İDRÎS-İ BİTLİSÎ’NİN ŞERH-İ KASÎDE-İ HAMRİYYE’Sİ

Özet: Bu çalışmada, İbnü’l-Fârız el-Mısrî’nin el-Kasîdetü’l-hamriyye’si üzerine İdrîs-i Bit­lisî tarafından yazılan Şerh-i Kasîde-i Hamriyye adlı eser hakkında bilgi verilmiş ve bu eserin iki yazma nüshası tanıtılmıştır.

Anahtar kelimeler: İdrîs-i Bit­lisî, Şerh-i Kasîde-i Hamriyye, Fars Edebiyatı, İbnü’l-Fârız, Hamriyye.

Sharh-i Qasīda-i Khamriyya of Idrīs-i Bitlīsī and Its Two Manuscripts

Abstract: In this study, I have mentioned Sharh-i Qasīda-i Khamriyya of Idrīs-i Bitlīsī, which was the commentary of a poem of Ibn al-Fārız al-Mısrī, known as al-Qasīda al-Khamriyya. And then I have presented two manuscripts of this commentary.

Key Words: Idrīs-i Bitlīsī, Sharh-i Qasīda-i Khamriyya, The Persian Literature, Ibn al-Fārız, Khamriyya.

İdrîs-i Bitlisî (861-926/1457-1520), Osmanlı Devleti’ne önemli hizmetlerde bulunarak tarihimize mal olmuş ünlü şahsiyetlerden biri olup, devlet adamlığı vasfının yanı sıra din âlimliği vasfı ile de temayüz etmiş; tefsir, hadis, fıkıh, kelâm, felsefe, tarih, tıp, zooloji gibi farklı alanlarda çok sayıda eser kaleme almıştır[i]. Bu zatın eserlerinin çoğu günümüze kadar gelmiş ve bilim adamlarınca tetkik edilmiş, ancak birkaçı şimdiye kadar nüshası bulunmadığı için hakkında herhangi bir bilgi elde edilememiştir.

İdrîs-i Bitlîsî’nin Heşt Bihişt’inin Hâtime’si konulu doktora çalışmamız sırasındaki araştırma ve incelemelerimiz sonucunda önemli bilgiler elde edilerek İdrîs-i Bitlisî’nin hayatı ve eserleri konusundaki bazı kapalı hususlar açıklığa kavuşturulmaya ve çeşitli eserlerdeki birtakım hatalı bilgiler düzeltilmeye çalışılmıştı. Doktora sonrasında aynı konuda tarafımızdan sürdürülen araştırmalarda önemli bazı yeni bilgiler elde edilmiştir. Bu cümleden olarak İdrîs-i Bitlisî’nin bir eserinin iki yazma nüshası tespit edilmiştir. Bu eser, şimdiye kadar İdrîs-i Bitlisî’nin eserleri hakkında bilgi içeren kaynakların bir kısmında adından hiç söz edilmeyen[ii], adının geçtiği kaynaklarda ise yazma nüshası hakkında bilgi bulunmayan[iii], hatta bazı çalışmalarda mevcut nüshasına rastlanamadığı belirtilen[iv] Şerh-i Kasîde-i Hamriyye’dir.

Şerh-i Kasîde-i Hamriyye, Arap şiirinde sembolizmin önemli temsilcilerinden biri olan İbnü’l-Fârız’ın (576-632/1181-1235)[v] el-Kasîdetü’l-hamriyye’sinin şerhidir. İbnü’l-Fârız’ın en önemli iki şiirinden biri olan el-Kasîdetü’l-hamriyye, şarabın, ilâhî aşkın simgesi olarak tasvir edilmesi münasebetiyle bu ismi almış, ayrıca kafiye harfi mim olması münasebetiyle el-Kasîdetü’l-mîmiyye adıyla da anılmıştır. Bu kaside İslâm dünyasında olduğu gibi batıda da geniş bir yankı bulmuş; çeşitli dillere çevrilmiş ve üzerine birçok şerh yazılmıştır. Müstakil olarak bu kasideye yazılan şerhlerden bazıları şunlardır: Dâvûd-i Kayserî’nin (ö. 751/1350), Şerhu’l-Kasîdeti’l-mîmiyye’si[vi]; Emîr-i Kebîr Seyyid Alî el-Hemedânî’nin (714-786/1314-1385), Meşâribü’l-ezvâk’ı[vii]; Abdurrahmân-ı Câmî’nin (817-898/1414-1492), kısaca Levâmi‘ diye bilinen Levâmi‘u envâri’l-keşf ve’ş-şühûd ‘alâ kulûbi erbâbi’z-zevk ve’l-vücûd adlı eseri[viii]; İdrîs-i Bitlisî’nin bu çalışmada tanıtacağımız şerhi ve Abdullah Salâhî Uşşâkî’nin (ö. 1196/1782) yazdığı şerh[ix].

