Farsçada Kelime Oluşumu-II (45. Ders)

درس چهل و پنچم (Ders-i Çihil u Pençom)


***Dil Bilgisi***

* Kelime Oluşumu-II

1- Kimi isimlere ستان (-istân/stân) son ekiyle ...yeri, vatanı anlamına gelen isimler oluşturulur.

هندو + ستان = هندوستان (hindustân) Hindû’ların yurdu (Hindistan)

فرنگ + ستان = فرنگستان (frengistân) Frenk vatanı (Avrupa)

گل + ستان = گلستان (gulistân) gül bahçesi

بو + ستان = بوستان (bûstân) Kokulu yer (Bahçe)

2 – Bazı isimlere لاخ/سار/زار/بار/شن (-lâh, -sâr, -zâr, -bâr, -şen), son ekleri gelerek ‘birşeyin bolca bulunduğu yer’ anlamında isim türetilebilir.


+ لاخ = سنگلاخ سنگ (senglâh) taşlı yer

آتش + لاخ = آتشلاخ (âteşlâh) ateşlik

سنگ + سار = سنگسار ( sengsâr ) taşlık

+ سار = کوهسار کوه (kûhsâr) dağlık

گل + زار = گلزار (gulzâr) gül bahçesi

چمن + زار = چمنزار (çemenzâr) çayır, çimen

گل + شن = گلشن (gulşen) gül bahçesi

نمک + سار = نمکسار (nemeksâr) tuzla (tuzun bol olduğu ve çıkarıldığı yer)
3- آباد (-âbâd) eki de ‘...’in ikâmet yeri’ anlamında isimlere eklenerek yeni isim türetmeye yarar.

خرم + آباد =خرمآباد (hurremâbâd) mutluluk yurdu

اسد + آباد = اسدآباد (esedâbâd) aslan yuvası

4- Bazı fiillerin geniş zaman gövdelerine ا eklenerek sıfat-isim oluşturulur.

دان + ا = دانا < دانستان (dânâ) bilen, bilge, âlim

توان + ا = توانا < توانستان (tevânâ) güçlü, muktedir

زیب + ا= زیبا < زیبیدن (zîbâ) hoş, güzel, yakışıklı


4) ناک/یر/یار/اور/ور/وار/مان/ومند/مند (-mend/-ûmend/-mân/-vâr/-ver/-yâr/yer/nâk) son ekleriyle de Türkçe’deki ‘-li’ eklenmiş isimler türetilir.


خرد + مند = خردمند (hıredmend) akıllı

دانش + مند = دانشمند (dânişmend) bilgili

ثروت + مند = ثروتمند (servetmend) servetli, zengin

بر+ ومند = برومند (berûmend) semereli/meyveli

تن + ومند = تنومند (tenûmend) cüsseli, vücutlu (kalıplı)

شاد + مان = شادمان (şâdmân) neşeli, mutlu

دل + یر = دلیر (dilîr) yürekli, cesur

دل + اور = دلاور (dilâver) yürekli, cesur

امید +وار= امیدوار (ümidvâr) ümitli

نام+ ور = نامور (namver) namlı, ünlü

بخت+ یار = بختیار (bahtyâr) bahtlı, kısmetli

هوش + یار = هوشیار(hûşyâr) akıllı

خشم + ناک = خشمناک (hışmnâk) öfkeli

درد + ناک = دردناک (derdnâk) ümitli

فرح+ ناک = فرحناک (ferahnâk) sevinçli

غم+ گین = غمگین (ğamgîn) gamlı, üzüntülü

شرم + گین = شرمگین (şermgîn) hicaplı, utatanan


5) فام/سان/وار/آسا/وش (-veş/-âsâ/-vâr/-sân/-fâm) son ekleriyle de benzerlik, layık olma anlamı ifade eden sıfatlar türetilir.

مه + وش = مهوش (ay) (mehveş) ay gibi

پری + وش = پریوش (perîveş) peri gibi

فیل + آسا = فیلاسا (filâsâ) fil gibi

دیو + آسا = دیواسا (dev) (dîvâsâ) dev gibi

پری + سان = پریسان (perîsân) peri gibi

گرگ + سان = گرگسان (gorgsân) kurt gibi

یک + سان = یکسان (yeksân) benzer, eşit, denk

گل + فام = گلفام (gulfâm) gül gib/renginde

سیاه + فام = سیاه فام (siyahfâm) siyah renkli



6) ینه/ین (-în/-îne) son ekleri kimi isimlere eklenerek genellikle malzemenin/eşyanın üretildiği maddeyi gösteren sıfat oluştururken ikinci ek (-îne) de zaman ifadelerine gelerek onları sıfat yapar.

زر+ ین = زرین (altın) (zerrîn) altından, altın...

پشم+ ینه = پشمینه (yün) (peşmîne)* yünden, yün...

آهن+ ین = آهنین (demir) (âhenîn) demirden, demir...

شیر+ ین = شیرین (süt) (şîrîn) (tatlı) sütten yapılmış, sütlü...

