. Ondan
sonra Attar, mesnevilerini yazmi§, Mevlana, mana ve lafiz yoniinden Fars
Edebiyati'mn olm ez eseri olan M esnevi'sini vucuda getirmi§tir. Iran
Edebiyati'nda rubai, kisa ve ho§ ahengli bir vezne sahip oldugu i9in §airlerin
fikirlerini kolayca ifade ettikleri bir nazim §ekli olmu§tur. Atabekler
doneminde iran’da kaside ancak bagi§ ve vazife yapmak igin yazilmi§tir. Lafiz
sanatlarimn kullamlmasi Sebk-i Hindi ile 15. yiizyilda ba§lami§tir. Son
zamanlara kadar Hindistan ve Afganistan'da takip9ileri olan bu iislupta gazel
soylemek onemini yitirmi§tir. ince mazmunlar ve §airane hayaller sade
keiimeler ve sokak dili ile ifade edilmi§tir. Karma§ik kinaye ve istiareler, lugaz
muamma ve tarih soylemek onem kazanmi§tir. Saib-i Tebrizi, Kelim-i Kajani
bu ekoliin onemli §airleridir. 15-16-17-18. yiizyil §airleri hep bu ekolii takip
etmi§lerdir. Devre-i Bazge§t-i Edebi yani Irak ve Horasan ekoliine donii§ ise 18.
yiizyilda isfehan ve §iraz'da ba§lami§ olan bir harekettir. Mii§tak, Hatif, Lutfali
Azerbegdili gibi §airler bir enciimen kurarak Sebk-i Hindt’yi birakmaya karar
vermi§ler, gazeli ince mazmunlardan kurtarmak istemi§lerdir. Bu hareketle
kasidede Horasan Ekoliine doniilmiijtiir.
Sebk-i Iraki'nin §iddetle etkisinde kalarak Fars9a §iirlerini yazmi§ olan §air,
bu §iirlerinde yaratici olmaktan 90k Iran §airlerinin etkisinde kalmi$ oldugunu ,
bazan ayni mazmunu bu etki ile ayni kelimelerle tekrar etmeye kadar ileri gotiirmii§
oldugunu goriiriiz.
AHMED-1 DATNlN FARS^A DlVANINDA IRAN §AlRLERlNlN ETKlSl
2 5
Sadi'nin Giilistan'indaki birinci babin, 12. hikayesinde bulunan "Bir zalimi
ogle vakti uyumu§ gordiim, bu fitnedir uyumasi daha iyi " anlammi ta§iyan, "Fitne
uyumu§tur. Allah onu uyandirani lanet etsin" hadisinden (El-Mu'cem (t.y.): 60)
iktibas edilmi§ olan a§agidaki beyiti:
Aj 0 S jj I ( I I
(Sadi t.y: 81)
Ahmed-i Dai, Farsga Divam'mn 19. gazelinin 6. beyitinde, Sadi'nin bu
beyitinin ikinci rmsraim yalniz goftem kelimesi ve bir atif vavi ilavesi ile §u
§ekilde soylenmi§tir:
Ij l «^,i ii A ^ ■~.'V
Aj &«j j j- * ' j c ^**i 1 1*. l *._°
(Farsga Divan, 19 G-6)
(Diin gece, gdzlerini riiyada gordiim. Dedim ki bu fitnedir, uyumasi daha iyi)
Sadi'nin atasozii mahiyeti kazanmi§ birgok beyitini Ahmed-i D a ‘T„
gazellerinde genellikle bir misraim aynen tekrar ederek verir.
Sa'di
cAo*- ^ ur~-?c & y.
(Farsga Divan, 1 K -l)
(Ebedi ya§ama azigini kendi mezarina gonder, Kimse arkandan getiremez, sen kendin
gonder).
Ahmed-i D al
*j> jl J
jjL# jL j j £
(Farsga Divan, 19 G-4).
(Eger yapabilirsen kendinden once gonder, senden geriye kalacak olan §eyin yenmesi
daha iyidir.)
Sa'dfnin, “ dost, peri§an ve dii§kiinken dostun eline tutandir” ; diyerek
dostlugu en giizel §ekilde tammlami§ oldugu 90k tamnmi§ a§agidaki beyitini:
j i j
(Sadi (t.y): 95).
Ahmed-i Da'i, ‘dost’ kelimesi yerine ‘yar’ kelimesini kullanarak yine hakiki
F. TULGA OCAK
2 6
dostun, insanm i§i bozulup kimsesiz kaldiginda elini tutarak yardim eden oldugunu
Sa‘dT etkisi ile §oyle ifade etmi§tir.
Ahmed-i Da'T
j j j jj I J Lj
L I j i i 1*31 j j L>
(Fars?a Divan, 56 G-6. 19.