İdrîs-i Bitlisî, Şerh-i Kasîde-i Hamriyye’yi, Osmanlı sarayında gördüğü iyiliklere teşekkür olarak, mukaddimesinde yirmi beyitlik bir mesnevi ile medhettiği Şehzade Ahmed’e (1466-1513) takdim etmek üzere[x] 909/1503 yılında Farsça olarak kaleme almıştır.

Sanatlı ve tekellüflü müsecca bir nesir ile yazılan bu eserde zaman zaman çoğu şarihe ait olan rubai, beyit ve mısra gibi kısa nazım türlerindeki Arapça ve Farsça şiirlere de yer verilmiştir. Eserde, şerh edilen kasidenin mazmununa uygun bir şekilde bâde ile ilgili mazmunlar kullanılarak uzunca yazılan hamdele ve salveleden sonra Hamriyye kasidesinin şerh ediliş sebebi anlatılmış[xi] ve daha sonra Mukaddimetu’r-Risâle başlığı altında kasidenin şerhi için gerekli görülen bazı ön bilgiler aktarılmıştır. Meclis diye adlandırılan üç başlıktan oluşan Mukaddimetu’r-Risâle’de muhabbetin tanımı ve türleri (muhabbet-i zâtiyye, muhabbeti-i sıfâtiyye, muhabbet-i esmâiyye, muhabbet-i ef‘âlî ve muhabbet-i âsârî), sevgiyi ifade eden aşk, muhabbet, sabâbet, şevk ve meyl gibi bazı kavramların tanımı ve aralarındaki fark ve muhabbetin faydaları gibi konular işlenmiştir[xii]. Daha sonra Tekmiletü’l-Mukaddime başlığı altında, şerh edilen kasidede geçen bazı kavramların, tasavvuf kültüründe, avam arasında bilinenden farklı anlamlar taşıdığına ve bunların yanlış anlaşılmaması gerektiğine dikkat çekilerek şurb, şarab, müdâme ve sekr kavramlarının tasavvufî anlamları verilmiştir[xiii]. Bundan sonra kaside beyit beyit ele alınarak şerh edilmeye başlanmıştır. Beyitler şerh edilirken sarf ve nahiv yönünden gerekli görülen bilgiler aktarılmış, beyitte geçen önemli kelimelerin kelime anlamları, kinaî, istiarî ve tasavvuftaki ıstılâhî manaları verilmiş, bazen edebî sanatlara değinilmiş, bazı beyitlerde önce beytin zahirî anlamına yani tasavvufî yoruma gidilmeden akla ilk gelen anlamına yer verilmiş ve ardından gerekli açıklamalara geçilmiştir. Eserde şerh edilen beyit sayısı otuz üçtür.

İdrîs-i Bitlisî’nin, hakkında kısaca bilgi verdiğimiz bu eserinin yazma nüshaları ile ilgili olarak, tarafımızdan yapılan araştırmalarda iki yazma nüshaya ulaşılmıştır[xiv]. Bu nüshaları şöyle tavsif edebiliriz:

1- Ayasofya Nüshası: Eser Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya, 4092/1 numarada kayıtlı olup, siyah ciltli bir mecmua içerisinde bulunmaktadır. Toplam 148 varaktan ibaret olan bu mecmuanın 1b-82a varakları arasında yer alan bu eser, mecmuanın iç kapağında Kitâb-ı Şerh-i Kasîde-i Hamriyye der Tasavvuf adıyla kayıtlıdır. Bu nüshada sayfalar sarı cetvelli olup 11 satır ihtiva etmektedir. Nesih ile yazılan nüshada nadiren bazı Farsça beyitler hurde talik ile, derkenarlar ise talik ile yazılmıştır. Şerh edilen beyitler ile diğer bazı manzumeler bazen iki sütunlu sarı cetvel içine alınmıştır. Başlıklar, şerh edilen beyitler, şerhte geçen ayet, hadis ve çeşitli Arapça ibareler kırmızı mürekkeple, mısra‘, beyt, şi‘r, nazm, rubâ‘iyye, li-müellifih ve benzeri bazı tabirler bazen kırmızı, bazen de yeşil mürekkeple yazılmıştır. Ketebe, ferağ ya da istinsah kaydı bulunmayan nüshanın sonunda (vr. 82a) yer alan ve müellif tarafından yazılan tashih kaydındaki

