Farsçada Geçmiş Zaman (15. Ders)

درس پانزدهم (Ders-i Pânzdehom)


***Dil Bilgisi***

*Geçmiş Zaman

** Mazi-yi Naklî*

Geçmiş zamanın bu sigası şöyle kurulur: Fiilin önce geçmiş zaman kökü elde edilir ve bu köke sıfat-fiil (ortaç) yapan ه hâ harfi eklenir. Ardından da bu sıfat-fiilin sonuna gerekli olan ek fiil eki getirilmesiyle işlem tamamlanır.

Örneğin رفتن (reften- gitmek) fiilinin geçmiş zaman köküne رفت (reft) ه hâ harfi getirilerek sıfat-fiil olan رفته (refte- gitmiş) elde edilir. رفته ام (refte em- gitmişim)

Örnek çekimler:

خوانده ام (hânde em) okudum (okumuş bulunuyorum)
خوانده اى (hânde î) okumuşsun
خوانده است (hânde est) okumuş(tur)
خوانده ايم (hânde îm) okuduk (okumuş bulunuyoruz)
خوانده ايد (hânde îd) okumuşsunuz
خوانده اند (hânde end) okumuşlar(dır)

فراموش کردن (Ferâmuş kerden- Unutmak) fiilinin bu zamandaki çekimini de görelim:

فراموش کرده ام (Ferâmuş kerde em) Unutmuşum
فراموش کرده اى (Ferâmuş kerde î) Unutmuşsun
فراموش کرده است (Ferâmuş kerde est) Unutmuş(tur)
فراموش کرده ايم (Ferâmuş kerde îm) Unutmuşuz
فراموش کرده ايد (Ferâmuş kerde îd) Unutmuşsunuz
فراموش کرده اند (Ferâmuş kerde end) Unutmuşlar(dır)

* Bazen üçüncü tekil şahsa ait fiilin ikinci parçası olan است est eki (bizdeki -dır/dir eki gibi) hazfedilebilir.
Örnek: جمشيد به بازار رفته (Cemşîd be bâzâr refte- Cemşid pazara gitmiş)

* Birbirine atfedilen cümlelerde birden fazla bu siga kullanılmışsa fiilin ek fiilden oluşan ikinci parçası sadece genellikle cümlenin sonundaki fiille birlikte kullanılır.
حسين به كشور خود رفته، مادرش راديده و ديروز بر گشته است
(Huseyn be Keşver-i Hod refte, mâdereş ra dîde ve dîrûz ber guzeşte est- Hüseyin (kendi) memleketine gitmiş, annesini görmüş ve dün dönmüştür.)

Bu siganın olumsuzunu yapmak için olumsuz belirten "ne" ن harfi daima sıfat-fiilin başında bulunur.
Örnek:

Örneğin خوابیدن (Hâbîden- uyumak) fiilinin bu sigadaki olumsuzunun çekimini yapalım:

نخوابیده ام (Nehâbîde em)- uyumadım (hâlâ ayaktayım)
نخوابیده اى (Nehâbîde î)- uyumamışsın
نخوابیده است (Nehâbîde est)- uyumamış(tır)
نخوابیده ايم (Nehâbîde îm)- uyumadık (hâlâ ayaktayız)
نخوابیده ايد (Nehâbîde îd)- uyumamışsınız
نخوابیده اند (Nehâbîde end)- uyumamışlar(dır)

Şimdi de önekli bir fiil olan دریافتن (der yâften- kavramak, anlamak, farkına varmak, farkında olmak) fiilin bu sigadaki olumsuz çekimine bakalım:

درنیافته ام (Der neyâfte em)- anlamamışım/farkında olmamışım
درنیافته اى (Der neyâfte î)- anlamamışsın/farkında olmamışsın
درنیافته است (Der neyâfte est)- anlamamış(tır)/farkında olmamış(tır)
درنیافته ايم (Der neyâfte îm)- anlamamışız/farkında olmamışız
درنیافته ايد (Der neyâfte îd)- uyumamışsınız/farkında olmamışsınız
درنیافته اند (Der neyâfte end)- uyumamışlar(dır)/farkında olmamışlar(dır)

Bu siganın ma'nen binasına gelince :

1) Genellikle geçmişte vuku' bulmuş fakat neticesi/etkisi şimdiki zamanda da devam eden bir işi beyan eder. Bu, kendisinde sübût ve devamlılık anlamı bulunan fiiller için söz konusudur.