سیم+ ین = سیمین (gümüş) (sîmîn) gümüşten, gümüş

دیر+ ینه = دیرین (geç) (dirîne) antik, kadim

شب+ ینه = شبینه (gece) (şebîne) geceye ait

دوش+ ینه = دوشینه (dün gece) (dûşîne) dün geceki

* Daha yaygın olarak پشمی (peşmî) kelimesi kullanılır.

7) ین (-în) eki aynı zamanda belli sayı sıfatlarının veya edatların sonuna eklenerek zaman veya yer bildiren sıfat elde edilir.

بر+ ین = برین (ber - üstünde) (berîn) üstteki

پس+ ین = پسین (pes - sonra) (pesîn) sonradan meydana gelen

اول+ ین = اولین (ilk) (evvelîn) ilk

نخست+ ین = نخستین (ilk) (nehostîn) ilk

آخر + ین = آخرین (son) (âhırîn) son

8 ) Geçenki derste gördüğümüz ی (-î) eki masdar yapmada kullanılan ‘yâ-yı masdariyyet’ (masdar yâ’sı) idi. Bu ek aynı zamanda kimi isimlere eklenerek mensubiyet bildirir. O zaman da ‘yâ-yı nisbet’ (mensubiyet bildiren yâ) diye adlandırılır. ‘Ya-yı nisbet’ eğer çiçek isimlerine bitişirse renk manasına gelir.


دهات + ی = دهاتی (köyler) (dihâtî) köylü

شهر + ی = شهری (şehrî) şehirli

شیراز+ ی = شیرازی(Şîrâzî) Şirazlı

ایران + ی = ایرانی(Îrânî) İranlı

قاجار + ی = قاجاری (Kâcârî) Kacar hanedanına mensub

زردشت + ی = زردشتی (Zerdüştî) Zerdüşt dinine bağlı

سنبل + ی = سنبلی (sünbülî) Sümbül renginde

بنفشه + ی = بنفشۀ (benefşeî) menekşe renginde (mor)


Eğer bu ekin birleştiği kelime ه ile bitiyorsa (ه) (گ)’ye dönüşür. خانه > خانگی (hâne-hânegî – eve ait) gibi.

9) انه (-âne) ekini alan sözcükler hem sıfat hem zarf olarak kullanılır.

دوست+ انه = دوستانه (dostâne) dostça

پدر+ انه = پدرانه (pederâne) babacan bir şekilde, babaya layık

مرد+ انه = مردانه (merdâne) erkekçe

بدبخت+ انه = بدبختانه (bedbahtâne) talihsizce

خردمند + انه = خردمندانه (hıredmendâne) akıllıca

10) گان (-gân) eki kimi sözcüklere birleşerek onlarla ilgili yeni kelimeler meydana getirir.

+ گان = بازرگان/بازارگان /بازربازار (= بازارpazar)(bâzergân/bâzârgân) tacir

گرو+ گان = گروگان (= گروrehin alma) (gerûgân) rehine

ده+ گان = دهگان (=ده köy) (dihgân) köy ağası


*** گوهرهای گزیده ( Govherhâ-yı Gozîde ) Seçkin İnciler

Keykâvus b. İskender b. Kâbûs’un oğluna hitaben yazdığı öğütler kitabı Kâbûsnâme’den parlak bir inci:

در پیری و جوانی
ای پسر هر چند جوانی پیرعقل باش نگویم که جوانی مکن لیکن جوان خویشتن دار باش
و از جوانان پزمرده مباش که جوان شاطر نیکو بود چنانکه ارسطاطالیس گوید "الشباب شعبة من الجنون" و نیز از جوانان جاهل مباش که از شاطری بلا نخیزد و از جاهلی بلا خیزد
و بهرۀ خویش بقدر طاقت از روزگار جوانی بردار که چون پیر شدی خود را نتوانی گرد آورد چنانکه آن پیر گفت که "چندین سال حسرت و غم خوردم که چون پیر شوم خوبرویان مرا نخواهند اکنون که پیر شدم من خود ایشانرا نمیخواهم و اگر خود خواهم نزیبد"
و هر چند که جوان باشی خدای عز و جل را فراموش مکن و از مرگ ایمن مباش که مرگ نه جوان داند و نه پیر.
...
اما ای پسر هشیار باش و بجوانی غره مشو و در طاعت و معصیت در هر حال که باشی خدای عز و جل را یاد کن و عفو میخواه و از مرگ می ترس...
و همه نشست و خاست با جوانان مکن با پیران نیز مجالست دار.


Der Pîrî ve Cevânî

Ey Piser her çend cevânî pîr-akl bâş ne-gûyem ki cevânî mekon lîken cevân-ı hîşten-dâr bâş.

Ve ez cevânân-ı pejmurde mebâş ki cevân-ı şâtır nîkû buved çonânki Aristotales gûyed : ‘Eş-şebâb şu’betun mine’l-cunûn.’ Ve nîz ez cevânân-ı câhil mebâş ki ez şâtırî belâ ne-hîzed ve ez câhilî belâ hîzed.

