İran sanat musikisinin dehası: Ebul Hasan Saba

Üstat Ebul Hasan Saba İran musikisi alnında araştırmaları, çeşitli İran sazlarını çalması, besteleri ve yetiştirdiği sanatçılarla adını İran müzik tarihine altın harflerle yazdırmış ve benzeri az bulunur bir şahsiyettir.
1902 yılında dünyaya gelen ve 1957 yılında kalp hastalığı nedeniyle vefat eden Saba’yı İran’da herkes İran müziğinin babası olarak görmektedir.
Edip, seçkin ve musiki şinas babası Kemal’us-Saltana’nin yanında sanatla tanışan Saba çocuk yaşlarında müzikle ilgilenmeye, babasının teşviki ve kendi isteği üzerine Rubabe Hanımın yanında musiki temellerini öğrenmeye başlamıştır.
Setar çalmaya başlayan ve babasının yanında eğitimine devam eden Saba, eğitimini pekiştirmek ve asil İran sazlarını öğrenmek için üstat Mirza Abdullah’ın yanında derslere devam etmiştir.
Saba İran musikisinin iyi bir şekilde öğrenilmesinin bu işin ustalarının yanında öğrencilik yapılarak ve onların terbiyesi altında eğitimine devam ederek geliştirebileceğini bilerek, İran musikisinin tanınmış simalarından Ali Naki Veziri, Golam Huseyn Derviş HanNayib Esedullah, Huseyn Han Hengaferin, Huseyn Han İsmailzade, hacı han Darbi ve Ekber Han Feluti gibi üstatların yanında İran musikisi derslerine devam etmiştir.
Müziğin kökeninin bir olduğuna inanan Saba, ilmi ve ameli olarak İran müziğinin öğrenilmesi, akustik, şan bilgisi, sazların bazılarının çalınması ve Fars edebiyatına hakim olunması gerektiğini savunuyordu.
İran müzik otoritelerinden Ruhullah Haliki Saba’nın birçok sazı çok iyi derecede çaldığını ve özellikle keman ve setarı üstat derecesinde çaldığını vurguluyor.
Haliki Saba’nın Veziri’nin tarzını benimseyerek keman ile yeni kendine has denemeler yaptığını, İran’da daha önce denenen bu türlerin geçerli olmadığını ama Saba’nın bunu kabul ettirdiğini belirtiyor.
Konuyla ilgili açıklamalar yapan üstat Halıki kemanın İran’a gelmesinden bu yana kemençeye perdelerinin yakınlığı dolayısıyla kemençe tarzında eğitiminin verildiğini ama Saba’nın kemanı kemençe tarzında çalmadığını hatırlattı.
İran’ın tanınmış müzik adamlarından Huseyn Dehlevi de Saba’nın bir ömür boyu süren musiki çalışmalarında her zaman asalete önem verdiğini ve koruduğunu, üstat Saba’nın uğraştığı sanat dalının sınırlarını çok bildiğini ve bu sınırları ihlal etmemeye çalıştığını vurguladı.
Müzik uzmanları üstat Saba’nın son yüzyılda yetişmiş müzik alanında tartışılmaz bir otorite olduğu konusunda ortak görüşü paylaşıyorlar.
Müzik araştırmacısı Ali Dehbaşi bu konuda, Saba’nın çalışmasının sadece setar ve keman üzerinde olmadığını onun çoğu İran sazlarını çok iyi bildiğini, bu sazların çalınmasında kendi tarzını ortaya koyduğunu ve önemli sanatçılar yetiştirdiğini belirtti.
Dehbaşi müzik alanında çalışmalarının ana konusunu üstat Saba’nın faaliyetleri olduğuna değinerek, üstat Saba’nın musiki çalışmalarını 20 yıla yakın bir süredir devam ettirmesinin İran müziği açısında eşine az rastlanır bulgular bulunmasına neden olduğunu vurguladı.
Saba müzik hayatı boyunca İran Musikisi Encümeni ile işbirliği yapmış ve bu işbirliği içinde Deyleman parçasını bestelemiş, bu eser Cevad Marufi tarafından orkestraya uyarlanarak üstat Benan tarafından icra etmiştir.
Dehbaşi, İran müziğinin her türlü taklitten uzak bilimsel ve doğru temellere oturduğunu ve İran halkının ruhi yapısı, muhiti ve kültürünün en bariz göstergesi olduğunu savunuyor.
Saba’nın önemli eserleri içinde; Deve Çanı, Sarhoş Bahar, Zindana, Geçmişin Hatırına, Kafeste, Kasım Abadinin çomak dansı, Dağlar ve dört mızraplı eserleriyle diğerleri sayılabilir.
Saba yazılı eserlerde bırakmıştır, bu eserler arasında kemanının birinci, ikinci ve üçüncü devresi, setar ve santurun çeşitli evreleri üzerine yazdığı notları bugüne kadar ulaşmıştır.
Saba’nın yetiştirdiği müzisyenler bugün İran’ın yanınmış müzik adamları olmuştur.
Saba’nın yetiştirdiği öğrencileri arasından İran’da tanınmış Ali Tecvidi, Habibullah Bedii, Perviz Yahakki, Esedullah Mülk, Feramerz Payver, Huseyn Dehlevi, Huseyn Tehrani, Mecid Vefadar ve Mehdi Halidi gösterilebilir.
Merhum üstat Saba İran takvimiyle 29 Azer 1336 (20 Aralık 1957) yılında kalp hastalığı nedeniyle vefat etmiş ve Zahir’ud-Devle mezarlığında toprağa verilmiştir.

Konular