(Yar, kimsesiz giinde sikintiya dii§mii§ dosta yardim eden kimsedir)
Ahmed-i D a‘T, Sadrazam Haci Halil Bey'e sundugu
jlf> jU uil
jijj uLr*^ 1$ ^ C~^S
beyitiyle ba§layan kasidesinde, ZahTr-i Faryabl'nin bir kasidesinden
Juli £jj jJU liLc j> iSJLf
s j I I j La LLm/ j Lj ^
(RazT (t.y.): 15 K-26).
(Hiiner anka gibi gizli kalirdi, humayi gaylaktan ayirt eden kimse olmazsa)
beyitinin ikinci misraim aynen tekrar etmi§tir:
Ahmed-i Da'T
y J
31> j I Lmw j L iS ^
(Fars?a Divan, IK-3).
(Sen kutlu ve yiice sadrazamdan ba§ka, humayi gaylaktan ayiracak insan nerede
vardir?)
Mevlana'dan etkilendigi yalniz bir beyite rastliyoruz. MesnevT'nin ilk beyti
olan
^ Cy&a- j j> ^ j
■LjT k—-j ^ t ~ j L?
(Mevlana 1350: 1)
(Dinle neyden hikaye etmekte, ayriliklardan §ikayet etmekte)
beyitini D a‘T, bir beyitinde aynlik §ikayetini hem gozii ile hem gonlii ile yiiz dille
ifade ettigini belirtir. "Ayriliktan §ikayet" ve beyitin sonunda “ i§it” emrini
kullanarak MesnevT'nin ilk beytini hatirlatir.
AHMED-t DATNIN FARSgA DlVANINDA IRAN §AlRLERlNlN ETKtSl
2 7
F. TULGA OCAK
j O^j j Lo
yj* Ia> Ji jjt I-i> j»l oJ*ii j I
(Farsga Divan, 62 G-4)
(Biz yiiz dilden ayriliktan §ikayet ederiz. Gdziimden ayri, gonliimden ayri i§it)
Lisanii'l-gayb lakabiyla taninan Hafiz-i §irazi’den ge§itli §ekillerde etkilenen
Ahmed-i DaTnin Farsga §iirlerinden bir kag ornek verelim.
“Rindleri ayiplama ey temiz ahlakli zahid, giinkii digerlerinin giinahlanni
sana yazmayacaklar” anlaminda bir beyitle ba§layan Hafiz’ in me§hur gazelini, D a‘i,
divaninda ge§itli §iirlerinde taklit etmi§tir.
Hafiz
j y jt 5 eL5" iS
(Hafiz (t.y.): 56)
(Ey temiz huylu zahid, rindleri ayiplama. Qiinkii digerlerinin giinahlanni sana
yazmayacaklar)
Ahmed-i Da'T
JA I I a > i
I » y JJU j A ... ii i L a ■ i
(Farsga Divan, 68 G-3).
(Ey nasih, Tanri hakki if in, ben rindi ayiplama. Bizce senin veresiyen de naktin de
malumdur)
Hafiz
J i l l j i y - j j j y Xi J J A
____ S' iS j 15" i— w_5 U ijj -■ ,j t ^
(Hafiz (t.y.): 56)
(Ben iyiysem de kotiiysem de sen kendi igine bak, herkes i$in sonunda ektigini
bigecek)
Ahmed-i Da'i
j $y CJ LI j> Jo j £
iS j 15* ^-3 Lfc i j j J ^ t
(Farsga Divan, 19Kt-2)
f/ster harabat rindi, isterse zahit ol; i$in sonunda herkes ektigini bigecektir).
2 8
AHMED-t DATNtN FARS£A DlVANINDA [RAN §AtRLERlNlN ETKlSi
Hafiz
JI * Juj Lj v—J U? L M u i* .Ill.d *L> C . . J ' M C L> (Hafiz (t.y.): 56)
(Herkes sevgiliyi istiyor; ister ayik, ister mest. Her yer a§k evi; ister mescit ister
kilise)
Ahmed-i Da'T
i.~< o- i ix w i ju>jj jJLc j i
W - ^ ( j l it>& <^AjLo
(Fars?a Divan, 91. Kt-1)
(Tevhidalemin.de ister mescid, ister kilise; agiklann mezhebinde ister cehennem,
ister cennet)
Hafiz
tj) ••• £ djjj .....^ 1 tjl
“4 “•V* >? jl
(Hafiz (t.y.): 156)
halkada a§kla diri olmayan gonliin, dlmii$ gibi benim fetvamla namazim kilin).
Ahmed-i Da'T
j i i£ Jj
Aj 6 i 4 1 J I £
(Fars^a Divan, 19. G -l)
(A$k olmayan goniil, olse daha iyidir. Eger o ate§ bile olsa, donmasi daha iyi).
Hafiz
^1^ Aji ^JLuLC jlj-Cjl
(Hafiz (t.y.): 111).