عبر عليه و صححه مؤلفه الفقير الى الله و احقر الفقرا في باب الله ادريس بن حسام الدين البدليسى عفا الله عنه بصوفيه الروم سنة 909[xv]

ibaresinden anlaşıldığı üzere bu nüsha, hicrî 909 yılında müellifi İdrîs-i Bitlisî tarafından Sofya’da gözden geçirilip tashih edilmiştir. Nüshada müellif tarafından yapılan tashihler satır aralarına ve sayfa kenarlarına kaydedilmiştir.

Ayasofya nüshasında Şerh-i Kasîde-i Hamriyye’nin başı:

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم

ای ذکر ِ تو بر زبان ِ ما تشنه لبان
هر دم که کشم به ياد ِ تو جرعة صاف




جان بخش تر از زلال ِ آب ِ حيوان
بيخود شوم از شوق و به رويت حيران


ای ذکر ِ نامت به مذاق ِ عشاق در گلشن ِ آرزومندی و اشواق سرچشمة عَيْناً فِيهَا تُسَمَّى سَلْسَبِيلاً, وي ياد ِ مدامت جهت ِ مزاج ِ آتش امتزاج ِ همة سموم زده ها در بادية غرام و اشتياق جامی از خمخانة يُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْساً كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَبِيلاً...

Sonu:

هر آينه آزاده مرد و خردمند جوانمرد آن کس بود که ... و به تأييد ِ زندگانی ِ جاودانی, تحصيل ِ جميع ِ مطالب و امانی کند, وفقكم الله و ايانا في الترقي الى مقامات العارفين ... و صلّى الله على سيد البشر و ساقي الكوثر محمّد و آله و صحبه اجمعين الى يوم المحشر

ادريس اگر حيات ِ باقی خواهی
بيهوش شو از خويش و به ساقی باقی



ور جام ِ بقا ز دست ِ ساقی خواهی
گر وصل ِ دلارام و تلاقی خواهی


تمت

Bu mecmuada İdrîs-i Bitlisî’nin Şerh-i Kasîde-i Hamriyye’sinden sonra 84a-148a varakları arasında yer alan ikinci eser, Akşemsettin’in tasavvufa dair bir risalesidir.

İdrîs-i Bitlisî’nin bu eseri, Defter-i Kütübhâne-i Ayasofya’da ve kütüphane kayıtlarında Nûreddîn Abdurrahmân b. Ahmed-i Câmî’ye nispet edilmiş; kütüphane kayıtlarında İdrîs-i Bitlisî müstensih olarak kaydedilmiş ve yazılış tarihi olarak da hicrî 959 yılı verilmiştir[xvi]. Bu eseri İdrîs-i Bitlisî’nin eseri olarak zikreden Carl Brockelmann (1868-1956) ise bu nüshayı müellif hattı olarak değerlendirmiş ve yazılış tarihi olarak da yine hicrî 959 yılını kaydetmiştir[xvii].

Yukarıda belirtildiği gibi Câmî de Hamriyye kasidesine bir şerh yazmış ise de, bu nüshada yer alan eserin, Câmî’nin söz konusu eseri ile bir ilgisi bulunmamaktadır. İdrîs-i Bitlisî, bu eserin telif ediliş hikâyesini anlatırken, اين حقير خاکسار ... ادريس ابن حسام الدين بدليسی ... diye kendi adını açıkça kaydetmiş (vr. 6a); ayrıca bu nüshanın sonunda yer alan ve yukarıda kaydettiğimiz tashih kaydında da kendinden, eserin müellifi diye söz etmiştir. Binaenaleyh bu eserin İdrîs-i Bitlisî’ye ait oluşu hususunda tereddüde mahal yoktur.

Bu nüshanın müellif hattı olup olmadığı hususunda ise şunu belirtmek gerekir. Bu nüshada ketebe ve ferağ kaydı yer almamakta, sadece tashih kaydı bulunmaktadır. Müellif tarafından yazılan bu tashih kaydında ise nüshanın, müellif tarafından gözden geçirilip tashih edildiği (عبر عليه و صححه مؤلفه) belirtilmektedir. Buna göre nüsha, müellif hattı değil, müellif tarafından gözden geçirilip tashih edilen bir nüshadır.