Ve behre-i hîş bi-kader-i tâkat ez rûzgâr-ı cevânî ber-dâr ki çon pîr şodî hod-râ ne-tevânî gird âverd çonânki ân pîr goft ki ‘Çendîn sâl hasret ve ğam hordem çon pîr şevem hob-rûyân merâ ne-hâhend eknûn ki pîr şodem men hod îşânrâ ne-mîhâhem ve eger hod hâhem ne-zîbed.’

Ve her çend ki cevân bâşî Hodâ azze ve celle râ ferâmuş mekon ve ez merg eymen mebâş ki merg ne cevân dâned ve ne pîr.

Emmâ ey piser huşyâr bâş ve bi-cevânî ğırre meşev ve der taât ve ma’siyet der her hâl ki bâşî Hodâ azze ve celle râ yâd kon ve afv mî-hâh ve ez merg mî-ters...

Ve heme nişest u hâst bâ cevânân mekon, bâ pîrân nîz mucâleset dâr.



İhtiyarlık ve Gençliğe Dair

Ey oğul! Her ne kadar bir gençsen de ihtiyar akıllı (olgun bir akla sahip) ol! Sana demiyorum ki bir genç olma (genç gibi yaşama) lakin kendine sahip olan (kötülüklerden kaçınan) ol!

Ve üzgün-solgun gençlerden olma ki akıllı-kurnaz genç iyi olur. Nitekim Aristotales şöyle der: ‘Gençlik deliliğin bir şubesidir.’.

Ve de cahil gençlerden olma ki akıllılıktan bela ortaya çıkmaz ama cahillikten bela ortaya çıkar.

Ve tâkatin ölçüsünde gençlik zamanından kendi payını al! Zira ihtiyarladığında kendini toparlamaya (birşey yapmaya) gücün yetmez. Nitekim şu ihtiyar demiş ki ‘Nice/pekçok seneler üzüldüm, gamlandım çünkü ihtiyar olunca güzelyüzlüler beni istemez diye. Şimdi yaşlandım ki ben kendim onları istemiyorum. Ve eğer kendim istesem şık olmaz/yakışık almaz.’

Ve her ne kadar genç olsan da Tanrıyı (azze ve celle) unutma ve ölümden emin olma ki ölüm ne genç bilir ne de ihtiyar!

Şimdi ey oğul! Akıllı ol ve gençliğe aldanma. İbadet ederken ve günah işlerkende, içinde bulunduğun her halde Tanrıyı (azze ve celle) hatırla ve sürekli af dile, daima ölümden kork!...

Ve oturup kalkmayı hep gençlerle yapma; ihtiyarlarla da birlikte otur!




***توضیح واژگان پنهان ( ( Vâjegân-ı Pinhân ) Saklı Sözcükler

هر چند (her çend): her ne kadar, ...olsa da
نیز (nîz): de, da; dahi; ... ‘la beraber
پیرعقل (pîr-akl): ihtiyar akıllı (olgun akıllı)
لیکن (lîken): lakin
خویشتن دار (hîşten-dâr): kendine sahip olan, (kötülüklerden) kaçınan
پزمرده (pejmurde): soluk, renksiz; üzgün
شاطر (şâtır): akıllı, kurnaz
چنانکه (çonanki): nitekim
خیزد hîzed): ortaya çıkar, meydana gelir ( [خاستن[خیز (ortaya çıkmak, meydana gelmek) fiilinin 3. tekil şahsı)
بهره (behre): pay, hisse
بقدر طاقت (bi-kader-i tâkat): gücün yettiğince, takatın elverdiğince
بردار (ber-dâr): al, elde et ( [بر داشتن[بر دار (almak, elde etmek) fiilinin emri)
چندین (çendîn): nice, pekçok, ne kadar ...(yıl vs)
خوبرویان (hûb-rûyân): güzel yüzlüler, güzeller
فراموش مکن (ferâmuş mekon): unutma! ( [فرامش کردن[فرامش کن (unutmak) fiilinin nehyi (yasaklaması))
اکنون ( eknûn ): şimdi, şu an
نزیبد (ne-zîbed): şık olmaz, yakışmaz, yakışık almaz ( [زیبیدن[زیب (güzel olmak, yakışmak) fiilinin 3. tekil şahıs olumsuzu)
هشیار (huşyâr): akıllı
غره مشو (ğırre meşev): aldanma! ( [غره شدن[غره شو (aldanmak) fiilinin nehyi (yasaklaması))
عفو میخواه(afv mî-hâh): Sürekli af dile! ( [عفو خواستن[عفو خواه (af dilemek) fiilinin emri; buradaki می eki emredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)
می ترس (mî-ters): Sürekli kork! ( [ترسیدن[ترس (korkmak) fiilinin emri; buradaki می eki emredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)
یاد کن (yâd kon): hatırla! ( [یاد کردن[یاد کن (hatırlamak) fiilinin emri)
مجالست دار(mucâleset dâr): otur, eğleş! ( مجالست داشتن[مجالست دار] (hatırlamak) fiilinin emri)