(Erguvan, akik renkli kadehi yaseminle verecek. Nergisin gozti, §ekayiki
seyredecek).
29
F. TULGA OCAK
Ahmed-i Da'i
-l» - aS Lj I Lc — j I jx ^
Jb Jul 0|/J ^ o ^ s r~ ?
(Farsga Divan, 8. G-3)
(Yaseminin yanaginda senin yiiziin acaba ne gordii ki nergisin gozii senin yiiziine
yine baka kaldi)
Attar’in Mantiku't-Tayr'inda, “namus §i§esini ta§a galmak” deyiminin de
onun etkisinde kullamldigim goriiriiz.
Attar
* Lj j I >«-£ j Li ^
^ " ■ 11 ^ . I 'i'i L A ■ ■ ■ -
(Attar 1347: 72)
(Ben §an ve §ohretten dylesine kurtuldum ki, namus §i§esini ta§a galdim dedi)
Ahmed-i Da'i
I j j j ^ j? " y , ^
Ij J Lj ^i»i *,**j |» ■» a i ii j Lj
(Farsga Divan, 63. G-2)
(Riyakarlik ve ziihd hirkasim ustiimden gikarayim, namus ve ar §i§esini kirayim).
Sonug olarak, Iran Edebiyatini devrinin ula§im hizi igerisinde yakindan takip
eden Ahmed-i Da't, bu edebiyatin meydana getirmi§ oldugu Sebk-i Horasani, Sebk-i
Iraki, Sebk-i Hindi ve Bazge§t-i EdebT igerisinde tabii ki ya§am donemine en yakin
olan Irak ekoltiniin ozellikleri ile Farsga jiirlerini meydana getirmi§tir. Sebk-i Iraki
§airlerinden bir gogundan ge§itli etkiler alirken,, Sa‘di ve Hafiz'in etkisi btitiin Divan
boyunca kendini agikca belli eder. §airin Farsga §iirleri onun bu dili ve edebiyati ne
derece iyi bildigini gostermesinin yam sira, Eski Turk Edebiyatimizm Farsga §iirler
yazabilecek kadar Farsgaya hakim §airlerinin kimlerden nasil etkilendiklerini
gostermesi bakimindan onemlidir. A ynca Ahmed-i DaTnin dil agisindan bu derece
kusursuz ve miikemmel olan Farsga Divani, o donemdeki egitim hayatini
gostermesi agisindan da onemi vardir.
Kaynaklar
A ttar, (1347), M antiku't-Tayr, (B a Ihtim am -i Seyyid Sadik G evheri), T ahran.
Biiyiik Tiirk Klasikleri. C. 2, (A h m ed -i D a ‘I M ad d esi), Istan b u l: O tu k en Sogiit
Y ay in lari.
E l-M u 'cem (t.y .), E l-M iifeh h is li E lfa z ili'l- H adisi'l-N ebevi. C. V. (b.y.y.)
E R T A Y L A N , Ism ail H ikm et, (1952), A hm ed-i D a'i, Istanbul.
3 0
G IB B , (1 9 0 0 ), A History o f Ottoman Poetry / - / / , L ondon.
H afiz, (t.y.), Divan-i Hafiz, (B a Ihtim am -i M uham m ed K azvini), T ahran.
K O R T A N T A M E R , T unca, (1997a), "A hm ed-i D aT nin H ayati U zerine Yeni B ilgiler",
E ski Tiirk Edebiyatinda M akaleler., A nkara: A kgag Y ay in lari.
K O R TA N TA M ER , Tunca, (1997b), "A hm ed-i D ai'nin "M utayebat" A diyla T aninan Eseri
U z e rin e " , E s k i T iirk E d eb iy a tin d a M a k a le le r., A n k a ra: A kg ag
Y ay in lari.
M evlana, (1 3 5 0 ), M esnevi -i M anevi, (£ e v .: N ik o lso n ), T ahran.
O C A K , T ulga, (1973), A hval o A sar o T ahlil-i E § ar-i D ivan-i Farsi-i A hm ed-i D a'i,
T ahran: D ani§gah-i Iran, D ani§gede-i U lum -i Insam , (B asi!m am i§ D oktora
T ezi).
R A Z I, Ha§im , (t.y.), D ivan-i Zahir-i Faryabi, T ahran.
Sa'di, (t.y .),Giilistan. (Be Ku§i§-i D oktor Halil Hatip R ehber), Tahran.
SA FA , Z eb th u llah , (1 3 4 7 ), Tarih-i Ulum-i Edebiyat-i Irani, T ahran.
U Z U N £ A R § IL I, Ism ail H akki, (1932), KUtahya $ ehri, Istanbul
U Z U N C A R §IL I, Ism ail H akki, (1949), Osmanli Tarihi, A nkara.
AHMED-t DATNlN FARSGA DlVANINDA IRAN §AtRLERlNtN ETKlSI
31

Konular