Farsçada İşaret Sıfatı ve İşaret Zamiri (4. Ders)

درس چهارم (Ders-i Çehârom)


***Dil Bilgisi***

* İkinci derste bahsettiğimiz اين (în- bu) ve آن (ân- şu/ o) ile bitişik yazılan kimi kelimeler hakkında değinilmesi gereken bazı hususlar vardır.

a) اين (în) ve آن (ân) işaret sıfatı ya da işaret zamiri olabilir. İşaret zamiri olmalarına örnek:

آن چيست (Ân çist- Şu nedir?) ve اين چيست (În çist- Bu nedir?) cümlelerindeki gibi.

Bu örneklerde de görüldüğü üzere ‘ne’ anlamındaki چه çi ile –dır –dir anlamı veren ek fiil است (est) birleşince چيست (çist) …nedir? diye yazılır.

b) Zamir olarak kullanıldıklarında آن (ân) iki şeyden daha önce bahsedileni اين (în) de daha sonra bahsedileni temsil eder.

c) İşaret sıfatı olduklarında niteledikleri sıfattan önce gelirler; tıpkı Arapça هذا / هذه ve Türkçe’deki bu şu’da olduğu gibi. Örnek: آن كتاب (Ân kitâb) Şu kitap , اين ميز (În mîz) Bu masa.

d) Nitelenen kelimenin sessiz ile başlaması şartıyla آن sıklıkla kendinden sonraki kelimeye bitişik yazılır. Örnek: آنكتاب (ânkitâb) Şu kitap.

e) است (est) sessiz bir kelime ile bitişince başındaki ( ا ) elif düşer. Örnek: كتابست (Kitâbest) …kitaptır.

* آنجا (âncâ- Şurası/Orası) ve اينجا (încâ – Burası)* da olduğu gibi son harfi ( ا ) elif olan bir kelimeyle birleştiğinde; yine üçüncü tekil şahıs zamir او (û- o) gibi son harfi (و)vav olan bir kelimeyle birleştiğinde است (est) teki ( ا ) elif te düşer. آنجاست (Âncâst – O şuradadır/oradadır) ve اوست (Ûst- (O) Odur. Bu cümle, İngilizce daha iyi anlaşılabilir: It ıs he/she.) Benzer bir şekilde bazen de ikinci tekil şahıs zamir تو (to- sen) ya birleşince de bazen ( ا ) elif düşer: توست (Tost – O, sensin.)

* است (est)’in bitiştiği kelimenin sonunda (ي) ya varsa ( ا ) elif düşer. كتابيست (Kitâbist- O bir kitaptır.) gibi.

g) İsmin –e halini ifade eden neye kime sorularının cevabı olan (به) be de genellikle sonraki kelimeye bitişik yazılır. Örnek: بآن (be ân- şuna/ona) باين (be în- buna) ve باو (be û- ona) gibi. Bazı yazarlar araya dâl (د) koydukları vakidir: بدان (bedân) بدين (bedûn) gibi.

* جا (câ) 'yer, mekan' demektir.

***Kelime Hazinesi***

جيغ (çîğ) çığlık.
تيز (tîz) keskin Tiz sesli deriz ya.
گوش (gûş) kulak
گاه (gâh) yer
كوج (kûç) göç
كام (kâm) arzu, istek. Hey gidi Dünya! Bir zamanlar üzerinde 'Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan' diyordu Nedim.
شير (şîr) aslan
موش (mûş) fare
رام (râm) evcil, uysal
كهنه (kohne) eski, kullanılıp eskitilmiş
گران (gerân) pahalı, değerli
ارزان (erzan) ucuz
جوان (cevân) genç
كوجك (kûçek) küçük
بزرگ (bozorg) büyük
نو (nû) yeni. Biz nevruz diyoruz onlar nû-rûz (yeni gün).
بد (bed) kötü. Beter (Farsça بتر (bed-ter aslından, 'better' yani daha kötü) olsun diye söylenen beddua buradan geliyor.
اهسته (âheste) yavaş
برف (berf) kar
باران (bârân) yağmur

***********************************خدا حافظ (Hoda Hafız)********************