Yukarıda belirtilen kaynaklardaki bu nüshanın hicrî 959 yılında yazıldığı bilgisi kanaatimizce doğru değildir. Çünkü söz konusu tarih, tashih kaydında geçmektedir. Yukarıda naklettiğimiz bu tashih kaydında, nüshanın 909 yılında müellif İdrîs-i Bitlisî tarafından gözden geçirilip tashih edildiği belirtilmektedir. Bilindiği üzere İdrîs-i Bitlisî 926/1520 yılında vefat etmiştir[xviii]. Onun ölüm tarihi hakkında, oğlu Ebu’l-Fazl Mehmed Efendi tarafından verilen bu bilgi doğru kabul edildiği takdirde –ki bu bilgiyi tartışmaya açacak bilimsel bir veri elde mevcut değildir- bu nüshanın müellif tarafından tashih ediliş yılının hicrî 959 yılı olamayacağı açıkça anlaşılacaktır. Hicrî 909 olması gereken bu tarihin, kayıtlara 959 olarak geçmesi, kanaatimizce, ilgili varağın cetvel çizgisine denk gelen 909 rakamındaki sıfırın, muhtemelen daha okunaklı olması için büyük yazılması ve büyük yazılırken ortasının boş kalması nedeniyle 5’e benzemesinden kaynaklanmış olabilir (Bk. Fotoğraf 2).

2- Ali Emiri Nüshası: Fatih Millet Genel Kütüphanesi, Ali Emîrî, Farsça 134 numarada kayıtlı bulunan bu nüsha, 68 varaktan ibaret olup 170x120 (100x70) mm. ebadındadır. Varaklarına numara verilmemiş olan bu nüshanın ilk yedi varağı cetvelli, geri kalan kısmı cetvelsizdir. Serlevha ve besmelenin yer almadığı bu nüsha sayfada 11 satır ihtiva etmektedir. Talik ile yazılan bu nüshada başlıklar, şerh edilen beyitler, şerhte geçen ayet, hadis, çeşitli Arapça ibareler ve beyt, şi‘r, rubâ‘iyye, li-müellifih gibi bazı tabirler kırmızı mürekkeple yazılmıştır. Nüshanın sonunda (vr. 68a) yer alan ferağ kaydında eserin adı ve bitiş tarihi şöyle belirtilmiştir:

تمام شد شرح قصيدة خمريه فى سنة تسع و تسعماية من الهجرة النبوية المصطفوية

Şerh-i Kasîde-i Hamriyye hicrî 909 yılında tamamlandı.

Ali Emiri nüshasında Şerh-i Kasîde-i Hamriyye’nin başı:

ای ذکر ِ تو بر زبان ِ ما تشنه لبان
هر دم که کشم به ياد ِ تو جرعة صاف




جان بخش تر از زلال ِ آب ِ حيوان
بيخود شوم از شوق و به رويت حيران


ای ذکر ِ نامت به مذاق ِ عشاق, در گلشن ِ آرزومندی و اشواق, سرچشمة عَيْناً فِيهَا تُسَمَّى سَلْسَبِيلاً, وي ياد ِ مدامت جهت ِ مزاج ِ آتش امتزاج ِ همه سموم زده ها در بادية غرام و اشتياق, جامی از خمخانة يُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْساً كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَبِيلاً...

Sonu:

هر آينه آزاد مرد و خردمند ِ جوانمرد آن کس بود که ... و به تأييد ِ زندگانی ِ جاودانی, تحصيل ِ جميع ِ مطالب و امانی کند, وفقكم الله و ايانا في الترقي الى مقامات العارفين ... و صلّى الله على سيد البشر و ساقي الكوثر محمّد و آله و صحبه اجمعين الى يوم المحشر

ادريس اگر حيات ِ باقی خواهی
بيهوش شو از خويش و به ساقی باقی




ور جام ِ بقا ز دست ِ ساقی خواهی
گر وصل ِ دلارام و تلاقی خواهی


Nüshanın değişik varaklarında, Diyarbekirli Ali Emîrî’nin bu eseri vakfettiği belirtilen bir mühür yer almaktadır[xix].

Konular