Örnekler:
بچه خوابيده است (Beççe hâbîyde est- Çocuk uyumuş. -hâlâ uyumaktadır.)
شما نشسته ايد (Şomâ nişeste îd- Siz oturmuşsunuz. -hâlâ oturma eylemi sürmektedir)
على بيمار شده است (Ali bîmâr şude est- Ali hasta olmuş.- hastalık hali devam ediyor)
در بسته است (Der beste est- Kapı kapanmış. -hâlâ kapalıdır)

2)خواندن گفتن آمدن رفتن gibi iş ve hareket bildiren fiillerde işin geçmişte yapıldığını fakat hâlâ hatırlandığını ve neticesinin silinmediğini ifade eder.

Örnekler:
من اين كتاب را خوانده ام (Men în kıtab ra hânde em- Ben bu kitabı okumuşum. - yani okumuş bulunuyorum; önceden okumuştum ve onun hakkında bilgim var.)
من شما را فراموش نكرده ام (Men şoma ra feramuş nekerde em- Ben sizi unutmamışım)
كسى آمده است و مى خواهد شما را بديدن (Kesî âmede est ve mî-hâhed şoma ra be-dîden - Biri gelmiş ve sizi görmek istiyor.)

3) Tamamen geçmişe ait bir işi bildirir.

Örnekler:
خدا چنان فرموده است (Hoda çünân fermûde est- Tanrı şöyle buyurmuştur. -buyurdu)
نامه را نوشته ام (Nâme ra nivişte em- Mektubu yazdım.)

Benzer bir şekilde, Modern Farsça'da da bu siga bazen Mazi-yi Mutlak yerinde kullanılabilmektedir.
Örneğin: امروز ناهار چه خورده ای(İmrûz nâhâr çe hûrde î- Bugün öğle yemeğinde ne yedin?)

4) Bazen de Türkçe'de olduğu gibi bizzat şahidi bulunmadığımız bir işi/olayı nakletmek için kullanılır.

Örnekler:
حسن خورده است(Hasen hûrde est- Hasan yemiş.)
جلال هنوز بر نگشته است (Celal henûz ber ne-guşte est- Celal henüz dönmemiş.)


***Kelime Hazinesi***

روزه (rûze) oruç
روزه گرفتن (rûze giriften) oruç tutmak
واژه (vâje) kelime
واژگان (vâjegân) (kelimeler) terminoloji, kelime hazinesi
فرهنگ (ferheng) sözlük; kültür
دستور زبان (dustûr-i zebân) dil bilgisi
شكسته (şikeste) kırık, kırılmış Tevfik Fikret'in Rübab-ı Şikeste (Kırık Saz) adlı eserini hatırladınız mı?
بيوه (bîve) dul
برنج (birinc) pirinç
خياط(hayyat) terzi Arapça'dan ödünç alınmış bir kelime.
دزد (duzd) hırsız
دروغ(durûğ) yalan
دروغگو (durûğ-gû) yalancı
زيرك (zeyrek) zeki, kurnaz, açıkgöz
بو (bû) koku
در(der) kapı
دربان (derbân) kapıcı
قهوه اي (gahveî) kahverengi
خاور (hâver) doğu
خاوري (hâverî) doğulu, doğuya ait/özgü
باختر (bâhter) batı
جنوب (cenûb) güney
شمال (şimâl) kuzey
كوچ گر (kûç-ger) göçebe
چادر (çâder) çadır
ورزش (verzeş) spor
بازرگان(bâzergân) tâcir
بازرگاني (bâzergânî) ticaret
اهن (âhen) demir
مس (mis) bakır
اهنگر (âhenger) demirci
مسگر (misger) bakırcı
فولاد (fûlâd) çelik
روي (rûyi) çinko

***Hikmet Damlaları*** (*)

1- قطره قطره جمع گردد وانگهی دريا شود

(Katre katre cem' gerded vângehî deryâ şod)

Damla damla birikir, o zaman derya olur.

2- در خانهء مور شبنمى طوفانست

(Der hâne-i mûr şebnemî tûfânest.)

Bir çiy (damlası), karıncanın evinde tufandır.

3- سالى كه نيكوست از بهارش پيداست

(Sâlî ki nîkûst ez bihâreş peydâst.)

Bir yıl ki güzeldir; (bu) onun baharından bellidir.)